TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ ÇELİK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/12733)
Karar Tarihi: 10/3/2015
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Raportör Yrd.
Derya ATAKUL
Başvurucu
Ali ÇELİK
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, 23/2/1999 tarihinde Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan "menfi tespit ve senet iptali" davasında makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 23/7/2014 tarihinde Kuşadası 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 24/10/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 21/11/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 1/12/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. A.Ç., başvurucu aleyhine 23/2/1999 tarihinde Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada, başvurucu tarafından icra takibine konu edilen iki senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini ve senetlerin iptalini talep etmiş, yargılamaya Mahkemenin E.1999/95 sayılı dava dosyasında başlanmıştır.
8. Kuşadası ilçesinde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kurulmasından sonra dava dosyası Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesine devredilmiş olup, yargılamaya Mahkemenin E.2004/13 sayılı dava dosyasında devam edilmiştir.
9. Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığının 17/12/1998 tarih ve E.1998/588 sayılı iddianamesi ile başvurucu ve diğer şüpheli hakkında "zorla senet imzalatmak" suçundan kamu davası açılmıştır.
10. Yargılamaya başlayan Kuşadası Sulh Ceza Mahkemesi, başvurucu ve diğer sanık hakkında beraat kararı vermiş, temyiz üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 15/6/2000 tarihli ilâmı ile hüküm bozulmuştur.
11. Bozma ilâmına uyan Kuşadası Sulh Ceza Mahkemesi, 20/10/2000 tarih ve E.2000/807, K.2000/1162 sayılı karar ile Mahkemenin görevsizliğine ve dava dosyasının görevli ve yetkili Aydın Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
12. Yargılamaya başlayan Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 6/10/2004 tarih ve E.2001/332, K.2004/352 sayılı kararı ile başvurucu ve diğer sanığın beraatlerine karar vermiş, temyiz üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 1/6/2009 tarih ve E.2007/5219, K.2009/9377 sayılı ilâmıyla hüküm bozulmuştur.
13. Bozma ilâmına uyan Mahkeme yaptığı yargılama sonunda, 28/3/2012 tarih ve E.2009/349, K.2012/86 sayılı kararı ile başvurucu ve diğer sanığın beraatlerine karar vermiştir.
14. Karar temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir.
15. Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesince uzun süre başvurucu hakkında Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde "zorla senet imzalatmak" suçundan açılan kamu davasının sonuçlanması beklenmiştir.
16. Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2004/13 sayılı dava dosyasında yargılamaya devam edilmektedir.
17. Başvurucu, 23/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
18. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 9/6/1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi ile 169/a maddesi.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 10/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 23/7/2014 tarih ve 2014/12733 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu, 23/2/1999 tarihinde Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhine açılan "menfi tespit ve senet iptali" davasının halen devam ettiğini, Mahkemece, Kuşadası 2. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasının sonuçlanmasının beklendiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
21. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
22. Başvurucu, 23/2/1999 tarihinde aleyhine açılan “menfi tespit ve senet iptali” davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
23. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
24. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
25. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan “menfi tespit ve senet iptali” davasında, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
26. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından 23/2/1999 tarihidir.
27. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı bireysel başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
28. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, başvurucu aleyhine 23/2/1999 tarihinde Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, başvurucu tarafından icra takibine konu edilen iki senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve senetlerin iptalinin talep edildiği, yargılamaya Mahkemenin E.1999/95 sayılı dava dosyasında başlandığı belirlenmiştir. Kuşadası ilçesinde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kurulmasından sonra dava dosyası Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesine devredildiği, Mahkemece, tarafların delilleri toplandıktan sonra uzun süre başvurucu hakkında Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde "zorla senet imzalatmak" suçundan açılan kamu davasının sonuçlanmasının beklendiği ve yargılamanın halen devam ettiği anlaşılmıştır.
29. 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
30. Başvuruya konu “menfi tespit ve senet iptali” davası, hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucunun tutum ve davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da söylenemez. Anılan davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu yaklaşık on altı yıldır devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
31. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
32. Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini tespiti ile 400.000,00 TL maddi, 450.000,00 TL manevi tazminat ödenmesini talep etmiştir.
33. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
34. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık on altı yıldır devam eden yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 21.600,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
35. Başvurucu tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
36. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun;
1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 21.600,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
10/3/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.