TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AYŞE SENA SEZGİN ARSLAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/13367)
|
|
Karar Tarihi: 15/4/2015
|
R.G. Tarih- Sayı: 20/6/2015-29392
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör
|
:
|
Şebnem NEBİOĞLU ÖNER
|
Başvurucu
|
:
|
Ayşe Sena SEZGİN ARSLAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Ömer Faruk EROĞLU
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, ilgili idare
tarafından gerçekleştirilecek olan evlenme akdi sonrasında evlilik öncesi
soyadını kullanması yönündeki talebinin idare tarafından reddedilmesi nedeniyle
Anayasa’nın 10. ve 17. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini
ileri sürerek, ihlalin tespitiyle sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar
verilmesini talep etmiştir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 15/8/2014 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci
Komisyonunca, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere
dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve ekleri
kapsamında tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu tarafından Üsküdar
Belediyesi Evlendirme Şefliği’ne hitaben verilen
30/5/2014 tarihli dilekçede, 22/6/2014 tarihinde belirtilen Belediye nezdinde
gerçekleşecek olan evlenme akdi sonrasında soyadı hanesine, eşinin soyadı
kullanılmaksızın, evlilik öncesi soyadı olan “Sezgin” soyadının tescilinin
sağlanması talep edilmiştir.
6. Üsküdar Kaymakamlığı İlçe
Nüfus Müdürlüğünce başvurucuya gönderilen 18/7/2014 tarihli cevabi yazıya,
İstanbul Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğünün 24/6/2014 tarihli
yazısı eklenmiş olup, ilgili yazı içeriğinde, 22/11/2001 tarih ve 4721 sayılı
Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesi hükmüne yer verilerek ve Anayasa
Mahkemesinin 10/3/2011 tarih ve E.2009/85, K.2011/49 sayılı kararına atıf
yapılarak, başvurucunun talep ettiği şekilde bir tescilin mümkün olmadığı ifade
edilmiştir.
7. Bireysel başvuru, 15/8/2014
tarihinde yapılmıştır.
B. İlgili Hukuk
8. 4721 sayılı Türk Medeni
Kanunu’nun “Kadının
soyadı” kenar başlıklı 187. maddesi şöyledir:
“Kadın, evlenmekle
kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus
idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da
kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı
için yararlanabilir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
9. Mahkemenin 15/4/2015
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 15/8/2014 tarih ve 2014/13367
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
10. Başvurucu, evlendikten
sonra, evlilik öncesi soyadını kullanma yönünde idareye başvurduğunu, ancak söz
konusu talebinin ilgili idare tarafından reddedildiğini, ihlal iddiasına
ilişkin olarak hukuk sisteminde yer alan başvuru yollarının da, başarı şansı
bulunmayan, mahkeme masrafı ve zaman kaybına yol açan yollar olduğunu
belirterek, Anayasa’nın 10. ve 17. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
11. Anayasa’nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin
kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine
başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş
olması şarttır.”
12. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un, “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45.
maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal
için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel
başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir”
13. Anayasa’nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında,
bireysel başvuruda bulunulmadan önce, ihlal iddiasının dayanağı olan işlem,
eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru
yollarının tamamının tüketilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Temel hak
ihlallerini öncelikle derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, kanun
yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılar (Necati
Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 19-20; Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 26).
14. Ancak belirtilen hükümlerde
yer verilen olağan başvuru yolları ibaresinin, başvurucunun şikâyetleri
açısından makul bir başarı şansı sunabilecek ve bir çözüm sağlayabilecek
nitelikte, kullanılabilir ve etkili başvuru yolları olarak anlaşılması
gerekmektedir. Ayrıca, başvuru yollarını tüketme kuralı ne kesin ne şeklî
olarak uygulanabilir bir kural olup, bu kurala riayetin denetlenmesinde
münferit başvurunun koşullarının dikkate alınması esastır. Bu anlamda, yalnızca
hukuk sisteminde bir takım başvuru yollarının varlığının değil, aynı zamanda
bunların uygulama şartları ile başvurucunun kişisel koşullarının gerçekçi bir
biçimde ele alınması gerekmektedir. Bu nedenle başvurucunun, kendisinden
başvuru yollarının tüketilmesi noktasında beklenebilecek her şeyi yerine
getirip getirmediğinin başvurunun özellikleri dikkate alınarak incelenmesi
gerekir (Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. İlhan
/Türkiye, 22277/93, 27/7/2000, § 56-64).
15. Bununla birlikte, söz konusu
başvuru yollarının etkililiği noktasında somut veriler bulunmaksızın, sırf söz
konusu başvuru yollarının etkililiği hususunda başvurucu tarafından duyulan şüphe,
belirtilen başvuru yollarının tüketilmesi yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Bu
kapsamda başvurucu tarafından, ihlal iddiasına ilişkin olarak hukuk sisteminde
yer alan başvuru yollarının, başarı şansı bulunmayan, mahkeme masrafı ve zaman
kaybına yol açan yollar olduğu belirtilmekle birlikte, söz konusu hukuki
yolların etkisizliğini ortaya koyan somut verilere dayanılmadığı ve
başvurucunun ihlal iddiasına konu talebi kapsamında etkili bir giderim yolu
olan hukuk davası açma yoluna gidilmediği görülmektedir.
16. Yukarıda yer verilen
tespitler çerçevesinde, ihlal iddiasına konu talebi nedeniyle yalnızca ilgili
idareye başvuruda bulunduğu anlaşılan başvurucunun, Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuruda bulunabilmek için tüm başvuru yollarının tüketilmesi
koşulunu yerine getirdiği söylenemez.
17. Açıklanan nedenlerle,
başvurucu tarafından başvuruya konu ihlal iddiası ile ilgili olarak etkili bir
giderim yolu olan hukuk davası açma imkânı kullanılmaksızın bireysel başvuruda
bulunulduğu anlaşıldığından, başvurunun “başvuru
yollarının tüketilmemesi” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurunun “başvuru
yollarının tüketilmemesi” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
15/4/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.