logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Adnan Yıldız [1.B.], B. No: 2014/1247, 22/6/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ADNAN YILDIZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/1247)

 

Karar Tarihi: 22/6/2017

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Aydın ŞİMŞEK

Başvurucu

:

Adnan YILDIZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; yargılamayı yürüten mahkemenin Yargıtay bozma ilamına aykırı şekilde kararlar vermesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 29/1/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 29/6/2004 tarihinde gözaltına alınmış ve 1/7/2004 tarihinde tutuklanmıştır.

9. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 28/10/2004 tarihli iddianamesi ile bir kısım suçtan cezalandırılması istemiyle aynı yer Ağır Ceza Mahkemesine başvurucu hakkında kamu davası açılmıştır.

10. Dava, İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK 250. madde ile görevli) E.2004/384 sayılı dosyası üzerinden ve başvurucu yönünden tutuklu olarak sürdürülmüştür.

11. Yargılama aşamasında Manisa Ağır Ceza Mahkemesinin ve Saruhanlı Asliye Ceza Mahkemesinin bazı dosyaları, başvurucunun yargılandığı İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2004/384 sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. Dava, çıkar amaçlı suç örgütü kurup üye olma, teşekkül hâlinde esrar ticareti yapma, yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, teşekkül hâlinde silahticareti yapma, şartlı tehdit, hırsızlık ve ruhsatsız av tüfeği bulundurma suçları temelinde görülmüştür. Davada yargılanan sanık sayısı dokuz olup ayrıca on beş de mağdur/müşteki bulunmaktadır.

12. Başvurucu, yargılandığı davada 16/2/2010 tarihinde tahliye edilmiştir.

13. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/5/2010 tarihli sayılı kararı ile teşekkül hâlinde esrar ticareti yapma ve teşekkül hâlinde silah ticareti yapma atılı suçlarından başvurucunun beraatine, nitelikli yağmaya teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ise mahkûmiyetine karar verilmiştir.

14. Anılan karar, sanıkların yanı sıra Cumhuriyet savcısı tarafından da temyiz edilmiş; Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 20/6/2012 tarihli ilamı ile usule ilişkin birtakım hükme riayet edilmediği gerekçesiyle bozulmuştur.

15. Bozma ilamı sonrası E.2012/165 sayılı dosya üzerinden devam olunan yargılamada İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/4/2013 tarihli kararı ile başvurucunun müşteki E.K.ye yönelik nitelikli yağmaya teşebbüs suçundan 2 yıl 8 ay 15 gün hapis, müşteki E.K.ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 3 yıl 4 ay hapis, müşteki Ş.A.S.ye yönelik nitelikli yağma suçundan 10 yıl 10 ay hapis, müşteki Ş.A.S.ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 3 yıl 4 ay hapis, müşteki M.S.ye yönelik nitelikli yağma suçundan 10 yıl 10 ay hapis, müşteki M.S.ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 3 yıl 4 ay hapis, müşteki M.A.ya yönelik nitelikli yağma suçundan 10 yıl 10 ay hapis, müşteki M.A.ya yönelikkişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 3 yıl 4 ay hapis, müşteki Ö.S.ye yönelikkişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezalarıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

16. Mahkeme hükümle birlikte "verilen cezaların süresi ve mahiyeti dikkate alınarak kaçma şüphesi oluştuğu" gerekçesiyle tutuklanmak üzere başvurucu hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar vermiştir.

17. Başvurucu, yakalama emri doğrultusunda Saruhanlı Sulh Ceza Mahkemesinin 4/9/2013 tarihli kararı ile tutuklanmıştır.

18. Başvurucu 29/1/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

19. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/4/2013 tarihli mahkûmiyet kararı başvurucu tarafından temyiz edilmiştir.

20. Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 6/4/2014 tarihli ilamı ile başvurucu hakkında müştekiler Ş.A.S., M.S. ve M.A.ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen (toplam 9 yıl 12 ay hapis cezasına ilişkin) mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına; diğer mahkûmiyet hükümlerinin ise bozulmasına karar verilmiştir.

21. Başvurucu, kesinleşen 9 yıl 12 aylık hapis cezası yönünden Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 26/1/2015 tarihli kararı ile (gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süreler mahsup edilerek) 11/7/2014 tarihi itibarıyla koşullu olarak salıverilmiştir. Kararda, başvurucunun anılan mahkûmiyeti kapsamında hak ettiği tahliye tarihinin 2/7/2020 olduğu belirtilmiştir.

22. 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile CMK mülga 250. maddeyle görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine dosya, Yargıtay bozma ilamı sonrası İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesine E.2014/261 sayısı ile devredilmiştir.

23. İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/7/2014 tarihli kararı ile davaya bakma hususunda Manisa ağır ceza mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiştir. Aynı kararda başvurucunun -Yargıtay bozma ilamına konu suçlardan- tahliyesi yönünde de Mahkemece hüküm tesis edilmiştir.

24. Manisa 2. Ağır Ceza Ceza Mahkemesinin E.2014/241 sayılı dosyası üzerinden devam olunan yargılama, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla derdesttir.

IV. İLGİLİ HUKUK

25. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Tazminat istemi" kenar başlıklı 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:

"Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

...

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

...

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler."

26. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat isteminin koşulları" kenar başlıklı 142. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"(1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

27. Mahkemenin 22/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

28. Başvurucu; altı yıldır devam eden tutukluluğun uzun olduğunu, bu şekilde hak ihlaline maruz kaldığını belirterek tahliyesine karar verilmesi ile birlikte tazminat talep etmiştir.

2. Değerlendirme

29. Başvurucu, bireysel başvuru formu ve eklerinde hangi temel hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin bir açıklamada bulunmamıştır. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu itibarla başvurucunun tutukluluğun makul süreyi aştığına yönelik şikâyetinin Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un6216 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:

"Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler."

31. Anılan hüküm gereğince Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvurularla sınırlıdır. Kamu düzenine ilişkin bu düzenleme karşısında anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesi mümkün değildir (G.S., B. No: 2012/832, 12/2/2013, § 14).

32. Somut olayda 29/6/2004 tarihinde gözaltına alınıp 1/7/2004 tarihinde tutuklanan başvurucu, yargılandığı davada 16/2/2010 tarihinde tahliye edilmiştir. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi 19/4/2013 tarihinde, başvurucunun birçok suçtan mahkûmiyetine vetutuklanmak üzere hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar vermiştir. Anılan karar uyarınca başvurucu 4/9/2013 tarihinde yeniden tutuklanmıştır. Başvurucu hakkında bir kısım suçtan verilen toplam 9 yıl 12 ay hapis cezası, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 6/4/2014 tarihli ilamıyla onanarak kesinleşmiş; başvurucu bu cezaya ilişkin olarak 11/7/2014 koşullu olarak salıverilmiştir. Öte yandan Yargıtay bozma ilamına konu suçlar yönünden de 11/7/2014 tarihinde başvurucunun tahliyesine karar verilmiştir.

33. Buna göre başvurucunun bir suç isnadına bağlı olarak tutulması, yargılandığı davada verilen tahliye kararı ile 16/2/2010 tarihinde sona ermiştir. Başvurucunun 19/4/2013 tarihli mahkûmiyet hükmü ile birlikte verilen karar uyarınca 4/9/2013 tarihinde yeniden hürriyetinden yoksun bırakılması "mahkûmiyet sonrası tutma" niteliğindedir. Başvurucunun mahkûmiyeti kapsamında salıverildiği 11/7/2014 tarihi itibarıyla Yargıtay bozma ilamına konu suçlar yönünden de tahliyesine karar verilmiş olduğundan bu tarihten (16/2/2010) sonra bir suç isnadına bağlı olarak hürriyetinden yoksun bırakılması söz konusu olmamıştır.

34. Açıklanan nedenlerle başvurucunun bir suç isnadına bağlı olarak özgürlüğünden yoksun bırakılması, Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başladığı 23/9/2012 tarihinden önce sona ermiştir. Bu sebeple başvurunun bu kısmının zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar

1. Yargılamanın Adil Olarak Yapılmadığına İlişkin İddia

a. Başvurucunun İddiaları

35. Başvurucu; yargılandığı davada silahlı yağma suçundan beraatına karar verildiği hâlde Yargıtay bozma ilamı sonrasında bu suçtan mahkûmiyet hükmü tesis edildiğini, bozma ilamının usule ilişkin olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesinin aksi yönde hüküm tesis ettiğini, mahkemeye dahi gelmeyen bir kişinin ithamıyla mağdur edildiğini ileri sürmüştür.

b. Değerlendirme

36. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:

"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

37. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

38. Yukarıda belirilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 17).

39. Somut olayda yargılandığı davada Mahkemece yapılan işlemler veya verilen kararlar dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkinbaşvurucunun iddiası, Yargıtay bozma ilamına konu "yağma" suçlarına ilişkindir. Bu bağlamda yağma suçları yönünden dava, bireysel başvurunun yapıldığı tarih itibarıyla temyiz aşamasında; bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla da temyiz incelemesinde bozma kararı verilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesinde derdesttir. Başvurucunun anılan şikâyetlerini derece mahkemelerinde devam eden yargılamada ve sonrasında temyiz aşamasında ileri sürebilme ve ileri sürmüş ise bu şikâyetlerin bu aşamalarda incelenme imkânı bulunmaktadır. Bu çerçevede derece mahkemelerinin yargılama ve temyiz süreçleri beklenmeden yargılama sürecindeki adil yargılanma hakkı ihlaline ilişkin şikâyetlerin başvurucu tarafından bireysel başvuruya konu edildiği görülmüştür.

40. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemeleri ve temyiz mercileri önünde usulüne uygun olarak devam eden başvuru yolları tüketilmeden temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasının bireysel başvuru konusu yapıldığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Yargılamanın Makul Sürede Sonuçlandırılmadığına İlişkin İddia

a. Başvurucunun İddiaları

41. Başvurucu, yargılandığı davanın on yıldır karara bağlanmadığını ileri sürmüştür.

b. Değerlendirme

42. Başvurucu, bireysel başvuru formu ve eklerinde hangi temel hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin bir açıklamada bulunmamıştır. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (bkz. § 29). Bu itibarla başvurucunun bu bölümdeki şikâyetlerinin Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

i. Kabul Edilebilirlik Yönünden

43. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan başvurunun bu kısmının kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

ii. Esas Yönünden

44. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).

45. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (B.E., § 29).

46. Somut olayda, davada yer alan kişi sayısı, davada birçok eylemin/olayın suçlamalara konu edilmiş olması, davada birleştirme kararları verilmesi olguları (bkz. §§ 11, 15) başvuruya konu yargılamanın kısmen karmaşık nitelikte olduğunu ortaya koymaktadır. Bununla birlikte başvurucu hakkındaki yargılama süresinin önemli bir bölümünün tutuklu olarak sürdürüldüğü dikkate alındığında ve davaya bütün olarak bakıldığında yaklaşık 13 yıldır devam eden yargılamanın süresinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.

47. Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

48. 6216 sayılı Kanun'un "Kararlar" kenar başlıklı 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."

49. Başvurucu, miktar ve nitelik belirtmeksizin tazminat talep etmiştir.

50. Başvuruda Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

51. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 13.500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

52. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Yargılamaya ilişkin iddiaların başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 13.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2014/241) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Adnan Yıldız [1.B.], B. No: 2014/1247, 22/6/2017, § …)
   
Başvuru Adı ADNAN YILDIZ
Başvuru No 2014/1247
Başvuru Tarihi 29/1/2014
Karar Tarihi 22/6/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; yargılamayı yürüten mahkemenin Yargıtay bozma ilamına aykırı şekilde kararlar vermesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (süre) Zaman Bakımından Yetkisizlik
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) İhlal Manevi tazminat
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (hukuka aykırı deliller, bariz takdir hatası vs.) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 141
142
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi