TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İBRAHİM GÜLTEKİN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/13466)
|
|
Karar Tarihi: 5/12/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Volkan
SEVTEKİN
|
Başvurucu
|
:
|
İbrahim
GÜLTEKİN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, beraat kararı yerine hükmün açıklanmasının geri
bırakılması (HAGB) kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 14/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu, Mersin'de PTT görevlisi olarak çalışmaktadır.
8. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 11/11/2013 tarihli
iddianamesi ile başvurucu hakkında görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılması
istemiyle kamu davası açılmıştır.
9. Mersin 7. Sulh Ceza Mahkemesi 7/4/2014 tarihli kararıyla
başvurucunun, adrese gidilmeksizin üzerine düşen görevi yerine getirmeyerek
adres araştırmasını tam olarak yapmaması gerekçesiyle mahkûmiyetine ve hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir.
10. Başvurucunun anılan karara karşı yapmış olduğu itiraz,
Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/6/2014 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
11. Ret kararı başvurucuya 15/7/2014 tarihinde tebliğ edilmiş
olup 14/8/2014 tarihinde süresi içinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
231. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan
yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî
para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar
verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade
eder.
(6) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm
olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile
duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç
işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun
uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle
tamamen giderilmesi,
gerekir.(Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının
geri bırakılmasına karar verilmez.
(...)
(12) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararına itiraz edilebilir.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 5/12/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, mevzuata uygun olarak tebligat işlemi yaptığına
yönelik savunmalarına itibar edilmediğini, delillerin yeterince değerlendirilmeden
sadece müştekinin "adrese gidilerek haber kağıdı yapıştırılmadan"
tebligat işlemini yapıldığına ilişkin soyut iddiası esas alınarak gerekçesiz
karar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkı ile eşitlik ilkesinin ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
15. HAGB, sanığa yüklenen suça ilişkin yargılama sonunda cezaya
hükmedilmesi hâlinde hükmün açıklanmasının belirli koşulların gerçekleşmesine
bağlı olarak ertelenmesi anlamına gelmektedir. Kanun'da belirtilen koşulların
gerçekleşmesine karşın sanığın kabul etmemesi hâlinde hükmün açıklanmasının
geri bırakılmasına karar verilemeyeceği 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin
(6) numaralı fıkrasının son cümlesinde ifade edilmektedir. Bu kapsamda sanığın,
yargılamanın hukuki kesinliği ifade eden bir hükümle sonuçlanmasını ya da
cezaya hükmedilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını tercih
etme imkânı bulunmaktadır (Ali Gürsoy,
B. No: 2012/833, 26/3/2013, 19).
16. HAGB kararı, yargılamayı hükümle sonuçlandıran bir karar
niteliğinde olmayıp ceza yargılamasını sona erdiren düşme nedenlerinden
biridir. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (10) ve (11) numaralı
fıkralarında belirtildiği üzere denetim süresi içinde kasıtlıbir
suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun
davranıldığı takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak
davanın düşmesine, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi veya
denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması
hâlinde de hükmün açıklanmasına karar verilir (Ali Gürsoy, § 21).
17. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (12) numaralı
fıkrasında HAGB kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabileceği
düzenlenmiştir. Bununla birlikte denetim süresi içinde kasıtlı bir suç
işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı
davranılması hâlinde hükmün açıklanmasıyla ya da bu süre içinde kasıtlı bir suç
işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun
davranıldığı takdirde düşme kararıyla yargılama nihai olarak sona erdiğinde
hüküm niteliği olan bu kararlara karşı kanun yoluna başvurulabilir ve esasa
ilişkin itirazlar bu aşamada ileri sürülebilir (Ali Gürsoy, § 22).
18. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (6) numaralı fıkrasına
göre sanık kabul etmediği takdirde HAGB kararı verilmez. Bu durumda ilk derece
mahkemesinin kararı temyizi kabil hâle gelebilecektir. Başka bir deyişle
haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul eden
sanıklar, verilen kararın istinafta/temyizde yapılacak esas ve usul
incelemesini talep etme hakkından vazgeçmişlerdir. Somut olayda başvurucu
yargılama sonunda hakkında HAGB kararı verilmesine rıza gösterdiğini beyan etmiştir.
Dolayısıyla başvurucu, söz konusukarar ile ortaya
çıkan menfaatlerden yararlanmayı tercih etmiştir (benzer yöndeki AİHM kararı
için bkz. Adnan Erkuş/Türkiye, B. No: 61196/11, 4/12/2012, § 22).
19. Başvuru konusu olayda yargılama sonunda verilen kararların
temel hakları ihlal ettiği iddiası -somut olayın özelliği de nazara
alındığında- istinaf/temyiz incelemesinde de ileri sürülebilecek
iddialardandır. Bu bakımdan hatalı değerlendirme sonucu verilen kararların
temel hakları ihlal ettiği iddiası, başvurucunun talebi üzerine HAGB kararı
verilmiş olması ve istinaf/temyiz yoluna başvurmayı mümkün kılan bir karar
verilmesini başvurucunun tercih etmediği dikkate alındığında dayanaktan yoksun
görünmektedir.
20. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
5/12/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.