logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ahmet Yurduseven [1.B.], B. No: 2013/8571, 18/11/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET YURDUSEVEN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/8571)

 

Karar Tarihi: 18/11/2015

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Bahadır YALÇINÖZ

Başvurucu

:

Ahmet YURDUSEVEN

Vekili

:

Av. Cavit ÇALIŞ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, vazife malullüğü aylığı bağlanmaması işleminin iptali istemiyle açılan davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) tarafından reddedilmesi nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesinin 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının sosyal güvenlikle ilgili 61. maddesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 26/11/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 30/6/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 2/10/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve başvuru belgelerinin bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Başvuru konusu olay ve olgular Bakanlığa bildirilmiş, Bakanlık 27/10/2014 tarihli beyanı ile görüş vermeyeceğini bildirmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) 1995 yılında uzman erbaş statüsüyle göreve başlayan başvurucu, 14/4/2004 tarihinde askerî aracın kaza yapması sonucunda sol kulağından yaralandığını ve 5/1/2009 tarihinde ise görev sırasında bir askerî aracın kendisine çarpmasıyla beton zemine düştüğünü, sağ ayağında kırık meydana geldiğini ifade etmiştir.

8. Başvurucu, bu yaralanmalara bağlı olarak gelişen rahatsızlıklar sonucunda 3/11/2011 tarihli sağlık kurulu raporuyla TSK’da görev yapamayacağına karar verildiğini, maluliyetine yol açan rahatsızlıkların görev sırasında ve görev sebebiyle meydana gelmesinden dolayı vazife malullüğü hükümlerinden yararlandırılması için 24/4/2012 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına (SGK) başvurduğunu ancak 27/4/2012 tarihli işlemle başvurusunun reddedildiğini belirtmiştir.

9. Başvurucu 17/5/2012 tarihinde malulen emekli edilerek 15/6/2012 tarihinden itibaren kendisine (adi) malullük aylığı bağlanmıştır.

10. Başvurucunun vazife malullüğü aylığı bağlanmaması işleminin iptali istemiyle SGK’ya karşı açtığı davada, AYİM Üçüncü Dairesi duruşmalı yaptığı yargılama sonucunda 7/3/2013 tarihli ve E.2012/1927, K.2013/328 sayılı kararıyla davanın reddine karar vermiş ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.640 TL maktu avukatlık ücretinin başvurucudan alınarak davalı idareye verilmesine karar vermiştir. Karar gerekçesi şöyledir:

“Yukarıdaki pozitif norm dikkate alındığında bir kimseye vazife malulü olarak aylık bağlanabilmesinin iki koşulu bulunmakla bunlardan biri hadisenin görev esnasında olması, diğeri de görevin neden ve etkisi ile vuku bulmuş olmasıdır. Davacı 24.10.1995 tarihinde uzman erbaş olarak göreve başlamış, bu görevi en son 17.05.2012 tarihine kadar devam etmiş olup kendisine hakkındaki rapora nazaran T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca 26.531,41 TL. emekli ikramiyesi ödenmiş 15.06.2012 tarihinden itibaren 4'üncü derece 1’inci kademe karşılığı olarak 1.042,37 TL. (adi) maluliyet emekli aylığı bağlanmıştır. Davacı taraf, meydana gelen maluliyetin 2004 ve 2009 yılında olan kazalardan kaynaklandığını belirterek kendilerine "vazife malulü" aylığı bağlanması iddiasıyla bu davayı açmışlardır.

Davacı 2004 ve 2009 yıllarında iki adet kaza geçirmiş olup, 2009 yılındaki kazada görev esnasında forklift aracı ayağının üstünden geçmiştir. Bilindiği üzere TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümlerine göre davacının sınıf ve statüsündeki bir uzman erbaş hakkında, elverişsiz kararı verilebilmesi için TSK Sağlık Yeteneği hükümlerine göre B kodunun verilmesi gerekmektedir. Davacı hakkında en son GATA tarafından verilen ve emeklilik işlemine dayanak teşkil eden 03.11.2011 gün ve 9260 numaralı sağlık kurulu raporunda "29/A/1, 30/A/2, 19/B/1 yapamaz özür oranı % 19" denmiştir. Davacı hakkında "elverişsiz" raporunun verilmesine neden teşkil eden rahatsızlık 2009 yılındaki ayak kırığı olmayıp, "B" kodu ile tanımlanan “Sensoninöral işitme kaybı, bilateral" şeklindeki rahatsızlıktır. Bu maluliyetin de 2004 yılındaki kazadan kaynaklandığı belirtilmektedir.

Davacı 14.04.2004 tarihinde araç komutanı olarak görevli iken Sincan'da bulunduğu askeri araca 06RSK47 plaka numaralı sivil araç çarpmış ve davacı ile sürücü hafif yaralanmıştır. Davacı hakkında müteakiben ayaktan tedavi uygulanmış, ilk sevk notunda olay "hasta sert zemine düşmüş" şeklinde izah edilmiş, ilk grafiler normal bulunmuş ve ortopediye sevk edilmiştir. Daha sonra sol omzundaki bulgu nedeniyle grafi ve MR çekilmiş ve 5 gün istirahat 3 hafta ağır spor yapmaması önerilmiştir. Hasta bu tedavi sürecinde 27.04.2004 tarihinde Etimesgut Asker Hastanesinde KBB ve Beyin Cerrahi uzmanı tarafından muayene edilmiş, KBB tarafından beyin cerrahiye sevk edilmiş burada da vertigo şüphesi ile "Beyin BT" istenmiş, sonuç normal bulunmuş, aynı gün "radyodiagnostik servisinde "bilateral temporal kemik BT incelemesinde" aynen "Sağda dış kulak kanalı ve kulak zarı normaldir. Orta kulak kavitesi havalılığı ve kemikçik zincir normaldir. İç kulak yapıları ve internal akustik kanal normaldir. Fasial sinir seyri ve juguler bulbus yerleşimi normaldir. Mastoid hücre havalılıkları açıktır. Solda dış kulak kanalı ve kulak zarı normaldir. Orta kulak kavitesi havalılığı ve kemikçik zincir normaldir. İç kulak yapıları ve internât akustik kanal normaldir. Fasial sinir seyri normal olup juguler bulbus hafif yüksek yerleşimlidir' Mastois hücre havalılıkları açıktır." şeklinde rapor verilmiştir. Görüldüğü üzere hasta bu tarihte her türlü tetkiki yaptırmış ve kulağında da kayda değer bir rahatsızlık tespit edilmemiştir. Öte yandan kazadan sonra yukarıdaki tıbbi tetkik ve görüşlerin dışında Etimesgut Asker Hastanesi Baştabipliğinin 17.09.2004, 25.08.2006 tarihli sağlık kurulu raporlarında davacının "sağlam" olup uzman çavuşluk görevine devam edeceği belirtilmiştir. Tüm bu sayılan nedenlerle davacının "TSK'nde görev yapamaz" raporuna neden olan rahatsızlığının görev esnasında ve görevden kaynaklanmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.”

11. Başvurucunun bu karar üzerine yaptığı karar düzeltme talebi de aynı Dairenin 3/10/2013 tarihli ve E.2013/1250, K.2013/1185 sayılı kararı ile reddedilmiş ve karar 31/10/2013 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

12. Başvurucu 26/11/2013 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

13. 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı mülga Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun mülga 44. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya düçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamıyacak duruma giren iştirakçilere (Malül) denir ve haklarında bu kanunun malüllüğe ait hükümleri uygulanır."

14. 5434 sayılı mülga Kanun’un 45. maddesi şöyledir:

"44 üncü maddede yazılı malüllük;

a) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa;

b) Vazifeleri dışında kurumların verdiği her hangi bir kuruma ait başka işleri yaparken, bu işlerden doğmuş olursa;

c) Kurumların menfaatini korumak maksadiyle bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (Maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartiyle);

ç) Fabrika, atelye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa;

Buna (Vazife malüllüğü) ve bunlara uğrıyanlara da (Vazife malülü) denir."

15. 2013 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ikinci kısım ikinci bölümünde, AYİM’in ilk derece olarak baktığı ve duruşmalı görülen davalarda avukatlık ücretinin 2.640 TL olduğu kural altına alınmıştır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 18/11/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 31/10/2013 tarihli ve 2013/8571 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

17. Başvurucu, 2004 ve 2009 yıllarında geçirdiği iki iş kazası dışında işitme ile ilgili bir şikâyetinin bulunmadığını, kulaklarından tedavi olmadığını, işitme kaybının ilk kazadan sonra başlayıp ikinci kazada beton zemine çarpması nedeniyle zaman içinde arttığını, işitme kaybının bu iki kaza ile bir ilgisinin olup olmadığının tıbbi bilirkişi raporuyla tespiti gerekmekteyken AYİM tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme sonucunda hüküm verilmesinin ve aleyhine avukatlık ücretine karar verilmesinin ölçüsüz olduğunu belirterek Anayasa'nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesinin, 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının, 61. maddesinde düzenlenen ve maluller lehine devlete yükümlülükler getiren sosyal güvenlikle ilgili hükmün ihlal edildiğini ileri sürmüş; yeniden yargılama yapılmasına, 153.108 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme

18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu kapsamda başvurucunun iddialarının, yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı ve avukatlık ücreti nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği başlıkları altında incelenmesi uygun görülmüştür.

 1. Yargılamanın Sonucu İtibarıyla Adil Olmadığı İddiası

19. Başvurucu, açtığı davanın reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

20. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:

“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”

21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

22. 6216 sayılı Kanun’un 49. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:

“Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel başvurulara ilişkin incelemeleri, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlıdır. Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”

23. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvurular kapsamında değerlendirilen kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır.

24. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Maddede geçen “adil yargılanma hakkının” kapsamı Anayasa’da açık bir şekilde düzenlenmediğinden bu hakkın kapsam ve içeriğinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesi çerçevesinde belirlenmesi gerekir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 22).

25. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular, bariz takdir hatası veya açık keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).

26. Adil yargılanma hakkı, bireylere dava sonucunda verilen kararın değil; yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme imkânı verir. Bu nedenle bireysel başvuruda adil yargılanmaya ilişkin şikâyetlerin incelenebilmesi için başvurucunun yargılama sürecinde haklarına saygı gösterilmediğine, bu çerçevede yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşler hakkında bilgi sahibi olamadığı veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığına, kendi delillerini ve iddialarını sunamadığı ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi tarafından dinlenmediğine, kararın gerekçesiz olduğu gibi mahkeme kararının oluşumuna sebep olan unsurlardan değerlendirmeye alınmamış eksiklik, ihmal ya da açık keyfîliğe ilişkin bir bilgi ya da belge sunmuş olması gerekir (Nadi Karakoç, B. No: 2013/2767, 2/10/2013, § 22).

27. Başvurucu, 2004 ve 2009 yıllarında geçirdiği iki iş kazası dışında işitme ile ilgili bir şikâyetinin bulunmadığını, kulaklarından tedavi olmadığını, işitme kaybının ilk kazadan sonra başlayıp ikinci kazada beton zemine çarpması nedeniyle zaman içinde arttığını, işitme kaybının bu iki kaza ile bir ilgisi olup olmadığının tıbbi bilirkişi raporuyla tespitinin yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.

28. AYİM Üçüncü Dairesi ise 5434 sayılı Kanun’un 44. ve 45. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde bir kimseye vazife malullüğü aylığı bağlanabilmesi için hadisenin görev sırasında ve görevin neden ve etkisiyle oluştuğunun kanıtlanmış olması, davacının sınıf ve statüsündeki bir uzman erbaşın elverişsiz sayılabilmesi için de ayrıca TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümlerine göre (B) kodunda değerlendirilmesi gerektiği, Gülhane Askeri Tıp Akademisinin 3/11/2011 tarihli sağlık kurulu raporunda davacı için “29/A/1, 30/A/2 ve 19/B/1 TSK'da Görev Yapamaz, Özür Oranı % 19” denildiği, davacı hakkında ''elverişsiz'' raporunun verilmesine neden olan rahatsızlığın 2009 yılındaki ayak kırığı olmayıp (B) kodu ile tanımlanan sensorinöral işitme kaybı, bilateral şeklindeki rahatsızlık olduğu, bu maluliyetin 2004 yılındaki kazadan kaynaklandığı belirtilmekle birlikte araç komutanı olarak içinde görevli bulunduğu askerî araca, sivil bir aracın çarpması sonucu davacının 14/4/2004 tarihli kazada hafif yaralandığı, ayakta tedavi gördüğü, 27/4/2004 tarihindeki muayene sonucu yapılan tetkikte dış ve iç kulak bulgularının normal olduğu, Etimesgut Asker Hastanesi Baştabipliğinin 17/9/2004 ve 25/8/2006 tarihli sağlık kurulu raporlarında da sağlam görülüp uzman çavuşluk görevine devam edebileceğinin belirtildiği, bu durumda başvurucunun “TSK'da Görev Yapamaz” raporuna neden olan rahatsızlığının görev esnasında ve görevden kaynaklanmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

29. Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün Derece Mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu görülmektedir.

30. Başvurucu, yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu deliller ve görüşler hakkında bilgi sahibi olamadığına, kendi delilleriyle iddialarını sunma olanağı ve karşı tarafça sunulan delillere ve iddialara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatı bulamadığına ya da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının Derece Mahkemesi tarafından dinlenmediğine veya kararın gerekçesiz olduğuna ilişkin bir bilgi ya da kanıt sunmadığı gibi Mahkemenin kararında bariz takdir hatası ve açık keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilmemiştir.

31. Açıklanan nedenlerle başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu, Derece Mahkemesi kararının bariz takdir hatası veya açık keyfîlik de içermediği anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Aleyhe Hükmedilen Avukatlık Ücreti Nedeniyle Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiği İddiası

32. Başvurucu, idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür (bkz. § 17).

33. Aynı kapsamdaki bireysel başvurular Anayasa Mahkemesince incelenmiş ve başvuruya konu maktu vekâlet ücretinin mahkemeye erişim hakkına müdahale oluşturduğu, bu müdahalenin meşru olduğu tespit edilerek her somut başvurunun özel koşulları çerçevesinde müdahalenin orantılılığı değerlendirilmiş; orantılı görülen müdahaleleri konu alan başvuruların, açıkça dayanaktan yoksun olduğuna karar verilmiştir (Ş.Ç., B. No: 2012/1061, 21/11/2013, §§ 28-33; Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013, §§ 38, 39).

34. Somut olayda, hükmedilen vekâlet ücretinin dava açmayı imkânsız kılacak veya aşırı derecede zorlaştıracak ağır bir ekonomik yük getirdiğine dair somut herhangi bir bulgu tespit edilememiş olması itibarıyla somut başvuru açısından farklı karar verilmesini gerektiren bir yön bulunmadığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına

18/11/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ahmet Yurduseven [1.B.], B. No: 2013/8571, 18/11/2015, § …)
   
Başvuru Adı AHMET YURDUSEVEN
Başvuru No 2013/8571
Başvuru Tarihi 26/11/2013
Karar Tarihi 18/11/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, vazife malullüğü aylığı bağlanmaması işleminin iptali istemiyle açılan davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) tarafından reddedilmesi nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesinin 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının sosyal güvenlikle ilgili 6 maddesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Mahkemeye erişim hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5434 Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu 44
45
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi