logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mehmet Fatih Kızıl [2.B.], B. No: 2013/9321, 25/3/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET FATİH KIZIL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/9321)

 

Karar Tarihi: 25/3/2015

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

Raportör

:

Şükrü DURMUŞ

Başvurucu

:

Mehmet Fatih KIZIL

Vekili

:

Av.Türker CANDAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, ilgili ve yeterli olmayan gerekçelerle devam ettirilen tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle hukuka aykırı hale geldiğini ileri sürerek Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 19/12/2013 tarihinde doğrudan Anayasa Mahkemesine yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde belirlenen eksiklikler tamamlatılmış ve Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 19/2/2014 tarihinde başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

4. Bölüm tarafından 13/3/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına ve bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmesine karar verilmiştir

5. Başvuru konusu olay ve olgular 13/3/2014 tarihinde Adalet Bakanlığına bildirilmiştir. Adalet Bakanlığı, 4/4/2014 tarihli yazısı ile başvuruya ilişkin olarak görüş sunulmayacağını bildirmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 11/3/2011 tarihinde gözaltına alınmış ve 14/3/2011 tarihinde tutuklanmıştır.

8. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 6/2/2012 tarihli iddianamesiyle hakkında kamu davası açılan başvurucu, yapılan yargılama sonucunda Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2013 tarih ve E.2012/29, K.2013/191 sayılı kararıyla, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yağma, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, mala zarar verme ve ruhsatsız silah bulundurma suçlarından toplam 61 yıl 41 ay 10 gün hapis cezası ve 30.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve tutukluluğunun devamına karar vermiştir.

9. Anılan karara karşı 16/12/2013 tarihinde başvurucu tarafından yapılan itiraz, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/12/2013 tarih ve 2013/770 Değişik İş sayılı kararı ile reddedilmiştir.

10. Başvurucu 19/12/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Başvurucu hakkındaki dava temyiz üzerine Yargıtay’a gönderilmiş olup, hâlen temyiz aşamasında derdesttir.

B. İlgili Hukuk

12. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. Maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

 (2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

 a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.

 b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

 1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

 2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,

 Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

 (3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:

 a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;

 

 7. (Ek bent: 06/12/2006 - 5560 S.K.17.md) Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149),

….

9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, Madde 220) ....”

13. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

 “(2) Tehdidin;

 a) Silâhla,

 ….

 c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

 d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

 İşlenmesi hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

14. 5237 sayılı Kanun’un 109. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

 “(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

 (2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

15. 5237 sayılı Kanun’un 149. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

Yağma suçunun;

a) Silâhla,

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

....

f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,

g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla,

...

İşlenmesi hâlinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

16. 5237 sayılı Kanun’un 151. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hâle getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”

17. Aynı Kanun’un 220. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir..

18. 10/7/1953 tarih ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkındaki Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

Her kim bu Kanunun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait mermileri ülkeye sokar veya sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları 29/6/2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silâh, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında ülkede yapar veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahları veya mermileri bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya bilerek aracılık eder, satar veya satmaya aracılık ederse veya bu amaçla bulundurursa beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşyüz günden beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 25/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 19/12/2013 tarih ve 2013/9321 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

 A. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu, uzun bir süredir tutuklu olduğunu, tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda mahkemenin soyut gerekçelere dayandığını, tutukluluk süresinin makul olup olmadığı konusunda mahkemeler arasında uygulama farklılıkları bulunduğunu, Ankara Ağır Ceza Mahkemelerinde sanıkların tutukluluk sürelerinin makul olmasına dikkat edilirken Adana Ağır Ceza Mahkemelerinde bu hususun göz ardı edildiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği, suç ve cezaların kanuniliği ve eşitlik ilkelerinin ihlal edildiğini iddia etmiş, tahliye ve tazminat talep etmiştir.

B. Değerlendirme

21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Bu nedenle başvurucunun iddialarının özünün tutukluluk süresinin makul olmadığı iddiasına ilişkin olması nedeniyle şikayetlerinin Anayasa'nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

22. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

 … Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”

23. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

 “İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.”

24. Anılan hükümler uyarınca bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup, bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (B. No: 2012/254, 6/2/2014, § 30).

25. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca, başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).

26. Somut olayda, başvurucu yargılamayı yapan Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/12/2013 tarih ve E.2012/29, K.2013/191 sayılı tutukluluğun devamı kararına karşı 16/12/2013 tarihinde itiraz yasa yoluna başvurmuş, ancak itiraz sonucunu beklemeksizin 19/12/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

27. 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması, başka bir deyişle bireysel başvuru yapıldığı tarihte başvuru koşullarının tamamının sağlanmış olması gerekir. Bununla birlikte bir başvuru yolu yoksa ya da olan başvuru yolları etkili değilse Mahkeme somut olayın koşullarını dikkate alarak bir başvurunun incelenmesine karar verebilir (B. No: 2012/254, 6/2/2014, § 33). Başvuru konusu olay dikkate alındığında başvuru yollarının tüketilmesi kuralına istisna tanınmasını gerektiren bir durumun olmadığı görülmektedir.

28. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun tutukluluk süresinin makul olmadığı ve tutukluluğun devamına ilişkin kararların gerekçelerinin ilgili ve yeterli olmadığı yönündeki iddiaları ile ilgili olarak kanunda öngörülmüş yargısal başvuru yollarının tamamı tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığı anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

 V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

Başvurunun “başvuru yollarının tüketilmemiş olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 25/3/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mehmet Fatih Kızıl [2.B.], B. No: 2013/9321, 25/3/2015, § …)
   
Başvuru Adı MEHMET FATİH KIZIL
Başvuru No 2013/9321
Başvuru Tarihi 19/12/2013
Karar Tarihi 25/3/2015

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucu, ilgili ve yeterli olmayan gerekçelerle devam ettirilen tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle hukuka aykırı hale geldiğini ileri sürerek Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (süre) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 100
5237 Türk Ceza Kanunu 106
109
149
151
220
6136 Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun 12
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi