TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BAYRAM TÜRK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/15613)
|
|
Karar Tarihi: 18/4/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes
KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Bayram TÜRK
|
Vekili
|
:
|
Av. Yasemin
DORA ŞEKER
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; tutuklamanın hukuki olmaması, makul süreyi aşması,
tutukluluk incelemelerinin duruşmasız olarak yapılması, tutukluluğun
incelenmesine ilişkin kararların tebliğ edilmemesi, makul sürede mahkeme önüne
çıkarılmaması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/6/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve
bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağını
bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu; Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir
soruşturma kapsamında, bir şahsın evine molotof
kokteyli şeklindeki patlayıcı maddeleri attığından bahisle 1/2/2012 tarihinde
göz altına alınmış, 3/2/2012 tarihinde Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesince silahlı
terör örgütüne üye olma ve mala zarar verme suçlarından tutuklanmıştır.
8. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı; PKK terör örgütü adına suç
işleme, patlayıcı maddeleri izinsiz bulundurma, genel güvenliği kasten
tehlikeye sokma, mala zarar verme suçlarından başvurucunun ve diğer şüphelinin
cezalandırılması istemiyle 22/2/2012 tarihli iddianamesiyle kamu davası
açmıştır.
9. Başvurucu ve diğer şüpheli hakkındaki dava (CMK mülga 250.
madde ile görevli) Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/52 sayılı dosyasında
görülmeye başlamıştır.
10. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi 5/9/2012 tarihli duruşmada
diğer sanığın çocuk olması nedeniyle dava dosyasının görevsizlik kararı
verilmek üzere bu sanık yönünden tefrikine karar vermiştir.
11. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 21/2/2014 tarihli ve 6526
sayılı Kanun'un 1. maddesi ile CMK mülga 250. madde ile görevlendirilen ağır
ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine11/3/2014 tarihli kararı ile dosyanın
Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2014/71) devredilmesine karar vermiştir.
12. Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi 22/5/2014 tarihli duruşmada
başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir. Başvurucu bu karara
itiraz etmiştir.
13. İtirazı inceleyen Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi 30/5/2014
tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.
14. Başvurucu 4/6/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
15. Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi 5/6/2014 tarihli duruşmada
başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.
16. Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi 9/6/2014 tarihli duruşmada
diğer şüpheli yönünden tefrik edilen ve Tarsus Asliye Ceza Mahkemesininde
görülen dava ile bu davanın birleştirilmesine karar vermiştir.
17. 8/10/2015 tarihinde başvurucunun üzerine atılı tüm suçlardan
beraatine karar verilmiştir.
18.Bu karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
19. Beraat kararından sonra başvurucu 4/12/2004 tarihli ve 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesi kapsamında 6/1/2016 tarihinde
Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinde tazminat davası açmıştır.
20. Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi 4/3/2016 tarihinde 5271 sayılı
Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca haksız
olarak tutuklu kaldığı 855 gün için 19.722,78 TL maddi ve 15.000 TL manevi
tazminatın gözaltı tarihi olan 1/2/2012tarihinden itibaren işleyecek yasal
faizi ile birlikte başvurucuya ödenmesine karar vermiştir.
21. Anılan karar, davalı Maliye Bakanlığınca temyiz edilmiş olup
temyiz incelemesi devam etmektedir.
IV. İLGİLİ HUKUK
22. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat
istemi" kenar başlıklı 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
ilgili bölümü şöyledir:
"Suç soruşturması veya kovuşturması
sırasında;
...
e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya
tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,
...
Kişiler, maddî ve manevî her türlü
zararlarını, Devletten isteyebilirler."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
23. Mahkemenin 18/4/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar
başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel
başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine,
yargılama giderlerinin dışında, ayrıca ikibin Türk
Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir."
25. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) "Başvuru hakkının kötüye
kullanılması" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki
davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit
edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para
cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir."
26. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri"
kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvurucuların, adreslerinde veya
başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu
Mahkemeye bildirmeleri zorunludur."
27. Genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve
başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye
edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının, bireysel başvuru alanında
özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün
amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi
değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması
olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet
Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
28. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek
olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması,
başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi
verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu
değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında
mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat
oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak
kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya
tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında
ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla
bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru
hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö.,
§ 29).
29. Somut olayda başvurucu, beraat kararından sonra 5271 sayılı
Kanun'un 141. maddesi kapsamında Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinde tazminat
davası açmıştır. Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi 4/3/2016 tarihinde tutuklu
kaldığı süre için 19.722,78 TL maddi tazminatın ve 15.000 TL manevi tazminatın
gözaltı tarihi olan 1/2/2012tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile
birlikte başvurucuya ödenmesine karar vermiştir. Anılan karar, davalı Maliye
Bakanlığınca temyiz edilmiş olup temyiz incelemesi devam etmektedir. Ancak
başvurucu bireysel başvuru formunda başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir
değişiklik meydana geldiğinde bunu Anayasa Mahkemesine bildireceğini beyan
etmesine rağmen İçtüzük'ün 59. maddesinin (5)
numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı olarak tazminat
davası açtığına ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmamıştır. Koruma tedbiri
nedeniyle tazminat davası açılması, başvurunun değerlendirilmesini önemli
ölçüde etkileyebilecek nitelikte bir husustur. Başvurucu tazminat davası
sonucunda tazminat kazanmış ise ve dava kesinleşmişse tutuklamanın hukuki
olmadığı ve tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiaları açısından ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kalkmış olduğu gerekçesiyle başvurunun düşmesi sonucuna
ulaşılabilir. Öte yandan tazminat davasının devam ediyor olması hâlinde de
başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğu
sonucuna ulaşılması söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla başvurucunun başvurunun
sonucunu etkileyecek böyle bir davayı açtığı hususunda dava kesinleşmese bile
Anayasa Mahkemesini bilgilendirmesi gerekir.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun; başvurunun
değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu
süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve
önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle
başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından
başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı
nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
31. Başvurucu aleyhine, başvuru hakkının kötüye kullanılması
nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün
83. maddesi uyarınca takdiren 500 TL disiplin para
cezasına hükmedilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun, başvuru
hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. Başvurucunun 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca 500 TL
disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
18/4/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.