TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MAHMUT TANAL BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru
Numarası: 2014/11438)
|
|
Karar
Tarihi: 23/7/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Zühtü ARSLAN
|
Raportör
|
:
|
Yunus HEPER
|
Başvurucu
|
:
|
Mahmut TANAL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına aday olması nedeniyle Başbakanlık görevinden
ayrılması gerektiğini belirterek, Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik
ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 14/7/2014
tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari
yönden yapılan ön incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca 17/7/2014 tarihinde kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade
edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
5. Yüksek Seçim Kurulunun
Cumhurbaşkanı seçimi geçici aday listesine ilişkin kararı 8/7/2014
tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
6. Başvurucu, Yüksek Seçim Kurulunun
bu kararına 3/7/2014 tarihinde itiraz etmiştir.
7. Cumhurbaşkanı seçimi kesin aday
listesiyle ilgili Yüksek Seçim Kurulunun 12/7/2014
tarihli kararı ile başvurucunun itirazı reddedilmiştir.
8. Yüksek Seçim Kurulunun “kesin aday listesi”ne ilişkin kararının ilgili
kısmı şu şekildedir:
“… İlk oylaması 10 Ağustos 2014
Pazar günü, ilk oylamada geçerli oyların salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde
ikinci oylaması 24 Ağustos 2014 Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanı Seçimi
nedeniyle aday gösterilenlere ilişkin itirazlar
Yüksek Seçim Kurulunca karara bağlanmış olup.
-Ekmeleddin
Mehmet İHSANOĞLU,
-Recep Tayyip ERDOĞAN,
-Selahattin DEMİRTAŞ'tan
oluşan
"KESİN ADAY LİSTESİ" nin 6271 sayılı Cumhurbaşkanı
Seçimi Kanunu'nun 10. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 11 Temmuz 2014 Cuma
günü Resmî Gazete'de yayımlanmasına karar verilmesi
gerekmiştir…”
9. Başvurucu, itirazının reddedilmesi
üzerine 14/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
10. 19/1/2012 tarih ve 6271 Sayılı Cumhurbaşkanı
Seçimi Kanunu'nun “İtiraz ve kesin aday
listesi” kenar başlıklı 10. maddesi ile aynı Kanun’un “Adayların görevden ayrılması ve göreve dönmesi”
kenar başlıklı 11. maddesinin (1) numaralı fıkrası.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 23/7/2014
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 14/7/2014 tarih ve 2014/11438
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
12. Başvurucu, Başbakanın kamu
görevlisi olduğunu, Cumhurbaşkanlığına aday olması dolayısıyla başbakanlık
görevinden istifa etmesi gerektiğini, Başbakanlığın sağladığı maddi ve manevi
imkânları kullanarak Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasının eşitlik ilkesi ve
ayrımcılık yasağına aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
13. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü
fıkrasının son cümlesi şöyledir:
“Başvuruda bulunabilmek için
olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”
14. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü
fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence
altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla
Anayasa Mahkemesine başvurabilir. ...”
15. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış
temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek
Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü
tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.”
16. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar”
kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuru ancak
ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve
kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.”
17. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar”
başlıklı 46. maddesinde kimlerin bireysel başvuru yapabileceği sayılmış olup,
anılan maddenin (1) numaralı fıkrasına göre; bir kişinin Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön koşulun birlikte bulunması
gerekmektedir. Bu önkoşullar, başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri
sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı, başvurucunun “güncel bir hakkının ihlal edilmesi”, bu
ihlalden dolayı kişinin “kişisel olarak”
ve “doğrudan” etkilenmiş olması
ve bunların sonucunda başvurucunun kendisinin “mağdur”
olduğunu ileri sürmesi gerekir (B. No: 2013/6179, 20/3/2014,
§ 24).
18. Bu üç temel koşula ilave olarak 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” başlıklı 45.
maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre Anayasa Mahkemesine ancak Anayasada
güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi (AİHS) ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki
herhangi birinin ihlal edildiği iddiasıyla başvurulabilir. Buradan çıkan sonuca göre Anayasada
güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, AİHS ve buna ek Türkiye’nin
taraf olduğu protokoller kapsamında bir hakkı doğrudan etkilenmeyen kişi “mağdur” statüsü kazanamaz (B. No:
2013/6179, 20/3/2014, § 25).
19. Bireysel başvuruda “mağdur” kavramı, davada menfaat veya dava
ehliyeti kuralları gibi kurallardan bağımsız bir şekilde yorumlanır (Gorraiz Lizarraga ve
Diğerleri/İspanya, B. No: 62543/00, 10/11/2004,
§ 35). Ayrıca “mağdur” kavramının
yorumu, günümüzde toplumun koşulları ışığında değişime tabi olup, bu kavram
aşırı biçimcilikten uzak bir şekilde uygulanmalıdır (Gorraiz Lizarraga ve Diğerleri/İspanya, §
38).
20. Kendilerinin belirli bir işlemden
doğrudan etkilenme tehdidiyle ya da tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını ve
dolayısıyla potansiyel olarak mağdur olduklarını iddia eden başvurucular ile
yalnızca ulusal hukukları değiştirmeyi veya toplumun menfaatinin korunmasını
amaçlayan başvurular arasında dikkatli bir ayrım yapılmalıdır. Bu son
bahsedilen türdeki “halk davası”
(actio popularis) olarak
isimlendirilen başvurulara bireysel başvuru hakkı tanınmamıştır (bkz. Klass ve Diğerleri/Almanya, B.No:
5029/71, 6/9/1978,
§33; Altuğ Taner Akçam/Türkiye, B.No: 27520/07, 25/10/2011, §66). Dolayısıyla bireylerin,
kendi bireysel hakkının ihlal edildiğini ileri sürmeksizin toplumun menfaatlerinin
ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunma hakkı
bulunmamaktadır.
21. Başvuru konusu olayda, ilk oylaması
10/8/2014 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanı
seçimi geçici aday listesine ilişkin Yüksek Seçim Kurulu kararı 8/7/2014
tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Başvurucunun itirazı Yüksek Seçim Kurulunun 12/7/2014
tarihli kararı ile değerlendirilmiş ve reddedilmiştir. Başvurucu, Başbakanın
Cumhurbaşkanlığına aday olmasının hukuksuz olduğunu, Başbakanlıktan çekilmesi
gerektiğini belirterek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
22. Başvurucu, Başbakanın kamu
görevlisi olduğunu, Cumhurbaşkanlığına aday olması dolayısıyla Başbakanlık
görevinden istifa etmesi gerektiğini, Başbakanlığın sağladığı maddi ve manevi
imkânları kullanarak Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasının eşitlik ilkesi ve
ayrımcılık yasağına aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Yüksek Seçim Kurulunun,
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin söz konusu kararlarının başvurucunun haklarına
bir müdahale oluşturduğundan bahsedilemez. Dolayısıyla Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin Yüksek Seçim Kurulu kararları
nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenmeyen başvurucunun,
bireysel başvuru yapma hakkı bulunmamaktadır.
23. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun
ihlale neden olduğunu ileri sürdüğü Yüksek Seçim Kurulu kararlarından kişisel
olarak etkilenmediği anlaşıldığından, başvurunun, diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin “kişi
yönünden yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle, başvurunun “kişi yönünden yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama
giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 23/7/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.