TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
Ş.K. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/1312)
Karar Tarihi: 8/6/2017
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Celal Mümtaz AKINCI
Raportör
Akif YILDIRIM
Başvurucu
Ş.K.
Vekili
Av. Ahmet Teyit KEŞLİ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, idari para cezasına ilişkin başvuruda idare karşısında eşit muamele yapılmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 27/1/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık 9/3/2016 tarihinde görüşünü sunmuştur.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı 29/3/2016 tarihinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyleolaylar özetle şöyledir:
9. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Atatürk Havalimanı Şube Müdürlüğü Pasaport Kontrol Büro Amirliğince kimlik bildirmeme kabahatini işlediği gerekçesiyle 5/11/2013 tarihinde başvurucuya 88 TL idari para cezası verilmiştir.
10. Başvurucunun anılan cezai işleme karşı yaptığı itiraz, Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/12/2013 tarihli ve 2013/20151 Değişik İş sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiştir.
11. Kesin olarak verilen karar, başvurucu vekiline 27/12/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12. Bireysel başvuru 27/1/2014 tarihinde yapılmıştır.
13. Bireysel başvuru sonrasında Bakanlık tarafından Bakırköy 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/12/2013 tarihli ve 2013/20151 Değişik İş sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmiştir.
14. Anılan karar, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 25/6/2014 tarihli ve E.2014/12330, K.2014/13258 sayılı kararıyla bozulmuş; idari para cezası kaldırılmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 8/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu;
i. Anılan cezaya sebep olarak gösterilen nüfus cüzdanını pasaport kontrolünü yapan polislere ibraz etmediği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, savunmasına delil olarak incelenmesini talep ettiği olay yeri güvenlik kameralarının ses kaydı içermemesi nedeniyle olayı aydınlatamayacağı gerekçesiyle Mahkemece incelemeye gerek görülmediğini oysa ki polislerin kimlik talebi ardından bir dakikadan kısa bir sürede kimliğini ibraz ettiğini, bu durumun anılan görüntü kayıtlarından anlaşılabileceğini, hakkında verilen cezanın asıl sebebinin polislerin hukuk dışı tavırları nedeniyle kendilerini şikâyet edeceğini söylemesi olduğunu, kimlik ibraz etmediği gerekçesinin tamamen gerçek dışı olduğunu,
ii. İddiasını ispatlayabilmek adına tanık olarak gösterdiği görgü şahidinin Mahkemece, tanık beyanıyla resmî belge niteliğinde olan idari para cezası tutanağının çürütülemeyeceği gerekçesiyle dinlenmediği, Mahkemenin bu yorumla hukuk muhakemeleri ilkeleri olan "senede karşı senetle ispat" kuralı ile kesin ve takdirî delil ayrımı hususlarını ceza yargılamasında tatbik ettiğini,
iii. Mahkeme kararının gerekçesinde "idare tarafından gönderilen belgeler ışığında itiraz dilekçesi incelendiğinde itiraza konu kararda usul ve mevzuata aykırılık görülmediği" değerlendirilmesine yer verildiğini, ihtilaf konusu tutanağın resmî bir belge olarak Mahkemece değer görmesi karşısında kendi iddialarının resmî belgeyi çürütecek güçte olmayan deliller olarak değerlendirildiğini, ceza konusu olay gözönüne alındığında -olay yeri görüntüleri ve görgü tanıkları dışında- anılan cezanın hukuk dışı olduğunu ispatlayabileceği başka bir delilin olamayacağını belirterek Anayasa’nın 13., 36., 40. ve 123. maddelerinde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş; yargılamanın yenilenmesi ve tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında, ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir."
18. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir."
19. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri" kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvurucuların, adreslerinde veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu Mahkemeye bildirmeleri zorunludur."
20. Anılan düzenlemelerde, genel olarak bir hakkın öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31).
21. Bu kapsamda başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy [GK], § 32).
22. Somut olayda Anayasa Mahkemesinin incelemesini tamamlamadan önce Yargıtay 7. Ceza Dairesi, başvuruya konu kararın bozulmasına ve idari para cezasının kaldırılmasına karar vermiştir (bkz. § 13). Başvurucu, anılan Yargıtay kararını başka bir başvurusunda (B. No: 2015/17668, 13/11/2015) dayanak belge olarak Anayasa Mahkemesine sunmuştur. Dolayısıyla anılan karardan başvurucunun haberdar olduğu görülmektedir. Anayasa Mahkemesi, Bakanlık görüşüne karşı sunulan beyanda da anılan gelişmeden haberdar edilmemiştir.Başvurucu bununla birlikte İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüğe açıkça aykırı olarak bozma kararına dair herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.
23. Bu itibarla başvuru sonrasında gerçekleşen ve başvurunun değerlendirilmesini etkileyecek nitelikteki bir konuda bilgi verilmeyerek Anayasa Mahkemesini yanıltıcı, öte yandan yeniden yargılamayla ilgili işlemlerin başlatılmasına yol açabilecek bir davranışın ortaya konduğu anlaşılmaktadır (Benzer yönde bkz. Abdurrehman Uray, B. No: 2013/6140, 5/11/2014, § 38; S.Ö., § 32).
24. Açıklanan nedenlerle başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine ve6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucu aleyhine takdiren 1.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucunun 1.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 8/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.