TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
FATİH BAŞAR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/15694)
Karar Tarihi: 20/5/2015
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Raportör
Akif YILDIRIM
Başvurucu
Fatih BAŞAR
Vekili
Av. Muharrem ERCAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, yargılandığı ceza davasında, duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı hatırlatılmadan savunmasının tespit edilmesi ve tanıkların dinlendiği istinabe mahkemelerinin belirlediği duruşma gün ve saatlerinin kendisine bildirilmemesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 15/9/2014 tarihinde Gaziantep 17. Asliye Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır.
3. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde, başvuruda tespit edilen eksikliklerin verilen kesin sürede tamamlanmadığı gerekçesiyle Komisyonlar Başraportörünce, 23/12/2014 tarihinde başvurunun idari yönden reddine karar verilmiştir.
4. Başvurucu, idari ret kararına 8/1/2015 tarihinde itiraz etmiş, başvuruda Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
5. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 27/2/2015 tarihinde, idari ret kararına yönelik itirazın kabulüne ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu hakkında Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 18/1/2008 tarihli ve E.2008/379 sayılı iddianamesi ile “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan kamu davası açılmıştır.
8. Başvurucu, Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/6/2010 tarihli ve E.2010/395, K.2010/370 sayılı kararı ile atılı suçtan 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkum edilmiştir.
9. Başvurucunun temyizi üzerine anılan Mahkeme kararı, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 29/4/2014 tarihli ve E.2012/9272, K.2014/5802 sayılı ilamıyla onanmış ve aynı tarihte kesinleşmiştir. Başvurucu, hakkındaki cezanın infazı için 22/7/2014 tarihinde yakalanıp cezaevine alınmış ve aynı tarihte müddetname düzenlenmiştir.
10. Bireysel başvuru 15/9/2014 tarihinde yapılmıştır.
B. İlgili Hukuk
11. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 20. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Hapis cezasını içeren kesinleşmiş mahkûmiyet kararları, mahkemece, hangi hükümlü ve hangi cezanın infazına ilişkin olduğu açıkça belirtilmek suretiyle Cumhuriyet Başsavcılığına verilir.
(2) Cumhuriyet Başsavcılığınca infaz defterine kaydedilen ilâmdaki cezanın süresi gözetilerek hükümlü hakkında çağrı kâğıdı veya yakalama emri çıkarılır…”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 20/5/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 15/9/2014 tarihli ve 2014/15694 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
13. Başvurucu, kendisine iddianame tebliğ edilmediği gibi duruşmaya ara verilmesini isteme hakkının hatırlatılmadığını ve istinabe mahkemelerinin tanıkları dinlemek için belirledikleri duruşma gün ve saatlerini de bildirmediklerini belirterek, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, yeniden yargılanma, infazın durdurulması ve tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
14. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. ...”
15. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) “Başvuru süresi ve mazeret” kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”
16. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (Yasin Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, §§ 18-19).
17. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri başvuru süresi olup, bu durum başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul hükmüdür. Başvurucunun nihai kararın bir örneğini alma hakkının bulunduğu hallerde, otuz günlük süre karar örneğinin tebliği tarihinden itibaren başlar. İç hukukta kararın tebliğ edilmesi öngörülmüyorsa tarafların kararın içeriğini kesin olarak öğrenebilecekleri tarihi, otuz günlük başvuru süresinin başlangıç noktası olarak almak gerekir (Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546, 30/12/2014, § 21).
18. Hukukumuzda Yargıtay Ceza Dairelerinin kararlarının taraflara tebliğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu bakımdan, başvurucuların nihai kararın içeriğini kesin olarak öğrenebilecekleri tarihi, bireysel başvuru süresinin başlangıç noktası olarak almak gerekecektir. Nihai karar çeşitli şekillerde öğrenilebilir. Başvurucu veya vekili tarafından nihai karar; tebligat yoluyla, Yargıtayda duruşma yapılmış ise tefhimle, hakkındaki cezanın infazı için başvurucunun yakalanmasıyla, müddetnamenin/çağrı kağıdının/ödeme emrinin tebliği suretiyle, dosyadan fotokopi alınmasıyla öğrenilebilir (Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546, 30/12/2014, § 22).
19. Somut başvuruda, Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/6/2010 tarihli kararı, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 29/4/2014 tarihli ve E.2012/9272, K.2014/5802 sayılı ilâmı ile onanarak aynı tarihte kesinleşmiştir. Başvurucunun nihai karardan, en geç hakkındaki cezanın infazı için 22/7/2014 tarihinde yakalanmakla haberi olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle başvuru konusu nihai kararın 22/7/2014 tarihinde öğrenildiği ve bireysel başvurunun da 15/9/2014 tarihinde yapıldığı gözetildiğinde otuz günlük başvuru süresinin geçtiği anlaşılmaktadır.
20. Açıklanan nedenlerle, başvuru yollarının tüketildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin "süre aşımı" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle, başvurunun “süre aşımı” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 20/5/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.