TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AYNUR DOĞAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/7423)
|
|
Karar Tarihi: 17/3/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
|
Başvurucular
|
:
|
1. Aynur DOĞAN
|
|
|
2. Emine ALPASLAN
|
|
|
3. Durmuş KOCABAŞ
|
|
|
4. Mehmet Ali ŞİMŞEK
|
|
|
5. Sami UYSAL
|
|
|
6. Kemal UYSAL
|
|
|
7. Aziz UYSAL
|
|
|
8. Elife ÖZÇELİK
|
|
|
9. Emine KOÇ
|
|
|
10. Musa ŞİMŞEK
|
Vekili
|
:
|
Av. Erhan BORA
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, 1960 yılında açılan
kadastro davasının makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddialarıyla ilgilidir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 4/10/2013 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil
edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Anayasa Mahkemesince yapılan
incelemede, başvuruculardan Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek’in, bireysel
başvuruya konu edilen yargılamanın tarafları olduklarına dair herhangi bir
bilgi veya belgeye ulaşılamamıştır.
4. Anayasa Mahkemesince anılan
başvuruculara gönderilen 13/5/2014 tarihli yazı ile başvuruculardan, başvuru
konusu davanın tarafları olduklarına dair herhangi bir belge ya da mirasçı
olduklarını gösterir veraset ilamı sunmaları istenmiş, başvuruculara 28/5/2014
tarihinde tebliğ edilen söz konusu yazıya karşı herhangi bir beyanda
bulunulmamıştır.
5. 4/5/2015 tarihinde
aralarında konu bakımından hukuki bağlantı bulunan 2013/7424, 20137425,
2013/7426, 2013/7427, 2013/7428, 2013/7429, 2013/7430, 2013/7431, 2013/7432
numaralı başvuru dosyalarının 2014/7423 numaralı bireysel başvuru dosyası ile
birleştirilmesine, 2013/7424, 2013/7425, 2013/7426, 2013/7427, 2013/7428,
2013/7429, 2013/7430, 2013/7431, 2013/7432 numaralı bireysel başvuru
dosyalarının kapatılmalarına; incelemenin 2013/7423 numaralı bireysel başvuru
dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
6. İkinci Bölüm Birinci
Komisyon tarafından 29/5/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilir olduğuna
ve esasın incelenebilmesi için dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiştir.
7. Bölüm Başkanı tarafından
2/11/2015 tarihinde kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte
yapılmasına karar verilmiştir.
8. Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) başvuru konusu olay ve olgular bildirilmiş, başvuru belgelerinin bir
örneği görüş için gönderilmiştir. Bakanlığın 6/11/2015 tarihli yazısında,
Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine
atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
9. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
10. Mersin ili
Mut ilçesi Fakırca Köyü Bük mevkiinde kain 31 ve 32 parsel sayılı taşınmazlara
ilişkin olarak başvurucuların murisi tarafından 23/3/1960 havale tarihli
dilekçe ile el atmanın önlenmesi ve tazminat davası açılmıştır.
11. İlgili
yargı çevresinde Kadastro Mahkemesi kurulması nedeniyle Mut Asliye Hukuk
Mahkemesince verilen 30/12/1975 tarihli ve E.1960/114, K.1975/362 sayılı
görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mut Kadastro Mahkemesinin E.1976/46
sırasına kaydı yapılmış, Kadastro Mahkemesi tarafından yapılan yargılama
sonucunda verilen 23/6/1981 tarihli karar Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 27/9/1983
tarihli ve E.1983/9133, K.1983/13506 sayılı ilamı ile bozulmuştur.
12. Mut
Kadastro Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde
verilen 31/2/2002 tarihli ve E.1984/19, K.2002/9 sayılı karar, Yargıtay 7.
Hukuk Dairesinin 30/3/2004 tarihli ve E.2004/575, K.2004/1189 sayılı ilamı ile
ikinci defa bozulmuştur.
13. Mut
Kadastro Mahkemesince ikinci bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda
verilen 18/5/2012 tarihli ve E.2006/137, K.2012/171 sayılı karar ile davanın
kısmen kabulüne hükmedilmiştir.
14. Başvurucular,
4/10/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
15. Temyiz
incelemesi sonucu İlk Derece Mahkemesi kararı, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin
2/7/2015 tarihli ve E.2015/10372, K.2015/9515 sayılı ilamı ile düzeltilerek
onamıştır.
16. Onama ilamının yargılamanın
taraflarına tebliğ edilmesi işlemleri devam etmektedir.
B. İlgili
Hukuk
17. 12/1/2011 tarihli ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 30. maddesi, 22/11/2001 tarihli ve 4721
sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 716. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 17/3/2016
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 4/10/2013 tarihli ve
2013/7423 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
19. Başvurucular,
murislerinden intikal eden taşınmaza ilişkin olarak Mut Kadastro Mahkemesinin
E.2006/137 sayılı dosyasında yürütülen yargılamanın elli üç yıldır devam
ettiğini ve taşınmazın mülkiyetine sahip olunup olunamayacağına ilişkin
belirsizlik duygusuyla yaşamak durumunda kaldıklarını, bu kapsamda yargılamanın
makul sürede sonuçlanmayarak Anayasa'nın 36. maddesinde tanımlanan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
B. Değerlendirme
20. İkinci
Bölüm Birinci
Komisyon tarafından 29/5/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilir olduğuna ve esas incelemesinin Bölüm tarafından
yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmişse de başvuru
dilekçesi ve eklerinin incelenmesi neticesinde, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 28. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği
kabul edilebilirliğe ilişkin bir engelin varlığı tespit edilerek, Komisyon
tarafından verilen kabul edilebilirlik kararının kaldırılmasına, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilerek
değerlendirme yapılmıştır.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
a. Başvurucular Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek Yönünden
21. Başvurucular,
murisleri tarafından 23/3/1960 havale tarihli dilekçe ile el atmanın önlenmesi
ve tazminat davası olarak açılıp, görevsizlik kararı üzerine kadastro (tespite
itiraz) davası olarak görülmeye devam edilen davanın halen sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
22. Anayasa'nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası şöyledir:
"Herkes,
Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal
edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek
için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
23. 30/11/2011 tarih ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un,
"Bireysel başvuru hakkı"
kenar başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Herkes,
Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki
herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa
Mahkemesine başvurabilir."
24. 6216 sayılı Kanun'un, "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar"
kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel
başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal
nedeniyle güncel, kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından
yapılabilir."
25. Anayasa'nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası
uyarınca, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu
protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini
iddia eden herkese Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapma hakkı
tanınmıştır. Ancak, 6216 sayılı Kanun'un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası
gereğince, sadece ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal
nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından bireysel
başvuruda bulunulabilecektir (Gülseren
Gürdal ve diğerleri, B.No:2013/1115,
5/12/2013, § 24).
26. Anayasa ve 6216 sayılı
Kanun'un anılan hükümleri gözetildiğinde, bireysel başvuruda bulunacakların,
başvuru konusu yaptığı kamu gücü işlemi, eylemi ya da ihmali nedeniyle ya
kişisel olarak doğrudan etkilenmiş olması ya da başvurucu ile doğrudan mağdur
arasında şahsi ve özel bir bağ bulunması gerekir (Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği, B.No:2012/95, 25/12/2012,§ 21).
27. Somut olayda başvurucular
Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek, başvuruya konu Mut Kadastro Mahkemesinin
E.2006/137 sayılı dosyasında yürütülen yargılamanın, murislerinden kendilerine
intikal eden bir dava olduğunu ve bu kapsamda davayı takip ettiklerini, davanın
taraflarından olduklarını ifade etmişlerdir.
28. Bu doğrultuda başvurucu
Aynur Doğan, başvuru formuna ekli nüfus cüzdan sureti ile Mut Kadastro
Mahkemesinin, 18/5/2012 tarihli gerekçeli kararında davacılar başlığı altında
otuzuncu sırada gösterilen Cennet Deliktaş’ın kızı olduğu yönünde beyanda
bulunmuştur. Ancak Anayasa Mahkemesince haricen yapılan incelemede başvurucu
Aynur Doğan’ın annesi olarak işaret edilen Cennet Deliktaş’ın halen
yargılamanın tarafı olduğu görülmüş ayrıca bu kapsamda başvurucudan 13/5/2014
tarihli yazı ile söz konusu davanın tarafları olduğuna dair herhangi bir belge
ya da mirasçı olduğunu gösterir veraset ilamı sunması istenmiş, başvurucuya
28/5/2014 tarihinde tebliğ edilen ilgili yazıya karşı başvurucu tarafından
herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
29. Keza başvurucu Mehmet Ali
Şimşek, başvuru formuna ekli nüfus cüzdan sureti ile Mut Kadastro Mahkemesinin,
18/5/2012 tarihli gerekçeli kararında mirasçılar başlığı altında altmış
dokuzuncu sırada gösterilen Fadime Şimşek’in oğlu olduğu yönünde beyanda
bulunmuştur. Ancak Anayasa Mahkemesince haricen yapılan incelemede başvurucu
Mehmet Ali Şimşek’in annesi olarak işaret edilen Fadime Şimşek’in halen
yargılamanın tarafı olduğu görülmüş ayrıca bu kapsamda başvurucudan 13/5/2014
tarihli yazı ile söz konusu davanın tarafları olduğuna dair herhangi bir belge
ya da mirasçı olduğunu gösterir veraset ilamı sunması istenmiş, başvurucuya
28/5/2014 tarihinde tebliğ edilen ilgili yazıya karşı başvurucu tarafından
herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
30. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların, başvuru konusu yargılama dosyasında taraf sıfatlarının
bulunduğu tespit edilemediğinden ve bu açıdan başvuruya konu yapılan yargılama
faaliyeti nedeniyle güncel ve kişisel haklarının doğrudan etkilenmediği
anlaşıldığından, başvurucular Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek’in
başvurularının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin
"kişi bakımından yetkisizlik"
nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verilmesi gerekir.
b. Diğer Başvurucular Yönünden
31. Başvuru formu ve eklerinin
incelenmesi sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan
başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
32. Başvurucular, murisleri
tarafından 23/3/1960 havale tarihli dilekçe ile el atmanın önlenmesi ve
tazminat davası olarak açılıp, görevsizlik kararı üzerine kadastro (tespite
itiraz) davası olarak görülmeye devam edilen davanın halen sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
33. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin yargılamaların makul
sürede sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil
yargılanma hakkının kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek, bir davadaki
yargılama süresinin makul olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı,
yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmiştir (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 34–59).
34. Başvuru konusu olay, Kadastro Mahkemesi nezdinde görülen
kadastro (tespite itiraz) davasına ilişkindir. 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı
mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nda ve 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nda yer alan
usul hükümlerine göre yürütülen, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan somut
yargılama faaliyetinin makul süre değerlendirmesi için başlangıcı, uyuşmazlığı
karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı tarih olup (Güher Ergun ve diğerleri, § 50) bu tarih
somut başvuru açısından, 23/3/1960’dır.
35. Sürenin bitiş tarihi ise, somut olayda olduğu gibi devam
eden yargılamalar bakımından, başvurunun karara bağlandığı tarihtir (Güher Ergun ve diğerleri, § 52).
36. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun başlangıçta iki adet taşınmaza
ilişkin müdahalenin meni ve kesilmek suretiyle müdahale edilen ağaç
bedellerinin tazmini talebine ilişkin olduğu, Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin
E.1960/114 sırasına kaydı yapılan davanın 23/3/1960 tarihli tensip zaptı
sonrasında yetmişi aşkın duruşma yapıldığı, yargılamanın 4/11/1975 tarihli
celsesinde taraf vekillerince dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tespit
tutanağı düzenlendiğinin beyan edilmesi üzerine, belirtilen hususun tetkiki
sonrasında Mahkemenin 30/12/1975 tarih ve E.1960/114, K.1975/362 sayılı
kararıyla Kadastro Mahkemesi lehine görevsizlik kararı verildiği; görevsizlik
kararı sonrasında Mut Tapulama Mahkemesinin E.1976/46 sırasına kaydı yapılan
dosyaya ilişkin olarak 1/7/1976 tarihinde tanzim edilen tensip zaptı sonrasında
otuz yedi duruşma yapıldığı, 11/6/1981 tarihinde icra edilmesine karar verilen
keşif için masraf yatırılmadığı belirtilerek 23/6/1981 tarihli celsede dava
konusu taşınmazların tespitine yapılan itirazın reddedilerek taşınmazların
hazine adına tesciline karar verildiği, temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderilen dava dosyasının 8/12/1982 tarihinde evrak
eksikliği nedeniyle geri çevrildiği, ilgili hususun ikmali üzerine temyizen incelenen ilk derece Mahkemesi kararının, Yargıtay
7. Hukuk Dairesinin 29/7/1983 tarihli ilamı ile Mut Asliye Hukuk Mahkemesince
verilen 30/12/1975 tarih ve E.1960/114, K.1975/362 sayılı görevsizlik kararının
davanın taraflarına tebliğ edilerek kesinleştirilmediğinden bahisle bozulduğu;
bozma kararı sonrası Mut Kadastro Mahkemesinin E.1984/19 sırasına kaydı yapılan
dosya kapsamında verilen birçok keşif kararının icra edilemediği keşfin ancak
14/9/2001 tarihinde gerçekleştirilebildiği tüm bu hususlarla birlikte birçok
defa dosyanın tetkike alındığı, keşiflerin icra edilmediği süreçlerde taraf
vekili mazeretlerinin kabul edildiği ve yapılan keşifler sonucu ibraz edilmeyen
bilirkişi raporları akıbetlerinin beklenildiği sonuç olarak İlk Derece
Mahkemesinin esasa ilişkin kararını 31/2/2002 tarihinde verdiği ancak kararın
temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 30/3/2004 tarihli ilamı
ile Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı ile aktarılan E.1960/114
sayılı dosyasında taraf sıfatı bulunan şahısların E.1984/19 sayılı dosya
kapsamında da taraf olmaları gerekçesine dayanarak bozulduğu tespit edilmiştir.
37. Bozma ilamı sonrası Mut Asliye Hukuk Mahkemesi dosyayı
tekrar incelemeye almış ve yargılamaya E.2006/137 sayısında devam etmiştir. Bu
süreçte de Mahkemece otuz iki kez duruşma yapılarak, 28/3/2012 tarihli ve
E.2006/137, K.2012/171 sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne hükmedilmiş,
temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, 2/7/2015 tarihli ve
E.2015/10372, K.2015/9515 sayılı ilamı ile kararı düzelterek onamıştır. Onama
ilamının taraflara tebliğ edilmesi aşaması ise henüz sonuçlanmamıştır.
5. Kadastro mahkemeleri nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer
alan ve yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin
nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 54-64; Güher Ergun ve Tosun Tayfun Ergun, B. No:
2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; Gülseren
Gürdal ve diğerleri, §§ 60-67; Haydar
İzgi, B. No: 2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
38. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle
icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık
niteliğinin bulunduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak
bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama
sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini
gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık elli altı yıldır devam eden
yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
39. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanunun 50. Maddesi
Yönünden
40. Başvurucular, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğinin tespitini ve her bir başvurucu için
40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
41. 6216 sayılı
Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
42. Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa
ilişkin yaklaşık elli altı yıldır devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında miras payları da
dikkate alınarak başvuruculardan Sami Uysal, Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz
Uysal ve Musa Şimşek’e ayrı ayrı net 350,00 TL; Durmuş Kocabaş’a net 1.200,00
TL; Emine Koç’a net 1.800,00 TL ve Emine Alpaslan’a net 3.510,00 TL manevi
tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
43. Başvurucular Sami Uysal, Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz
Uysal, Musa Şimşek, Durmuş Kocabaş, Emine Koç ve Emine Alpaslan tarafından ayrı ayrı
yapılan ve dosyalardaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harçtan
oluşan yargılama giderinin başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine ve tüm
başvuruculara 1.800,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
44. Başvuruya
konu yargılamanın yaklaşık elli altı yıldır devam ettiği ve bu hususun makul
sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal
edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven
ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın
mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen,
kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucular Aynur Doğan ve Mehmet Ali Şimşek’in makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının "kişi bakımından
yetkisizlik" nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Başvurucular Sami Uysal,
Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz Uysal, Musa Şimşek, Durmuş Kocabaş, Emine Koç ve Emine
Alpaslan’ın makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki
iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Başvurucular Sami Uysal,
Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz Uysal, Musa Şimşek, Durmuş Kocabaş, Emine Koç ve Emine
Alpaslan’ın Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Başvurucular Sami Uysal,
Kemal Uysal, Elife Özçelik, Aziz Uysal ve Musa Şimşek’e ayrı ayrı net 350,00
TL; Durmuş Kocabaş’a net 1.200,00 TL; Emine Koç’a net 1.800,00 TL ve Emine
Alpaslan’a net 3.150,00 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
E. Başvurucuların tazminata ilişkin diğer
taleplerinin REDDİNE,
F. Başvurucular Sami Uysal, Kemal Uysal,
Elife Özçelik, Aziz Uysal, Musa Şimşek, Durmuş Kocabaş, Emine Koç ve Emine
Alpaslan tarafından ayrı ayrı yapılan ve
dosyalardaki belgeler uyarınca tespit edilen 198,35 TL harçtan oluşan yargılama
giderinin başvuruculara AYRI AYRI ÖDENMESİNE ve belirtilen başvuruculara 1.800,00
TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına;
ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
H. Başvurucular Aynur Doğan ve Mehmet Ali
Şimşek tarafından yapılan yargılama giderlerinin, belirtilen başvurucular
üzerinde bırakılmasına,
İ. Kararın bir örneğinin Mut Kadastro Mahkemesine
gönderilmesine,
17/3/2016
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.