TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İBRAHİM BİLMEZ BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2013/7943)
|
|
Karar Tarihi: 15/12/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Hüseyin TURAN
|
Başvurucu
|
:
|
İbrahim BİLMEZ
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Cengiz YÜREKLİ
|
|
|
Av. Mazlum DİNÇ
|
|
|
Av. Rezan SARICA
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, savunma hazırlanması amacıyla müdafileri tarafından
başvurucuya verilmek istenen iki adet klasöre Kocaeli 2 No.lu F Tipi Yüksek
Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu) tarafından el
konulması ve buna ilişkin şikâyet ve itiraz başvurularının reddi
nedenleriyle Anayasa’nın 36., 40. ve 141. maddelerinin ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/10/2013 tarihinde İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde belirlenen eksiklikler tamamlatılmış ve başvurunun
Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 26/3/2014 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir
4. Bölüm Başkanı tarafından 5/9/2014 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve başvuru
belgelerinin bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına (Bakanlık)
gönderilmesine karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular 8/9/2014 tarihinde Bakanlığa
bildirilmiştir. Bakanlığın yazılı görüşü 8/10/2014 tarihinde Anayasa
Mahkemesine sunulmuştur.
6. Bakanlık görüş yazısı, başvurucuya 17/10/2014 tarihinde
bildirilmiştir.
III. OLAYLAR VE OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve ekleri
ile Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu hakkında,
değişik illerde avukatlık yapanlarla birlikte İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli
Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda terör suçlarından hükümlü müvekkili Abdullah Öcalan
ile değişik tarihlerde yaptıkları görüşmelerin müvekkil avukat görüşmesi ve
hukuki yardımla ilgisi olmayacak şekilde PKK terör örgütüne yönelik güvenlik
güçlerinin yaptığı operasyonlara ilişkin örgütün kaybı, stratejisi, operasyonun
amacı ve gelişimi konusunda terör örgütü kurucusu olan müvekkiline ayrıntılı
bilgi vererek terör örgütü başı ile PKK terör örgütü arasında kuryelik yapmak
suretiyle örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettikleri, bu şekilde suç
işledikleri gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştır.
9. Avukat olan başvurucu,
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/11/2011 tarihli ve 2011/107 sayılı
kararıyla “silahlı örgüt yöneticiliği ve silahlı terör örgütüne üye olma”
suçlarından tutuklanmıştır.
10. İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı (CMK 250. madde ile görevli) tarafından düzenlenen 3/4/2012
tarihli ve 2012/225 sayılı iddianame ile “silahlı
örgüt yöneticiliği ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan başvurucunun
cezalandırılması talebiyle İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK 250. madde
ile görevli) kamu davası açılmıştır.
11. Başvurucu, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/64
sayılı dosyası kapsamında tutuklu olup başvuru tarihi itibarıyla Kandıra 2
No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu)
bulunmaktadır.
12. Başvurucuya verilmek üzere müdafileri tarafından,
yargılandığı dava nedeniyle Ceza İnfaz Kurumuna teslim edilen bir dizi evrak
5/10/2012 tarihli ve 2012/56/55 sayılı karar gereğince kendisine teslim
edilmemiştir.
13. Kararın ilgili kısımları şöyledir:
“... H.118 no.lu klasörde ilk 7 ... sayfası
anıldığı üzere kişinin dava dosyasına ilişkin evraklardır. Ancak, 378. sayfadan
başlayıp 760. sayfada son bulan fotokopi halindeki dokümanın içeriği bir kitap
alıntısı şeklinde olup; örgüt propagandası... yapıldığı tespit edilmiştir.
İlgili kişinin dilekçesinde belirttiği üzere dava dosyasıyla ilgili bir evrak
olmadığı kanaatine varılmıştır.
... H.415 no.lu klasörde 3 ..., 7 ..., 5 ...
ve 11 ... sayfalık evraklar anıldığı üzere kişinin dava dosyasına il(i)şkin evraklardır. Ancak diğer
377 sayfalık dokümanın içeriğinde ise yasa dışı terör örgütünün sözde lideri
Abdullah Öcalan’ın savunmasına ilişkin yazılar ile yasaklı yayınlardan alıntı
halinde fotokopi şeklinde doküman olduğu gözlenmiştir. İlgili kişinin
dilekçesinde belirttiği üzere dava dosyasıyla ilgili bir evrak olmadığı
kanaatine varılmıştır.
…”
14. Başvurucunun anılan karara yönelik itirazını inceleyen
Kocaeli İnfaz Hâkimliğinin 7/12/2012 tarihli ve E.2012/2134, K.2012/2336 sayılı
kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
“... Eğitim Kurulu kararın yönelik karar ve
ekleri bir bütün halinde incelenip değerlendirildiğinde, kararın usul ve
yasalara uygun olduğu kanaat ve sonucuna varıldığından talebinin reddine karar
verilmesi gerekmiştir.
...”
15. Başvurucunun, İnfaz Hâkimliğinin kararına karşı itiraz yoluna
başvurması üzerine Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/9/2013 tarihli ve
2013/1191 Değişik İş sayılı kararı ile İnfaz Hâkimliği kararındaki gerekçe
yerinde görüldüğünden itirazın reddine karar verilmiştir.
16. İtirazın reddine dair karar, başvurucuya 16/9/2013 tarihinde
tebliğ edilmiştir.
17. Başvurucu 21/10/2013 tarihinde yasal süresinde bireysel
başvuruda bulunmuştur.
18. Başvurucu hakkındaki dava 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı
Kanun'un 1. maddesi uyarınca İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesine devredilmiş ve
Mahkemenin E.2014/235 sırasına kaydı yapılmıştır. Dava hâlen devam etmektedir.
B. İlgili Hukuk
19. 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu’nun
“İnfaz hâkimliklerinin görevleri”
kenar başlıklı 4. maddesi şöyledir:
“İnfaz hakimliklerinin görevleri şunlardır:
1. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve
tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları,
ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması,
bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin
yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya
faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye
tabi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve
tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere
ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
3. Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri
ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile
genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara
bağlamak.
4. Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının
kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki
tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları
inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.
5. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara
ilişkin hükümler saklıdır.”
20. 4675
sayılı Kanun’un “İnfaz hâkimliğince şikâyet
üzerine verilen kararlar” kenar başlıklı 6. maddesinin (2) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Şikâyet başvurusu üzerine infaz hâkimi,
duruşma yapmaksızın dosya üzerinden bir hafta içinde karar verir; ancak, gerek
gördüğünde karar vermeden önce şikayet konusu işlem
veya faaliyet hakkında resen araştırma yapabilir ve ilgililerden bilgi ve belge
isteyebilir; ayrıca ceza infaz kurumu ve tutukevi ile ilgili Cumhuriyet
savcısının da yazılı görüşünü alır. (Ek cümle: 22/7/2010-6008 S.K./5.md.)
Disiplin cezasına karşı yapılan şikâyet üzerine infaz hâkimi, hükümlü veya
tutuklunun savunmasını aldıktan ve talep edilen diğer delilleri toplayıp
değerlendirdikten sonra kararını verir. (Ek cümle: 22/7/2010-6008 S.K./5.md.)
Hükümlü veya tutuklu, savunmasını, hazır bulunmak ve vekaletnamesini ibraz
etmek koşuluyla avukatıyla birlikte veya avukatı aracılığıyla yapabilir. (Ek
cümle: 22/7/2010-6008 S.K./5.md.) İnfaz hâkimi gerekli görmesi durumunda
hükümlü veya tutuklunun savunmasını ceza infaz kurumunda da alabilir.”
21. 13/12/2004
tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un
“Süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma
hakkı” kenar başlıklı 62. maddesi şöyledir:
“(1) Hükümlü, mahkemelerce yasaklanmamış olması
koşuluyla süreli ve süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına
sahiptir.
(2) Resmî kurumlar, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları ile mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler
tarafından çıkartılan gazete, kitap ve basılı yayınlar, hükümlülere ücretsiz
olarak ve serbestçe verilir. Eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders
kitapları denetime tâbi tutulamaz.
(3) Kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen
haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmez.”
22. 6/4/2006
tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün “Eğitim kurulunun görev ve yetkileri” kenar
başlıklı 43. maddesinin (1) numaralı fırkasının (ı) bendi şöyledir:
“(1) Eğitim kurulu aşağıda sayılan işleri
yapmakla görevli ve yetkilidir;
…
ı) Kuruma gelen her türlü yayının, kurum güvenliğini
tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan
nitelikte olup olmadığına karar vermek,
…”
23. 12/7/2005
tarihli Adalet Bakanı oluru ile yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumları Kütüphane
ve Kitaplık Yönergesi’nin “Kuruma kabul edilmeyecek yayınlar” kenar başlıklı 11.
maddesi şöyledir:
“a) Mahkemelerce yasaklanmış olan,
b) Mahkemelerce yasaklanmamış olsa bile, kurum güvenliğini
tehlikeye düşürdüğü veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsadığı
eğitim kurulu kararıyla tespit edilen,
hiçbir yayın kuruma kabul edilmez.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 15/12/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvurucunun 21/10/2013 tarihli ve 2013/7943 numaralı bireysel başvurusu
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
25. Başvurucu; müdafii tarafından
getirilen materyallerin kendisine teslim edilmemesinin tutuklu olarak
yargılandığı İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/64 sayılı dosyası
bakımından savunma hakkını kullanmasına engel olduğunu, Kocaeli 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin itiraz üzerine dokuz ay sonra karar verdiğini, bu durumun itiraz
mekanizmasını etkili bir başvuru yolu olmaktan çıkardığını, İnfaz Hâkimliği ve
itiraz mercii kararlarının gerekçeden yoksun olduğunu, bu nedenlerle
Anayasa'nın 36., 40. ve 141. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüş; maddi
ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
26. Başvuru formu ve ekleri
incelendiğinde şikâyetin özünün; aynı zamanda avukat olan başvurucunun, tutuklu
yargılandığı davada savunma hakkını etkin bir şekilde kullanmak için avukatı
tarafından kendisine verilmek amacıyla cezaevi idaresine teslim edilen evrakın
bir kısmının dava dosyası dışında, örgüt propagandası içermesi ve yasak yayın
kapsamında olması gerekçesiyle idare tarafından verilmemesinin savunma hakkını
kısıtlamasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olay bakımından temel
sorun, devam eden yargılamada savunma hakkının engellenmesi olduğundan başvurucunun
şikâyetinin adil yargılanma hakkı çerçevesinde incelenmesi gerektiği sonucuna
varılmıştır.
27. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının
ilgili kısmı şöyledir:
“ … Başvuruda bulunabilmek için
olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”
28.
30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru
hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem,
eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının
tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.”
29. Anılan Anayasa
ve Kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, “ikincil
nitelikte bir kanun yolu” olup bu yola başvurulmadan önce kural olarak olağan
kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.
30. Temel hak
ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin
ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve
yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal
edildiği iddialarının öncelikle idari merciler ve derece mahkemeleri önünde
ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme
kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403,
26/3/2013, § 16).
31. Buna
göre Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece
mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir
kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun
yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca başvurucunun Anayasa
Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve
yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi
ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava
ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir. Bu
şekilde olağan denetim mekanizmaları önünde ileri sürülüp takip edilmeyen temel
hak ve özgürlüklerin ihlaline ilişkin iddialar, Anayasa Mahkemesi önünde
bireysel başvuru konusu yapılamaz (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, § 17).
32. Başvuru konusu olayda başvurucu, İstanbul 11. Ağır Ceza
Mahkemesinin 26/11/2011 tarihli ve 2011/107 sayılı kararıyla “silahlı örgüt yöneticiliği
ve silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından tutuklanmış; İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 3/4/2012 tarihli ve 2012/225
sayılı iddianame ile aynı suçtan cezalandırılması istemiyle İstanbul 16. Ağır
Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır.
33. Başvuru tarihi itibarıyla İstanbul 16. Ağır Ceza
Mahkemesinin E.2012/64 sayılı dosyasında silahlı örgüt yöneticiliği ve silahlı
terör örgütüne üye olma suçlarından tutuklu olarak yargılanmakta olan
başvurucu, Kandıra 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda
bulunmaktadır. Başvurucuya, tutuklu yargılandığı davada savunma hakkını
kullanması amacıyla müdafileri tarafından cezaevi idaresine teslim edilen
materyallerin bir kısmı, idare tarafından yukarıda zikredilen Kanun, Tüzük ve
Yönetmelik çerçevesinde sakıncalı yayın olarak görülmesi nedeniyle verilmemiş;
başvurucunun itirazı üzerine Kocaeli İnfaz Hâkimliği, yapılan itiraz
çerçevesinde bir değerlendirme yaparak karar vermiş; Kocaeli 2. Ağır Ceza
Mahkemesi ise söz konusu kararı uygun bularak nihai kararını vermiştir.
34. Kocaeli İnfaz Hâkimliği ile Kocaeli 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin söz konusu olayda inceleme görev ve yetkisi, sadece başvurucuya
müdafileri tarafından verilmek için cezaevi idaresine teslim edilen belgelerden
bazılarının sakıncalı veya yasak yayın kapsamında olup olmadığının
incelenmesiyle sınırlıdır. Bu inceleme anılan belgelerin başvurucunun tutuklu
olarak yargılandığı davada savunması yönünden gerekli olup olmadığıyla ilgili
değildir. Şüphesiz bu konuyu değerlendirecek merci ise başvurucunun
yargılandığı davayı yürüten İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesidir. Başvurucu, bu
konuyla ilgili talebini yargılandığı davaya bakan Mahkemeye ilettiğine ilişkin
bir beyanda bulunmadığı gibi buna ilişkin bir bilgiye başvuru dosyasından da
ulaşılamamaktadır.
35. Ayrıca başvurucu hakkındaki yargılama, hâlihazırda İstanbul
19. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2014/235 sayılı dosyasında devam etmektedir.
Başvurucunun, savunma hakkı bakımından önemli olduğunu belirttiği belgelerin,
müdafileri tarafından da söz konusu yargılama makamına sunulabileceği de
açıktır.
36. Bu çerçevede
başvurucunun İnfaz Hâkimliği ile ilgili diğer şikâyetlerinin ayrıca
incelenmesine gerek görülmemiştir.
37.
Belirtilen nedenlerle ihlal iddiasına konu olan işlem için öngörülmüş olan
başvuru yolu tüketilmeden temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasının
bireysel başvuru konusu yapıldığı anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
nedenlerle;
A.
Başvurunun, başvuru yollarının tüketilmemiş
olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B.
Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına
15/12/2015
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verildi.