TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ABDULBAKİ KORKMAZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/9643)
|
|
Karar Tarihi: 17/3/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe GÜLTEKİN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Abdulbaki KORKMAZ
|
|
|
2. Yazgül KORKMAZ
|
|
|
3. Semra KORKMAZ
|
|
|
4. Seher YUMİTKAN
|
|
|
5. Yasemin KORKMAZ
|
|
|
6. Esra KORKMAZ
|
|
|
7. Cahize DUMAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Sinan YUMİTKAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, 30/9/2004 tarihinde
başvurucuların yakınları Y.K.’nin İdare tarafından
yaptırılan olimpik yüzme havuzu inşaatında boğularak hayatını kaybettiği
iddiasıyla 22/2/2005 tarihinde açılan tam yargı davasının makul sürede
sonuçlanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 26/12/2013 tarihinde Bursa
3. İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede,
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca
20/2/2015 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından
yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Başvuru konusu olay ve olgular ile
başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet
Bakanlığının 5/6/2015 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade
edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucular, yakınları Y.K.’nin 30/9/2004 tarihinde Bursa ili, Karacabey ilçesinde
bulunan ve İdare tarafından yaptırılan yüzme havuzunun inşaatında boğularak
hayatını kaybettiğini belirterek, uğradıkları zararın giderilmesi istemiyle
23/11/2004 tarihinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne (İdareye) yaptıkları
başvurunun reddedilmesi üzerine, 22/2/2005 tarihinde Bursa 2. İdare
Mahkemesinde 30.000,00 TL tutarında maddi ve 50.000,00 TL tutarında manevi
tazminat ödenmesi istemiyle tam yargı davası açmışlardır.
7. Mahkemenin 19/10/2007 tarihli ve
E.2005/272, K.2007/2112 sayılı kararıyla, bilirkişi heyetince düzenlenen
raporda İdarenin %100 oranında kusurlu bulunduğu, alınan bilirkişi raporlarında
ölenin annesi Seher Korkmaz için 10.756,42 TL, ölenin babası Yasin Korkmaz için
ise 7.649,83 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı, manevi
tazminat olarak ise ölenin anne ve babası için ayrı ayrı 8.000,00 TL manevi
tazminatın ödenmesi gerektiği, ölenin altı kardeşinin her biri için ise
3.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği belirtilerek başvuruculara toplam
52.406,25 TL tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
8. Temyiz üzerine Danıştay Onuncu
Dairesinin 26/2/2010 tarihli ve E.2008/1280, K.2010/1592 sayılı ilamıyla;
başvurucuların temyiz süresi geçtikten sonra temyiz isteminde bulunduğu, bu
nedenle başvurucuların temyiz istemlerinin süre aşımı nedeniyle
incelenemeyeceği ifade edilmiş, davalı İdarenin temyiz istemi hakkında ise,
manevi tazminat talepleri yönünden kararın onanmasına karar verilmiş, maddi
tazminat talepleri yönünden ise olay tarihinde henüz on bir yaşında olan Y.K.’nin yüzmek amacıyla inşaatı tamamlanmamış havuza girdiği,
olayın meydana gelmesinde gözetim ve denetim yükümlülüğünü gereği gibi yerine
getirmeyen anne ve babanın da kusurlu bulunduğu kanaatine varıldığı, tazminat
miktarının hesaplanmasında başvurucuların ortak kusurunun da dikkate alınması
gerektiği belirtilerek, İlk Derece Mahkemesinin kararı bozulmuştur.
9. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan
yargılama sonunda, 14/10/2011 tarihli ve E.2010/986, K.2011/986 sayılı kararla;
hayatını kaybeden Y.K.'nın babasının %10 oranında
kusurlu olduğu, İdarenin ise %90 oranında kusurlu bulunduğu, alınan 5/7/2011
tarihli bilirkişi raporunda ölenin annesi için 18.123,39 TL, ölenin babası için
ise 11.961,43 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı, toplamda
30.084,82 TL olan tazminat miktarı yerine taleple bağlı olarak toplam 30.000,00
TL maddi tazminatın başvuruculara ödenmesine karar verilmiştir.
10. Temyiz üzerine, Danıştay Onuncu
Dairesinin 24/10/2013 tarihli ve E.2012/1490, K.2013/7375 sayılı ilamıyla; ilk
Mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kısmının süresinde temyiz edilmemesi
nedeniyle başvurucular bakımından kesinleştiği, bu nedenle maddi tazminat
istemlerinin ölenin annesi Seher Korkmaz için 10.756,42 TL, ölenin babası
Abdulbaki Korkmaz için ise 7.649,83 TL ile sınırlı olarak incelenmesi
gerektiği, bununla birlikte başvurucuların toptan tazminat istemlerinin
kabulünün hukuka uygun olmadığı, ölenin annesi Seher Korkmaz’a 10.756,42 TL,
ölenin babası Abdulbaki Korkmaz’a 7.649,83 TL maddi tazminatın İdareye başvuru
tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar
verilmesi gerekirken, başvurucuların maddi tazminat istemlerinin tamamının
kabulü ile toplam 30.000,00 TL maddi tazminat ödenmesine karar verilmesinde
hukuki isabet görülmediği belirtilerek İlk Derece Mahkemesinin kararı
bozulmuştur.
11. Başvurucular, 26/12/2013 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
12. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan
yargılamada; 18/4/2014 tarihli ve E.2014/314, K.2014/457 sayılı kararla; ölenin
annesi Seher Korkmaz için 10.756,42 TL, ölenin babası Abdulbaki Korkmaz için
ise 7.649,83 TL maddi tazminatın İdareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek
yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
13. Temyiz üzerine, Danıştay Onuncu
Dairesinin 30/12/2014 tarihli ve E.2014/4098, K.2014/8249 sayılı ilamıyla İlk
Derece Mahkemesinin kararı onanmıştır.
14. Karar düzeltme istemi aynı Dairenin 31/12/2015 tarihli
ilamıyla reddedilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 17/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 26/12/2013 tarihli ve 2013/9643 numaralı bireysel başvurusu
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucular, 30/9/2004 tarihinde yakınları Y.K.'nın İdare tarafından yaptırılan olimpik yüzme havuzu
inşaatında boğularak hayatını kaybettiğini belirterek uğradıkları zararın
giderilmesi istemiyle İdareye yaptıkları başvurunun reddedilmesi üzerine
22/2/2005 tarihinde Bursa 2. İdare Mahkemesinde açtıkları tam yargı davasının
makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
a. Başvuruculardan Cahize
Korkmaz, Semra Korkmaz, Yazgül Korkmaz, Yasemin Korkmaz ve Esra Korkmaz
Yönünden
17. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8)
numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012
tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel
başvuruları inceler.”
18. Anılan Kanun hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesinin
yetkisinin zaman bakımından başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup, Mahkeme, ancak bu
tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel
başvuruları inceleyebilecektir. Bu açık düzenleme karşısında, anılan tarihten
önce kesinleşmiş nihaî işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının
genişletilmesi mümkün değildir. Mahkemenin zaman bakımından yetkisine ilişkin
bu düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin olmaları nedeniyle, bireysel başvurunun
tüm aşamalarında resen dikkate alınmaları gerekir.
19. Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi
için kesin bir tarihin belirlenmesi ve Mahkemenin yetkisinin geriye yürür
şekilde uygulanmaması hukuk güvenliği ilkesinin bir gereğidir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012,
§ 22).
20. Başvuru konusu olayda; başvuruculardan Cahize Korkmaz, Semra Korkmaz, Yazgül Korkmaz, Yasemin
Korkmaz ve Esra Korkmaz, Bursa 2. İdare Mahkemesinde açılan tam yargı davasında
sadece manevi tazminat talebinde bulunmuş, Mahkemenin 19/10/2007 tarihli
kararıyla başvurucuların her biri için 3.000,00 TL manevi tazminata
hükmedilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Onuncu Dairesinin
26/2/2010 tarihli ilamıyla; başvurucuların temyiz istemlerinin süre aşımı
nedeniyle incelenemeyeceği ifade edilmiş, davalı İdarenin temyiz isteminin
incelenmesi neticesinde ise, manevi tazminat talepleri yönünden hükmün
onanmasına karar verilmiştir. Karar düzeltme isteminde bulunulmadığından aynı
tarihte İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminata ilişkin kısmı
kesinleşmiştir.
21. Açıklanan nedenlerle, başvuru konusu kararın
başvurucuların manevi tazminat istemiyle sınırlı olan talebe ilişkin kısmının
23/9/2012 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu
kısmının, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Başvuruculardan Abdulbaki Korkmaz ve Seher
Korkmaz Yönünden
22. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun bu
başvurucular yönünden kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
23. Başvurucular, 30/9/2004 tarihinde yakınları Y.K.'nın İdare tarafından yaptırılan olimpik yüzme havuzu
inşaatında boğularak hayatını kaybettiğini belirterek uğradıkları zararın
giderilmesi istemiyle 23/11/2004 tarihinde İdareye yaptıkları başvurunun
reddedilmesi üzerine 22/2/2005 tarihinde Bursa 2. İdare Mahkemesinde açtıkları
tam yargı davasının makul sürede sonuçlandırılmadığını belirterek Anayasa’nın
36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia
etmişlerdir.
24. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin yargılamalar ile
hukuk sisteminde yer alan mevzuat hükümleri gereğince “kamu hukuku” alanına dâhil olan, ancak
sonucu itibarıyla medeni haklar ve yükümlülükler üzerinde belirleyici olan
uyuşmazlıkları konu alan davaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki
iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesince
makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil
olduğu kabul edilerek, bir davadaki yargılama süresinin makul olup olmadığının
tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla
sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususların dikkate alınacağı
belirtilmiştir (Güher Ergun ve diğerleri,
B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34–64;
Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 54-60).
