logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Musa Çiftçi ve Süleyman Şavluk [2. B.], B. No: 2014/1216, 21/9/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSA ÇİFTÇİ VE SÜLEYMAN ŞAVLUK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/1216)

 

Karar Tarihi: 21/9/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Recai AKYEL

Raportör Yrd.

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucular

:

1. Musa ÇİFTÇİ

 

 

2. Süleyman ŞAVLUK

Vekili

:

Av. Hüsnü ŞAVLUK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, özel yetkili mahkemelerde yargılama yapılması nedeniyle kanuni hâkim güvencesinin, tutuklama nedeniyle seçme seçilme ve siyasi örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 21/1/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında başvurucu Musa Çiftçi 18/4/2009 tarihinde gözaltına alınmış ve 20/4/2009 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmıştır. Başvurucu Süleyman Şavluk ise 22/6/2009 tarihinde gözaltına alınmış ve bu tarihte aynı suçtan tutuklanmıştır.

9. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 20/11/2009 tarihli iddianamesiyle başvurucu Süleyman Şavluk hakkında terör örgütü üyesi olma, 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etme, terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından; başvurucu Musa Çiftçi hakkında ise örgütün faaliyetlerini düzenlemek suretiyle örgüt yöneticisi olma ve 2911 sayılı Kanun'a muhalefet etme suçlarından kamu davası açılmıştır.

10. Başvurucular hakkındaki dava, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/680 sayılı esasına kaydedilmiştir.

11. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2/1/2013 tarihindeki 24. celsesinde, başvurucuların da içinde bulunduğu bazı sanıklar yönünden dosyanın ayrılarak yeni bir esas numarasına kaydedilmesine karar verilmiştir.

12. Mahkemenin E.2013/3 sayılı yeni dosyası kapsamında 7/1/2014 tarihinde başvurucuların tahliye talepleri reddedilmiştir.

13. Bu karara karşı yapılan itiraz, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/1/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

14. Başvurucular21/1/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

15. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi 7/3/2014 tarihli kararıyla 6/3/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 12. maddesi uyarınca görevsizlik kararı vererek dosyayı Şırnak Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir. Dava, Şırnak Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/36 sayılı esasına kaydedilmiştir.

16. Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi 2/4/2014 tarihinde başvurucuların tahliye edilmesine karar vermiştir.

17. Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi 9/4/2014 tarihli kararıyla yetkisiz olduğuna, dosyanın görevli ve yetkili Cizre Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

18. Dosyayı inceleyen Cizre Ağır Ceza Mahkemesi 9/5/2014 tarihli kararıyla yetkisiz olduğuna, yetki uyuşmazlığının çözümlenmesi için kararın kesinleşmesini beklemeksizin dosyanın resen Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.

19. Yetki uyuşmazlığını inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi 14/10/2014 tarihli kararıyla Şırnak Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu yetkisizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermiştir.

20. Yargıtay kararı üzerine dava, Şırnak Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/709 sayılı esasına kaydedilmiştir.

21. Başvurucuların yargılandığı dava ilk derece mahkemesinde derdesttir.

IV. İLGİLİ HUKUK

22. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Şüpheli veya sanığın salıverilme istemleri" kenar başlıklı 104. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

"(1) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir.

(2) Şüpheli veya sanığın tutukluluk hâlinin devamına veya salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. Ret kararına itiraz edilebilir."

23. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat istemi" kenar başlıklı 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:

"Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

...

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

...

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler."

24. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat isteminin koşulları" kenar başlıklı 142. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"(1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

25. Mahkemenin 21/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

26. Başvurucular suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunmamasına rağmen matbu gerekçelerle devam ettirilen tutukluluklarının makul süreyi aştığını, tutukluluğun devamı gerekçelerinin ilgili ve yeterli olmadığını, alternatif tedbirlerin dikkate alınmadığını belirterek Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; uzun süredir tutuklu olmalarına rağmen tahliye edilmediklerini, tutukluluklarının devamında ısrar edildiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile bağlantılı olarak eşitlik ilkesininihlal edildiğini ileri sürmüşler ve hak ihlali tespitiyle birlikte tazminat talebinde bulunmuşlardır.

2. Değerlendirme

27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine yönelik iddialarının da esas olarak kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı çerçevesinde Anayasanın 19. maddesinin yedinci fıkrası kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

28. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:

"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

30. Yukarıda belirilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).

31. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen azami süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla başvurucu tahliye edilmiş ise asıl dava sonuçlanmamış da olsa (ilgili Yargıtay içtihatlarına atıf yaparak) 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Erkam Abdurrahman Ak, B. No: 2014/8515, 28/9/2016, §§ 48-62; İrfan Gerçek, B. No: 2014/6500, 29/9/2016,§§ 33-45).

32. Somut olayda bireysel başvuruda bulunduktan sonra 2/4/2014 tarihinde tahliyesine karar verilen başvurucuların, tutukluluğun makul süreyi aştığına ilişkin iddiası, 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında açılacak davada da incelenebilir. Bu madde kapsamında açılacak dava sonucuna göre başvurucuların tutukluluğunun makul süreyi aştığının tespiti hâlinde görevli mahkemece başvurucular lehine tazminata da hükmedilebilecektir. Buna göre 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolu, başvurucuların durumuna uygun telafi kabiliyetini haiz etkili bir hukuk yoludur ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun "ikincil niteliği" ile bağdaşmamaktadır.

33. Açıklanan nedenlerle başvurucuların tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiasına ilişkin olarak yargısal başvuru yolları tüketilmeden bireysel başvuru yapıldığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Kanuni Hâkim İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

34. Başvurucular, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına rağmen yargılandıkları davanın bu mahkemelerde devam ettiğini belirterek kanuni hâkim ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

35. 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, § 16).

36. Somut olayda başvuruya konu yargılamanın devam ettiği tespit edilmiştir. Bu kapsamda başvurucuların bu başlık altındaki şikâyetlerine ilişkin hukuk sisteminde mevcut idari ve yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.

37. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının da, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Seçme, Seçilme ve Siyasi Örgütlenme Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

38. Başvurucular, Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan siyasi faaliyette bulunma, seçme ve seçilme haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

39. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (3),48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).

40. Somut olayda başvurucular Anayasanın 67. maddesinde düzenlenen hakların nasıl ihlal edildiğine ilişkin yeterli bir açıklamada ve kanıtlamada bulunmamışlardır. Dolayısıyla başvurucular tarafından ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır.

41. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında tutukluluğun makul süreyi aştığına ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kanuni hâkim ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Seçme, seçilme ve siyasi örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZOLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 21/9/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Musa Çiftçi ve Süleyman Şavluk [2. B.], B. No: 2014/1216, 21/9/2017, § …)
   
Başvuru Adı MUSA ÇİFTÇİ ve SÜLEYMAN ŞAVLUK
Başvuru No 2014/1216
Başvuru Tarihi 21/1/2014
Karar Tarihi 21/9/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, özel yetkili mahkemelerde yargılama yapılması nedeniyle kanuni hâkim güvencesinin, tutuklama nedeniyle seçme seçilme ve siyasi örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Tutukluluk (süre) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (ceza) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 104
141
142
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi