TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
NURŞEN SOLMAZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/14271)
|
|
Karar Tarihi: 6/7/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör
|
:
|
Volkan
ÇAKMAK
|
Başvurucu
|
:
|
Nurşen
SOLMAZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Canan
ULUTÜRK AKÇİL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, olumsuz sicil notu verilmesi işleminin iptali
sonrası açılan tam yargı davasında hukuka aykırı karar verilmesi ve makul
sürede yargılama yapılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlali
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık tarafından görüş sunulmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucu ana sınıfı öğretmeni olarak görev yapmaktadır.
Başvurucunun 2004 yılı sicil notu orta olarak düzenlenmiştir. Söz konusu
işlemin iptali istemiyle başlatılan yargı süreci başvurucunun lehine
sonuçlanmış ve işlem iptal edilmiştir.
9. Başvurucu, orta sicil notu verilmesi işleminin iptali üzerine
hukuka aykırı işlem nedeniyle görevde yükselme sınavlarına giremediğini ve
olası maaş artışından yararlanamadığını, ayrıca manevi açıdan yıprandığını
belirterek 15/12/2008 tarihinde tam yargı davası açmıştır.
10. Denizli İdare Mahkemesi (Mahkeme) 11/6/2009 tarihli
kararıyla başvurucunun görevde yükselme sınavlarına alınmamasının nedeninin
iptal edilene dek hukuka uygunluk karinesinden yararlanan orta sicil notu
verilmesi işlemi olduğunu belirtmiştir. Başvurucunun talep ettiği maddi
tazminat miktarının muhtemel zarara ilişkin olduğunu tespit eden Mahkeme, başvurucunun
görevde yükselme sınavlarını kazanıp kazanamayacağı hususu belirsiz olduğundan
ortada doğmuş ve tazmini gereken bir maddi zarar olmadığına vurgu yapmıştır.
Mahkeme ayrıca iptal edilen işlemin kişinin manevi dünyasında bir eksilme
yaratacak niteliği haiz olmadığını ve manevi tazminatın şartlarının gerçekleşmediğini
belirtmiştir. Sonuç olarak Mahkeme, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine
karar vermiştir.
11. Söz konusu karar, Danıştay İkinci Dairesinin 26/2/2013
tarihli kararıyla onanmış ve karar düzeltme istemi aynı Dairenin 10/6/2014
tarihli kararıyla reddedilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 6/7/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
15. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak
davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198,
7/11/2013, §§ 45, 47).
16. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).
17. Anılan ilkeler, Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar ve somut başvuruya konu yargılama sürecinin niteliği dikkate
alındığında yaklaşık 5 yıl 6 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna
varmak gerekir.
18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
19. Başvurucu, hukuka aykırı karar verildiğini ve doğru niteleme
yapılmadığını ileri sürmektedir.
20. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak
bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz
takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve
sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam,
B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
21. Somut olayda Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı
incelenerek ilgili kısımları yukarıda belirtilen (bkz. § 10) gerekçe ile
11/6/2009 tarihinde hüküm kurulmuştur. Danıştay İkinci Dairesi tarafından,
delillerin Mahkemece takdir edilerek karar verildiği ve takdirde de bir
isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle karar onanmıştır.
22. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, Derece
Mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına
ilişkin olup Mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate
alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
anlaşılmaktadır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir..
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
25. Başvurucu, 14.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat
talebinde bulunmuştur.
26. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
27. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya net 4.800 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
28. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal
arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının
ihlali ile maddi zarar arasında illiyet bağı kuracak herhangi bir belge
sunmamış olduğundan maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
29. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 4.800 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Denizli İdare Mahkemesine (E.2008/1512,
K.2009/443) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
6/7/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.