TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SÜREYYA SARUHAN VE DİĞERLERİ
BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/8433)
|
|
Karar Tarihi: 16/3/2016
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
|
Başvurucular
|
:
|
1. Süreyya SARUHAN
|
|
|
2. Senihe BOZAN SARUHAN
|
|
|
3. Esme FİLİZ
|
|
|
4. Kafiye KOÇHAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Yılmaz FİDAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru 22/10/2001 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil
davasının makul sürede sonuçlanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 19/11/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine
doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona
sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonu tarafından 25/2/2014
tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına,
dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 27/4/2015 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 26/5/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular, 22/10/2001 tarihinde
Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları tapu iptali ve tescil davasında,
murisleri M.E.’nin dava konusu taşınmazları
gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile Ş.E.’den 1973
yılında satın aldığını ve satış tarihinden itibaren söz konusu taşınmazı malik
sıfatıyla zilyet olarak vefat edene kadar kullandığını, M.E.’nin vefatının ardından daha önceki maliklerin satışla
ilgili tapuda ikrarda bulunmaktan kaçındıklarını, Ş.E.’nin
mirasçılarının tapuda haksız yere işlem yaparak taşınmazları İ.H.E. adına
tescil ettirdiklerini dolayısıyla hileli yollarla taşınmazların Ş.E.’nin mirasçılarına intikal ettirilip sonra da İ.H.E.’ye satıldığını belirtmişler, taşınmazların
tapularının iptali ile adlarına tescil edilmesine karar verilmesini talep
etmişlerdir.
8. Kızıltepe Asliye Hukuk Mahkemesi, yargılama boyunca
başvurucular ve davalı tarafın beyanlarını almış, tapu sicil müdürlüğünden
uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin kayıtları istemiş ve incelemeye almış,
başvurucular tarafından satışa dayanak olarak gösterilen gayrimenkul satış
vaadi sözleşmesini temin etmiş, keşif yapmış, bilirkişi raporu aldırmış, taraf
tanıklarını dinlemiş, yargılama sonunda 30/6/2010 tarihli ve E.2001/410,
K.2010/558 sayılı kararı ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddine hükmetmiştir.
9. Temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 14. Hukuk Dairesi,
5/10/2011 tarihli ve E.2011/11062, K.2011/11568 sayılı ilamıyla İlk Derece
Mahkemesi kararını bozmuş, karar düzeltme istemini de 26/9/2012 tarihli ve
E.2012/10397, K.2012/11013 sayılı ilâm ile reddetmiştir.
10. Bozma üzerine yargılama dosyası Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesinin E.2013/150 sayısına kaydedilmiştir.
11. Başvurucular, yargılama devam ederken 19/11/2013
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
12. Bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama
sonucunda Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 4/2/2014 tarihli ve E.2013/150,
K.2014/83 sayılı kararı ile davanın kabulüne hükmetmiştir.
13. İlk Derece Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine
dava dosyası Yargıtaya gönderilmiş, Yargıtay 14.
Hukuk Dairesi, 27/2/2015 tarihli ve E.2014/15716, K.2015/2192 sayılı ilamı ile
uyuşmazlık konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının tapu müdürlüğünden
getirtilip, dosyanın bu haliyle kendisine gönderilmesi gerektiğini belirtmiş ve
dosyanın iadesine karar vermiştir.
14. Belirtilen eksikliğin tamamlanmasının ardından dava
dosyası tekrar temyiz incelemesi için Yargıtaya
gönderilmiş, yapılan inceleme sonucu Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 13/10/2015
tarihli ve E.2015/11628, K.2015/8860 sayılı ilamı ile uyuşmazlık konusu
taşınmazların Kızıltepe Kadastro Mahkemesinin E.1976/29 sayılı dosyasına da
konu olduklarının tespit edildiğini belirterek, Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde
görülen davanın hangi aşamada olduğunun öğrenilmesine ve söz konusu dava
kesinleşmiş ise kesinleşme şerhini içerir halde karar örneğin eklenerek
dosyanın kendisine gönderilmesine hükmetmiş, dava dosyasının iadesine karar
vermiştir.
15. Yargılama halen Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde
devam etmektedir.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 16/3/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 27/12/2013 tarihli ve 2013/9884 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
17. Başvurucular, 22/10/2001 tarihinde açtıkları tapu iptali
ve tescil davasının halen sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma ve
mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, maddi ve manevi tazminat
talebinde bulunmuşlardır.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
18. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
19. Başvurucular, 22/10/2001 tarihinde açtıkları tapu iptali
ve tescil davasının halen devam ettiğini belirterek, adil yargılanma haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
20. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin yargılamaların makul
sürede sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil
yargılanma hakkının kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek, bir davadaki
yargılama süresinin makul olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı,
yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin
niteliği gibi hususların dikkate alınacağı belirtilmiş (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 34–59) ve bu kapsamda yapılan incelemeler sonucu makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik kararlar verilmiştir (bkz. Gülseren Gürdal ve diğerleri,
B.No:2013/1115, 5/12/2013; Semira Babayiğit ve diğerleri, B.No:2013/3283,
19/12/2013; Haydar İzgi,
B.No:2012/673, 19/12/2013).
21. Başvuru konusu olay, Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde
açılan tapu iptali ve tescil davasına ilişkindir. 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan usul
hükümlerine göre yürütülen ve medeni hak ve yükümlülükleri konu alan somut
yargılama faaliyetinin makul süre değerlendirmesi için başlangıcı, uyuşmazlığı
karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı tarih olup (Güher Ergun ve diğerleri, § 50) bu tarih
somut başvuru açısından 22/10/2001’dir.
22. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (Güher Ergun ve Diğerleri, § 52).
23. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
yargılamanın konusunun başvurucuların taşınmaz satış vaadi sözleşmesine
dayanarak murislerinden kendilerine intikal ettiğini iddia ettikleri
taşınmazların tapusunun iptali ile kendi adlarına tapuya tescil edilmesi
istemine ilişkin olduğu, davanın 22/10/2001 tarihinde açıldığı ve İlk Derece
Mahkemesinin esasa ilişkin kararını 30/6/2010 tarihinde verdiği ancak temyiz
incelemesi sonucu kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 5/10/2011 tarihli ilamı
ile bozulduğu, karar düzeltme isteminin 26/9/2012 tarihinde reddedildiği;
bozmaya uyularak verilen 4/2/2014 tarihli kararın da temyiz incelemesine konu edilmesi
üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu 27/2/2015 tarihli
ilamla dava dosyasının eksiklik nedeniyle iadesine hükmedildiği, belirtilen
eksikliğin tamamlanmasının ardından dosyanın tekrar temyiz incelemesi için
Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderildiği, bu defa Dairenin 13/10/2015 tarihli
ilamı ile yeni bir eksikliğin tespit edilmesinden dolayı dosyanın yeniden
iadesine hükmedildiği ve sonuç olarak yargılamanın halen devam ettiği
anlaşılmıştır.
24. Başvuruya konu tazminat davasının incelenmesinde; hukuki
meselenin çözümündeki güçlük, yargılamanın niteliği, maddi olayların
karmaşıklığı gibi kriterler dikkate alındığında başvuruya konu yargılamanın
karmaşık nitelikte olduğu anlaşılmışsa da somut başvuru açısından, daha önce
verilen kararlar dışında farklı karar verilmesini gerektirecek bir yön
bulunmadığı, söz konusu on dört yılı aşkın bir süredir devam eden yargılama
sürecinde, makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
25. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
26. Başvurucular ayrıca, uzun süren
yargılama nedeniyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini iddia etmişseler de
başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde
yukarıda yer verilen tespitler ışığında ve taşınmazın mülkiyetine yönelik
davanın devam ettiği dikkate alındığında, mülkiyet haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının bu aşamada ayrıca değerlendirilmesine gerek
görülmemiştir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
27. Başvurucular, makul sürede yargılanma haklarının ihlali
nedeniyle ayrı ayrı 200.000,00 TL manevi ve ayrı ayrı 250.000,00 TL maddi
tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
28. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
29. Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık
on dört yılı aşkın bir süredir devam eden yargılama süreci nazara alındığında,
yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle
giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara ayrı ayrı
19.800,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
30. Başvurucular tarafından maddi tazminat talebinde
bulunulmuş olmakla beraber tespit edilen ihlal ile iddia edilen uğranıldığı
iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından
başvurucuların maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
31. Başvurucular tarafından yapılan 198,35 TL harç ve
1.800,00 TL vekalet ücretinden oluşan toplam 1.998,35 TL yargılama giderinin
başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
32. Başvuruya konu yargılamanın on dört yılı aşkın bir
süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği
gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama
dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam
etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede
sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin
ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvuruculara ayrı ayrı net 19.800,00 TL
manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin
REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan 198,35 TL
harç ve 1.800,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.998,35 TL yargılama
giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
Ç. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben
başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
D. Kararın
bir örneğinin Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
16/3/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.