TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BİLGE DOĞRU VE MUHAMMET YURTSEVEN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/14794)
|
|
Karar Tarihi: 27/12/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Volkan
SEVTEKİN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Bilge
DOĞRU
|
|
|
2. Muhammet
YURTSEVEN
|
Vekili
|
:
|
Av. Acun
PAPAKÇI
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yabancı bir mahkeme tarafından verilen kararın tenfizi davasında, nispi vekâlet ücreti yerine maktu
vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının
ihlal edildiği iddiasına ilişkindir
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/9/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucu Muhammet Yurtseven'in vekili Av. Bilge Doğru
marifetiyle sunulan 10/4/2009 tarihli dava dilekçesiyle Almanya Konstanz Mahkemesinde açtığı alacak talepli davada verilen
18/12/2007 tarihli karar ile masraf tespit kararının tanıma ve tenfizine karar
verilmesi istenmiştir.
9. Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Mahkeme) 8/12/2009
tarihli kararı ile tenfiz şartları oluşmadığı
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
10. Temyiz üzerine hüküm Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin (Daire)
8/6/2012 tarihli kararı ile bozulmuştur.
11. Karar düzeltme talebi Dairenin 11/10/2012 tarihli kararı ile
reddedilmiştir.
12. Bozma kararı sonrası Mahkemenin 31/1/2013 tarihli kararı ile
talebin kabulüne karar verilmiştir. Kararın hüküm kısmı şöyledir:
"...Davacı Muhammet
Yurtseven ile davalı [K.] San.
Tic. ve Yatırım Holding A.Ş. (Eski Unvan: [K.] İnş. Tarım San. İştl. Tic.
A.Ş.) arasında yabancı mahkemede yapılan yargılama sonucunda; Federal Almanya
Cumhuriyeti Konstanz Asliye Hukuk Mahkemesinin 6 O
65/07 B sayılı kararının ve masraf tespit kararının MÖHUK 56. maddesi gereğince
TENFİZİNE,
Alınması gerekli 21,15 TL harcın davacı tarafından
peşin yatırıldığı anlaşılan 354,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 333,05 TL'nin
davacıya talep halinde iadesine,
Davacı davada kendisini vekil ile temsil
ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesap edilen 1200,00 TL ücreti
vekaletin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
..."
13. Temyiz üzerine hüküm Dairenin 30/12/2013 tarihli kararı ile
onanmıştır.
14. Karar düzeltme talebi Dairenin 21/5/2014 tarihli kararı ile
reddedilmiştir.
15. Ret kararı 11/8/2014 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ
edilmiş, 4/9/2014 tarihinde tarihinde bireysel
başvuruda bulunulmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun "Yabancı mahkeme ilamları" kenar
başlıklı 4. maddesi şöyledir:
"Yabancı bir mahkeme
tarafından verilen ilamların tenfizi için açılacak
davalardan, bu ilamlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1)
sayılı tarife gereğince harç alınır."
17. 492 sayılı Kanun'un "Harç
alma ölçüleri" kenar başlıklı 15. maddesi şöyledir:
"Yargı harçları (1)
sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden,
işlemin nev'i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır."
18. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 323. maddesi şöyledir:
"1) Yargılama giderleri şunlardır:
a) Celse, karar ve ilam harçları.
...
ğ) Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak
vekâlet ücreti.
..."
19. 6100 sayılı Kanun’un 330. maddesi şöyledir:
"(1) Vekil ile takip
edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücreti, taraf
lehine hükmedilir."
20. 6100 sayılı Kanun’un 332. maddesi şöyledir:
"(1) Yargılama giderlerine, mahkemece resen
hükmedilir.
(2) Yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği
ve dökümü
hüküm altında gösterilir."
21. 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık ücreti” kenar başlıklı 164.
maddesi şöyledir:
"Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının
karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.
…
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek
vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve
mahsup edilemez, haczedilemez."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 27/12/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucu Bilge
Doğru'nun İddiaları Yönünden
23. Başvurucu kazanacağı nispi avukatlık ücretini düşünerek
diğer başvurucunun avukatı olmayı kabul ettiğini, dava açılırken nispi harç
yatırıldığından davanın sonucunda da nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi
gerektiğini ileri sürmüştür.
24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 46. maddesine göre Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulması için başvuruya konu edilen ve ihlale
yol açtığı ileri sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden
dolayı başvurucunun "kişisel olarak ve doğrudan" etkilenmiş olması
gerekir (Onur Doğanay, B. No:
2013/1977, 9/1/2014, §§ 42-45).
25. 6100 sayılı Kanun'un 330. maddesinin gerekçesinde, genel
hükümlere göre avukat ile iş sahibi arasında düzenlenen vekâlet sözleşmesi
çerçevesinde avukatın aldığı ücretten farklı olarak vekâlet ücretinin, davada
haklı çıkan tarafın davasını vekille takip etmesi durumunda diğer yargılama
giderlerinin dışında lehine hükmedilen bir tutar olduğu, bu ücretin Avukatlık
Asgari Ücret Tarifesi'ne göre hesaplanacağı ve
yargılama giderleri kapsamında olduğu belirtilmiştir. Maddenin gerekçesinde
ayrıca 1136 sayılı Kanun’un 164. maddesinin beşinci fıkrasında geçen “Vekâlet
ücreti avukata aittir.” hükmünün
kararın taraflar için oluşturulduğu ve onların lehlerine ve aleyhlerine sonuç
yaratacağı prensibinin uygulanmasına engel olmadığı, 1136 sayılı Kanun’daki
hükmün avukat ile müvekkil arasındaki hukuki ilişkide geçerli olacağı,
düzenlemede geçen vekâlet ücretinin avukatla müvekkili arasında yapılan
sözleşmede geçen ücret olmadığı, mahkemece taraf lehine hükmedilen yargılama giderleri
kapsamında bir ücret olduğu belirtilmiştir (Atilla
İnan, B. No: 2012/615, 21/11/2013, § 26).
