logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hıdır Göktaş [2.B.], B. No: 2014/12846, 20/4/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HIDIR GÖKTAŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/12846)

 

Karar Tarihi: 20/4/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör Yrd.

:

İsmail Emrah PERDECİOĞLU

Başvurucu

:

Hıdır GÖKTAŞ

Vekili

:

Av. Mustafa Harzemşah DİKMEN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, iş mahkemesinde açılan alacak davasında tanık beyanları ve bilirkişi raporlarında lehe olan hususların dikkate alınmaması sonucu hatalı ve keyfî karar verilmesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlanması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 25/7/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu tarafından 14/5/2009 tarihinde Ankara 12. İş Mahkemesinde açılan işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında başvurucu, 1/1/1994 - 5/1/2009 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını, 1/5/2009 tarihinde yaşlılık aylığı bağlatmak amacıyla işyerinden ayrıldığını, ancak kıdem tazminatının 26/12/1996 tarihinde işe başlamış gibi ödendiğini, 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğince Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun'dan (Basın İş Kanunu) kaynaklanan her yıl bir maaş tutarındaki ikramiyesinin ödenmediğini, işyerinde günlük çalışma saatlerinin 9:00-18:00 saatleri arasında olmasına rağmen siyasi muhabir olması nedeniyle bu saatlerin dışında günlük ortalama üç saat fazla çalışması olduğunu, hafta sonu davalı işyerinde tatil olmasına rağmen her ay ortalama iki hafta sonu çalıştığını, yıllık izin ücretlerinin de eksik ödendiğini ifade etmiş, brüt maaşının 2008, 2007, 2006, 2005 ve 2004 yıllarındaki değerlerini belirterek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava dilekçesinde miktarlarını belirttiği kıdem tazminatına, her yıl için ödenmesi gereken bir maaş tutarında ikramiyenin, fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili çalışmasının, yıllık izin alacağının, kıdem tazminatı için en yüksek mevduat faizi oranı ile diğer alacak kalemleri için Basın İş Kanunu uyarınca %5 fazlası ile ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

9. Yargılama sonunda Ankara 12. İş Mahkemesi 5/12/2011 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne hükmetmiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:

 "...

 Tarafların gösterdiği deliller toplanmış, SSK kayıtları, işyeri kayıtları celp edilmiş, tüm deliller birlikte değerlendirilmiştir.

 Davacının SSK kayıtlarına ve işverene sunduğu ibranameye göre 1994-1996 yıllarında çalıştığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.

 Davacının iş akdinin davalı işverenlik tarafından feshedildiği anlaşılmakla, alacaklarının tespiti için dosya bilirkişiye verilmiştir.

 Davacının akdin feshi tarihinde tazminata esas ücretinin 6.605,00 TL. olduğu anlaşılmakla, hesaplamada bu miktar nazara alınmıştır.

 Dinlenen tanık beyanlarından davacının fazla mesai yaptığına dair kesin ve inandırıcı beyanları bulunmadığından davacının fazla mesai %5 fazlalığı alacağı, UBGT %5 fazlalığı alacağı,hafta sonu %5 fazlalığı alacağı,yıllık izin %5 fazlalığı alacağı talepleri sübut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.

 Alınan 27/09/2011 tarihli bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmalarını irdeler mahiyette olmakla, dosya kapsamına ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına uygun bulunmakla, bilirkişinin yaptığı tespit ve değerlendirmelere aynen iştirak olunarak, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

 ..."

10. İlk derece mahkemesi kararı temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 9. Hukuk Dairesince 17/4/2014 tarihinde onanmış ve yargılama sona ermiştir.

 11. Yargıtay onama ilamı başvurucuya 3/7/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 25/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Mahkemenin 20/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedenin de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

15. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin olan iş mahkemeleri nezdinde açılan davalarda yargılama süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak uyuşmazlığı karara bağlayacak davanın açıldığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak yargılamanın sona erdiği (Nesrin Kılıç, B. No: 2013/772, 7/11/2013 § 69), yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Mehmet Salih Ayyıldız, B. No: 2012/397, 17/11/2014, § 25).

16. İş mahkemelerinde görülen davalarda yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Nesrin Kılıç, §§ 57, 58).

17. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 5 yıl 2 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Yargılamanın Sonucu İtibarıyla Adil Olmadığına İlişkin İddia

19. Başvurucu, iş mahkemesinde açtığı alacak davası sürecinde dinlettiği tanıkların iddialarını teyit ettiğini, bilirkişi raporlarında bazı kalemlerde farklı rakamlar tespit edilmiş olmakla birlikte, fazla çalışmaların ortaya konulduğunu ancak ilk derece mahkemesinin bu hususları neden dikkate almadığını açıklamadan eksik inceleme ile keyfî ve hatalı karar verdiğini, işçi lehine yorum ilkesine uyulmadığını, sonuç olarak adil bir karar verilmediğini belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu kapsamda başvurucunun şikâyetlerinin özünün derece mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Dolayısıyla başvurucunun, adil yargılanma hakkı kapsamında ileri sürdüğü iddiaların yargılamanın sonucunun adil olmadığı yönünden incelenmesi uygun görülmüştür.

21. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ileuyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

22. Başvurucu tarafından ileri sürülen şikâyetlerin yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

23. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”

25. Başvurucu, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

26. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

27. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 5.200 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

28. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

29. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 5.200 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Ankara 12. İş Mahkemesine (E.2009/545, K.2011/811) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Hıdır Göktaş [2.B.], B. No: 2014/12846, 20/4/2017, § …)
   
Başvuru Adı HIDIR GÖKTAŞ
Başvuru No 2014/12846
Başvuru Tarihi 25/7/2014
Karar Tarihi 20/4/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, iş mahkemesinde açılan alacak davasında tanık beyanları ve bilirkişi raporlarında lehe olan hususların dikkate alınmaması sonucu hatalı ve keyfî karar verilmesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlanması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi