logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mehmet Özbaytar [2.B.], B. No: 2014/13358, 25/2/2015, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET ÖZBAYTAR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/13358)

 

Karar Tarihi: 25/2/2015

R.G. Tarih-Sayı: 22/5/2015-29363

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Engin YILDIRIM

Raportör

:

Hüseyin TURAN

Başvurucu

:

Mehmet ÖZBAYTAR

Vekili

:

Av. Mustafa EKİNCİ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu; aleyhinde açılan ceza davası nedeniyle 10/11/2008 tarihinde tutuklanıp 11/3/2014 tarihinde azami tutukluluk süresinin aşılması nedeniyle tahliye edildiğini, 8/7/2014 tarihinde ise hükümle birlikte gerekçesiz olarak yeniden tutuklandığını ve itiraz merciinin de gerekçesiz bir biçimde talebini reddettiğini belirterek Anayasa’nın 13., 19., 36. ve 141. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 15/8/2014 tarihinde yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 19/12/2014 tarihinde kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonrasında nitelikli adam öldürme ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından yargılandığı İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2008/412 sayılı dosyasında yapılan yargılama safahatında; 10/11/2008 tarihinde tutuklanmış, dosyanın iki kez Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından bozulması sonrasında Mahkeme tarafından yapılan üçüncü yargılamada 11/3/2014 tarihinde verilen ara kararı ile azami tutukluluk süresinin dolması üzerine tahliye edilmiştir.

6. İstanbul 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/539 Esas sayılı dosyasında 8/7/2014 tarihli son duruşmada “kan gütme saikiyle öldürmeye yardım etme” suçundan başvurucunun 16 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve “verilen ceza miktarı dikkate alınarak hükmen tutuklanmasına” karar verilmiştir.

7. Başvurucunun hükmen tutukluluğa yaptığı 9/7/2014 tarihli itiraz, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/7/2014 tarih ve 2014/808 Değişik İş sayılı kararla reddedilmiştir.

8. Ret kararı başvurucuya 4/8/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

9. Başvurucunun yargılandığı dava, temyiz aşamasında derdesttir.

10. Başvurucu 15/8/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

11. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesi şöyledir:

“(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.

b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,

Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

12. 5271 sayılı Kanun’un 101. maddesi şöyledir:

“(1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilir.

(2) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda;

a) Kuvvetli suç şüphesini,

b) Tutuklama nedenlerinin varlığını,

c) Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu,

gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.

(3) Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır.

(4) Tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık derhâl serbest bırakılır.

(5) Bu madde ile 100 üncü madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir.”

13. 5271 sayılı Kanun’un 102. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.”

14. Anılan tarihteki haliyle 5271 sayılı Kanun’un 108. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar verilir.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Mahkemenin 25/2/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 15/8/2014 tarih ve 2014/13358 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu; aleyhinde açılan ceza davası nedeniyle 10/11/2008 tarihinde tutuklanıp 11/3/2014 tarihinde azami tutukluluk süresinin aşılması nedeniyle tahliye edildiğini, 8/7/2014 tarihinde hükümle birlikte yeniden tutuklanmasının ve bu tutuklama kararının gerekçesiz olması nedeniyle Anayasa’nın 13., 19., 36. ve 141. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

B. Değerlendirme

17. Başvuru formu ve ekleri incelendiğinde başvurucunun, hakkında yürütülen ceza davasında 5 yıllık azami tutukluluk süresinin dolması nedeniyle tahliye olmasından sonra, gerekçesiz olarak hükümle birlikte hakkında yeniden tutuklama kararı verildiğini ve itiraz merciinin de gerekçesiz bir biçimde talebini reddettiğini belirtmiş olması karşısında bir bütün olarak yapılan bu başvurunun kişi hürriyeti ve güvenliği kapsamında incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

18. Anayasa’nın 19. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

 Şekil ve şartları kanunda gösterilen:

Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.”

19. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

20. Devam eden tutukluluğun hukuka aykırı olduğu iddiasıyla yapılan bireysel başvurularda şikâyetlerin temel amacı, tutukluluğun hukuka aykırı olduğunun ya da devamını haklı kılan sebeplerin bulunmadığının tespitidir. Bu tespit yapıldığı takdirde buna bağlı olarak ilgilinin tutukluluk halinin devamına gerekçe olarak gösterilen hukuki sebeplerin varlığı sona erecek ve böylece kişinin serbest kalmasının yolu açılabilecektir. Dolayısıyla belirtilen nedenlerle ve serbest bırakılmayı temin edebilecek bir karar alma amacıyla yapılacak bireysel başvuruların, olağan kanun yolları tüketilmek şartıyla, tutukluluk hali devam ettiği sürece yapılabilmesi mümkündür (B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 30).

21. Ancak başvurucu hakkında ilk derece mahkemesinde mahkûmiyet kararı verilmiş ise, bireysel başvuru açısından talep hukuka aykırılığın tespiti ve tazminatla sınırlı kalacaktır (B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 31).

22. Kişi serbest bırakılmadan yargılandığı davada ilk derece mahkemesinin kararıyla mahkûm olmuşsa, mahkûmiyet tarihi itibarıyla tutukluluk hali sona erer. Çünkü bu durumda kişinin hukuki durumu “suç isnadına bağlı olarak tutuklu” olma kapsamından çıkmaktadır. Zira mahkûmiyete karar verilmiş olmakla, isnat olunan suçun işlendiği, bundan sanığın sorumlu olduğunun sübuta erdiği kabul edilmekte ve bu nedenle sanık hakkında cezaya hükmedilmektedir. Mahkûmiyetle birlikte kişinin kuvvetli suç şüphesi ve bir tutuklama nedenine bağlı olarak tutukluluk hali sona ermektedir (B. No: 2013/5267, 7/3/2014, § 26).

23. Suçun sübutuna ilişkin nedenlerle temyiz incelemesi sonunda hükmün bozulması ihtimali, mahkûmiyet kararı sonrası tutmanın bireysel başvuru kapsamında incelenmesini gerektirmez. Mahkûmiyet kararına dayanan ceza nedeniyle özgürlükten yoksun bırakılma, kural olarak temyiz sürecindeki hürriyetten yoksun bırakılmanın hukukiliği bakımından yeterlidir.

24. Somut olayda, isnat edilen suçla ilgili yargılama kapsamında başvurucunun 5/12/2008 tarihinden tahliye kararının verildiği 11/3/2014 tarihine kadar “suç isnadına bağlı olarak tutuklu” kaldığı görülmektedir. Buna karşılık bireysel başvuru konusu yapılan mahkumiyet kararının verildiği 8/7/2014 tarihten sonraki tutulma hali Anayasa’nın 19. maddesinin (2) numaralı fıkrası kapsamında izin verilen özgürlükten mahrumiyet şartlarından mahkemece verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezanın yerine getirilmesi amacına yöneliktir.

25. Açıklanan nedenlerle, başvurunun “açıkça dayanaktan yoksun” olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,

25/2/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mehmet Özbaytar [2.B.], B. No: 2014/13358, 25/2/2015, § …)
   
Başvuru Adı MEHMET ÖZBAYTAR
Başvuru No 2014/13358
Başvuru Tarihi 15/8/2014
Karar Tarihi 25/2/2015
Resmi Gazete Tarihi 22/5/2015 - 29363

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurucu; aleyhinde açılan ceza davası nedeniyle 10/11/2008 tarihinde tutuklanıp 11/3/2014 tarihinde azami tutukluluk süresinin aşılması nedeniyle tahliye edildiğini, 8/7/2014 tarihinde ise hükümle birlikte gerekçesiz olarak yeniden tutuklandığını ve itiraz merciinin de gerekçesiz bir biçimde talebini reddettiğini belirterek Anayasa’nın 13. , 19. , 36. ve 14 maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Mahkumiyete bağlı tutma Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 100
101
102
108
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi