TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YILDIRAY SOYSAL BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2014/14341)
|
|
Karar Tarihi: 10/1/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Akif
YILDIRIM
|
Başvurucu
|
:
|
Yıldıray
SOYSAL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, savunma için gerekli imkânların sunulmaması ve
deliller eksik toplanarak haksız yere mahkûmiyet kararı verilmesi nedenleriyle
adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Batman İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarlar
Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince 26/7/2013 tarihinde özellikleri
tutanakta belirtilen bir araç durdurulmuştur. Başvurucu ve diğer şüpheliler N.,
E. ve V. yakalanmıştır.
7. Mahkeme kararına istinaden araçta yapılan aramada aracın
bagaj kısmında 50x30 cm ebadında ağzı kapalı bir çanta bulunmuştur. Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim edilmiş
23/8/2013 tarihli uzmanlık raporunda çantadaki maddelerin bir bölümünün esrar,
diğer bölümünün ise esrar elde etmeye elverişli hint
keneviri bitkisi olduğu ve ele geçen uyuşturucu miktarının net 11,240 kg olduğu
belirtilmiştir.
8. Sürücüsünün başvurucu olduğu söz konusu araçta parmak izi
incelemesi de yapılmıştır. Batman Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve
Kimlik Tespit Şube Müdürlüğünün 1/8/2013 tarihli parmak izi inceleme raporunda,
araçta tespit edilen parmak izlerinin bir kısmının başvurucu ve diğer
şüpheliler N., E., ve V.ye ait olduğu belirtilmiştir.
9. Başvurucu, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 29/7/2013
tarihinde tutuklanmıştır.
10. Başvurucu, soruşturma evresindeki ifadelerini müdafii huzurunda vermiştir. Etkin pişmanlık hükümlerinden
yararlanmak istediğini beyan eden başvurucu; kolluğa, Cumhuriyet savcısına,
sorgusu sırasında hâkime verdiği ifadelerinde söz konusu uyuşturucunun diğer
şüphelilere ait olduğunu ve daha önce tanıdığı şüphelilerden N.ye vefa
borcundan dolayı uyuşturucunun arabasında taşınmasına müsaade ettiğini beyan
etmiştir.
11. Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 9/9/2013 tarihli
iddianamesiyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan başvurucu ve diğer
şüpheliler hakkında kamu davası açılmıştır.
12. Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesi 5/12/2013 tarihinde
başvurucuyu atılı suçtan 5 yıl 5 ay hapis ve 10.000 TL adli para cezasına
mahkûm etmiştir. Mahkûmiyet kararının gerekçesinde, sanıklar Y. ve N.nin suça konu uyuşturucu maddeyi almak için Van'a
gittikleri, başvurucunun Antalya'dan kiraladığı araca N. ile birlikte
uyuşturucuyu yüklediği, sanıkların uyuşturucu maddeyi İstanbul'a götürmek
istedikleri, olay günü KOM Şube Müdürlüğünce araçlarının durdurulması üzerine
yakalandıkları belirtilmiştir. Mahkûmiyete delil olarak olay yeri inceleme
raporu, arama ve yakalama tutanağı, bilirkişi raporları, sanık savunmaları, telefondaki
mesaj kayıtları ve tanık anlatımları gösterilmiştir.
13. Anılan hüküm Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 16/5/2014 tarihli
kararıyla onanmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 10/1/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi
Yönünden
15. Anayasa Mahkemesinin Mehmet
Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler
dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama
giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça
dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi
gerekir.
B. Silahların Eşitliği
İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu; uyuşturucunun kime ait olduğu ile ilgili
ayrıntılı beyanlarda bulunmasına rağmen isimlerini bildirdiği şahısların
yakalanmadığını ve olayda rolü bulunan polis muhbirlerinin tanık olarak
dinlenmediğini, temyiz dilekçesini hazırlamak için dosyanın suretinin kendisine
verilmediğini, bu sebeplerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
2. Değerlendirme
17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının adil yargılanma
hakkının görünümlerinden olan "silahların eşitliği" ilkesi kapsamında incelenmesi gerektiği
değerlendirilmiştir.
18. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes "iddia", "savunma"
ve "adil yargılanma" hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde
adil yargılanma hakkından ayrı olarak "iddia" ve "savunma"
hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde
dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Gökay Dayan, B. No: 2014/12206, 21/9/2017,
§ 21).
19. Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine "adil
yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı
olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama
hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi
de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil
edilen "silahların eşitliği" ilkelerine Anayasa’nın 36. maddesi
kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla anılan ilkenin adil yargılanma hakkının
kapsam ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Anılan ilkeye uygun
yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete uygun olması mümkün değildir(Gökay Dayan, § 22).
20. Silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarının usule
ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin
diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını
makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına
gelir (Yaşasın Aslan, B. No:
2013/1134, 16/5/2013, § 32). Bu usul güvencesi gereğince uyuşmazlığın her iki
tarafına da savunmasının temel dayanağı olan delilleri sunma imkânı tanınmasını
kapsamaktadır (Yüksel Hançer, B.
No: 2013/2116, 23/1/2014, § 18).
21. Silahların eşitliği ilkesi kapsamında yapılacak inceleme,
başvuru konusu yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığının
değerlendirilmesidir (Yüksel Hançer,
§ 19).
22. Başvurucu savunmasında uyuşturucu maddeyi Bozan ve Mehmet
isimli iki şahıstan aldığını ancak bu şahısların soyisimlerini
ve açık kimlik bilgilerini bilmediğini belirtmiştir. İlk derece mahkemesi,
verilen bu bilgilerle anılan şahıslara ulaşmanın ve beyanlarını almanın mümkün
olamayacağına karar vermiştir. Başvurucu yargılamanın son celsesinde ise izni
ve bilgisi dışında uyuşturucu konulduğuna dair daha önceki beyanlarından
vazgeçtiğini ve eyleminin Van'dan Batman'a kadar suça konu uyuşturucu maddeyi
getirmek olduğunu ifade etmiştir.
23. Başvurucu, yargılamanın tüm aşamalarında müdafii
aracılığıyla deliller üzerine görüş bildirmiş ve itirazlarını sunmuş; gerekçeli
karar başvurucuya tebliğ edilmiş ve dosya sureti gönderilmiştir. Yargılama bir bütün
olarak değerlendirildiğinde “silahların eşitliği” ilkesine uygun olarak
başvurucuya delillerini sunma, inceletme ve itiraz etme hususlarında yeterli
olanakların sağlandığı görülmektedir. Başvurucunun diğer tarafa göre usule
ilişkin imkânlar yönünden dezavantajlı konuma düşürülmediği anlaşılmaktadır.
24. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Diğer İhlal İddiaları
25. Başvurucu; uyuşturucu maddenin polisler tarafından aracına
konulduğunu, polisler hakkında işlem yapılmadığını ve samimi şekilde olayı
anlatmasına karşın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmadığını, acele
olarak ve delillerin yanılgılı şekilde değerlendirilmesi sonucu mahkûm edildiğini
belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
26. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ileu yuşmazlıkla ilgili varılan
sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel
başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir
hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve
sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam,
B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
27. Somut olayda Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan
yargılamada, olay yeri inceleme raporu, arama ve yakalama tutanağı, bilirkişi
raporları, sanık savunmaları ve telefon mesaj kayıtları ve tanık anlatımları
ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmiştir.
Savunmasında verdiği bilgilerin soyut mahiyette olduğu gerekçesiyle etkin
pişmanlık hükümleri başvurucu hakkında uygulanmamıştır. Başvurucunun
iddialarının derece mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve
yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna
ilişkin olduğu görülmektedir. Yapılan yargılamada, ilk derece mahkemesinin ve Yargıtayın kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da tespit
edilmemiştir.
28. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının
yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
sonucuna varıldığından başvurunun bu kısmının
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna
karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten
TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 10/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.