TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
OKAN TÜM VE ALİ RIZA EREN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2013/9509)
|
|
Karar Tarihi: 7/4/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Alparslan ALTAN
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe GÜLTEKİN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Okan TÜM
|
|
|
2. Ali Rıza EREN
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Mehmet Ali KIRDÖK
|
|
|
Av. Ümit SİSLİGÜN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, terör örgütüne üye olmak suçundan yürütülen
soruşturma kapsamında 17/10/1996 tarihinde gözaltına alınan başvurucular
hakkında açılan kamu davasının makul sürede sonuçlandırılamaması nedeniyle adil
yargılama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/12/2013 tarihinde İstanbul 4. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır.Başvuru
formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun
Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 29/1/2014 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm tarafından 5/9/2014 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 18/9/2014 tarihli yazısında Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvurucular Okan Tüm ve Ali Rıza Eren, DHKP/C adlı silahlı
terör örgütüne yönelik operasyon kapsamında 16/10/1996 tarihinde İstanbul
Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gözaltına alınarak
30/10/1996 tarihinde İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet
Başsavcılığına çıkarılmışlardır. Başvurucu Ali Rıza Eren aynı tarihte serbest
bırakılırken Okan Tüm'ün 31/10/1996 tarihinde DGM
Yedek Hâkimliği tarafından yapılan sorgusunun ardından tutuklanmasına karar
verilmiştir.
7. İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığının 18/11/1996 tarihli ve
1996/1420 sayılı iddianamesiyle başvurucular hakkında kamu davası açılmıştır.
İddianamede başvurucuların DHKP/C terör örgütü üyesi oldukları, "Devrimci Halk Güçleri Komitesi"nde yer aldıkları, örgüt
adına bazı gösterilere katıldıkları, pankart asma ve molotof
kokteyli atma eyleminde yer aldıkları iddiaları yer almaktadır.
8. İstanbul DGM Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen 22/6/1998
tarihli ve 1998/817 sayılı iddianame ile "yasa dışı örgüt üyesi"
olduğu, 1/6/1998 tarihinde İstanbul ili Maltepe ilçesinde bulunan bir
kahvehaneye patlayıcı madde atılması, 29/5/1998 tarihinde Gülsuyu meydanında
mobilyacı kepenklerine örgüt pankartı asılarak ses bombası patlatılması
olaylarına karıştığı iddialarıyla başvurucu Okan Tüm hakkında kamu davası
açılmıştır.
9. Başvurucu Okan Tüm hakkında açılan ikinci kamu davası, İstanbul
5 No.lu DGM'nin E.1998/293 sayılı dosyası kapsamında görülmeye başlanmıştır.
10. İstanbul 5 No.lu DGM'nin birleştirme yönünde görüşünü alan
İstanbul 6. No.lu DGM, 5/10/1998 tarihli kararıyla E.1998/293 sayılı dosyanın
başvurucu Okan Tüm yönünden E.1996/231 sayılı dosya ile birleştirilmesine karar
vermiştir.
11. Mahkeme 10/5/2002 tarihli kararıyla başvurucu Okan Tüm
hakkında 24 yıl 12 ay ağır hapis ve 5 yıl 5 gün hapis cezası, başvurucu Ali
Rıza Eren hakkında ise 12 yıl 6 ay ağır hapis ve 10 yıl 13 ay 10 gün hapis
cezasına hükmetmiştir.
12. Başvurucuların temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin
7/7/2003 tarihli ve E.2003/639, K.2003/1308 sayılı ilamıyla İlk Derece
Mahkemesi kararı bozulmuştur.
13. Bozma sonrası yürütülen yargılamada İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli)20/11/2013 tarihli ve E.2003/244,
K.2013/130 sayılı kararıyla her iki başvurucu açısından olağanüstü zamanaşımı
sürelerinin dolmuş olması nedeniyle kamu davasını ortadan kaldırılmasına
hükmedilmiştir.
14. Karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
15. Başvurucular 17/12/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
16. 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun
168. maddesinin ikinci fıkrası, 102. maddesinin üçüncü fıkrası, 104. maddesinin
ikinci fıkrası.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 7/4/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
18. Başvurucular, terör örgütüne üye olmak suçundan yürütülen soruşturma kapsamında
haklarında açılan kamu davasının makul sürede sonuçlandırılamadığını belirterek
adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler; tazminat talep
etmişlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
19. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
20. Başvurucular, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet
Başsavcılığınca haklarında açılan kamu davasında yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
21. Ceza davalarına ilişkin yargılamaların makul sürede
sonuçlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesince makul sürede yargılanma hakkının adil yargılanma hakkının
kapsamına dâhil olduğu kabul edilerek bir davadaki yargılama süresinin makul
olup olmadığının tespitinde davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve
başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi
hususların dikkate alınacağı belirtilmiş (B.E.
B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; Ersin
Ceyhan, B. No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40) ve bu kapsamda yapılan
incelemeler sonucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik
kararlar verilmiştir (Mehmet Fatih Özdemir,
B. No: 2013/1607, 17/11/2014; Ömer Çoygun, B. No: 2013/3396, 22/6/2015; Osman Bayrak, B. No: 2013/3803,
25/2/2015).
22. Başvuru konusu olay, terör örgütüne üye olmak suçundan İstanbul 6 No.lu Devlet Güvenlik
Mahkemesinde açılan ceza davasına ilişkindir. Ceza muhakemesinde yargılama
süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye
suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan
ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi birtakım tedbirlerin uygulanması
anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru açısından bu tarih,başvurucuların DHKP/C adlı
silahlı terör örgütüne yönelik operasyon kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gözaltına alındığı 16/10/1996'dır. Ceza
yargılamasında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının nihai olarak karara
bağlandığı tarih olup somut başvuru açısından bu tarih, İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli) tarafından açılan kamu davasının ortadan
kaldırılması kararının verildiği 20/11/2013'tür (Ersin Ceyhan, § 35).
23. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesi neticesinde
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen
soruşturma kapsamında başvurucuların 16/10/1996 tarihinde gözaltına
alındıkları, 31/10/1996 tarihinde salıverildikleri, İstanbul Devlet Güvenlik
Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının 22/6/1998 tarihli iddianamesiyle
başvurucular hakkında ceza davasının açıldığı tespit edilmiştir. İstanbul 6
No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 10/5/2002 tarihli kararı ile atılı
eylemlerin ve örgüt üyeliği suçlamasının sabit olduğu belirtilerek
başvurucuların cezalandırılmasına karar verildiği, temyiz üzerine Yargıtay 9.
Ceza Dairesinin 7/7/2003 tarihli ilamıyla İlk Derece Mahkemesi kararının
bozulduğu, bozmaya uyularak yürütülen yargılamada Mahkemenin 20/11/2013 tarihli
kararıyla başvurucular hakkında açılan kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar
verildiği, temyiz edilmemesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
24. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde başvuruya konu ceza
davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmakla birlikte davaya bütün olarak bakıldığında
somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön
bulunmadığı ve söz konusu on yedi yıllık yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
27. Başvurucular ayrı ayrı 30.000 TL tazminatın ödenmesi
talebinde bulunmuşlardır.
28. Bireysel başvuru dosyasının incelenmesi neticesinde
başvurucuların adil yargılanma haklarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
29. Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin on yedi
yıllık yargılama süresi dikkate alındığında yargılama faaliyetinin uzunluğu
sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı
karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 25.800 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 198,35 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.998.35 TL
yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara ayrı ayrı net 25.800 TL manevi tazminat
ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 198,35 TL harçtan ve 1.800 TL vekalet ücretinden oluşan
toplam 1.998.35 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
MÜŞTEREKENÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
7/4/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.