logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Nevzat Etiz [1.B.], B. No: 2013/7134, 6/10/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NEVZAT ETİZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/7134)

 

Karar Tarihi: 6/10/2015

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Hüseyin TURAN

Başvurucu

:

Nevzat ETİZ

Vekili

:

Av. İlhan GÜNGÖR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, somut gerekçelere dayandırılmadan uzun süre tutuklu olarak yargılanma nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edilmesi iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 11/9/2013 tarihinde Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 18/4/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 12/6/2014 tarihinde başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve başvuru belgesinin bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Başvuru konusu olay ve olgular 12/6/2014 tarihinde Bakanlığa bildirilmiştir. Bakanlık, 9/7/2014 tarihli yazısında Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunmayacağını bildirmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu, silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği iddiasıyla Mersin 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 6/9/2011 tarihli ve 2011/226 sayılı kararıyla tutuklanmıştır.

8. Mahkemenin tutuklama gerekçesi şu şekildedir:

“…Üzerine atılı Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan şüphelinin üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, CMK.100/1 maddesi uyarınca, kuvvetli suç şüphesinin varlığının bulunması, sanığın kaçması ve saklanması ve delillerin yok edilmesi ihtimalinin ayrıca şüphelinin üzerine atılı suçun CMK.100/3-7 maddesinde yer alan suçlardan da olması dikkate alınarak şüphelinin CMK 100/1-2-a-b/1, 100/3-7, 100/11 ve 101. maddeleri gereğince tutuklanmasına karar verilmiştir.

9. Başvurucu hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı (250. madde ile görevli) tarafından “PKK terör örgütü adına suç işlemek, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak” suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.

10. Diğer şüphelilerle birlikte başvurucu hakkında kamu davasının açılma nedenleri iddianamede şu şekilde yer almıştır:

“… terör örgütünün amaç, eylem ve talimatları doğrultusunda Mersin ilinde örgütsel faaliyet yürütmek, örgüte katılımları organize etmek, gençleri provoke ederek yönlendirmek amacıyla APOCU GENÇLİK İNSİYATİFİ isimli eylem gurubu oluşturdukları ve oluşum içerisinde sorumlu düzeyde görev aldıkları, PKK/KONGRA- GEL terör örgütü liderinin avukatları aracılığıyla 27 Temmuz 2011 tarihinde yaptığı eylem çağrıları doğrultusunda 4/9/2011 günü saat 01:00 sıralarında Güneş Mahallesindeki ….. sayılı adrese yönelik kiralık araçlar kullanılarak bombalı saldırı eylemini gerçekleştirdiklerinin anlaşıldığı…

11. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2011/183 sayılı dosyasında 10/11/2011 tarihinde tensiben yapılan incelemesinde başvurucunun “mevcut delil durumu, atılı suçun vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, tutuklu kalınan süre” dikkate alınarak tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.

12. Derece Mahkemesince “yapılacak işlemler, mevcut duruşma günleri ve işin kapsamı dikkate alınarak tutuklu sanığın tutukluluk durumunun” 9/12/2011 ve 6/1/2012 tarihlerinde dosya üzerinden incelenmesine karar verilmiştir.

13. Mahkemenin 25/1/2012 tarihli celsesinde “üzerine atılı suçların niteliği, mevcut kanıt durumu, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması ve tutuklu kalınan süre” gerekçeleriyle başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.

14. Başvurucunun tahliye talepleri sırasıyla 9/4/2012, 16/7/2012 ve 14/11/2012 tarihli celselerde reddedilmiş ve tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.

15. Mahkemenin 7/9/2012 tarihli tutukluluk incelemesinde “müşteki ifadeleri, 5/9/2011 tarihli şüpheli Ö.E.’ye ait Tina Roje adlı facebook sayfasının inceleme ve çözüm tutunağı, fotoğraf inceleme tutanağı ve tespit tutanağı, olay yeri inceleme raporu ve tüm dosya kapsamında bulunan deliller, sanığın üzerine atılı suçları işlediği hususunda kuvvetli suç şüphesi oluşturduğu, adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında uygulanan tedbirin orantılı olduğu” gerekçeleriyle başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.

16. Başvurucu, 17/7/2013 tarihli celsede “üzerine atılı suçların niteliği, mevcut kanıt durumu, hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, tanık beyanında sanık aleyhinde verilen bilgiler, bu kapsamda bir kısım delilin henüz toplanmamış olması ve tutuklu kalınan süre” gerekçeleriyle verilen tutukluluk hâlinin devamına ilişkin karara karşı Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinde itiraz etmiştir.

17. Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 31/7/2013 tarihli ve 2013/453 Değişik İş sayılı kararında “üzerine atılı suçun CMK 100 ve devamı maddesi kapsamında olması, dosya kapsamı, kanıt durumu, atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunması, ifade tutanakları, delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması ve tutuklu kaldığı süre dikkate alındığında Adli Kontrol Hükümlerinin yetersiz kaldığı, tutuklama tedbirinin suç ve cezaya göre ölçülü olduğu” gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiştir.

18. Bu karar başvurucuya 12/8/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

19. Başvurucu 11/9/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

20. UYAP üzerinden edinilen bilgiye göre Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 6/3/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesiyle kapatılması neticesinde dosya Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesine devredilmiştir.

21. Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 29/5/2014 tarihinde savunmanın alınmış olmasını ve tutuklulukta geçen süreyi dikkate alarak başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.

B. İlgili Hukuk

22. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesi şöyledir:

“(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.”

23. 5237 sayılı Kanun’un 170. maddesi şöyledir:

(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;

a) Yangın çıkaran,

b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,

c) Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,

Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

24. 5237 sayılı Kanun’un 174. maddesi şöyledir:

(1) Yetkili makamlardan gerekli izni almaksızın, patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeyi imal, ithal veya ihraç eden, ülke içinde bir yerden diğer bir yere nakleden, muhafaza eden, satan, satın alan veya işleyen kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Yetkili makamların izni olmaksızın, bu fıkra kapsamına giren maddelerin imalinde, işlenmesinde veya kullanılmasında gerekli olan malzeme ve teçhizatı ihraç eden kişi de aynı ceza ile cezalandırılır.

(2) Bu fiillerin suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

25. 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesi şöyledir:

“3 ve 4 üncü maddelerde yazılı suçları işleyenler hakkında ilgili kanunlara göre tayin edilecek hapis cezaları veya adlî para cezaları yarı oranında artırılarak hükmolunur. Bu suretle tayin olunacak cezalarda, gerek o fiil için, gerek her nevi ceza için muayyen olan cezanın yukarı sınırı aşılabilir. Ancak, müebbet hapis cezası yerine, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.”

26. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesi şöyledir:

“(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.

b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,

Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

(3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;

11. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),

...”

27. 5271 sayılı Kanun’un 101. maddesi şöyledir:

“(1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilir.

(2) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda;

a) Kuvvetli suç şüphesini,

b) Tutuklama nedenlerinin varlığını,

c) Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu,

gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.

(3) Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır.

(4) Tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık derhâl serbest bırakılır.

(5) Bu madde ile 100 üncü madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.”

28. 5271 sayılı Kanun’un 102. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

29. Mahkemenin 6/10/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvurucunun 11/9/2013 tarihli ve 2013/7134 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

30. Başvurucu, hukuka aykırı olarak ve somut gerekçelere dayanmadan soyut ifadelerle tutukluluk hâlinin devamına karar verildiğini belirterek Anayasa’nın 19. maddesinin ihlal edildiğini iddia etmiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

31. Başvurucunun şikâyeti, tutukluğunun devamına ilişkin kararların gerekçelerinin yeterli olmaması ile ilgilidir. Bu nedenle başvurunun, tutukluluk süresinin makul olmadığı kapsamında Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrası çerçevesinde incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

32. Başvurucunun tutukluluk süresinin makul süreyi aştığı şikâyetinin açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve başka bir kabul edilemezlik nedeni de bulunmadığından kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

33. Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:

“Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.”

34. Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrasında bir ceza soruşturması kapsamında tutuklanan kişilerin, yargılamanın makul sürede bitirilmesini ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları güvence altına alınmıştır.

35. Tutukluluk süresinin makul olup olmadığı konusunun genel bir ilke çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Bir sanığın tutuklu olarak bulundurulduğu sürenin makul olup olmadığı her davanın kendi özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Tutukluluğun devamı ancak masumiyet karinesine rağmen Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkından daha ağır basan gerçek bir kamu yararının mevcut olması durumunda haklı bulunabilir (Murat Narman, B. No: 2012/1137, 2/7/2013, § 61).

36. Bir davada tutukluluğun belli bir süreyi aşmamasını sağlamak, öncelikle derece mahkemelerinin görevidir. Bu amaçla yukarıda belirtilen kamu yararı gereğini etkileyen tüm olayların derece mahkemeleri tarafından incelenmesi ve serbest bırakılma taleplerine ilişkin kararlarda bu olgu ve olayların ortaya konması gerekir (Murat Narman, § 62).

37. Devam eden tutukluluğun hukuka aykırı olduğu iddiasıyla yapılan bireysel başvurularda şikâyetlerin temel amacı, tutukluluğun hukuka aykırı olduğunun ya da devamını haklı kılan sebep veya sebeplerin bulunmadığının tespitidir. Bu tespit yapıldığı takdirde buna bağlı olarak ilgilinin tutukluluk hâlinin devamına gerekçe olarak gösterilen hukuki sebeplerin varlığı sona erecek ve böylece kişinin serbest kalmasının yolu açılabilecektir. Bu amaçla yapılan bir başvuruda itirazın, kanun yolunda çelişmeli yargılama ve/veya silahların eşitliği gibi ilkelere uygun olarak bir inceleme yapılıp yapılmadığı da dikkate alınacaktır. Dolayısıyla belirtilen nedenlerle ve serbest bırakılmayı temin edebilecek bir karar alma amacıyla yapılacak bireysel başvuruların, olağan kanun yolları tüketilmek şartıyla tutukluluk hâli devam ettiği sürece yapılabilmesi mümkündür (Korcan Pulatsü, B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 30).

38. Tutuklama tedbirine; kişilerin suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunmasının yanı sıra bu kişilerin kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla başvurulabilir. Başlangıçtaki bu tutuklama nedenleri belli bir süreye kadar tutukluluğun devamı için yeterli görülebilirse de bu süre geçtikten sonra uzatmaya ilişkin kararlarda tutuklama nedenlerinin devam ettiğinin gerekçeleriyle birlikte gösterilmesi gerekir. Bu gerekçeler “ilgili” ve “yeterli” görüldüğü takdirde yargılama sürecinin özenli yürütülüp yürütülmediği de incelenmelidir. Davanın karmaşıklığı, organize suçlara dair olup olmadığı veya sanık sayısı gibi faktörler sürecin işleyişinde gösterilen özenin değerlendirilmesinde dikkate alınır. Tüm bu unsurların birlikte değerlendirilmesiyle sürenin makul olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilir (Savaş Çetinkaya, B. No: 2012/1303, 21/11/2013, § 53).

39. Dolayısıyla Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edilip edilmediğinin değerlendirmesinde esas olarak serbest bırakılma taleplerine ilişkin kararların gerekçelerine bakılmalı ve tutuklu bulunan kişiler tarafından yapılan tutukluluğa itiraz başvurularında sunulan belgeler çerçevesinde kararların yeterince gerekçelendirilmiş olup olmadığı göz önüne alınmalıdır Öte yandan hukuka uygun olarak tutuklanan bir kişinin, suç işlediği yönünde kuvvetli belirti ve tutuklama nedeninin varlığı devam ettiği sürece ilke olarak belli bir süreye kadar tutukluluk hâlinin makul kabul edilmesi gerekir (Murat Narman, §§ 63, 64).

40. Makul sürenin hesaplanmasında sürenin başlangıcı; başvurucunun ilk kez yakalanıp gözaltına alındığı durumlarda bu tarih, doğrudan tutuklandığı durumlarda ise tutuklanma tarihidir. Sürenin sonu ise kural olarak kişinin serbest bırakıldığı ya da ilk derece mahkemesince hüküm verildiği tarihtir (Savaş Çetinkaya, § 56).

41. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin tutukluluğun devamına ilişkin kararlarında gerekçe olarak “suçun niteliği, kanıt durumu, dosya içeriği, atılı suçun yasada öngörülen ceza miktarı ve tutuklu kalınan süre” hususlarının yer aldığı görülmektedir.

42. Başvuru dosyasının incelenmesinden, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu olarak yürütülen yargılamada bireysel başvuru yapıldığı tarihe kadar toplam yirmi iki celse duruşma yapıldığı, bu duruşmalarda sanıklardan biri hakkında yaş durumunun tespiti için yazışmaların yapıldığı ve bunun sonucunun beklendiği, delillerin toplanması, müşteki ve tanıkların dinlenmesi için duruşmaların ertelendiği tespit edilmiştir.

43. Kişinin suç işlediği yönünde kuvvetli belirtilerin ve tutuklama nedenlerinin varlığı devam ettiği sürece ilke olarak tutukluluk belli bir süreye kadar makul kabul edilebilir (Savaş Çetinkaya, § 53). Somut olayda başvurucunun, özgürlüğünden mahrum bırakıldığı 6/9/2011 tarihi ile tutukluluğun devamına ilişkin karara itirazın reddedildiği 31/7/2013 tarihi arasında tutuklu kaldığı süre 1 yıl 10 ay 25 gün, itirazın reddi ile serbest bırakıldığı 29/5/2014 tarihi arasında geçen süre ise 9 ay 28 gündür. Bu durumda makul süre açısından dikkate alınması gereken tutukluluk süresi 2 yıl 8 ay 25 gündür

44. Başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarından tutuklanması ve mahkemece atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı, sanığa verilmesi muhtemel ceza miktarı dikkate alındığında tutuklamanın ölçülü olması, kaçma şüphesinin bulunması, tutuklulukta geçirilen süre ve adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı dikkate alınarak tutukluluğun devamına karar verilmiştir.

45. Mahkemece verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararların gerekçeleri incelendiğinde bu gerekçelerin tutukluluğun devamının hukuka uygunluğunu ve meşruluğunu haklı gösterecek özen ve içerikte olduğu görülmektedir. Somut olayda başvurucuya isnat edilen suçun niteliği, isnat edilen suçla ilgili kuvvetli şüphenin varlığını objektif olarak ortaya koyan deliller ve tutukluluğun devamına ilişkin gerekçeler ile tutukluluk süresi dikkate alındığında tutukluluk hâlinin devamına ilişkin gerekçelerin ilgili ve yeterli olmadığı söylenemez. Dolayısıyla başvurucunun özgürlüğünden yoksun bırakıldığı 2 yıl 8 aylık 25 günlük süre somut davanın koşullarında makuldür.

46. Başvurucunun tutukluluk hâlinin devam ettiği ilk derece yargılaması sürecinde tutukluluk nedeniyle yargılamanın yürütülmesinde gösterilmesi gereken özel hassasiyetin yargılama makamınca gösterilmediği sonucuna varılması için bir neden de bulunmamaktadır.

47. Açıklanan nedenlerden dolayı hukuka aykırı olarak ve somut gerekçelere dayanmadan soyut ifadelerle tutukluluk hâlinin devamına karar verildiği şikâyet bakımından Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun tutukluluk süresinin makul olmadığı şikâyetinin KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 19. maddesinin 7. fıkrasının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına

6/10/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Nevzat Etiz [1.B.], B. No: 2013/7134, 6/10/2015, § …)
   
Başvuru Adı NEVZAT ETİZ
Başvuru No 2013/7134
Başvuru Tarihi 11/9/2013
Karar Tarihi 6/10/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, somut gerekçelere dayandırılmadan uzun süre tutuklu olarak yargılanma nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edilmesi iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (süre) İhlal Olmadığı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5237 Türk Ceza Kanunu 314
170
174
3713 Terörle Mücadele Kanunu 5
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 100
101
102
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi