TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
AYNUR DOĞAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2013/7423)
Karar Tarihi: 17/3/2016
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
M. Emin KUZ
Raportör Yrd.
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
Başvurucular
1. Aynur DOĞAN
2. Emine ALPASLAN
3. Durmuş KOCABAŞ
4. Mehmet Ali ŞİMŞEK
5. Sami UYSAL
6. Kemal UYSAL
7. Aziz UYSAL
8. Elife ÖZÇELİK
9. Emine KOÇ
10. Musa ŞİMŞEK
Vekili
Av. Erhan BORA
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, 1960 yılında açılan kadastro davasının makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarıyla ilgilidir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 4/10/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Anayasa Mahkemesince yapılan incelemede, başvuruculardan Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek’in, bireysel başvuruya konu edilen yargılamanın tarafları olduklarına dair herhangi bir bilgi veya belgeye ulaşılamamıştır.
4. Anayasa Mahkemesince anılan başvuruculara gönderilen 13/5/2014 tarihli yazı ile başvuruculardan, başvuru konusu davanın tarafları olduklarına dair herhangi bir belge ya da mirasçı olduklarını gösterir veraset ilamı sunmaları istenmiş, başvuruculara 28/5/2014 tarihinde tebliğ edilen söz konusu yazıya karşı herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
5. 4/5/2015 tarihinde aralarında konu bakımından hukuki bağlantı bulunan 2013/7424, 20137425, 2013/7426, 2013/7427, 2013/7428, 2013/7429, 2013/7430, 2013/7431, 2013/7432 numaralı başvuru dosyalarının 2014/7423 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine, 2013/7424, 2013/7425, 2013/7426, 2013/7427, 2013/7428, 2013/7429, 2013/7430, 2013/7431, 2013/7432 numaralı bireysel başvuru dosyalarının kapatılmalarına; incelemenin 2013/7423 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
6. İkinci Bölüm Birinci Komisyon tarafından 29/5/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilir olduğuna ve esasın incelenebilmesi için dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
7. Bölüm Başkanı tarafından 2/11/2015 tarihinde kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
8. Adalet Bakanlığına (Bakanlık) başvuru konusu olay ve olgular bildirilmiş, başvuru belgelerinin bir örneği görüş için gönderilmiştir. Bakanlığın 6/11/2015 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
10. Mersin ili Mut ilçesi Fakırca Köyü Bük mevkiinde kain 31 ve 32 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak başvurucuların murisi tarafından 23/3/1960 havale tarihli dilekçe ile el atmanın önlenmesi ve tazminat davası açılmıştır.
11. İlgili yargı çevresinde Kadastro Mahkemesi kurulması nedeniyle Mut Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30/12/1975 tarihli ve E.1960/114, K.1975/362 sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mut Kadastro Mahkemesinin E.1976/46 sırasına kaydı yapılmış, Kadastro Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen 23/6/1981 tarihli karar Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 27/9/1983 tarihli ve E.1983/9133, K.1983/13506 sayılı ilamı ile bozulmuştur.
12. Mut Kadastro Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde verilen 31/2/2002 tarihli ve E.1984/19, K.2002/9 sayılı karar, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 30/3/2004 tarihli ve E.2004/575, K.2004/1189 sayılı ilamı ile ikinci defa bozulmuştur.
13. Mut Kadastro Mahkemesince ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen 18/5/2012 tarihli ve E.2006/137, K.2012/171 sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
14. Başvurucular, 4/10/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
15. Temyiz incelemesi sonucu İlk Derece Mahkemesi kararı, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2/7/2015 tarihli ve E.2015/10372, K.2015/9515 sayılı ilamı ile düzeltilerek onamıştır.
16. Onama ilamının yargılamanın taraflarına tebliğ edilmesi işlemleri devam etmektedir.
B. İlgili Hukuk
17. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 30. maddesi, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 716. maddesi.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 17/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 4/10/2013 tarihli ve 2013/7423 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
19. Başvurucular, murislerinden intikal eden taşınmaza ilişkin olarak Mut Kadastro Mahkemesinin E.2006/137 sayılı dosyasında yürütülen yargılamanın elli üç yıldır devam ettiğini ve taşınmazın mülkiyetine sahip olunup olunamayacağına ilişkin belirsizlik duygusuyla yaşamak durumunda kaldıklarını, bu kapsamda yargılamanın makul sürede sonuçlanmayarak Anayasa'nın 36. maddesinde tanımlanan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
B. Değerlendirme
20. İkinci Bölüm Birinci Komisyon tarafından 29/5/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilir olduğuna ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmişse de başvuru dilekçesi ve eklerinin incelenmesi neticesinde, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 28. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği kabul edilebilirliğe ilişkin bir engelin varlığı tespit edilerek, Komisyon tarafından verilen kabul edilebilirlik kararının kaldırılmasına, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilerek değerlendirme yapılmıştır.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
a. Başvurucular Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek Yönünden
21. Başvurucular, murisleri tarafından 23/3/1960 havale tarihli dilekçe ile el atmanın önlenmesi ve tazminat davası olarak açılıp, görevsizlik kararı üzerine kadastro (tespite itiraz) davası olarak görülmeye devam edilen davanın halen sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
22. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
23. 30/11/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un, "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir."
24. 6216 sayılı Kanun'un, "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel, kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir."
25. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkese Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapma hakkı tanınmıştır. Ancak, 6216 sayılı Kanun'un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince, sadece ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından bireysel başvuruda bulunulabilecektir (Gülseren Gürdal ve diğerleri, B.No:2013/1115, 5/12/2013, § 24).
26. Anayasa ve 6216 sayılı Kanun'un anılan hükümleri gözetildiğinde, bireysel başvuruda bulunacakların, başvuru konusu yaptığı kamu gücü işlemi, eylemi ya da ihmali nedeniyle ya kişisel olarak doğrudan etkilenmiş olması ya da başvurucu ile doğrudan mağdur arasında şahsi ve özel bir bağ bulunması gerekir (Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği, B.No:2012/95, 25/12/2012,§ 21).
27. Somut olayda başvurucular Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek, başvuruya konu Mut Kadastro Mahkemesinin E.2006/137 sayılı dosyasında yürütülen yargılamanın, murislerinden kendilerine intikal eden bir dava olduğunu ve bu kapsamda davayı takip ettiklerini, davanın taraflarından olduklarını ifade etmişlerdir.
28. Bu doğrultuda başvurucu Aynur Doğan, başvuru formuna ekli nüfus cüzdan sureti ile Mut Kadastro Mahkemesinin, 18/5/2012 tarihli gerekçeli kararında davacılar başlığı altında otuzuncu sırada gösterilen Cennet Deliktaş’ın kızı olduğu yönünde beyanda bulunmuştur. Ancak Anayasa Mahkemesince haricen yapılan incelemede başvurucu Aynur Doğan’ın annesi olarak işaret edilen Cennet Deliktaş’ın halen yargılamanın tarafı olduğu görülmüş ayrıca bu kapsamda başvurucudan 13/5/2014 tarihli yazı ile söz konusu davanın tarafları olduğuna dair herhangi bir belge ya da mirasçı olduğunu gösterir veraset ilamı sunması istenmiş, başvurucuya 28/5/2014 tarihinde tebliğ edilen ilgili yazıya karşı başvurucu tarafından herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
29. Keza başvurucu Mehmet Ali Şimşek, başvuru formuna ekli nüfus cüzdan sureti ile Mut Kadastro Mahkemesinin, 18/5/2012 tarihli gerekçeli kararında mirasçılar başlığı altında altmış dokuzuncu sırada gösterilen Fadime Şimşek’in oğlu olduğu yönünde beyanda bulunmuştur. Ancak Anayasa Mahkemesince haricen yapılan incelemede başvurucu Mehmet Ali Şimşek’in annesi olarak işaret edilen Fadime Şimşek’in halen yargılamanın tarafı olduğu görülmüş ayrıca bu kapsamda başvurucudan 13/5/2014 tarihli yazı ile söz konusu davanın tarafları olduğuna dair herhangi bir belge ya da mirasçı olduğunu gösterir veraset ilamı sunması istenmiş, başvurucuya 28/5/2014 tarihinde tebliğ edilen ilgili yazıya karşı başvurucu tarafından herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
30. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların, başvuru konusu yargılama dosyasında taraf sıfatlarının bulunduğu tespit edilemediğinden ve bu açıdan başvuruya konu yapılan yargılama faaliyeti nedeniyle güncel ve kişisel haklarının doğrudan etkilenmediği anlaşıldığından, başvurucular Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek’in başvurularının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin "kişi bakımından yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verilmesi gerekir.
b. Diğer Başvurucular Yönünden
31. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
32. Başvurucular, murisleri tarafından 23/3/1960 havale tarihli dilekçe ile el atmanın önlenmesi ve tazminat davası olarak açılıp, görevsizlik kararı üzerine kadastro (tespite itiraz) davası olarak görülmeye devam edilen davanın halen sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
33. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin yargılamaların makul sürede sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek, bir davadaki yargılama süresinin makul olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmiştir (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34–59).
34. Başvuru konusu olay, Kadastro Mahkemesi nezdinde görülen kadastro (tespite itiraz) davasına ilişkindir. 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ve 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nda yer alan usul hükümlerine göre yürütülen, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan somut yargılama faaliyetinin makul süre değerlendirmesi için başlangıcı, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı tarih olup (Güher Ergun ve diğerleri, § 50) bu tarih somut başvuru açısından, 23/3/1960’dır.
35. Sürenin bitiş tarihi ise, somut olayda olduğu gibi devam eden yargılamalar bakımından, başvurunun karara bağlandığı tarihtir (Güher Ergun ve diğerleri, § 52).
36. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun başlangıçta iki adet taşınmaza ilişkin müdahalenin meni ve kesilmek suretiyle müdahale edilen ağaç bedellerinin tazmini talebine ilişkin olduğu, Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin E.1960/114 sırasına kaydı yapılan davanın 23/3/1960 tarihli tensip zaptı sonrasında yetmişi aşkın duruşma yapıldığı, yargılamanın 4/11/1975 tarihli celsesinde taraf vekillerince dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanağı düzenlendiğinin beyan edilmesi üzerine, belirtilen hususun tetkiki sonrasında Mahkemenin 30/12/1975 tarih ve E.1960/114, K.1975/362 sayılı kararıyla Kadastro Mahkemesi lehine görevsizlik kararı verildiği; görevsizlik kararı sonrasında Mut Tapulama Mahkemesinin E.1976/46 sırasına kaydı yapılan dosyaya ilişkin olarak 1/7/1976 tarihinde tanzim edilen tensip zaptı sonrasında otuz yedi duruşma yapıldığı, 11/6/1981 tarihinde icra edilmesine karar verilen keşif için masraf yatırılmadığı belirtilerek 23/6/1981 tarihli celsede dava konusu taşınmazların tespitine yapılan itirazın reddedilerek taşınmazların hazine adına tesciline karar verildiği, temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderilen dava dosyasının 8/12/1982 tarihinde evrak eksikliği nedeniyle geri çevrildiği, ilgili hususun ikmali üzerine temyizen incelenen ilk derece Mahkemesi kararının, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 29/7/1983 tarihli ilamı ile Mut Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30/12/1975 tarih ve E.1960/114, K.1975/362 sayılı görevsizlik kararının davanın taraflarına tebliğ edilerek kesinleştirilmediğinden bahisle bozulduğu; bozma kararı sonrası Mut Kadastro Mahkemesinin E.1984/19 sırasına kaydı yapılan dosya kapsamında verilen birçok keşif kararının icra edilemediği keşfin ancak 14/9/2001 tarihinde gerçekleştirilebildiği tüm bu hususlarla birlikte birçok defa dosyanın tetkike alındığı, keşiflerin icra edilmediği süreçlerde taraf vekili mazeretlerinin kabul edildiği ve yapılan keşifler sonucu ibraz edilmeyen bilirkişi raporları akıbetlerinin beklenildiği sonuç olarak İlk Derece Mahkemesinin esasa ilişkin kararını 31/2/2002 tarihinde verdiği ancak kararın temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 30/3/2004 tarihli ilamı ile Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı ile aktarılan E.1960/114 sayılı dosyasında taraf sıfatı bulunan şahısların E.1984/19 sayılı dosya kapsamında da taraf olmaları gerekçesine dayanarak bozulduğu tespit edilmiştir.
37. Bozma ilamı sonrası Mut Asliye Hukuk Mahkemesi dosyayı tekrar incelemeye almış ve yargılamaya E.2006/137 sayısında devam etmiştir. Bu süreçte de Mahkemece otuz iki kez duruşma yapılarak, 28/3/2012 tarihli ve E.2006/137, K.2012/171 sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne hükmedilmiş, temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, 2/7/2015 tarihli ve E.2015/10372, K.2015/9515 sayılı ilamı ile kararı düzelterek onamıştır. Onama ilamının taraflara tebliğ edilmesi aşaması ise henüz sonuçlanmamıştır.
5. Kadastro mahkemeleri nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 54-64; Güher Ergun ve Tosun Tayfun Ergun, B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; Gülseren Gürdal ve diğerleri, §§ 60-67; Haydar İzgi, B. No: 2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
38. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık niteliğinin bulunduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık elli altı yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
39. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanunun 50. Maddesi Yönünden
40. Başvurucular, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğinin tespitini ve her bir başvurucu için 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
41. 6216 sayılı Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
42. Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık elli altı yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında miras payları da dikkate alınarak başvuruculardan Sami Uysal, Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz Uysal ve Musa Şimşek’e ayrı ayrı net 350,00 TL; Durmuş Kocabaş’a net 1.200,00 TL; Emine Koç’a net 1.800,00 TL ve Emine Alpaslan’a net 3.510,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
43. Başvurucular Sami Uysal, Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz Uysal, Musa Şimşek, Durmuş Kocabaş, Emine Koç ve Emine Alpaslan tarafından ayrı ayrı yapılan ve dosyalardaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine ve tüm başvuruculara 1.800,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
44. Başvuruya konu yargılamanın yaklaşık elli altı yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucular Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek’in makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının "kişi bakımından yetkisizlik" nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Başvurucular Sami Uysal, Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz Uysal, Musa Şimşek, Durmuş Kocabaş, Emine Koç ve Emine Alpaslan’ın makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Başvurucular Sami Uysal, Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz Uysal, Musa Şimşek, Durmuş Kocabaş, Emine Koç ve Emine Alpaslan’ın Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucular Sami Uysal, Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz Uysal ve Musa Şimşek’e ayrı ayrı net 350,00 TL; Durmuş Kocabaş’a net 1.200,00 TL; Emine Koç’a net 1.800,00 TL ve Emine Alpaslan’a net 3.150,00 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
E. Başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
F. Başvurucular Sami Uysal, Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz Uysal, Musa Şimşek, Durmuş Kocabaş, Emine Koç ve Emine Alpaslan tarafından ayrı ayrı yapılan ve dosyalardaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvuruculara AYRI AYRI ÖDENMESİNE ve belirtilen başvuruculara 1.800,00 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
H. Başvurucular Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek tarafından yapılan yargılama giderlerinin, belirtilen başvurucular üzerinde bırakılmasına,
İ. Kararın bir örneğinin Mut Kadastro Mahkemesine gönderilmesine,
17/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.