logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hasan Oğuz Ermumcu ve diğerleri [2.B.], B. No: 2013/8720, 17/11/2014, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HASAN OĞUZ ERMUMCU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/8720)

 

Karar Tarihi: 17/11/2014

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Murat AZAKLI

Başvurucular

:

1. Hasan Oğuz ERMUMCU

 

 

2. Güneş ERMUMCU ILLING

Vekilleri

:

Av. Emel ARICAN

 

 

3. Harun BOLEL

Vekili

:

Av. Murat NAS

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucular, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 27/11/2002 tarihinde, Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhlerine açılan tapu iptali ve tescil davasında görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının Kadastro Mahkemesine gönderildiğini, anılan Mahkemece de karşı görevsizlik kararı verildiğini, yargılamanın halen devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, maddi ve manevi tazminat talep etmişlerdir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular, 2/12/2013 ve 17/1/2014 tarihlerinde Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 9/1/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Başvurucu Hasan Oğuz Ermumcu tarafından yapılan 2013/8720 sayılı bireysel başvuru dosyası ile Güneş Ermumcu Illing tarafından yapılan 2013/8721 sayılı bireysel başvuru dosyası ve Harun Bolel tarafından yapılan 2014/886 sayılı bireysel başvuru dosyası, aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2013/8720 sayılı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından, 29/1/2014 tarihli ara kararı gereğince başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

6. Adalet Bakanlığının 27/2/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

7. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü, 26/3/2002 tarihinde Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde, başvurucuların arkadaşları aleyhine açtığı davada; 1330 parsel numaralı taşınmazın kısmen orman sınırları içinde kaldığını, davalılar adına olan tapu kaydının geçersiz olduğunu ileri sürerek, anılan kısmın orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya tescilini talep etmiş, dava dosyası Mahkemenin 2002/175 esas numarasına kaydedilmiştir.

9. Yine Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü, 27/11/2002 tarihinde Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde, başvurucular ve arkadaşları aleyhine açtığı davada; 1330 parsel numaralı taşınmazın kısmen orman sınırları içinde kaldığını, davalılar adına olan tapu kaydının geçersiz olduğunu ileri sürerek, anılan kısmın orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya tescilini talep etmiş, dava dosyası Mahkemenin 2002/699 esasına kaydedilmiştir.

10. Mahkemece, 11/3/2003 tarih ve E.2002/699, K.2003/181 sayılı kararla; her iki dava dosyasının taraflarının ve konularının aynı olduğu gerekçesiyle birleştirilmesine, yargılamaya E.2002/175 sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.

11. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 29/5/2012 tarih ve E.2002/175, K.2012/295 sayılı kararla; taşınmazın bulunduğu yerde kadastro uygulama çalışması yapıldığı, uygulama tutanaklarında taşınmazın davalı olarak gösterildiği, kadastro uygulama çalışmasından sonra görevsizlik kararı verilerek dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesi gerektiği belirtilerek, 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi ve 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi gereğince Mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesinden sonra davacının talebi halinde dosyanın Fethiye Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

12. Görevsizlik kararı, 29/5/2012 tarihinde başvurucular tarafından öğrenilmiştir.

13. Görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin 30/1/2014 tarihinde kesinleşmiş olup, dava dosyası Fethiye Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.

14. Görevsizlik kararı sonrası Fethiye Kadastro Mahkemesinin E.2014/13 sırasına kaydı yapılan dosyada 20/2/2014 tarihinde verilen karşı görevsizlik kararı üzerine, dosya olumsuz görev uyuşmazlığının karara bağlanması için Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmiştir.

B. İlgili Hukuk

15. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 27. maddesi, 28. maddesinin birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi, 31/8/1956 tarih ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 11. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 17/11/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 2/12/2013 tarih ve 2013/8720 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

17. Başvurucular, Muğla ili Fethiye ilçesinde bulunan 1330 parsel numaralı taşınmazın yarı hissesinin murisleri adına tespit ve tapuya tescil edildiğini, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından taşınmazın orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya tescili istemiyle Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/175 ve 2002/699 esas sayılı dosyalarında tapu iptali ve tescil davaları açıldığını, Mahkemece her iki dava dosyasının birleştirildiğini, taşınmazın bulunduğu yerde kadastro uygulama çalışmaları yapılması üzerine Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının Kadastro Mahkemesine gönderilmesine hükmedildiğini, anılan Mahkemece de karşı görevsizlik kararı verildiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

18. Başvurucuların yargılamanın uzunluğuyla ilgili şikâyeti açıkça dayanaktan yoksun olmadığı gibi, bu şikâyet için diğer kabul edilemezlik nedenlerinden herhangi biri de bulunmamaktadır. Bu nedenle, başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

19. Başvurucular, 27/11/2002 tarihinde Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhlerine açılan tapu iptali ve tescil davasında makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.

20. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, esasen Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de, Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).

21. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).

22. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, başvurucuların murisleri adına tapuya tescilli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı Orman Genel Müdürlüğü adına tapuya tescili istemine ilişkin davada, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).

23. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından 27/11/2002 tarihidir.

24. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).

25. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun, başvurucular ile arkadaşları adına tapuya tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile Orman Genel Müdürlüğü adına tescili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.

26. Orman Genel Müdürlüğü tarafından, 26/3/2002 tarihinde başvurucuların arkadaşları aleyhine Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, 1330 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescili talep edilmiş, yargılama Mahkemenin E.2002/175 sayılı dosyasında başlamıştır.

27. Yine Orman Genel Müdürlüğü tarafından 27/11/2002 tarihinde başvurucular ve arkadaşları aleyhine Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada 1330 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescili talep edilmiş, yargılama Mahkemenin E.2002/699 sayılı dosyasında başlamıştır. Mahkemece 11/3/2003 tarihinde davanın konusunun ve taraflarının aynı olduğu gerekçesiyle dava dosyalarının birleştirilmesine, yargılamanın E.2002/175 sayılı dava dosyası üzerinden devamına karar verilmiştir.

28. Mahkemece, tapu kayıtları getirtilmiş, taraflara tebligat yapılmış, adresi tespit edilemeyen davalıların adresleri araştırılmış, davacı vekiline, ölmüş olan davalılara ait veraset ilamlarını sunmaları için süre verilmiştir. Veraset ilamlarının tamamlanmasından ve taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, 13/9/2007 tarihinde taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılmasına karar verilmiştir. Keşiflerin defalarca ertelenmesinden sonra 28/11/2008 tarihinde keşif yapılmış, bilirkişi raporu alınmıştır.

29. 16/2/2010 tarihinde dava konusu taşınmaza ilişkin olarak memleket haritası ve hava fotoğrafının gönderilmesi için Adalet Bakanlığına müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. Bakanlıktan yazı cevabının gelmesinden sonra 15/7/2010 tarihinde yeniden keşif yapılması yönünde hüküm kurulmuş, ancak keşif kararı yerine getirilmemiştir.

30. 16/2/2012 tarihli duruşmada, dosyanın hâkim değişikliği nedeniyle incelemeye alınması yönünde ara karar kurulmuştur. 29/5/2012 tarihli duruşmada, taşınmazın bulunduğu yerde kadastro uygulama çalışmalarının yapılması nedeniyle Mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın Fethiye Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Görevsizlik kararı tüm davalılara tebliğ edildikten sonra, temyiz edilmeksizin 30/1/2014 tarihinde kesinleşmiştir. Görevsizlik kararı üzerine yargılamaya devam eden Fethiye Kadastro Mahkemesince karşı görevsizlik kararı verilmiş ve dosya merci tayini amacıyla Yargıtaya gönderilmiştir.

31. Mahkemece, 27/11/2002 havale tarihli dilekçe ile yargılamasına başlanıldığı anlaşılan davanın tensip zaptının tanzimi sonrasında, yargılama sürecinde birçok duruşma yapılmış olup, belirtilen celseler arasında genellikle üç aylık sürelerin bulunduğu, davanın esasına yönelik uyuşmazlığın sona ermediği anlaşılmıştır.

32. Yargılama sürecinde keşif ara kararlarının müracaat yokluğu, hava şartları, bilirkişi temin edilememesi gibi nedenlerle yerine getirilmediği ve bu uygulamanın davada yer alan taraf sayısı da nazara alındığında yargılamanın uzaması üzerinde baskın bir etkiye sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda keşif yapılmasından sonra tekrar delil toplandığı ve yeniden keşif kararı verildiği, ancak keşfin yapılmadığı görülmektedir.

33. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu yargılamanın gerek taşınmazın büyüklüğü ve taraf sayısı, gerekse keşif ve bilirkişi incelemesi gibi usul işlemlerini gerektirmesine bağlı olarak karmaşık bir niteliğe sahip olduğu, ancak yargılama sürecindeki gecikmeler ayrı ayrı değerlendirildiğinde yazılı yargılama usulünde tatbiki gereken yargılamayı hızlandırıcı niteliğe sahip özel usul hükümlerine riayet edilmediği, celse harcı tayini gibi usuli imkânların yargılama makamlarınca kullanılmadığı, yapılması gereken işlemlerin uzun sürelerle yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.

34. Başvuru konusu yargılamada söz konusu olduğu gibi, verilen birleştirme kararlarının adaletin daha iyi gerçekleştirilebilmesi için makul olduğu değerlendirilebilirse de, bu tür kararların yargılamayı uzatacağı göz önünde bulundurularak, yargılamanın diğer aşamalarında sürecin hızlandırılması hususunda daha fazla gayret ve özen gösterilmesi gerektiği açıktır.

35. Yargılama sürecinde davanın taraflarının yargılamayı geciktirici yöndeki işlem ve davranışları kural olarak, yargılamanın uzamasında taraf kusuru olarak kabul edilmekte ise de yargılama makamlarının ilgili usuli imkânları kullanmak suretiyle bu girişimleri engelleme sorumluluğu bulunmaktadır. Bu kapsamda, davacı vekilince muhtelif celselerde ve keşif günlerinde mazeret dilekçeleri sunulduğu görülmekle birlikte, başvurucuların tutumunun yargılamanın uzamasına özellikle bir etkisi olduğu tespit edilememiştir.

36. Başvurunun konusu olan tapu iptali ve tescil davasında yer alan kişi sayısı ve davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği, başvuruya konu yargılamanın karmaşık olduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak bakıldığında yaklaşık on iki yıldır devam eden ve henüz uyuşmazlığın esastan çözüme kavuşturulmadığı yargılama sürecinin makul olmadığı sonucuna varılmıştır.

37. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden

38. Başvurucular, makul sürede yargılanma haklarının ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep etmişlerdir.

39. 6216 sayılı Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

40. Başvurucu Harun Bolel tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olup, mevcut başvuruda Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla beraber, tespit edilen ihlalle iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, anılan başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

41. Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık on iki yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında, başvurucuların yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında her bir başvurucuya net 11.650,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

42. Başvurucular Hasan Oğuz Ermumcu ve Güneş Ermumcu Illing tarafından ayrı ayrı yapılan 198,35 TL harçtan oluşan yargılama giderinin ayrı ayrı başvuruculara ödenmesine ve belirtilen başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, başvurucu Harun Bolel tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan 1.706,10 TL yargılama giderinin anılan başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

43. Başvuruya konu yargılamanın yaklaşık on iki yıldır devam ettiği, uyuşmazlığın esasının henüz çözüme kavuşturulmadığı ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın konusu uyuşmazlığın esasının mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucuların;

1. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,

B. Başvurucuların her birine net 11.650,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

C. Başvurucular Hasan Oğuz Ermumcu ve Güneş Ermumcu Illing tarafından ayrı ayrı yapılan 198,35 TL harçtan oluşan yargılama giderinin ayrı ayrı BAŞVURUCULARA ÖDENMESİNE ve belirtilen başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine,

D. Başvurucu Harun Bolel tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan 1.706,10 TL yargılama giderinin anılan BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

F. Kararın bir örneğinin ilgili derece Mahkemelerine gönderilmesine,

17/11/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Hasan Oğuz Ermumcu ve diğerleri [2.B.], B. No: 2013/8720, 17/11/2014, § …)
   
Başvuru Adı HASAN OĞUZ ERMUMCU VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2013/8720
Başvuru Tarihi 2/12/2013
Karar Tarihi 17/11/2014
Birleşen Başvurular 2013/8721, 2014/886

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucular, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 27/11/2002 tarihinde, Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhlerine açılan tapu iptali ve tescil davasında görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının Kadastro Mahkemesine gönderildiğini, anılan Mahkemece de karşı görevsizlik kararı verildiğini, yargılamanın halen devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, maddi ve manevi tazminat talep etmişlerdir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu 30
3402 Kadastro Kanunu 25
27
28
29
30
32
36
6831 Orman Kanunu 11
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi