logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Beyboran Otelcilik Hizmet Gıda Tarım Hay. İnş. Pet. İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2014/15754, 20/7/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BEYBORAN OTELCİLİK HİZMET GIDA TARIM HAY. İNŞ. PET. İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/15754)

 

Karar Tarihi: 20/7/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Yakup MACİT

Başvurucu

:

Beyboran Otelcilik Hizmet Gıda Tarım Hay. İnş. Pet. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Vekili

:

Av. Enver Arsal YILDIRIM

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasında usul ve kanuna aykırı karar verilmesi, dava konusu talep hakkında karar verilmemesi ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 2/10/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu ile T.T.Ö. ortak girişim grubu (işveren) arasında Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu, Gaziantep-Birecik kesiminin yapım işinden dolayı şantiye alanındaki işçilerin yemek ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 1/1/2003 tarihinde sözleşme imzalanmıştır.

9. Taraflar arasında düzenlenen ek protokollerle sözleşme 1/7/2003 ve 1/7/2005 tarihlerinde aynı şartlarda uzatılmıştır.

10. 16/11/2006 tarihinde iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi, makine mühendisi ve şantiye şefi tarafından düzenlenen tutanakta "şantiye yemekhanesinde yapılan muhtelif denetimlerde temizlik kurallarına uyulmadığı, kalitesiz malzeme kullanıldığının tespit edildiği, defalarca uyarılmasına rağmen öğle yemeğinde paslı tel parçası çıktığı, işçi sağlığı yönünden ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceği" belirtilmiştir.

11. Başvurucu tarafından işverene yazılan 17/11/2006 tarihli yazıda "16/11/2006 tarihinde öğle yemeğinden sonra proje müdürü ve temsilcisi H.G. tarafından firmamıza bundan böyle yemek pişirmemiz, mutfak ve yemek takımlarını alıp götürmemizin şifahen bildirildiği, proje müdürüne bu beyanın yazılı yapılması gerektiğinin bildirilmesi üzerine proje müdürünün böyle bir yazı veremeyeceğini ve işyerini terk etmemizi şifahen bir kere daha bildirildiği, aynı zamanda başka bir yemek firması ile anlaşıldığının duyulduğu, bu durumda talebiniz doğrultusunda işyerinin terk edileceği ve her türlü hakkın saklı tutulduğu" belirtilmiştir.

12. İşveren tarafından başvurucuya gönderilen 20/11/2006 tarihli yazıda "sözleşmenin 3.9. maddesindeki şartlara muhtelif zamanlarda uyulmadığının tespit edildiği, firma yetkilisinin şifahen uyarılarak bu gibi durumlara iyi niyetli yaklaşımlar ile çözüm arandığı, bütün çabalara rağmen 16/11/2006 tarihli tutanakta belirtilen söz konusu durumun hoşgörü sınırları içerisinde değerlendirilemeyeceği, bu nedenle sözleşme şartlarının (madde 3.9) ihlal edilmesinden dolayı sözleşmenin 9.1. maddesi gereği feshedildiği" belirtilmiştir.

13. Başvurucu; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde 21/2/2007 tarihinde açtığı davada sözleşmenin feshine dayanak yapılan tutanağın içeriğinin doğru olmadığını, sözleşmenin haksız feshedildiğini belirterek mutfak, yemekhane ve demirbaş bedelleri ile kendilerine haksız olarak ödettirilen elektrik bedeli ve sözleşme nedeniyle uğranılan müspet zararların tazminine karar verilmesini talep etmiştir.

14. Mahkeme 24/7/2008 tarihli kararında davalı tarafın tüzel kişiliği ve husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

15. Temyiz üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 30/12/2008 tarihli kararında, davada sözleşmenin tarafı olan iş sahibi adi ortakların da davalı olarak gösterilmesi nedeniyle uyuşmazlığın esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle hüküm bozulmuştur.

16. Karar düzeltme talebi aynı Dairenin 25/1/2010 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

17. Bozma ilamına uyan Mahkemece yapılan yargılama sonucu verilen 17/3/2011 tarihli kararda, 16/11/2006 tarihli tutanağı düzenleyenlerden makine mühendisi ile şantiye şefi davalının çalışanı olsa da tutanağa iş yeri hekiminin ve iş güvenliği uzmanının katılmış olması nedeniyle sahte bir tutanak düzenlenemeyeceği, davacı tarafça ileri sürüldüğü gibi tutanak düzenlenmesinin bir mizansen olamayacağı, bu açıdan öğle yemeğinden paslı tel çıkması nedeniyle iş verenin sözleşmeyi fesihte haklı olduğu, sözleşme hükümleri uyarınca sözleşmeye aykırılık hâlinde derhâl fesih hakkının kullanılabileceği, sözleşmede kararlaştırılan ihtar ve önel verilmesi koşulunun sözleşmenin iradi olarak feshedilmesinin istenmesi hâlinde aranacak koşul olduğu, kaldı ki bu önele uyulduğu, işverenin sözleşmeyi fesihte haklı olması nedeniyle davacının müspet ve menfi zararlarını talep edemeyeceği, ayrıca sözleşmede fesih hâlinde mutfak malzemelerinin işverene bırakılacağı kararlaştırıldığından mutfak malzemelerine ilişkin bedelin de talep edilemeyeceği, sözleşmede mutfakta, imalatta ve temizlikte kullanılacak su ve elektrik bedellerinin işveren tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, işveren tarafından şantiyeye tahakkuk ettirilen elektrik bedellerinden bir kısmının fatura ile davacıya yansıtıldığı, davacı tarafından sekiz elektrik faturasının itirazı kayıt ileri sürülmeksizin ödendiği, bu şekilde bedellerin ödenmiş olması nedeniyle taraflar arasında o döneme ilişkin elektrik bedelleri konusunda bir çekişme olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle talebin de yerinde görülmediği belirtilerek bu istemler reddedilmiştir. Bunun yanında Mahkeme; tespit dosyası ve bu dosyaya davalı çalışanı şantiye şefinin yansıyan beyan ve anlatımları çerçevesinde, yemekhane olarak kullanılan binanın sözleşme kapsamınca her ne kadar işveren tarafından temin edileceği kararlaştırılmış ise de bu binanın davacı yüklenici tarafından imal edilerek tefriş edildiğini, bilirkişi raporunda saptanan imalat ve tefrişe ilişkin bedellerin davalı yüklenicilerden talep edilebileceğini belirterek buna ilişkin talebi kabul etmiştir.

18. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 28/11/2012 tarihli kararıyla onanmıştır.

19. Karar düzeltme talebi, aynı Dairenin 18/9/2013 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

20. Ret kararı 22/9/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş ve 2/10/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

IV.İNCELEME VE GEREKÇE

21. Mahkemenin 20/7/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

22. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).

25. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).

26. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde 21/2/2007 tarihinde açılan tazminat davasının yargılamasının Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 18/9/2013 tarihli kararıyla sona erdiği anlaşılmıştır. Bu nedenle karmaşık niteliği bulunmayan ve başvurucunun yargılamanın uzamasında önemli bir etkisinin de tespit edilmediği başvuru konusu davada yaklaşık 6 yıl 6 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

1. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

28. Başvurucu, elektrik ve konteynır soğuk hava deposunun bedeline ilişkin taleplerinin Mahkemece karara bağlanmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

29. Başvurucunun ihlal iddiasının uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteme hakkı ilebağlantılı olarak mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır.

30. Mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52).

31. Mahkemeye erişim hakkı bireylerin yalnızca dava açabilme hakkını güvence altına almaz. Yargı mercilerince, uyuşmazlığın içinde yer alan maddi ve hukuki sorunların bütünüyle ele alınması ve karara bağlanması gerekir. Bu açıdan mahkemeye erişim hakkı uyuşmazlığın karara bağlanmasını isteme hakkını da içerir. Başka bir ifadeyle mahkemeye erişim hakkı, dava açma hakkı ile sınırlı olmaksızın taraflara dava konusunu oluşturan tüm taleplerin esasının incelenerek değerlendirilmesini isteme hakkı sağlar (Medikal Kozmetik ve Dış Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2014/8282, 8/3/2017, § 37).

32. Başvurucu 21/2/2007 tarihli dava dilekçesinde, sözleşme hükümlerine göre elektrik bedelinden davalı işverenin sorumlu olduğunu belirterek kendilerinden tahsil edilen 7.407 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; konteynır soğuk hava deposuna ilişkin talep hakkını saklı tutmuştur.

33. Mahkeme 17/3/2011 tarihli gerekçeli kararında elektrik bedeline ilişkin ...sözleşmede, mutfakta imalatta ve temizlikte kullanılacak su ve elektrik bedellerinin işveren tarafından ödeneceği kararlaştırılmıştır. İşveren tarafından şantiyeye tahakkuk ettirilen elektrik bedellerinden bir kısmı fatura ile davacıya yansıtılmış, davacı tarafından sekiz adet elektrik faturası itirazı kayıt ileri sürülmeksizin ödenmiştir. İtirazı kayıt ileri sürülmeksizin elektrik faturalarına ilişkin bedellerin ödenmiş olması nedeniyle yanlar arasında o döneme ilişkin elektrik bedelleri konusunda bir çekişme olmadığı görüşüne varıldığından bu yöne ilişkin istem yerinde görülmemiştir."şeklinde değerlendirme yaparak talebi reddetmiştir.

34. Bunun yanında başvurucu dava dilekçesinde konteynır soğuk hava deposuna ilişkin talep hakkını saklı tutmuşsa da Mahkemenin gerekçeli kararında, bu hususta bedel tespiti yapılan üç kişilik bilirkişi heyeti raporuna atıfta bulunarak "...yaptırılan tespit dosyası ve bu dosyaya davalı çalışanı şantiye şefinin yansıyan beyan ve anlatımları çerçevesinde yemekhane olarak kullanılan binanın sözleşme kapsamınca her ne kadar işveren tarafından temin edileceği kararlaştırılmış ise de bu binanın davacı yüklenici tarafından imal edilerek tefriş edildiği anlaşıldığından bilirkişi raporunda saptanan imalat ve tefrişe ilişkin bedellerin davalı yüklenicilerden talep edilebileceği ve davanın bu miktar yönünden kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır." şeklinde gerekçe ile bu talebin kabulüne karar vermiştir.

35. Buna göre Mahkemenin başvuru konusu taleplerle ilgili değerlendirme yaparak uyuşmazlığın esasına yönelik hüküm kurduğu, bu açıdan karar elde etme hakkı bağlamında mahkemeye erişim hakkına yönelik ihlal iddiaların yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

36. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Yargılamanın Sonucunun Adil Olmadığına İlişkin İddia

37. Başvurucu; feshin sözleşme hükümleri ve maddi gerçeklere aykırı olduğunu, feshe dayanak gösterilen tutanağın tek taraflı olarak hazırlandığını ve içeriğinin doğru olmadığını, fesih konusunda sözleşmeye göre ihtar yapılması gerektiği hâlde bu koşulun yerine getirilmediğini, bilirkişi raporundaki eksikliklerin giderilmesi yönünde ek rapor aldırılmasına ilişkin taleplerinin yok sayıldığını, Mahkemece eksik inceleme sonucu delillerin hatalı değerlendirilerek usul ve kanuna aykırı karar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

38. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda açık bir keyfîlik içermesi, bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular derece mahkemesi kararları, açık bir keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz, Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).

39. Başvurucunun ihlal iddiaları, yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğindedir. Somut olayda Mahkeme, başvurucu ve davalı tarafın iddia ve savunmalarını incelemiş; ilgili Kanun hükümlerini somut olay çerçevesinde değerlendirmek (bkz. § 16) suretiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün Derece Mahkemeleri tarafından hukuk kurallarının ve delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına, esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

40. Açıklanan nedenle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

41. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”

42. Başvurucu ihlalin tespiti ile 92.407 TL maddi, 60.000 TL manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

43. Somut olayda, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

44. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Bunun yanında ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 7.200 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmek gerekmiştir.

45. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 7.200 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 206,10 TL harç, 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine (E.2010/94, K.2011/131) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/7/2017tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Beyboran Otelcilik Hizmet Gıda Tarım Hay. İnş. Pet. İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2014/15754, 20/7/2017, § …)
   
Başvuru Adı BEYBORAN OTELCİLİK HİZMET GIDA TARIM HAY. İNŞ. PET. İTH. İHR. SAN VE TİC. LTD. ŞTİ.
Başvuru No 2014/15754
Başvuru Tarihi 2/10/2014
Karar Tarihi 20/7/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasında usul ve kanuna aykırı karar verilmesi, dava konusu talep hakkında karar verilmemesi ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat
Mahkemeye erişim hakkı (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi