TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MUHAMMED FESİH BAYDUR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/7236)
Karar Tarihi: 8/9/2014
Başkan
:
Serruh KALELİ
Üyeler
Zehra Ayla PERKTAŞ
Nuri NECİPOĞLU
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Raportör
Murat AZAKLI
Başvurucu
Muhammed Fesih BAYDUR
Vekili
Av. Şenay KARAKUŞ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talep etmiştir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 11/9/2013 tarihinde Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm tarafından 10/4/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 14/5/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, 16/6/2006 tarihinde, alışveriş merkezinde boşluğa düşerek yaralanmıştır.
8. Başvurucu, 21/6/2006 tarihinde Tatvan Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak olay yerinde tespit yapılmasını talep etmiş, Mahkemece aynı tarihte tespit yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
9. Başvurucu ve sekiz arkadaşı, 26/4/2007 tarihinde, Ankara 8. İdare Mahkemesinde Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) aleyhine açtıkları davada, TOKİ konutlarının olduğu yerde bulunan alışveriş merkezindeki açık boşluktan düşerek yaralandığını, davalının tedbir almaması nedeniyle olayın meydana geldiğini ve ağır hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek, 40.000,00 TL maddi, 42.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle tahsilini talep etmiştir.
10. Mahkemece, 22/5/2007 tarih ve E.2007/363, K.2007/1408 sayılı kararla; zarara konu fiilin Tatvan ilçesinde meydana geldiği ve Van İdare Mahkemesinin yetki alanında olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine, dava dosyasının Van İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
11. Van İdare Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 29/5/2009 tarih ve E.2007/2821, K.2009/1243 sayılı kararla; işyerinin olay tarihinden önce sahibine teslim edildiği, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu’nun bina sahibinin sorumluluğunu düzenleyen hükmü uyarınca adli yargıda çözümlenmesi gerektiği belirtilerek görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
12. Temyiz edilmeyen karar, 20/11/2009 tarihinde kesinleşmiştir.
13. Başvurucu, 10/12/2009 tarihinde Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinde TOKİ Başkanlığı, Pekhan İnş. ve Tic. Koll. Şti. ve Metroplan Müş. ve Müh. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açtığı davada, davalıların kusurlu filleri sonucu düşerek yaralandığını ileri sürerek, 40.000,00 TL maddi, 42.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle tahsilini talep etmiştir.
14. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 21/5/2013 tarih ve E.2009/693, K.2013/348 sayılı kararla; davalıların kusurlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
15. Karar temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesi devam etmektedir.
16. Başvurucu, 11/9/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
17. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 22/4/1926 tarih ve 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 41. ve 58. maddeleri.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 8/9/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 11/9/2013 tarih ve 2013/7236 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, 16/6/2006 tarihinde alışveriş merkezindeki merdiven boşluğuna düşerek yaralandığını, 26/4/2007 tarihinde İdare Mahkemesinde açtığı tazminat davasının görev yönünden reddedilmesi üzerine, süresinde başvuruda bulunduğu Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılamaya devam edildiğini, 21/5/2013 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, hükmün temyiz incelemesinin devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Başvuru dilekçesi ve ekleri incelendiğinde, başvurucunun, Van 1. İdare Mahkemesinde açtığı dava ile Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada yapılan yargılamaların uzun sürdüğünü belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
a. Van 1. İdare Mahkemesindeki Yargılamaya İlişkin Olarak
21. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
22. Anılan Kanun hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilir. Niteliği itibarıyla kamu düzenine ilişkin olan bu başvuru şartını taşımayan bireysel başvuruların incelenebilmesi mümkün değildir.
23. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).
24. Başvuru konusu olayda, başvurucu ve sekiz arkadaşı tarafından TOKİ aleyhine Van 1. İdare Mahkemesinde açılan dava sonunda Mahkemece, 29/5/2009 tarihinde davanın adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın temyiz edilmemesi üzerine, 20/11/2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İdare Mahkemesi kararı 20/11/2009 tarihinde kesinleşmiş olmakla başvuru, zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında kalmaktadır.
25. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu kararın 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesindeki Yargılamaya İlişkin Olarak
26. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun bu kısmının kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
27. Başvurucu, Tavan Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
28. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, gerek Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan gerek AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 38). Bu doğrultuda, makul sürede yargılanma hakkı da adil yargılanma hakkının kapsamında değerlendirilmektedir.
29. Anayasa’nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, haksız fille dayalı tazminat davasında, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı Kanun’larda yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
30. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde gözönünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§41–45).
31. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından 10/12/2009tarihidir.
32. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı bireysel başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
33. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun başvurucunun 16/6/2006 tarihinde alışveriş merkezindeki merdiven boşluğuna düşerek yaralanması üzerine açtığı tazminat davasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun üç davalı aleyhine açtığı davada Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları incelenmiş, başvurucunun tanıkları dinlenmiş, Van 1. İdare Mahkemesinin dava dosyası ile Tatvan Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit dava dosyası incelenmiş, kusur oranının tespiti amacıya bilirkişi raporu alınarak 4/6/2013 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir. Kararın başvurucu tarafından temyiz edildiği ve temyiz incelemesinin halen devam ettiği anlaşılmıştır.
34. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir. (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
35. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu tazminat davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucunun tutum ve davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da söylenemez. Dolayısıyla somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık beş yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
36. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
37. Başvurucu, makul sürede yargılama yapılmadığı için 100.000 TL manevi tazminat ile 6.514,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
38. 6216 Kanun'un“Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
39. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık beş yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya 4.400,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
40. Başvurucu tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
41. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
42. Başvuruya konu yargılamanın yaklaşık beş yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. Van 1. İdare Mahkemesindeki yargılamaya ilişkin olarak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesindeki yargılamaya ilişkin olarak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
3. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya 4.400,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.698,35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
8/9/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.