logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Uğur Kiremit Sanayi Ticaret A.Ş. [2.B.], B. No: 2014/11576, 6/12/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

UĞUR KİREMİT SANAYİ TİCARET A.Ş. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/11576)

 

Karar Tarihi: 6/12/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Heysem KOCAÇİNAR

Başvurucu

:

Uğur Kiremit Sanayi Ticaret A.Ş.

Vekili

:

Av. Ulvi UYSAL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, marka tescilinin iptali davası ile markaya vaki tecavüzün önlenmesi vemanevi tazminat istemli karşı davada yargılamanın makul süre içinde tamamlanmaması ve davalı hakkında aynı sebeple ve aynı konuda üçüncü kişi tarafından açılan davada verilen karardan farklı bir karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 8/7/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Davalı şirket marka haklarını elinde bulundurduğu A., G. ve V. markalı kiremitlerin izinsiz olarak üretimini gerçekleştirdiği iddiasıyla başvurucu şirkete 4/12/2000 tarihli ihtarnameyi göndermiştir.

9. Başvurucu, ihtarnameye konu markaların iptali istemiyle 7/6/2001 tarihinde dava açmıştır.Davalı şirket 8/10/2001 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesiyle asıl davanın reddi, markaya tecavüzün önlenmesi ve 5.000 TL tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

10. Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 9/9/2004 tarihli karar ile A. markasının hükümsüz sayılmasına, G. ve V. markalarına ilişkin talebin reddiyle başvurucunun bu markalara ilişkin müdahalesinin men'ine karar vermiştir.

11. Karardavalı-karşı davacı şirket vekili tarafından manevi tazminat yönünden, başvurucu tarafından da redde konu G. ve V. markaları yönünden temyiz edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16/11/2005 tarihli kararı ile ''temyiz incelemesinden geçen başka bir dosya esas alınarak karar verilmişse de anılan davanın tarafları aynı olmayıp tarafların ileri sürdüğü deliller tartışılmadan karar verilemeyeceğinden'' ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

12. Bozma ilamına uyan ilk derece mahkemesi 16/4/2009 tarihli karar ile A. markasına yönelik iptal kararının daha önce kesinleşmesi nedeniyle bu hususta açıklama yapılması ile yetinilmesine, toplanan delillere göre V. markasının iptaline, G. markasına ilişkin iptal isteği ile davalı-karşı davacının bu markaya bağlı manevi tazminat isteminin reddine karar vermiştir.

13. Karar, davalı-karşı davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 26/12/2011 tarihli karar ile ''başvurucu asıl dava dilekçesinde Granada markasını kullandığını belirtmekle mahkeme içi ikrar niteliğindeki bu beyan nedeniyle marka sahibi şirket lehine manevi tazminata karar verilmesi gerektiğinden'' ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur.

14. Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) bozma kararına uyarak yapmış olduğu yargılama sonucunda 6/9/2012 tarihli ve E.2012/144, K.2012/290 sayılı karar ile G. markasına yönelik tecavüzün men'ineve 5.000 TL manevi tazminatın başvurucudan alınmasına karar vermiştir.

15. Söz konusu karar başvurucu tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28/10/2013 tarihli kararı ile onanmış ve karar düzeltme isteği aynı Dairenin 29/4/2014 tarihlikararı ile reddedilerek kesinleşmiştir.

16. Nihai karar başvurucu vekiline 30/6/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Mahkemenin 6/12/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Asıl Davaya İlişkin İhlal İddiaları

18. Başvurucu,marka tescil hakkını elinde bulunduran davalı şirkete karşı üçüncü kişi tarafından aynı nedenle açılan davanın üç marka yönünden kabul edilmişken kendisinin açmış olduğu davanın G. markası yönünden reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:

 “Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”

20. Anılan hüküm uyarınca Anayasa Mahkemesinin yetkisinin zaman bakımından başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup Mahkeme ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilecektir. Anayasa Mahkemesinin yetki kapsamının anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde genişletilmesi mümkün değildir (Hasan Taşlıyurt, B. No: 2012/947, 12/2/2013, § 16).

21. Başvuru konusu olayda başvurucu tarafından A., G. ve V. markalarının iptali ve davacı-karşı davalı tarafından markaya vaki tecavüzün önlenmesi ile manevi tazminat talep edilmiştir. İlk derece mahkemesi 9/9/2004 tarihinde A. markasını iptal etmiş, anılan hüküm temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Mahkeme 16/4/2009 tarihinde de V. markasını iptal ederken G. markasına yönelik iptal isteğini reddetmiştir. Karar yalnızca davalı-karşı davacı şirket vekili tarafından temyiz edilip Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26/12/2011 tarihli kararı ile karşı davaya konu G. markasına vaki tecavüz nedeniyle hükmedilecek manevi tazminat yönünden bozulmuş veilk derece mahkemesince bozma ilamına uyarak yalnızca bu yönde karar verilmiştir.

22. Bu durumda başvurucunun A., V. ve G. markaları hakkındaki şikâyeti 23/9/2012 tarihinden önce kesinleşen Mahkeme kararına dayanması nedeniyle zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında kalmaktadır.

23. Açıklanan nedenlerle başvuru konusu ihlal iddiasının 23/9/2012 tarihinden öncesine ait olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. KarşıDavaya Konu İhlal İddiaları

1. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

24. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

25. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

26. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45, 47).

27. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).

28. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 12 yıl 6 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

29. Açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

2. Diğer İhlal İddiaları

30. Başvurucu, karşı davada delillerin yanlış değerlendirilip hukuk kurallarının yanlış uygulanmasınedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

31. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ileuyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

32. Öte yandan benzer konularda aynı derecedeki yargı mercileri arasındaki içtihat farklılıkları tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi derece mahkemeleri ile itiraz ya da temyiz mercilerinin, uyuşmazlıklara ilişkin olarak tarafların talepleri ve delilleri arasındaki yorum farklılıkları da tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemez (Miraş Mümessillik İnş. Taah. Reklam. Paz. Yay. San. Tic. A.Ş., B. No: 2012/1056, 16/4/2013, § 36).

33. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

34. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”

35. Başvurucu, 10.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

36. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

37. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 19.200 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

38. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

39. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Asıl davaya ilişkin ihlal iddialarının zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Karşı davada makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

3. Karşı davaya yönelik diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 19.200TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2012/144, K.2012/290) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 6/12/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Uğur Kiremit Sanayi Ticaret A.Ş. [2.B.], B. No: 2014/11576, 6/12/2017, § …)
   
Başvuru Adı UĞUR KİREMİT SANAYİ TİCARET A.Ş.
Başvuru No 2014/11576
Başvuru Tarihi 8/7/2014
Karar Tarihi 6/12/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, marka tescilinin iptali davası ile markaya vaki tecavüzün önlenmesi ve manevi tazminat istemli karşı davada yargılamanın makul süre içinde tamamlanmaması ve davalı hakkında aynı sebeple ve aynı konuda üçüncü kişi tarafından açılan davada verilen karardan farklı bir karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat
Kanun yolu şikâyeti (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Zaman Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi