TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ATİLLA KART VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/13634)
|
|
Karar Tarihi: 8/9/2014
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Mehmet Sadık YAMLI
|
Başvurucular
|
:
|
1) Atilla KART
|
|
|
2) Cumhuriyet Halk Partisi
|
Temsilcisi
|
:
|
Bülent TEZCAN
|
|
|
Gürsel TEKİN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, 10 Ağustos 2014 tarihli Cumhurbaşkanı
seçiminde Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakanlık ile Adalet
ve Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı görevlerinden istifa etmeyip bu görevlere
devam etmesi nedeniyle etkili başvuru, adil yargılanma ile seçme ve seçilme
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurular, 21/8/2014 ve 25/8/2014 tarihlerinde Anayasa
Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı
tespit edilmiştir.
3. 2014/13809 sayılı bireysel başvuru dosyasının konu
yönünden hukuki irtibatı nedeniyle 2014/13634 sayılı bireysel başvuru dosyası
ile birleştirilmesine, incelemenin 2014/13634 sayılı bireysel başvuru dosyası
üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
4. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, başvurunun kabul
edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
6. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 10/8/2014 tarihinde 12.
Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş, buna ilişkin mazbata Yüksek Seçim Kurulu (YSK)
tarafından 15/8/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına
verilmiştir.
7. Cumhurbaşkanı seçimi sonuçları yayımlanmak üzere
Başbakanlığa gönderilmiş, ancak sonuçlar başvuru tarihi itibarıyla Resmi Gazete’de yayımlanmamıştır.
8. Başvurucu Atilla Kart, 12/8/2014 tarihinde Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunarak, Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet
ve Kalkınma Partisi yetkili kurullarını ve 27/8/2014 tarihinde yapılacak 1.
Olağanüstü Kongresini yönetmesinin engellenmesini istemiştir.
9. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 18/8/2014 tarih ve 722
sayılı kararıyla başvuruyu reddetmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“…1- 10 Ağustos 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı seçilen ve
halen Başbakanlık görevini yürüten Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeliğinin sona erip ermeyeceği konusunda karar verme görev ve yetkisi
Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir.
2- 10 Ağustos 2014
tarihinde yapılan ve 15 Ağustos 2014 tarihinde kesin sonuçları açıklanan ve bu
husustaki tutanak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslim edilen
ancak, Cumhurbaşkanlığı sıfatını 28 Ağustos 2014 tarihinde kazanacak olan
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi faaliyette
bulunmasına ve siyasi parti üyeliğinin devam etmesinde herhangi bir yasal engel
bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı….”
10. Başvurucu Atilla Kart, 15/8/2014 tarihinde
Cumhurbaşkanlığına başvurarak, Başbakanlık makamının 15/8/2014 tarihi
itibarıyla boşaldığı iddiasıyla yeni bir başbakan görevlendirilmesini
istemiştir.
11. Başvurucu Atilla Kart, Cumhurbaşkanı seçim sonuçlarının
Resmi Gazete’de yayımlanmamasına ilişkin olarak da
19/8/2014 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş
olup başvuru tarihi itibarıyla inceleme dosyasının derdest olduğu
anlaşılmaktadır.
12. Başvurucular, 27/8/2014 tarihinde yapılacak Adalet ve
Kalkınma Partisi 1. Olağanüstü Kongresinin tüm sonuçlarıyla birlikte iptaline
ya da yok hükmünde sayılmasına karar verilmesi ve ihtiyati tedbir uygulanması
istemiyle 21/8/2014 tarihinde Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava
açmışlardır. Başvuru tarihi itibariyle dava derdest durumdadır.
B. İlgili Hukuk
13. Anayasa’nın 101. maddesinin dördüncü fıkrası ile 102.
maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları şöyledir:
“Madde 101
…
Cumhurbaşkanı
seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeliği sona erer.
Madde 102
…
Cumhurbaşkanı göreve
başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder.
Cumhurbaşkanlığı
seçimine ilişkin usûl ve esaslar kanunla düzenlenir.”
14. 19/1/2012 tarih ve 6721 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi
Kanunu’nun 4. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile 20. ve 21. maddeleri
şöyledir:
“Madde 4
…
(5). Cumhurbaşkanı
seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeliği sona erer.
Madde 20
(1) Cumhurbaşkanı
seçiminin kesin sonuçları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Makamına bildirilir, kamuoyuna ilân
edilir ve Resmî Gazetede yayımlanır.
(2) Seçilen
Cumhurbaşkanı adına, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Cumhurbaşkanı seçildiğine
dair bir tutanak düzenlenir.
Madde 21
(1) Seçilen
Cumhurbaşkanı adına düzenlenen tutanak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından verilir ve aynı
oturumda andiçme töreni yapılır. Bu oturum, eski
Cumhurbaşkanının görev süresinin dolduğu gün, makamın başka bir sebeple
boşalması hâlinde ise seçim sonuçlarının kesinleşmesinden itibaren üç gün içinde
gerçekleştirilir.”
15. 22/4/1983 tarih ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun
“Tanım” kenar başlıklı 3. maddesi
şöyledir:
“Siyasi partiler,
Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri
yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları
ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir
Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması
amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel
kişiliğe sahip kuruluşlardır.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 8/9/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 21/8/2014 tarih ve 2014/13634 numaralı bireysel başvurusu
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
17. Başvurucular, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 10/8/2014
tarihinde 12. Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini ve buna ilişkin mazbatanın YSK
tarafından 15/8/2014 tarihinde TBMM Başkanlığına verildiğini, 15/8/2014 tarihi
itibarıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık görevi ile Adalet ve
Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı görevlerinin hukuken sona erdiğini, ancak
anılan kişinin hukuka aykırı olarak bu görevleri sürdürdüğünü, bu durumun
Anayasa’da güvence altına alınan seçme ve seçilme hakkını ihlal ettiğini,
seçilmiş Cumhurbaşkanı statüsü ile and içerek göreve
başlamanın birbirinden farklı olduğunu dolayısıyla Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı kararının hukuka aykırı olduğunu, seçim sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlanmaması ve Cumhurbaşkanınca yeni başbakan
görevlendirilmemesi nedeniyle de etkili başvuru ve adil yargılanma haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin
kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine
başvurabilir. ...”
19. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf
olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal
edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.”
20. 6216 sayılı Kanun’un “Bireysel
başvuru hakkına sahip olanlar” kenar başlıklı 46. maddesinin (1)
numaralı fıkrası ile (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesi şöyledir:
“(1) Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen
işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan
etkilenenler tarafından yapılabilir.
(2)… Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait
haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir.”
21. 6216 sayılı Kanun’un 46. maddesinde kimlerin bireysel
başvuru yapabileceği sayılmış olup, anılan maddenin (1) numaralı fıkrasına
göre, bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için üç
temel ön koşulun birlikte bulunması gerekmektedir. Bu önkoşullar, başvuruya
konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri sürülen kamu gücü eylem veya işleminden
ya da ihmalinden dolayı, başvurucunun “güncel
bir hakkının ihlal edilmesi”, bu ihlalden dolayı “kişisel olarak” ve “doğrudan” etkilenmiş olması ve bunların
sonucunda başvurucunun kendisinin mağdur olduğunu ileri sürmesi gerekir (B. No:
2013/6179, 20/3/2014, § 24).
22. Bu üç temel koşula ilave olarak anılan Kanun’un 45.
maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre Anayasa Mahkemesine ancak Anayasa’da
güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi (AİHS) ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki
herhangi birinin ihlal edildiği iddiasıyla başvurulabilir. Buradan çıkan sonuca
göre Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, AİHS ve
buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamında bir hakkı doğrudan
etkilenmeyen kişi “mağdur”
statüsü kazanamaz (B. No: 2013/6179, 20/3/2014, § 25).
23. Bireysel başvuruda “mağdur”
kavramı, davada menfaat veya dava ehliyeti gibi kurallardan bağımsız bir
şekilde yorumlanır (Gorraiz Lizarraga ve Diğerleri/İspanya,
B. No: 62543/00, 10/11/2004, § 35). Ayrıca mağdur kavramının yorumu, günümüzde
toplumun koşulları ışığında değişime tabi olup, bu kavram aşırı biçimcilikten
uzak bir şekilde uygulanmalıdır (Gorraiz Lizarraga ve Diğerleri/İspanya, § 38), ( B. No: 2014/11438,
24/7/2014, § 20).
24. Kendilerinin belirli bir işlemden doğrudan etkilenme
tehdidiyle ya da tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını ve dolayısıyla
potansiyel olarak mağdur olduklarını iddia eden başvurucular ile yalnızca
ulusal hukukları değiştirmeyi veya toplumun menfaatinin korunmasını amaçlayan
başvurular arasında dikkatli bir ayrım yapılmalıdır. Bu son bahsedilen türdeki
ve içtihatta “halk davası” (actio popularis) olarak
isimlendirilen başvurulara bireysel başvuru hakkı tanınmamıştır (Klass ve Diğerleri/Almanya, B. No: 5029/71, 6/9/1978, §33). Dolayısıyla bireylerin, kendi
bireysel haklarının ihlal edildiğini ileri sürmeksizin, toplumun menfaatlerinin
ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunma
hakları bulunmamaktadır ( B. No: 2014/11438, 24/7/2014, § 20).
25. Öte yandan 2820 sayılı Kanun’un 3.
maddesinde siyasi partiler tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar olarak tanımlanmış
olup, siyasi partilerin hukuki nitelikleri bakımından kamu tüzel kişisi
olmadıkları açıktır. Anayasa Mahkemesi kararlarında siyasi partilere ilişkin
Anayasa’da yer alan özel düzenlemeler dikkate alınarak, siyasi partilerin olağan derneklerden farklı oldukları vurgulanmışsa da bu
tespit onların bireysel başvuru usulünde 6216 sayılı Kanun’un 46. maddesinin
(2) numaralı fıkrası uyarınca özel hukuk tüzel kişileri olarak başvuru
yapabilmelerine engel değildir (B. No: 2014/5425, 24/7/2014, § 24).
26. 6216 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının ikinci cümlesinde ise özel hukuk tüzel kişilerinin bireysel
başvurunun niteliği gereği sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği
gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilecekleri ifade edilmiştir.
27. Başvuruculardan Atilla Kart, TBMM Konya Milletvekili
olup, diğer başvurucu Cumhuriyet Halk Partisi ise Anamuhalefet
Partisidir.
28. Demokratik hayatın vazgeçilmez öğesi kabul edilen siyasi
partilerin kendilerini ifade etmelerinde en önemli yol olan seçimlere ilişkin
hususların siyasi partilerin tüzel kişiliğine ait haklardan olduğunda kuşku
bulunmamaktadır (B. No: 2014/5425, 24/7/2014, § 26).
29. Somut olayda ise, başvurucuların iddiaları, Başbakanlık
ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı görevlerini yürütmekte olan
kişinin Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte anılan görevlerinden ayrılmış
sayılıp sayılmayacağına veya bu görevlerin resen sona erip ermediğinin
tespitine ilişkin olup doğrudan seçimlere ilişkin değildir. Başvurucular
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapmadan önceki süreçlerde belirtilen
durumun tespitini istemişler, müracaat süreçleri olumsuz sonuçlanmış veya bir
kısım talepleri hakkında bir karar verilmemiş olmakla birlikte başvurunun özü,
seçme ve seçilme hakkı bağlamında etkili başvuru yollarının bulunmaması ve hak
arama özgürlüğünün ihlali iddialarına ilişkindir.
30. Başvuru tarihinde yukarıda bahsedilen görevleri ifa
etmekte olan Recep Tayyip Erdoğan’ın görevlerinden ayrılması veya bu görevlerin
sona ermiş sayılması hususunun, başvurucu Atilla Kart’ı güncel ve kişisel
olarak doğrudan etkilemesi, dolayısıyla bu kişiye mağdur statüsü kazandırması
söz konusu olamayacağı gibi belirtilen hususun doğrudan seçimlere ilişkin
olmaması nedeniyle de siyasi bir parti olan diğer başvurucunun tüzel kişiliğine
ait haklarına bir müdahale oluşturduğundan da bahsedilemez. Bu durumda,
Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanlık ve Adalet ve
Kalkınma Partisi Genel Başkanlığı’nın sona ermesine veya sonlandırılmasına
ilişkin hususlar nedeniyle güncel ve kişisel hakları doğrudan etkilenmeyen
başvurucuların, bireysel başvuru yapma hakları bulunmamaktadır.
31. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların ihlale neden
olduğunu ileri sürdükleri hususların mağduru olmadıkları anlaşıldığından,
başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “kişi yönünden yetkisizlik” nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle,
başvurunun “kişi yönünden yetkisizlik”
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına, 8/9/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.