25. Başvuruya konu davanın, İdare tarafından yaptırılan
olimpik yüzme havuzu inşaatında yakınlarının boğularak hayatını kaybettiği
iddiasıyla uğranılan zararın giderilmesi istemini konu alan bir uyuşmazlık
olduğu görülmektedir. Medeni hak ve yükümlülükleri konu alan davalarda
yargılama faaliyetinin makul süre değerlendirmesi için başlangıcı, kural olarak
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı
tarihtir (Güher Ergun ve diğerleri,
§ 50). Ancak idari yargıda dava açılabilmesi için öncelikle idari makamlara
başvurulmasının zorunlu olduğu durumlar ile idari davaya konu olabilecek bir
işlem veya eylemin yapılmasını sağlamak amacıyla idari makamlara yapılan
başvurular üzerine açılan davalar bakımından sürenin başlangıcı idareye başvuru
tarihi olup, somut başvuru açısından bu tarih,
23/11/2004 tarihidir.
26. Sürenin bitiş tarihi ise,
çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme
tarihidir. Somut başvuru açısından bu tarih Danıştay Onuncu Dairesince karar
düzeltme isteminin reddedildiği 31/12/2015 tarihlidir (Güher Ergun ve diğerleri, § 52).
27. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
başvurucuların yakınları Y.K.'nın 30/9/2004 tarihinde
İdare tarafından yaptırılan olimpik yüzme havuzu inşaatında boğularak hayatını
kaybettiği iddiasıyla uğradıkları zararın giderilmesi istemiyle 23/11/2004
tarihinde İdareye başvurdukları, başvurunun reddedilmesi üzerine 22/2/2005
tarihinde Bursa 2. İdare Mahkemesinde tam yargı davası açtıkları, Mahkemece
19/10/2007 tarihinde ilk kararın verildiği, temyiz üzerine Danıştay Onuncu
Dairesinin 26/2/2010 tarihli ilamıyla kusur yönünden tekrar inceleme yapılması
gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu, bozmaya uyularak yürütülen
yargılamada İlk Derece Mahkemesince 14/10/2011 tarihinde ikinci kez karar
verildiği, kararın temyiz incelemesinde Danıştay Onuncu Dairesinin 24/10/2013
tarihli ilamıyla başvurucuların toptan tazminat istemlerinin kabulünün hukuka
uygun olmadığı gerekçesiyle bozulduğu, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak
yürütülen yargılamada 18/4/2014 tarihinde karar verildiği, temyiz üzerine
Danıştay Onuncu Dairesinin 30/12/2014 tarihli ilamıyla kararın onandığı, karar
düzeltme isteminin aynı Dairenin 31/12/2015 tarihli ilamıyla reddedildiği
anlaşılmıştır.
28. Başvurunun değerlendirilmesi sonucunda, başvuruya konu
davanın hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzak olduğu anlaşılmıştır. Başvurucuların
tutum ve davranışlarıyla ve usuli haklarını
kullanırken özensiz davranmalarıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep
olduğu da söylenemez. Dolayısıyla somut başvuru açısından farklı karar
verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu on bir yıl dört
aylık yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna
varılmıştır.
29. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
30. Başvurucular, adil yargılanma haklarının ihlal edilmesi
nedeniyle ayrı ayrı 10.000,00 TL maddi ve manevi tazminat ödenmesini talep
etmişlerdir.
31. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, Anayasa
Mahkemesince bir ihlalin tespit edilmesi halinde yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hallerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebileceği
belirtilmiştir.
32. Başvuruculardan Abdulbaki Korkmaz’ın ve Seher Korkmaz’ın
tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin on bir yıl dört aylık yargılama süresi
nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında Abdulbaki
Korkmaz’a ve Seher Korkmaz’a, tazminat talepleri de dikkate alınarak, ayrı ayrı
net 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
33. Başvurucular tarafından yapılan 198,35 TL harç ve
1.800,00 TL vekâlet ücretinden oluşan 1.998,35TL yargılama giderinin,
başvuruculardan Abdulbaki Korkmaz’a ve Seher Korkmaz’a müştereken ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvuruculardan;
1. Cahize Korkmaz, Semra Korkmaz,
Yazgül Korkmaz, Yasemin Korkmaz ve Esra Korkmaz’ın makul sürede yargılanma
haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
2. Abdulbaki Korkmaz’ın ve
Seher Korkmaz’ın makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki
iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Başvurucular Abdulbaki
Korkmaz ve Seher Korkmaz’ın Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan
makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucular Abdulbaki
Korkmaz ve Seher Korkmaz’a ayrı ayrı net 10.000,00 TL manevi TAZMİNAT
ÖDENMESİNE,
D. Başvurucular Abdulbaki
Korkmaz ve Seher Korkmaz tarafından yapılan 198,35 TL harç ve 1.800,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.998,35 TL yargılama giderinin bu
BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın
tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren
dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona
erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
F. Kararın bir örneğinin Adalet
Bakanlığına gönderilmesine,
17/3/2016
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.