26. Davanın taraflarından birinin vekili olan avukatın,
uyuşmazlık ve tarafla ilgili kamusal işlem ve kararlardan güncel ve kişisel bir
hakkının doğrudan etkilenmeyeceği ve bu nedenle mağdur statüsü kazanamayacağı
açıktır (Atilla İnan, §§ 31-35).
27. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Başvurucu Muhammet
Yurtseven'in İddiaları Yönünden
28. Başvurucu, dava dilekçesinde gösterdiği değer üzerinden
mahkeme veznesine nispi harç yatırarak açtığı davada Avukatlık Asgari Ücret
Tarifesi uyarınca kendisine 3.148,33 TL nispi vekâlet ücreti verilmesi
gerekirken, 1.200 TL maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi ve bu konudaki
itirazının Yargıtay tarafından değerlendirilmemesi nedeniyle mülkiyet ve adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Kabul edilen hukuki yardım miktarı sonucunda
başvurucunun daha az vekâlet ücretine hak kazandığına ilişkin başvuru mülkiyet
hakkı kapsamında incelenmiştir.
30. Bir anayasal hak ihlali iddiasının Anayasa Mahkemesinin konu
bakımından yetkisi dâhilinde olabilmesi için başvurucu tarafından dayanılan
hakkın Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden olması ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi(Sözleşme) ve buna Türkiye'nin taraf olduğu ekprotokoller kapsamında yer alması, ayrıca başvurucunun
ihlal iddiasına temel alınan hakkın kapsamına giren korunmaya değer bir
menfaatinin bulunması gerekir (Ahmet Sağlam,
B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 31).
31. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden şikâyet eden bir kimse,
önce böyle bir hakkının var olduğunu kanıtlamak zorundadır. Bu nedenle öncelikle
başvurucunun Anayasa’nın 35. maddesi uyarınca korunmayı gerektiren mülkiyete
ilişkin bir menfaate sahip olup olmadığı noktasındaki hukuki durumunun
değerlendirilmesi gerekir (Cemile Ünlü,
B. No: 2013/382, 16/4/2013,§ 26).
32. Belirli durumlarda bir "ekonomik değer" veya
icrası mümkün bir "alacak" iddiasını elde etmeye yönelik "meşru
bir beklenti", Anayasa'nın ve Sözleşme'nin ortak koruma alanında yer alan
mülkiyet hakkı güvencesinden yararlanabilir. Meşru beklenti, makul bir şekilde
ortaya konmuş icra edilebilir bir iddianın doğurduğu, ulusal mevzuatta belirli
bir kanun hükmüne veya başarılı olma şansının yüksek olduğunu gösteren yerleşik
ve istikrarlı bir yargı içtihadına dayanan yeterli somutluğa sahip nitelikteki
bir beklentidir. Temelsiz bir hak kazanma beklentisi veya sadece ulusal hukukta
mülkiyet hakkı kapsamında savunulabilir bir iddianın varlığı meşru beklentinin
kabulü için yeterli değildir (Kemal Yeler ve
Ali Arslan Çelebi, B. No: 2012/636, 15/4/2014, § 37).
33. Somut olayda sadece yabancı mahkeme kararının tenfizi şartlarının incelendiği davanın niteliğine göre
maktu harç alınarak fazla yatırılan harcın başvurucuya iade edildiği ve bu
duruma uygun olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne
göre dava sonucunda hükmedilen vekâlet ücretinin de maktu tarife üzerinden
belirlendiği anlaşılmaktadır.
34. Başvurucunun şikâyeti tenfiz
davasının sonucunda kazanılan vekâlet ücretinin miktarına ilişkindir. Vekâlet
ücretinin Anayasa'nın 35. maddesi anlamında "mülk" kapsamına
girebilmesi için kesin hüküm hâlini almış bir mahkeme kararına dayalı olarak
icra edilebilir bir şekilde belirginleşmesi gerekmektedir. Başvurucunun
talebine konu kesin hüküm altına alınmış vekâlet ücretinden söz
edilemeyeceğinden Anayasa'nın 35. maddesi anlamında mevcut bir mülkün
varlığının kabulü olanaksızdır.
35. Diğer yandan hükmedilen vekâlet ücreti tenfiz
davasının özel şartları dikkate alınarak "maktu" olarak takdir
edilmiştir. Bu durumun aksine yargı makamları önünde tarafına "nispi"
vekâlet ücreti verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ispat edemeyen ve belirli
bir kanun hükmüne ya da istikrarlı bir içtihada dayanmayan başvurucunun,
mülkiyet hakkı kapsamına giren bir ekonomik değeri veya en azından böyle bir
değeri elde etme yönünde meşru beklentisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
36. Açıklanan nedenlerle başvurucunun korunmaya değer bir
menfaati bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının da konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Başvurucu Bilge Doğru'nun iddiaları yönünden kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Başvurucu Muhammet Yurtseven'in iddiaları yönünden konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
27/12/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.