TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET HABERAL BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2014/1050)
|
|
Karar Tarihi: 28/5/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Zehra Ayla PERKTAŞ
|
|
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Zühtü ARSLAN
|
Raportör
|
:
|
Yunus HEPER
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet HABERAL
|
Vekili
|
:
|
Av. Feride Dilek HELVACI
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, milletvekili olduğu halde hakkında “yurtdışına çıkamamak” şeklinde adli kontrol
tedbirinin uygulanması nedeniyle siyasal katılım hakkı ile seyahat özgürlüğü,
gerekçeli karar hakkı ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, başvurucu vekili tarafından 27/1/2014 tarihinde
bizzat yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona
sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 29/1/2014 tarihinde
kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm tarafından 3/2/2014 tarihinde yapılan toplantıda
kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular 3/2/2014 tarihinde Adalet
Bakanlığına bildirilmiştir. Bakanlık görüşünü 26/2/2014 tarihinde Anayasa
Mahkemesine sunmuştur.
6. Adalet Bakanlığı tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan
görüş başvurucu vekiline 27/2/2014 tarihinde bildirilmiştir. Başvurucu Bakanlık
görüşüne karşı 28/2/2014 tarihinde beyanda bulunmuştur.
7. Başvurucu 13/3/2014 tarihli dilekçesinde hakkında
uygulanan yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin İstanbul 1. Ağır Ceza
Mahkemesinin 11/3/2014 tarihli kararı ile kaldırıldığını bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca
yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında 13/4/2009 tarihinde Ankara’da
gözaltına alınmış, 17/4/2009 tarihinde sorgusunu müteakip İstanbul’da
tutuklanmıştır.
10. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/7/2009 tarihinde
düzenlenen iddianamede başvurucu, “terör
örgütü kurmak ya da yönetmek, cebir ve şiddetle TBMM’nin faaliyetlerini
engellemeye teşebbüs, cebir ve şiddetle Hükümetin faaliyetlerini engellemeye
teşebbüs etmek”le
suçlanmıştır. Başvurucu ve diğerleri hakkında açılan bu dava Ergenekon
ana davası ile birleştirilmiştir.
11. Başvurucu hakkındaki yargılama İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2009/191 Esas sayılı dava dosyasında yapılmıştır. Mahkeme,
5/8/2013 tarihli kararında, başvurucunun “Türkiye
Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten men
etmek” suçuna eksik teşebbüste bulunduğunu sabit görerek 12 yıl 6 ay
hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tutuklu yargılanan başvurucunun
tahliyesine karar vermiştir.
12. Mahkeme ayrıca, başvurucuya “verilen ceza miktarı ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak… hakkında
yurt dışına çıkış yasağı konulmasına” da karar vermiştir.
13. Başvurucu, hukuka aykırı olarak tutuklandığı ve
tutukluluğunun makul süreyi aştığı iddiasıyla 30/11/2012 tarihinde Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi, 4/12/2013
tarihli kararında, tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiasıyla ilgili olarak
Anayasa’nın 67. maddesinin birinci fıkrasıyla bağlantılı olarak 19. maddesinin
yedinci fıkrasının ihlal edildiğine; seçilme hakkının ihlal edildiği iddiasıyla
ilgili olarak Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrasıyla bağlantılı olarak
67. maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine; tutukluluğa itirazın
incelenmesi sırasında Cumhuriyet Savcısı’nın yazılı mütalaasının tebliğ
edilmediği iddiasıyla ilgili olarak Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci
fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir.
14. Anayasa Mahkemesinin kararı üzerine başvurucu, hakkındaki
yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin kaldırılması ya da söz konusu adli kontrol
tedbirinin bir başka adli kontrol tedbirine çevrilmesi talebinde bulunmuştur.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 20/1/2014 tarihli kararında “davanın kovuşturma aşamasının 5/8/2013 tarihinde sona
erdiği, bu tarihte verilen kararlara itiraz süresinin ise 12/8/2013 tarihinde
dolduğu, bu aşamadan sonra kovuşturma aşamasının tamamlanmış olduğu, sanığın
daha önceki aynı konudaki taleplerinin ve itirazlarının reddedilmiş olması da
dikkate alınarak, yeniden karar verilmesine mahal olmadığına…”
gerekçesi ile talep hakkında bir karar vermemiştir.
15. Anılan karara yapılan itiraz, İstanbul 14. Ağır Ceza
Mahkemesinin, 23/1/2014 tarihli kararı ile reddedilmiştir. İstanbul 14. Ağır
Ceza Mahkemesi kararında “İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesinin 20/1/2014 tarih ve 2014/99 değişik iş sayılı kararının ve
gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, herhangi bir isabetsizlik görülmediği
anlaşıldığından…” gerekçesi ile itirazı reddetmiştir.
16. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/3/2014 tarihli
kararı ile başvurucu hakkında verilen yurt dışına çıkamamak tedbirinin kaldırılmasına
karar verilmiştir.
B. İlgili Hukuk
17. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
“Adli kontrol” başlıklı 109.
maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:
“(1) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı
halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar
verilebilir.
…
(3) Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya
birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:
a) Yurt dışına çıkamamak.
…
(6) Adlî kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti
sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez. Bu hüküm, maddenin üçüncü
fıkrasının (e) bendinde belirtilen hallerde uygulanmaz.
(7) Kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması
nedeniyle salıverilenler hakkında (…) adlî kontrole ilişkin hükümler
uygulanabilir.”
18. 5271 sayılı Kanun’un “Adlî
kontrol kararı ve hükmedecek merciler” başlıklı 110. maddesi
şöyledir:
(1) Şüpheli,
Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma
evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabilir.
(2) Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol
uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolun içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya
kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına
uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.
(3) 109 uncu madde ile bu madde hükümleri, gerekli
görüldüğünde, görevli ve yetkili diğer yargı mercileri tarafından da, kovuşturma evresinin her aşamasında uygulanır.”
19. 5271 sayılı Kanun’un “Adlî
kontrol kararının kaldırılması” başlıklı 111. maddesi şöyledir:
“(1) Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet
savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme 110 uncu maddenin ikinci
fıkrasına göre beş gün içinde karar verebilir.
(2) Adlî kontrole ilişkin kararlara itiraz edilebilir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
20. Mahkemenin 28/5/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 27/1/2014 tarihli ve 2014/1050 numaralı bireysel başvurusu
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu;
i. Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat
veya vazife görmekten cebren menetmek suçundan yargılandığı İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesinin 5/8/2013 tarihli kararında, hakkında yurt dışına çıkmamak
şeklinde adli kontrol tedbir kararı verildiğini, adli kontrol kararının ve
itiraz incelemesini yapan mahkemenin kararının gerekçesiz olduğunu bu sebeple
Anayasa’nın 141. maddesinin ihlal edildiğini,
ii. Yurtdışına çıkamamak adli tedbir kararının seçilmiş
milletvekillerinin yasama faaliyetlerini engellemesi nedeniyle Anayasa’nın 67.
maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğini,
iii. Barış ve Demokrasi Partisinin tutuklu milletvekilleri
tahliye edildikleri sırada bu kişilere yurt dışına çıkış yasağı konulmadığını,
kendisine ise yurt dışına çıkış yasağı konulması nedeniyle eşitlik ilkesini
düzenleyen Anayasa’nın 10. maddesinin ihlal edildiğini,
iv. Ayrıca yurtdışına
çıkış yasağı tedbiri uygulanmasının Anayasa’nın 23. maddesinde düzenlenen
seyahat özgürlüğünün ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
22. Başvurucunun iddialarına karşı Bakanlık görüşünde,
serbest dolaşım hakkının düzenlendiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin
(AİHS), Ek 4 No.lu Protokolü’ne ülkemizin taraf olmadığı belirtilmiştir.
Bakanlık görüşünde ayrıca başvurucunun şikâyetlerinin AİHS’e
Ek 1 No.lu Protokol’ün 3. maddesi ve Anayasa’nın 67. maddesinde yer alan
serbest seçim hakkı çerçevesinde incelenmesi gerektiği belirtmiştir.
23. Başvurucu, başvurunun esası hakkındaki Bakanlık görüşüne
karşı, başvuru dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiştir. Başvurucu ayrıca
13/3/2014 tarihli dilekçesinde hakkında uygulanan yurt dışına çıkamamak
tedbirinin kaldırıldığını belirtmiştir.
24. Başvuru konusu olayda, başvurucu, İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığınca yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında 13/4/2009 tarihinde
Ankara’da gözaltına alınmış, 17/4/2009 tarihinde sorgusunu müteakip İstanbul’da
tutuklanmıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/7/2009 tarihinde
düzenlenen iddianamede başvurucu, “terör
örgütü kurmak ya da yönetmek, cebir ve şiddetle TBMM’nin faaliyetlerini
engellemeye teşebbüs, cebir ve şiddetle Hükümetin faaliyetlerini engellemeye
teşebbüs etmek”le
suçlanmıştır. Başvurucu ve diğerleri hakkında açılan bu dava Ergenekon
ana davası ile birleştirilmiştir. Başvurucu hakkındaki yargılama İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/191 Esas sayılı dava dosyasında yapılmıştır. Mahkeme,
5/8/2013 tarihli kararında, başvurucunun “Türkiye
Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten men
etmek” suçuna eksik teşebbüste bulunduğunu sabit görerek 12 yıl 6 ay
hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tutuklu yargılanan başvurucunun
tahliyesine karar vermiştir. Mahkeme, başvurucuya “verilen ceza miktarı ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak… hakkında
yurt dışına çıkış yasağı konulmasına” karar vermiştir.
25. Başvurucu, hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin
kaldırılması ya da söz konusu adli kontrol tedbirinin bir başka adli kontrol
tedbirine çevrilmesi talebinde bulunmuştur. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi,
20/1/2014 tarihli kararı ile talebi reddetmiştir. Anılan karara yapılan itiraz,
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23/1/2014 tarihli kararı ile reddedilmiş
ve başvurucu 27/1/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda
bulunmuştur.
26. Başvurucu Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuruda bulunulduktan sonra yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması
için İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesine başvurmuştur. İstanbul 1. Ağır Ceza
Mahkemesinin 11/3/2014 tarihli kararı ile başvurucu hakkında verilen yurt
dışına çıkamamak tedbirinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Böylece
başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmamıştır.
27. Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü’nün 80. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (ç) bendi şöyledir:
“(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her
aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan
herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini
haklı kılan bir neden görülmemesi.”
28. Açıklanan
nedenlerle, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir
neden kalmadığı anlaşıldığından, başvurunun,
diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “düşmesine” karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle başvurunun, “incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmamış olması”
nedeniyle DÜŞMESİNE, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
bırakılmasına 28/5/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.