logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Methiye Özçelik ve diğerleri [2.B.], B. No: 2013/9059, 17/11/2014, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

METHİYE ÖZÇELİK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/9059)

 

Karar Tarihi: 17/11/2014

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Murat AZAKLI

Başvurucular

:

1. Methiye ÖZÇELİK

 

 

2. Yüksel GÖKALP ÇOKSÜER

 

 

3. Mehmet GÖKALP

 

 

4. Burhan GÖKALP

 

 

5. Haluk GÖKALP

 

 

6. Hamdiye GÖKALP

 

 

7. Harbiye GÖKALP

 

 

8. Hasan GÖKALP

 

 

9. Nebahat GÖKALP

 

 

10. Nezahet GÖKALP

 

 

11. Ömer GÖKALP

 

 

12. Turan GÖKALP

 

 

13. Seyithan GÖKALP

 

 

14. Necat GÖKALP

 

 

15. Adil GÖKALP

Vekilleri

:

Av. Ali AYDEMİR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucular, murisleri tarafından 1967 yılında Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasında makul sürede yargılama yapılmadığını, bu sürede taşınmazı kullanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, maddi ve manevi zararlarının tazminini talep etmişlerdir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular, 16/12/2013 ve 28/2/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Komisyon tarafından, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyaların Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Başvurucuların bir kısmı tarafından yapılan 2013/9059 sayılı bireysel başvuru dosyası ile bir kısım başvurucular tarafından yapılan 2014/2615 sayılı bireysel başvuru dosyası, aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş, incelemeye 2013/9059 sayılı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir

5. Bölüm Başkanı tarafından 2/5/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 21/5/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

7. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Mardin ili Derik ilçesi Hisaraltı köyü 65 parsel numaralı taşınmaz, kadastro tespit çalışmaları sonunda 6/6/1967 tarihinde başvurucuların murisi Ömer Gökalp ile Ş.Ş. ve müşterekleri adına tespit edilmiştir.

9. Ş.Ş., S.D., F.A., B.E. ile başvurucuların murisinin 1967 yılı Ağustos ayında kadastro tespitine itiraz etmeleri üzerine Derik Tapulama Mahkemesinde yargılamaya başlanılmıştır.

10. Mahkemece, 26/3/1971 tarih ve E.1967/150, K.1971/65 sayılı kararla; adalet duygularının zedelenmemesi gerekçesiyle Mahkeme Hâkiminin davadan çekilmesine karar verilmiştir.

11. Temyiz üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 25/5/1971 tarih ve E.1971/6100, K.1971/5032 sayılı ilamla; Kızıltepe Tapulama Mahkemesinin yargılama merci olarak tespitine karar vermiştir.

12. Kızıltepe Tapulama Mahkemesi, 19/9/1977 tarih ve E.1972/18, K.1977/49 sayılı kararla; taşınmazın Ş.Ş. adına tapuya tesciline, diğer davacıların ilk duruşmaya gelmedikleri ve delillerini bildirmedikleri için itiraz etmemiş sayılmalarına, davacı S.D.’nin itirazının reddine karar vermiştir.

13. Temyiz üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 20/4/1978 tarih ve E.1977/12878, K.1978/5494 sayılı ilamla, dosyada eksikliklerin bulunması nedeniyle dosyanın Mahkemesine iadesine karar vermiştir.

14. Eksikliklerin tamamlanmasından sonra yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 19/10/1978 tarih ve E.1978/9783, K.1978/12304 sayılı ilamıyla hüküm bozulmuştur.

15. Mahkeme bozma kararına uyarak yargılamaya devam etmiş, 20/3/1981 tarih ve E.1979/5, K.1981/59 sayılı kararla; Derik ilçesine başka hâkimlerin atandığı ve taşınmazın Derik ilçesinde bulunduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Derik Tapulama Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

16. Temyiz üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 20/10/1981 tarih ve E.1981/12521, K.1981/10814 sayılı ilamıyla hüküm bozulmuştur.

17. Kızıltepe Kadastro Mahkemesi bozmaya uyarak, E.1982/6 sayılı dava dosyasında yargılamaya devam etmiştir.

18. Kızıltepe Kadastro Mahkemesinin kapatılmasından sonra dosya Mardin Kadastro Mahkemesine gönderilmiş olup, anılan Mahkemenin E.2013/76 sayılı dosyasında yargılamaya devam edilmektedir.

19. Başvurucular, 16/12/2013 ve 28/2/2014 tarihlerinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

B. İlgili Hukuk

20. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

21. Mahkemenin 17/11/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 16/12/2013 tarih ve 2013/9059 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

22. Başvurucular, 1967 yılında, murisleri ve taşınmazın diğer hissedarları tarafından Kızıltepe Tapulama Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının, anılan Mahkemenin kapatılmasından sonra Mardin Kadastro Mahkemesinde halen devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını ve bu sürede taşınmazı kullanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

23. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

24. Başvurucular, murisleri tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davasının makul sürede sonuçlanmadığını ve taşınmazı bu sürede kullanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

25. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).

26. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45)

27. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, taşınmaz mülkiyeti hakkında Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasında, 3402 ve 6100 sayılı Kanun’larda yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).

28. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından 1967 yılının Ağustos ayıdır.

29. Başvuruya konu dava, başvurucuların miras bırakanlarından intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların yargılamaya katıldıkları an değil, somut olayda muris açısından değerlendirmeye esas alınan sürenin başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).

30. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı bireysel başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).

31. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, başvurucuların murisleri tarafından 1967 yılında Derik Tapulama Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasında Mahkemece, 26/3/1971 tarihinde, hâkimin davadan çekilmesine karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 25/5/1971 tarihli ilamıyla hükmün onanması üzerine yargılamaya Kızıltepe Tapulama Mahkemesinde devam edildiği anlaşılmıştır. Anılan Mahkemece yapılan yargılama sonunda, 19/9/1977 tarihinde, taşınmazın davacı Ş.Ş. adına tapuya tesciline, davacı S.D.'nin açtığı davanın reddine, diğer davacıların itiraz etmemiş sayılmalarına karar verildiği, temyiz üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 20/4/1978 tarihli ilamıyla eksik hususların tamamlanması için dosyanın geri çevrilmesine hükmedildiği, eksikliklerin tamamlanmasından sonra yapılan temyiz incelmesi sonunda Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 19/10/1978 tarihli ilamıyla hükmün bozulduğu tespit edilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, 20/3/1981 tarihinde, Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Derik Tapulama Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 20/10/1981 tarihli ilamıyla hükmün bozulduğu belirlenmiştir. Yargılamaya devam eden Kızıltepe Kadastro Mahkemesinin kapatılması üzerine Mardin Kadastro Mahkemesinde yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.

32. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, özellikle tensip zaptı kapsamında ikmaline başlanılması gereken tapu kaydı, birleşik kroki, mahalli bilirkişi listesi gibi evrakın ilgili kurumlardan talep edilmeyerek, yargılama sırasında münferit celselerde verilen ara kararları uyarınca kısım kısım talep edildiği, ara karar gereklerinin yerine getirilmediği muhtelif celselerde taraf vekillerinin mazeretlerinin kabulüne dair karar tesisi ile yetinildiği, celse harcı tayini gibi usuli imkânların yargılama makamlarınca kullanılmadığı, Mahkemece birçok defa dosyanın incelemeye alındığı ve bu sebeple duruşmaların ertelendiği, keşif ara kararlarının farklı gerekçelerle yerine getirilmediği ve birçok defa keşiflerin ertelendiği belirlenmiştir.

33. Başvuruya konu yargılamanın kadastro mahkemesi önünde sürdüğü görülmekle, 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir yargılama faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (§ 20).

34. Kadastro mahkemesi nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67; 2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).

35. Başvuruya konu davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık olduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve kırk yedi yılı aşkın süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.

36. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

37. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle taşınmazdan yararlanamadıkları gibi taşınmazdan sağlanan gelir desteğinden de mahrum kaldıklarını belirterek, Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş olup, başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.

3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden

38. Başvurucular Seyithan Gökalp, Necat Gökalp ve Adil Gökalp, 250.000,00 TL maddi, her biri için 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini; diğer başvurucular ise 250.000,00 TL maddi, her biri için 300.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.

39. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

 “Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

40. Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin kırk yedi yılı aşkın süredir devam yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucular Adil Gökalp, Seyithan Gökalp ve Harbiye Gökalp’e ayrı ayrı net 1.000,00 TL; diğer başvuruculara ayrı ayrı net 500,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

41. Başvurucular tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

42. Başvurucular Seyithan Gökalp, Necat Gökalp ve Adil Gökalp tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin anılan başvuruculara müştereken ödenmesine; bu üç başvuru dışında diğer on iki başvurucu tarafından yapılan ve 198,35 TL harçtan oluşan yargılama giderinin söz konusu on iki başvurucuya müştereken ödenmesine; 1.500,00 TL vekâlet ücretinin tüm başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.

43. Başvuruya konu yargılamanın kırk yedi yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucuların,

1. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,

B. Başvurucular Adil Gökalp, Seyithan Gökalp ve Harbiye Gökalp’e ayrı ayrı net 1.000,00 TL; diğer başvuruculara ayrı ayrı net 500,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,

C. Başvurucular Seyithan Gökalp, Necat Gökalp ve Adil Gökalp tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin anılan başvuruculara müştereken ödenmesine; bu üç başvuru dışında diğer on iki başvurucu tarafından yapılan ve 198,35 TL harçtan oluşan yargılama giderinin söz konusu on iki başvurucuya müştereken ödenmesine; 1.500,00 TL vekâlet ücretinin tüm başvuruculara müştereken ödenmesine,

D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,

E. Kararın bir örneğinin Mardin Kadastro Mahkemesine gönderilmesine,

17/11/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Methiye Özçelik ve diğerleri [2.B.], B. No: 2013/9059, 17/11/2014, § …)
   
Başvuru Adı METHİYE ÖZÇELİK VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2013/9059
Başvuru Tarihi 16/12/2013
Karar Tarihi 17/11/2014
Birleşen Başvurular 2014/2615

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucular, murisleri tarafından 1967 yılında Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasında makul sürede yargılama yapılmadığını, bu sürede taşınmazı kullanamadıklarını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, maddi ve manevi zararlarının tazminini talep etmişlerdir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu 30
3402 Kadastro Kanunu 25
28
29
30
32
36
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi