TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İBRAHİM KİRKİN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/8141)
|
|
Karar Tarihi: 31/3/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe
GÜLTEKİN
|
Başvurucular
|
:
|
1. İbrahim
KİRKİN
|
|
|
2. Gönül
KİRKİN
|
|
|
3. Hüsna
EKMEKÇİ
|
|
|
4. Halime
KİRKİN
|
|
|
5. M. Sıddık
KİRKİN
|
|
|
6. Seyfullah
KİRKİN
|
|
|
7. Ramazan
KİRKİN
|
|
|
8. Ceylan
FİLİZ
|
|
|
9. Abdullah
KİRKİN
|
Vekili
|
:
|
Av. Mehmet
Salih DEMİRDAĞ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, terör olayı nedeniyle köyü terk etmeye mecbur
bırakılmaları sonucu mülkiyet hakkının, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör
ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında
yapılan başvurunun kısmen reddedilmesi ve bu işleme karşı açılan davadan sonuç
alınamaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/11/2013 tarihinde Elazığ
2. İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari
yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel
teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 18/2/2016 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucuların miras bırakanı Y.K., Diyarbakır ili Hani
ilçesi Kaledibi köyünde ikamet etmekte iken terör
olayları nedeniyle köyünden göç etmek zorunda kaldığını iddia etmiş; 4/10/2004
tarihinde 5233 sayılı Kanun kapsamına giren zararının karşılanması talebiyle
Diyarbakır Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna (Komisyon) başvurmuştur.
6. Başvurucuların miras bırakanı Y.K.nın 16/1/2006 tarihinde vefat etmesi üzerine
başvurucular tarafından Komisyon nezdindeki başvuruya devam edilmiştir.
7. 9/7/2007 tarihli ve 2007/1-1153 sayılı Komisyon kararında,
başvurucuların miras bırakanı adına köy tipi taş duvarlı ev için 7.087,50 TL,
köy tipi taş duvarlı ahır için 4.117,50 TL, sulu arazi için 3.355 TL, susuz
arazi için 1.650 TL, meyve ağaçları için 4.195 TL, köy tipi taş duvarlı
değirmen için 3.150 TL olmak üzere 23.555 TL tazminat ödenmesine; sulhname tasarısını imzalamak üzere otuz gün içinde
Komisyona gelinmesi veya temsilcinin gönderilmesine, aksi hâlde sulhname tasarısınının kabul
edilmemiş sayılacağına, yargı yoluna başvuru hakkının saklı olduğu hususları
ile kararın tebliğine karar verilmiştir.
8. Başvurucular, sulhname tasarısını
kabul etmemiş ve Komisyona yapılan başvurunun kısmen reddine ilişkin işleme
karşı Diyarbakır 1. İdare Mahkemesinde iptal davası açmışlardır.
9. Mahkemenin 22/10/2010 tarihli ve E. 2008/1759, K.2010/1959
sayılı kararıyla, başvurucuların meydana gelen terör olayları nedeniyle göç
etmek zorunda kaldıklarını iddia ettikleri Diyarbakır ili Hani ilçesi Kaledibi köyünün boşaltılmadığı, köye koruculuk sisteminin
getirilmediği, genel nüfus sayımları ve tespitlerine göre 1990 yılında 913,
1997 yılında 455, 2000 yılında ise 573 kişinin köyde yaşadığı; milletvekili
genel seçimlerinde 1995 yılında 59 oy kullanıldığı, 1989, 1994,1999 yılında
muhtarlık seçimlerinin yapıldığı; Hani ilçesi Kaledibi
köyünün boşalan yerlerden olmaması nedeniyle subjektif
güvenlik kaygısıyla da olsa köyden göç edilmesi nedeniyle uğranıldığı ileri
sürülen zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanmasına olanak bulunmadığı
belirtilerek dava reddedilmiştir.
10. Temyiz üzerine Danıştay Onbeşinci
Dairesinin 7/11/2012 tarihli ve E.2011/11718, K.2012/7561 sayılı ilamıyla
kararın usul ve hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz
nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği
belirtilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.
11. Başvurucuların karar düzeltme istemi aynı Dairenin 20/6/2013
tarihli ilamıyla reddedilmiştir.
12. Karar 4/10/2013 tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucular 4/11/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
14. 5233 sayılı Kanun’un 1., 2., 4., 6., 7., 8., geçici 1.,
geçici 3., geçici 4. maddeleri, 24/6/2013 tarihli ve 2013/5034 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı Eki Karar’ın 1. maddesi, Danıştay Onuncu Dairesinin 30/12/2008
tarihli ve E.2008/4141, K.2008/9584 sayılı kararı, Danıştay Onuncu Dairesinin
31/12/2008 tarihli ve E.2008/5548, K.2008/9733 sayılı kararı, Danıştay Onuncu
Dairesinin 20/2/2009 tarihli ve E.2008/6679, K.2009/1227 sayılı kararı (Celal Demir, B. No: 2013/3309, 6/2/2014,
§§ 15-28).
15. 5233 sayılı Kanun’un 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı
Kanun’un 1. maddesiyle değişik 9. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları
şöyledir:
“Yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde (7000) gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunan miktarın;
a) Yaralananlara altı katı tutarını geçmemek üzere yaralanma derecesine
göre,
b) Çalışma gücü kaybı, yetkili sağlık kuruluşları tarafından üçüncü
derece olarak tespit edilenlere dört katından yirmidört
katı tutarına kadar,
c) Çalışma gücü kaybı, yetkili sağlık kuruluşları tarafından ikinci
derece olarak tespit edilenlere yirmibeş katından kırksekiz katı tutarına kadar,
d) Çalışma gücü kaybı, yetkili sağlık kuruluşları tarafından birinci
derece olarak tespit edilenlere kırkdokuz katından yetmişiki katı tutarına kadar,
e) Ölenlerin mirasçılarına elli katı tutarında,
Nakdî ödeme yapılır.
…
Birinci fıkranın (e) bendine göre belirlenen nakdî ödemenin mirasçılara
intikalinde4721 sayılı Türk Medenî Kanununun mirasa ilişkin hükümleri
uygulanır.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 31/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
17. Başvurucular, terör olayları nedeniyle köylerini terk etmek
zorunda kaldıklarını, uğradıkları zararların karşılanması amacıyla miras
bırakanları tarafından yapılan başvuru üzerine hesaplanan tazminat miktarının
uğradıkları zararı karşılamaması nedeniyle sulhname
tasarısını kabul etmediklerini, açtıkları davanın köyün subjektif
nedenlerle terk edildiğinden bahisle reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
köylerinde ve bu köye bağlı altı mezrada ikamet eden başvurucuların tamamına
tazminat ödendiğini, Mahkeme kararının hakkaniyete aykırı olduğunu, Mahkemece
yerindelik denetimi yapıldığını belirterek eşitlik ilkesinin, adil yargılanma
ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler; tazminat talebinde
bulunmuşlardır.
B. Değerlendirme
18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un "Bireysel başvuru
usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde yapılması gerekir."
19. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
"Başvuru süresi ve mazeret"
başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının
tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten
itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
20. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de başvuru
süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul
hükmüdür (Metin Ragıp Arıkan, B.
No: 2014/4506, 17/11/2014, §47).
21. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin
(5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin
(1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru
yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içindeyapılması gerekmektedir (Yasin Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, §§ 18-19).
22. Somut olayda başvurucular; Komisyona yaptıkları başvurunun
kısmen reddedilmesi üzerine açtıkları iptal davasında verilen karar nedeniyle
eşitlik ilkesinin, adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüşlerdir.
23. Başvurucuların Diyarbakır 1. İdare Mahkemesinde açtıkları
davada 22/10/2010 tarihinde iptal isteminin reddine karar verilmiş, temyiz
üzerine Danıştay Onbeşinci Dairesinin 7/11/2012
tarihli ilamıyla karar onanmış, karar düzeltme istemi ise aynı Dairenin
20/6/2013 tarihli ilamıyla reddedilmiştir. Anılan karar başvuruculara 4/10/2013
tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucuların, karar düzeltme isteminin reddine
dair Danıştay Onbeşinci Dairesi kararının tebliğ
edildiği 4/10/2013 tarihinden itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruda
bulunması gerekirken 4/11/2013 tarihinde başvuruda bulundukları anlaşılmıştır.
Dolayısıyla başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmaktadır.
24. Açıklanan nedenlerle ihlale neden olduğu iddia edilen karara
ilişkin olarak otuz gün geçtikten sonra yapılan başvurunun diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
31/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.