logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Şükrü Esat Erkuş [1.B.], B. No: 2014/14577, 19/7/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ŞÜKRÜ ESAT ERKUŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/14577)

 

Karar Tarihi: 19/7/2017

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Volkan SEVTEKİN

Başvurucu

:

Şükrü Esat ERKUŞ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, karar düzeltme talebinin süre yönünden reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 2/9/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için 30/5/2017 tarihinde Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen Egebank'ın (Banka) genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan başvurucu hakkında kanuna aykırı karar ve işlemleriyle Bankayı zarara uğrattığı gerekçesi ile 24/1/2003 tarihinde şahsi iflas davası açılmıştır.

9. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin (Mahkeme) 28/12/2009 tarihli ve E.2003/132, K.2009/887 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

10. Temyiz üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 14/7/2010 tarihli ve E.2010/5057, K.2010/8897 sayılı kararıyla hüküm bozulmuştur.

11. Başvurucunun karar düzeltme talebi aynı Dairenin 25/1/2011 tarihli ve E.2010/12155, K.2011/633 sayılı kararıyla süre yönünden reddedilmiştir. Kararın ilgili kısmı şu şekildedir:

"1-İflas davaları HUMK.nun 176/9. maddesi hükmü uyarınca adli tatilde görülebileceğinden temyiz ve karar düzeltme süreleri adli tatilde işlemeye devam eder. İflas davalarında temyiz ve karar düzeltme süresi 10 gündür (İİK.m.164,366). Yargıtay ilamı davalı Şükrü Esat Erkuş vekiline 17.08.2010 tarihinde, davalı R. Z. vekiline 20.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen 10 günlük süre geçtikten sonra karar düzeltme talep edilmiştir. Süresinde yapılmayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.

2-...

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Ş.Esat Erkuş ve R. Z.’nın karar düzeltme isteminin süreden reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A. S.’in HUMK.nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine girmeyen karar düzeltme isteminin REDDİNE..."

12. Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemenin 17/7/2012 tarihli ve E.2011/168, K.2012/147 sayılı kararı ile davanın başvurucu yönünden kabulü ile şahsen iflasına karar verilmiştir. Kararın hüküm kısmı şöyledir:

1-...

2-Davalılardan R. Z. ve Şükrü Esat Erkuş hakkında açılan davanın kabulü ile bu davalıların 25.233.532,77.TL nin 22.12.1999 tarihinden iflas tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda yasal faiziyle müştereken ve mütelelsilen tahsili ile sınırlı olmak üzere şahsen iflaslarına,

...

Davacı TMSF vekili ile Davalı R. Z. vekili ve Davalı Esat Erkuş vekillerinin yüzlerine karşı Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/07/2012 ”

13. Temyiz üzerine bu defa Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin (Daire) 15/1/2014 tarihli ve E.2013/6241, K.2014/137 sayılı kararıyla başvurucunun temyiz itirazları reddedilerek hüküm onanmıştır.

 14. Dairenin 15/1/2014 tarihli onama kararında kanun yolu ve süresiyle ilgili olarak "...tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ... oybirliğiyle karar verildi." ibaresi yazılmıştır.

15. Onama kararı 7/3/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu 21/3/2014 tarihinde anılan karara karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

16. Karar düzeltme talebi aynı Dairenin 12/5/2014 tarihli ve E.2014/4245, K.2014/3699 sayılı kararıyla süre yönünden reddedilmiştir. Karar gerekçesi şu şekildedir:

"Mahkemece davalıların şahsi iflâsı talebi hakkında verilen karara ilişkin Dairemizin 15.01.2014 tarih ve 2013/6241 E., 2014/137 K. sayı ilamı karar düzeltme isteminde bulunan davalılardan R. Z. vekiline 05.03.2014 tarihinde, Esat Erkuş vekiline ise 07.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde, karar düzeltme dilekçeleri İİK’nın 164. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra sırasıyla 20.03.2014 ve 21.03.2014 tarihlerinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan karar düzeltme istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında Yargıtay tarafından da karar verilebileceği kabul edilmiş olmakla, karar düzeltme itirazının reddi gerekmiştir."

17. Ret kararı 4/8/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, 2/9/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

18. 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 2/3/2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanun ile değiştirilen 164. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

Ticaret mahkemesince verilen nihaî kararlar, 160 ıncı maddenin son fıkrasına göre alınan masraftan karşılanmak suretiyle mahkemece re'sen taraflara tebliğ olunur.

 Bu kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı da tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.

...

19. 2004 sayılı Kanun’un 164. maddesinin 5311 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki hâli şöyledir:

“Ticaret mahkemesince verilen nihai kararlar tebliğden itibaren on gün içinde temyiz edilebilir. Kararlar 160 ıncı maddenin son fıkrasına göre alınacak masraftan karşılanmak suretiyle mahkemece resen taraflara tebliğ olunur.

...”

20. 2004 sayılı Kanun’a 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesiyle eklenen geçici 7. maddesi şöyledir:

Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar İcra ve İflâs Kanununun bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümleri uygulanır.

21. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:

ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.

22. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi şöyledir:

"(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır."

23. 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan 432. maddesinin birinci fıkrası şu şekildedir:

“Temyiz süresi on beş gündür. Temyiz süreleri, ilâmın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlar.”

24. 1086 sayılı mülga Kanun’un 440. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir:

..."

25. 1086 sayılı mülga Kanun'un geçici 2. maddesi şöyledir:

 "Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

26. Mahkemenin 19/7/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

1. Başvurucunun İddiaları

27. Başvurucu; Dairenin 15/1/2014 tarihli onama kararında karar düzeltme süresinin on beş gün olarak gösterildiğini, kararın kendisine 7/3/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, kararda belirtilen süre içerisinde 21/3/2014 tarihinde karar düzeltme talebinde bulunmasına rağmen Yargıtay Dairesince karar düzeltme talebinin süre yönünden reddedildiğini ayrıca temyiz talebinin gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini ve kanunun hatalı uygulanarak haksız şekilde iflasına karar verildiğini belirterek Anayasa'nın 2., 36., 37. ve 40. maddelerinde güvence altına alınan ilkerin ve hakların ihlal edildiğini ileri sürmüştür..

2. Değerlendirme

28. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü karar düzeltme talebinin Yargıtayca incelenmemesine yönelik olduğundan inceleme adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkı yönünden yapılmıştır.

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

30. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedenin de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

i. Müdahalenin Varlığı ve Hakkın Kapsamı

31. Anayasa'nın 36. maddesinin birici fıkrasında, herkesin yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddiada bulunma ve savunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla mahkemeye erişim hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur. Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni (Sözleşme) yorumlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının mahkemeye erişim hakkını içerdiğini belirtmektedir.

32. Hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri mahkemeye erişim hakkıdır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili yolu yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir (AYM, E.2014/76,K.2014/142, 11/9/2014).

33. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kapsamında yaptığı değerlendirmelerde mahkemeye erişim hakkının bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına geldiğini, kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamaların mahkemeye erişim hakkını ihlal edebileceğini (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52), ilk derece mahkemesine dava açma hakkının yanında itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma imkânı tanınmış ise anılan yollara başvurma hakkının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini (Ali Atlı, B. No: 2013/500, 20/3/2014, § 49) belirtmiştir.

34. Süre yönünden karar düzeltme itirazının reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkına bir müdahale teşkil ettiği açıktır.

ii. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

35. Anayasa’nın 13. maddesi şöyledir:

“Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”

36. Yukarıda anılan müdahale Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 36. maddesinin ihlalini teşkil edecektir.

37. Bu sebeple müdahalenin, Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen; kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma, ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.

(1) Kanunilik

38. Başvuru konusu olayda, Yargıtay Dairesinin karar düzeltme talebini 2004 sayılı Kanun'un 164. maddesinde öngörülen sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddettiği anlaşılmaktadır.

39. Yargıtay Dairesinin bu hükmü esas alarak verdiği ret kararına göre yapılan müdahalenin kanun tarafından öngörülme ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.

(2) Meşru Amaç

40. Başvurucunun karar düzeltme itirazlarının incelenmemesi sonucunu doğuran ret kararının, Mahkemelerin gereksiz yere meşgul edilmemesi, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı hukuk düzenine karşı olan güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla verildiği, bu açıdan meşru bir amaca yönelik olduğu anlaşılmıştır.

(3) Ölçülülük

41. Karar düzeltme talebinin reddedilmesi nedeniyle başvurucunun mahkemeye erişimine getirilen sınırlamanın ölçülü olup olmadığı ve başvurucuya ağır bir yük getirip getirmediği hususlarının değerlendirilmesi gerekir.

42. Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında devletin işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağı ve başvuru sürelerini belirtmek zorunda oldukları ifade edilmiştir. Kanun koyucu, devlet organlarının tesis ettiği işlemlere karşı kanun yolları, hangi mercilere başvuracağı ve başvuru süresi bakımından tarafların doğru bilgi sahibi olmalarını sağlayarak dağınık mevzuat karşısında hangi yola müracaat edeceğini bilmeyen yahut tereddüt eden bireylerin hak arama özgürlüğünü etkin ve sağlıklı bir şekilde kullanmalarını amaçlamıştır (Kommersan Kombassan Mermer Maden İşletmeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri, B. No: 2013/7114, 20/1/2016, § 50).

43. Dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz. Ne var ki öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da hatalı hesaplanması nedeniyle kişiler dava açma ya da kanun yollarına başvuru hakkını kullanamamışsa mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini kabul etmek gerekir (Garanti Bankası A.Ş., B. No: 2013/4553, 16/4/2015, § 42).

44. Başvurucu; onama kararında karar düzeltme süresinin on beş gün olarak açıklanmasına ve açıklanan bu sürede (14. gün) Yargıtaya başvurmasına rağmen Dairenin kararında gösterdiği süre yerine Kanun kapsamında öngörülen karar düzeltme süresini dikkate alarak karar düzeltme hakkının elinden alındığını belirtmiştir.

45. Kanun yoluna başvuru kapsamında yargısal sistem açısından olaya bakıldığında, başvurucunun Dairenin onama kararında kendisine tanınan on beş günlük süreye güvenerek hareket ettiği, kararda belirtilen bu sürenin başvurucuyu yanılttığı ve hukuki belirsizlik yarattığı sabittir. Kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü dikkate alındığında karar düzeltme süresinin on gün olduğunu kabul ederek karar düzeltme istemini süre yönünden reddine karar veren Yargıtay Dairesinin değerlendirmesinin mevzuat hükümleri çerçevesinde ve öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceği, aşırı şekilci (katı) yapılan yorum ile başvurucunun karar düzeltme hakkını kullanmasının engellediği anlaşılmaktadır. Yaratılan belirsizliğin sonuçlarına başvurucunun katlanması ölçülü olmadığından karar düzeltme talebinin reddedilmesi mahkemeye erişim hakkını zedelemiştir.

46. Yukarıda açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

47. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

“(1)Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

48. Başvurucu, ihlalin tespitine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

49. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

50. Mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin Yargıtay ilgili Dairesine gönderilmek üzere İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

51. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmek üzere İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesine (E.2011/168, K.2012/147) GÖNDERİLMESİNE,

D. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan toplam yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/7/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Şükrü Esat Erkuş [1.B.], B. No: 2014/14577, 19/7/2017, § …)
   
Başvuru Adı ŞÜKRÜ ESAT ERKUŞ
Başvuru No 2014/14577
Başvuru Tarihi 2/9/2014
Karar Tarihi 19/7/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, karar düzeltme talebinin süre yönünden reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (hukuk) İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2004 İcra ve İflas Kanunu 164
5311 İcra İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 29
2004 İcra ve İflas Kanunu geçici 7
5311 İcra İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 12
1086 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 432
6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu geçici 3
297
1086 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 440
geçici 2
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi