TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GÜLEY UĞUR VE DİĞERLERİ
BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/9083)
|
|
Karar Tarihi: 7/7/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
|
Başvurucular
|
:
|
Güley
UĞUR
|
|
|
Ayşe UĞUR
|
|
|
Yaşar SAĞIROĞLU
|
|
|
Dursun SAĞIROĞLU
|
|
|
Mehmet SAĞIROĞLU
|
|
|
Ahmet SAĞIROĞLU
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Mustafa AYDIN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, yargılama devam
ederken yapılan kanun değişikliği nedeniyle yasaların geriye yürümezliği
ilkesinin ihlal edildiği iddiası hakkındadır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 12/12/2013
tarihinde Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari
yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir
durumunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci
Komisyonunca 28/1/2015 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucuların murislerine
ait Malatya ili merkez Üç Bağlar mahallesinde bulunan taşınmaz 1974 yılında
Malatya Belediyesi tarafından sebze hali ve cami yapılmak amacıyla
kamulaştırılmış, otuz yılı aşkın bir süre sonra söz konusu taşınmaz 17/4/2008
tarihli Belediye Encümeni kararı ile park alanı olarak düzenlenmiştir.
6. Başvurucular taşınmazın park
alanı olarak düzenlenmesi üzerine 1/4/2013 tarihinde Malatya 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinde açtıkları davada, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 12/7/2013
tarihli ve 6495 sayılı Kanun ile değiştirilen 22. maddesinin değişiklikten
önceki haline dayanarak, park alanı olarak düzenleme işleminden dönülerek
taşınmazın kendilerine geri verilmesini, bu mümkün olmaz ise Mahkemece takdir
edilecek değer üzerinden davalı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep
etmişlerdir.
7. Yargılama sonunda Malatya 2.
Asliye Hukuk Mahkemesi, 19/9/2013 tarihli ve E.2013/187, K.2013/449 sayılı
kararı ile davanın açılmasına dayanak olan 2942 sayılı Kanun’un 22. maddesinin
12/7/2013 tarihli ve 6495 sayılı Kanun ile değiştirildiğini, bu nedenle davanın
hukuki dayanağının ortadan kalktığını belirterek, temyiz yolu açık olmak üzere davanın
reddine hükmetmiştir.
8. Davanın reddine ilişkin
karar başvuruculara 20/11/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
9. İlk Derece Mahkemesi kararı
taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 6/12/2013 tarihinde kesinleşmiştir.
10. Başvurucular 12/12/2013
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
11. 4/11/1983 tarihli ve 2942
sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun, 12/7/2013 tarihli ve 6495 sayılı Kanun ile
yapılan değişiklikten önceki, 22. maddesi şöyledir:
“Kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden
sonra taşınmaz malların kamulaştırma amacına veya kamu yararına yönelik
herhangi bir ihtiyaca tahsisi lüzumu kalmaması halinde, keyfiyet idarece mal
sahibi veya mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre duyurulur.
Bu duyurma üzerine mal sahibi veya mirasçıları, aldığı kamulaştırma bedelini üç
ay içinde ödeyerek taşınmaz malını geri alabilir.
Ancak, kamulaştırılan taşınmaz mala
kamulaştırmayı yapan idare dışında başka bir idare, kamulaştırma yoluyla
gerçekleştirebileceği bir kamu hizmeti amacıyla istekli olduğu takdirde,
yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmayarak bu Kanunun 30 uncu veya 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 23 üncü
maddesine göre işlem yapılır.”
12. 12/7/2013 tarihli ve 6495
sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun’un 26. maddesi şöyledir:
“4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma
Kanununun 22 nci maddesinin
başlığı “Vazgeçme, iade ve devir” şeklinde, birinci fıkrasının son cümlesi ise aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Kamulaştırmayı yapan
idarece kamulaştırma amacına uygun tesisat, yapı veya donatı yapıldıktan ve en
az 5 yıl kullanıldıktan sonra bu ihtiyacın ortadan kalkması nedeniyle
kamulaştırma amacında kullanılamayan taşınmazlar önceki mal sahibi veya
mirasçılarına iade edilmez. Bu taşınmazların kamulaştırma amacı dışında idarece
tasarruf edilmesi hâlinde, önceki mal sahibi veya mirasçıları tarafından
idareden herhangi bir hak, bedel veya tazminat talebinde bulunulamaz.”
13. 6495 sayılı Kanun’un 28.
maddesi şöyledir:
“2942
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 8- Bu Kanunun 22 nci maddesinin
birinci fıkrasının son cümlesi hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce gerçekleştirilen kamulaştırma işlemleri nedeniyle, kamulaştırılan
taşınmazların eski malikleri veya mirasçıları tarafından bu taşınmazların geri
alınması, bedel veya tazminat talebiyle açılan ve henüz kesinleşmeyen davalarda
da uygulanır.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
14. Mahkemenin 7/7/2015
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 12/12/2013 tarihli ve
2013/9083 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
15. Başvurucular, Malatya 2.
Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları dava görülürken yapılan kanun
değişikliğiyle davanın hukuki dayanağının ortadan kaldırıldığını ve
taleplerinin reddedildiğini, davanın reddinin kanun değişikliğine dayanması
nedeniyle temyiz yoluna başvurmadıklarını belirterek, yasaların geriye
yürümezliği ilkesinin ihlal edildiğini belirtmişler ve söz konusu taşınmazların
kendilerine verilmesine hükmedilmesini talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
16. Anayasa'nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması şarttır."
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı
fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da
ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının
bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
18. Anılan Anayasa ve Kanun
hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, "ikincil nitelikte bir kanun yolu"
olup bu yola başvurulmadan önce kural olarak olağan kanun yollarının tüketilmiş
olması şarttır.
19. Temel hak ve özgürlüklere
saygı, devletin tüm organlarının uyması gereken bir ilke olup bu ilkeye uygun
davranılmadığı takdirde, ortaya çıkan ihlale karşı öncelikle yetkili idari
mercilere ve derece mahkemelerine başvurulmalıdır (Cemal Ay, B. No: 2013/8674, 16/10/2014, § 29).
20. Anayasa'nın
148. maddesinin üçüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (1)
numaralı fıkrası uyarınca, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve buna ek
Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü
tarafından ihlal edildiğini iddia eden herkese Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuru yapma hakkı tanınmıştır. Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası
ile 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında ise, bireysel
başvuruda bulunulmadan önce, ihlal iddiasının dayanağı olan işlem, eylem ya da
ihmal için kanunda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının
tamamının tüketilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Temel hak ihlallerini
öncelikle derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, kanun yollarının
tüketilmesi koşulunu zorunlu kılar (Necati
Gündüz, Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, § 19, 20, 12/2/2013).
21. Bireysel başvurunun ikincil
niteliği gereği, başvurucuların, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği
iddialarını öncelikle yetkili idari mercilere ve derece mahkemelerine usulüne
uygun olarak iletmeleri, bu konuda sahip oldukları bilgi ve kanıtları zamanında
bu mercilere sunmaları, aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurularını takip
etmek için gerekli özeni göstermiş olmaları gerekir. Bu şekilde olağan denetim
mekanizmaları önünde ileri sürülüp takip edilmeyen temel hak ve özgürlüklerin
ihlaline ilişkin iddialar, Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuru konusu
yapılamaz (Bayram Gök, B. No: 2012/946,
26/3/2013, § 19).
22. Başvuru konusu olayda,
başvurucular, Malatya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları davaya ilişkin
yargılama devam ederken yapılan kanun değişikliği nedeniyle davanın
reddedildiğini belirterek, yasaların geriye yürümezliği ilkesinin ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerse de söz konusu iddianın temyiz mercii önünde ileri
sürülmesine engel bir durum ya da bu anlamda temyiz incelemesinin etkisiz bir
yol olduğuna yönelik somut bir veri ortaya konulmadığından iddianın öncelikle temyiz
mercii önünde ileri sürülmesi gerekmektedir. Ancak olayda İlk Derece Mahkemesi
kararının başvurucular tarafından temyiz edilmediği tespit edilmiştir.
23. Açıklanan nedenlerle, hukuk
sisteminde düzenlenen başvuru yolları usulüne uygun olarak tüketilmeden temel
hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasının bireysel başvuru konusu
yapıldığı anlaşıldığından, başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları
yönünden incelenmeksizin "başvuru
yollarının tüketilmemiş olması" nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
nedenlerle;
A. Başvurunun, 'başvuru yollarının
tüketilmemesi' nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde
bırakılmasına,
7/7/2015 tarihinde OY
BİRLİĞİYLE karar verildi.