logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Nevzat Tekel [2.B.], B. No: 2014/13863, 20/11/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NEVZAT TEKEL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/13863)

 

Karar Tarihi: 20/11/2019

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Recep KÖMÜRCÜ

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Ömer MENCİK

Başvurucu

:

Nevzat TEKEL

Vekili

:

Av. Kadir AKGÜNEŞ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan eylemlerinin terör örgütüne üye olmak suçundan mahkûmiyetinde delil olarak kullanılmasının başvurucunun örgütlenme özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir. Başvuruda ayrıca yargılamayı yapan özel yetkili mahkemenin bağımsız ve tarafsız olmadığı ve bu sebeple de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iler sürülmüştür.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 14/8/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu, olayların meydana geldiği tarihte İnönü Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü öğrencisidir.

7. Başvurucu; PKK terör örgütüne üye olduğu gerekçesiyle üç gün gözaltında tutulduktan sonra 12/5/2011 tarihinde tutuklanmıştır. Cumhuriyet savcısı 13/7/2011 tarihli iddianamesi ile başvurucunun terör örgütüne üye olmak ve terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarından cezalandırılmasını talep etmiştir. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 17/10/2012 tarihinde başvurucunun terör örgütüne üye olmak ve terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarından mahkûmiyetine hükmetmiştir. Mahkeme ayrıca başvurucunun hükümle birlikte tutukluluk hâlinin devamına da karar vermiştir.

8. Mahkemenin başvurucunun terör örgütüne üye olmak ve terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarından mahkûmiyetinde dikkate aldığı delillerin bazıları şu şekildedir:

i. Mahkeme, başvurucunun PKK'nın gençlik örgütlenmesi olduğunu belirttiği Demokratik Yurtsever Gençlik Meclisi (DYG-M) içinde sorumlu düzeyde görev yaptığını belirtmiştir. Mahkemeye göre PKK terör örgütünün yasal olmayan gençlik faaliyetleri DYG-M çatısı altında gerçekleştirilmektedir. Bundan başka Mahkeme, DYG-M'nin faaliyet gösterdiği illerde hücre tipi komiteler oluşturarak komitelerde yer alan kişilere örgütsel eğitim verdiğini, örgütün silahlı eylemlerde bulunan kısmına eleman temin ettiğini, birçok basın açıklaması ve gösteri düzenlediğini, bazı etkinliklerde şiddet olaylarının yaşanmasını sağladığını ve örgütsel nitelikteki yayınların satımını sağlayıp örgüte gelir temin ettiğini ileri sürmüştür.

ii. Başvurucunun Demokratik Öğrenci Derneğinde (DÖDER) sayman olarak görev yaptığı belirtilmiştir. Mahkemeye göre DÖDER, PKK terör örgütünün Malatya'daki birçok faaliyetinin organize edildiği yerdir.

iii. Ayrıca başvurucunun PKK terör örgütünün propagandasının yapıldığı yayınları gerçek ismini gizleyip başka bir isimle temin ettiği ileri sürülmüştür.

iv. Mahkeme, başvurucunun örgütsel nitelikli bir toplantıya örgütün talimatı üzerine katıldığını ifade etmiştir.

v. Mahkeme, başvurucunun Diyarbakır'da düzenlenen nevruz etkinliğine katılmasını da delil olarak değerlendirmeye almıştır. Mahkemeye göre adı geçen etkinlik PKK terör örgütünce sahiplenilen bir toplantıdır.

vi. Bazı öğrencilerin okuldan uzaklaştırılmasını protesto etmek amacıyla üniversite kampüsünde yapılan basın açıklaması metnini başvurucunun okuduğu ileri sürülmüştür. Mahkemeye göre okuldan uzaklaştırma cezası alan öğrencilerin cezalarının bittiği tarihte üniversite kampüsü içinde iki kavga olayı meydana gelmiş, kavga olayını başlattığı ve yönlendirdiği belirtilen M.Ç., başvurucununacil olarak Malatya'ya gelmesi için talimat vermiş ve başvurucu da talimat üzerine bir gün sonra Malatya'ya gelmiştir. Malatya'ya gelen başvurucunun kavga olayları hakkında DYG-M Malatya il sorumlusuna rapor verdiği, kavga olayı ile ilgili gözaltına alınıp adliyeye götürülen kişilere destek amacıyla adliye önüne gittiği ve serbest bırakılan kişilere yakın ilgi gösterdiği belirtilmiştir.

vii. Başvurucunun terör örgütünün kırsal alanına gittikleri değerlendirilen M.D. ve M.Ç. hakkında yapmış olduğu bir telefon görüşmesine dayanılmıştır. İletişim kayıtlarından yola çıkan Mahkeme, başvurucunun adı geçen kişilerle irtibatlı olduğu ve görüşme yaptığı kişiyle bahse konu kişilerin kırsal alana gitmeleri konusunda bir değerlendirmede bulunduğu sonucuna varmıştır.

viii. Mahkeme, başvurucunun örgüt tarafından verilen talimatlara istinaden PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın (A.Ö.) doğum günü nedeniyle Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinde düzenlenecek olan etkinliğe Malatya'dan katılımı organize ettiğini ve adı geçen etkinliğe katıldığını ifade etmiştir.

ix. Mahkemeye göre PKK terör örgütü tarafından verilen talimat doğrultusunda çeşitli illerde Demokratik Çözüm Çadırı adı verilen çadırlar kurulmuştur. Başvurucunun da Malatya'da kurulan, terör örgütünün talimatlarının okunduğu, örgüt faaliyetlerinin düzenlendiği ve terör örgütü mensuplarının fotoğraflarının asıldığı bu çadırı sahiplendiği; çadır eylemi olarak ifade edilen bazı etkinliklerin organizasyonunda görev aldığı ve yapılan bir basın açıklamasına katıldığı belirtilmiştir. Malatya'da kurulu bulanan demokratik çözüm çadırında 26/3/2011 tarihinde Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile arama yapıldığı,ölen terör örgütü mensuplarına ait fotoğraflar ve örgütsel dokümanların arama neticesinde ele geçirildiği ileri sürülmüştür. Bundan başka Batman, İstanbul ve Diyarbakır’da açılan çadırlarda yapılan aramalarda da bol miktarda örgütsel doküman ile molotof kokteyli, havai fişek ve el yapımı bomba yapmaya müsait malzemeler ele geçirildiği ifade edilmiştir.

x. Başvurucunun telefonuna, örgütsel faaliyetlerini bilen şahıslar tarafından terör örgütü propagandası içeren ve örgütsel bilinci artırmaya yönelik mesaj gönderildiği kabul edilmiştir. Ayrıca başvurucunun yapmış olduğu bir telefon görüşmesinde örgüte yakın bir kişiden yurtsever olarak bahsetmesi ve adı geçen kişiye yardım etmeye çalışması da delil olarak dikkate alınmıştır.

xi. Mahkeme, başvurucunun silahlı çatışmada öldürülen örgüt mensupları H.A. ve Z.D.nin taziye ziyaretine örgüt talimatı doğrultusunda gittiğini belirtmiştir. İlaveten Mahkeme, başvurucunun örgüt talimatları doğrultusunda E.D. isimli örgüt mensubunun mezarını ziyaret ettiğini ifade etmiştir. Mahkeme ayrıca başvurucunun ziyaret esnasında tanınmamak amacıyla yüzünü kapadığını, E.D.nin resminin yer aldığı pankartı ve "şehit namırın (şehitler ölmez)" yazısı olan posteri taşıdığını, "Ey şehit senin yolun bizim yolumuzdur." şeklinde slogan attığını ve güvenlik güçlerine yüzü kapalı bir şekilde taş attığını ileri sürmüştür.

xii. Mahkeme, örgüt talimatı doğrultusunda düzenlendiği ifade edilen basın açıklamasına başvurucunun katılmasını ve burada Kürtçe olarak basın açıklaması metnini okumasını mahkûmiyet hükmüne gerekçe yapmıştır. Mahkeme ayrıca örgüt talimatı doğrultusunda düzenlendiğini ileri sürdüğü bir etkinliğe başvurucunun katılmasını da mahkûmiyette delil olarak kullanmıştır.

xiii. Bundan başka Mahkeme, aramalar sonucunda ele geçirilen başvurucuya ait dokümanlarda birçok örgütsel veri bulunduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda Mahkeme, PKK'nın gençlik örgütlenmesi olduğunu belirttiği DYG-M'ye eleman temini amacıyla düzenlenen etkinliklerde satılan biletlere ilişkin bazı bilgilerin ve bir harddiskte yapılan incelemede PKK terör örgütünü simgeleyen marş, fotoğraf ve müziklerin ele geçirilmiş olmasını başvurucunun örgüt üyeliğini açıklayan deliller olarak kullanmıştır.

9. Mahkûmiyete ilişkin kararı başvurucunun temyiz etmesi üzerine karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından 22/4/2014 tarihinde onanmıştır.

10. Başvurucu, karardan 22/7/2014 tarihinde haberdar olduğunu belirtmiştir.

11. Başvurucu 14/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Ancak başvurucu, terör örgütüne üye olmak suçundan verilen mahkûmiyeti bireysel başvuruya konu etmiştir. Başvurucu, terör örgütünün propagandasını yapmak suçu yönünden ise herhangi bir şikâyette bulunmamıştır.

IV. İLGİLİ HUKUK

12. İlgili ulusal ve uluslararası için bkz. Metin Birdal ([GK] B. No: 2014/15440, 22/5/2019, §§ 28-39) başvurusu hakkında verilen karar.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

13. Mahkemenin 20/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

14. Başvurucu; bağımsız ve tarafsız olmayan özel yetkili bir mahkemede yargılandığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesi Hikmet Kopar ve diğerleri ([GK], B. No: 2014/14061, 8/4/2015, § 109, 110, 114) kararında benzer nitelikteki şikâyetlerin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Mevcut başvuruda, bahsi geçen karardaki ilkelerden ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.

15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Örgütlenme Özgürlüğü ile Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu; yasal bir dernek olan DÖDER'de görev almasının ve katılmış olduğu bazı etkinliklerin mahkûmiyetinde delil olarak değerlendirildiğini, dinî inancının gereği olarak gerçekleştirdiği taziye ziyaretlerinin de mahkûmiyetinde dikkate alındığını belirtmiştir. Başvurucu, herhangi bir suç unsuru oluşturmayan bahsi geçen eylemlerinin mahkûmiyetinde delil olarak değerlendirmeye alınmış olması nedeniyle örgütlenme özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

17. Katıldığı veya organize ettiği toplantılar ile toplantılarda açıklanan bazı düşüncelerin ve bir dernekte görev almanın terör örgütüne üye olmak suçundan verilen mahkûmiyet kararının delili olarak kullanılması başvurucunun örgütlenme özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı üzerinde caydırıcı etki doğurabilir. Dolayısıyla başvurucunun Anayasa'nın 33. ve 34. maddesinde koruma altına alınan haklarına müdahalede bulunulduğu kabul edilmelidir (Metin Birdal, § 48).

18. Başvuru konusu müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve Anayasa'nın 33. ve 34. maddelerinde yer alan millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı anlaşılmıştır (Metin Birdal, §§ 52, 53). Bu nedenle başvuru konusu müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı değerlendirilecektir.

a. Müdahalenin Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olması

19. Temel hak ve özgürlüklerin koruması altında bulunan bir eylemin terör örgütüne üye olmak suçunun mahkûmiyetinde delil olarak kullanılması suretiyle temel hak ve özgürlüklere yapılan bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan bir müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir (zorunlu toplumsal ihtiyaç testine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 51, 53-55, 57; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, § 68;Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, §§ 45, 46; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 51).

b. Somut Olayın Değerlendirilmesi

20. Terör örgütüne üye olmak suçu, üye ve hatta örgüt henüz bir suç işlememiş olsa dahi örgütün toplum için yarattığı tehlikeyi cezalandıran ve bu yönüyle bir yandan da örgüt faaliyetleri kapsamında suç işlenmesini engelleme amacı taşıyan bir suç türüdür (Metin Birdal, §§ 60, 61).

21. Bireysel başvuru yolunda Anayasa Mahkemesinin görevi, bir yargılamanın sonucu itibarıyla adil olup olmadığını değerlendirmek değildir. Dolayısıyla başvurucu hakkında isnat edilen terör örgütü üyesi olmak suçunun sübuta erip ermediği veya toplanan delillerin suçun sübutu için yeterli olup olmadığı meselesi, ilkesel olarak Anayasa Mahkemesinin ilgi alanı dışındadır (Metin Birdal, § 47; ayrıca bkz. Yılmaz Çelik [GK], B. No: 2014/13117, 19/7/2018, § 45; krş. Ferhat Üstündağ, § 65). Bundan başka bir ceza yargılamasında hangi delillerin hükme esas alınabileceği meselesi de esas itibarıyla Anayasa Mahkemesinin görev alanının dışındadır (Türk ceza hukuku uygulamasına ilişkin bazı değerlendirmeler için bkz. Metin Birdal, §§ 67-71).

22. Bir kişinin henüz başka bir suç işlemeden yalnızca terör örgütüne üye olması nedeniyle cezalandırılabilmesi için yargılama makamlarının o kişinin terör örgütüyle olan bağlarını ortaya koyması gerekir. Henüz ceza kanunlarında tanımlanan bir suçu işlememiş olsa bile bir terör örgütü ile örgüt üyeliği olarak kabul edilecek kuvvette bir bağın varlığının araştırılması bireylerin sahip olduğu fikirlerin, bağlı oldukları toplumsal grupların ve ideolojilerinin, davranışlarının anlamlarının ve bunların altında yatan saiklerin de değerlendirilmesini gerektirebilir. Böyle bir değerlendirmenin örgütlere üye olmak, toplantılara katılmak veya düşünce açıklamaları yapmak gibi kişilerin anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan eylemlerini de kapsadığı durumlarda başta ifade, örgütlenme, din ve vicdan özgürlükleri ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı olmak üzere temel haklar üzerinde ciddi bir baskı oluşturabilecek potansiyele sahip olduğu açıktır (Metin Birdal, §§ 63, 64).

23. Kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan faaliyetlerinin terör örgütünün üyesi olmak suçundan verilen mahkûmiyet kararlarının delili olarak kullanılmasının temel haklar üzerinde yaratacağı caydırıcı etki nedeniyle -devletin toplumu terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı korumak şeklindeki pozitif yükümlülüğünün bir sonucu olarak- insanların terörsüz bir ortamda yaşama hakkı ile bu süreçte bireylerin potansiyel olarak etkilenebilecek temel hakları arasında adil bir denge kurulmalıdır (Metin Birdal, § 65).

24. Söz konusu dengenin sağlandığının kabul edilebilmesi için derece mahkemelerinin kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan faaliyetlerini terör örgütünün üyesi olmak suçundan verilen mahkûmiyet kararlarında delil olarak kullanılmalarının zorunlu bir ihtiyacı karşıladığını göstermeleri gerekir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin benzer başvurulardaki denetimi, temel haklara bu şekilde yapılan müdahalenin zorunlu bir ihtiyacı karşıladığının ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilip gösterilemediği ile sınırlı olacaktır(Metin Birdal, § 72).

25. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi mevcut başvuruda başvurucunun toplantı ve örgütlenme özgürlüklerine yapılan müdahalelerin gerçekten toplumsal bir ihtiyaca cevap verip vermediği sorusuna cevap bulacaktır.

26. Başvuru konusu olayda ilk derece mahkemesi; süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kabul edilen eylem ve davranışlarıyla şiddeti ve demokratik olmayan yöntemleri benimseyen başvurucunun PKK terör örgütünün üyesi olduğu kanaatine ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesi, başvurucu tarafından sunulan bilgi ve belgeler ile derece mahkemelerince başvurucunun mahkûm edilmesi için benimsenen gerekçeleri yukarıda yer verilen ilkeler uyarınca bir bütün olarak ve dikkatle incelemiştir.

27. Somut olayın koşullarında ilk derece mahkemesinin başvurucuyu suç oluşturmadığı ve anayasal hakların kullanımından ibaret olduğu ileri sürülen eylemleri nedeniyle mahkûm ettiği kabul edilmemiştir. İlk derece mahkemesi diğer bazı deliller yanında terör örgütünün talimatına istinaden icra edilen ve terör örgütünün propagandasına dönüştürülen gösterileri organize etmesini, söz konusu gösterilere katılmış olmasını, bahsi geçen gösterilerin birinde şiddete başvurmasını, terör örgütünün gençlik yapılanması olduğu kabul edilen DYG-M içinde sorumlu düzeyde görev almasını ve çatısı altında örgütsel faaliyetlerin yapıldığı kabul edilen DÖDER'de sayman olarak görev yapmasını başvurucunun örgüt üyeliğini açıklayan ve eylemlerinin sürekliliğini gösteren deliller olarak kullanmıştır (krş. Metin Birdal, § 76).

28. İlk derece mahkemesi, başvurucunun söz konusu toplantı ve gösterileri organize etmek veya katılmak biçimindeki rolünün, DYG-M yapılanması içinde yer almasının, DÖDER'de sayman olarak görev icra etmesinin ve diğer davranışlarının onun PKK terör örgütünün hiyerarşik yapılanmasına kendi isteğiyle ve bilerek dâhil olduğuna dair bilgileri doğrular ve tamamlar nitelikte olduğunu ikna edici biçimde ortaya koymuştur. Bu bağlamda ilk derece mahkemesi, başvurucunun şikâyete konu eylemlerinin delil olarak kullanılmasının bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile göstermiştir.

29. Sonuç olarak başvurucunun örgütlenme özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yapılan müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bir müdahale olarak değerlendirilemez.

30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

31. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun örgütlenme özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine dair başvurusunun bir ihlal bulunmadığı açık olduğundan açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılama yapılmaması dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Örgütlenme özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 20/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Nevzat Tekel [2.B.], B. No: 2014/13863, 20/11/2019, § …)
   
Başvuru Adı NEVZAT TEKEL
Başvuru No 2014/13863
Başvuru Tarihi 14/8/2014
Karar Tarihi 20/11/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan eylemlerinin terör örgütüne üye olmak suçundan mahkûmiyetinde delil olarak kullanılmasının başvurucunun örgütlenme özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir. Başvuruda ayrıca yargılamayı yapan özel yetkili mahkemenin bağımsız ve tarafsız olmadığı ve bu sebeple de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iler sürülmüştür.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Terör örgütüne üye olma (TCK.314) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Örgütlenme özgürlüğü Örgütlenme Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 3713 Terörle Mücadele Kanunu 7
5237 Türk Ceza Kanunu 314
220
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 217
202
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi