TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ
BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İBRAHİM
KALKAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru
Numarası: 2014/11416)
|
|
Karar
Tarihi: 10/3/2015
|
|
İKİNCİ
BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
İbrahim KALKAN
|
Vekili
|
:
|
Av. İsmail DOĞAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, 28/1/2004 tarihinde
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı imar ve ihyaya dayalı kazandırıcı
zamanaşımı yoluyla tescil davasında makul sürede yargılama yapılmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat
talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 7/4/2014 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik
bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 30/5/2014
tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere,
dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
I.4. Bölüm Başkanı tarafından 18/12/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 29/12/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, Maliye Hazinesine karşı 28/1/2004
tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde imar ve ihyaya dayalı
kazandırıcı zamanaşımına dayalı olarak tescil davası açmıştır.
8. Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 22/4/2010
tarih ve E.2004/51, K.2010/341 sayılı kararıyla davanın kabulüne ve söz konusu
taşınmazın başvurucu adına tapuya tesciline karar vermiştir.
9. Davalı Maliye Hazinesinin temyizi üzerine Yargıtay 8.
Hukuk Dairesi, 28/2/2011 tarih ve E.2010/4243,
K.2011/1049 sayılı ilâmıyla İlk Derece Mahkemesinin kararını bozmuştur.
10. Bozma üzerine, Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin
E.2011/879 sayılı dosyasına kaydedilen davadaki yargılama halen devam
etmektedir.
11. Başvurucu, 7/4/2014 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
12. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 22/11/2001 ve 4721 sayılı Türk Medeni
Kanunu’nun 713. ve 716. maddeleri.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
13. Mahkemenin 10/3/2015 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 7/4/2014 tarih ve 2014/11416 numaralı
bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, 28/1//2004 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk
Mahkemesinde açtığı imar ve ihyaya dayalı kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tescil
davasında makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
15. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
16. Başvurucu, 28/1/2004 tarihinde
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı imar ve ihyaya dayalı kazandırıcı
zamanaşımı yoluyla tescil davasında, makul sürede yargılama yapılmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
17. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013,
§ 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından
ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve
haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da
unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme
yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı
ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul
sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması
gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§
38–39).
18. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
19. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu taşınmazın tescili
davasında 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı
Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin,
medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B.
No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
20. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 28/1/2004
tarihidir.
21. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013,
§ 52).
22. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, 28/1/2004 tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde
imar ve ihyaya dayalı kazandırıcı zamanaşımına dayalı olarak açılan tescil
davasında, ilk olarak 18/3/2005 tarihinde keşif yapılarak bilirkişi raporu
alındığı, dava konusu yerin tarım arazisi haline getirilip getirilmediğinin
tespiti için 22/4/2010 tarihinde yeni bir bilirkişi raporu alındığı ve toplanan
deliller doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyiz incelemesi
neticesinde bozulduğu, bozma sonrası Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin
E.2011/879 sayılı dosyasına kaydedilen davadaki yargılamanın halen devam ettiği
belirlenmiştir.
23. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi
mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki
iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi
tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul
hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir (B.No:2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
24. Başvuruya konu davanın mahiyeti
nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın
karmaşık niteliğinin bulunduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak
bakıldığında, 1086 sayılı mülga Kanun ve 6100 sayılı Kanun hükümlerine tabi bir
yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini
gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık on bir yıldır devam eden yargılama
sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
25. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
26. Başvurucu, 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini
talep etmiştir.
27. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
28. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık
on bir yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama
faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan
manevi zararları karşılığında başvurucuya net 10.000,00 TL manevi tazminat
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
29. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler
uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
30. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık on bir yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. Makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 10.000,00
TL, manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer
taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan
206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekalet ücretinden oluşan
toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini
takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay
içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği
tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
10/3/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.