logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İbrahim Gümüş [1.B.], B. No: 2014/16280, 4/7/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İBRAHİM GÜMÜŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/16280)

 

Karar Tarihi: 4/7/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Heysem KOCAÇİNAR

Başvurucu

:

İbrahim GÜMÜŞ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; delillerin takdirinde hata yapılması, rızası sorulmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve bu karara yönelik itirazının mercii tarafından ret edilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 8/10/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

6. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı 8/4/2013 tarihli iddianame ile başvurucu hakkında O.D.ye karşı hakaret ve tehdit suçlarını işlediği iddiasıyla cezalandırılması talebiyle kamu davası açmıştır.

7. İstanbul (kapatılan) Anadolu 8. Sulh Ceza Mahkemesi 3/7/2014 tarihli karar ile dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamından başvurucunun tehdit suçundan beraatine ve müştekiye yönelik "Apartmanı soydun hırsız defol" gibi sözler nedeniyle hakaret suçundan 1.740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkeme adli para cezasına dair hükmün açıklanmasını geri bırakmıştır.

8. Başvurucu, 5/8/2014 tarihli dilekçesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediği sorulmadan bu yönde karar verilemeyeceğini belirterek karara itiraz etmiştir.

9. İtiraz mercii İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi 9/9/2014 tarihli karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin şartlar somut olayda gerçekleştiğinden itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir.

10. Nihai karar başvurucuya 29/9/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup başvurucu 8/10/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Kanun Hükümleri

11. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır...

 (...)

 (4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır."

12. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

 (6) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. (Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.

(...)

 (12) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.''

B. Yargıtay Kararları

13. Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 19/12/2011 tarihli ve E.2010/1885, K.2011/26560 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

''Hükümden sonra, 5728 sayılı Yasa'nın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMUK.nun 231.maddesinin 6. fıkrasına 25.07.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasa'nın 7.maddesi ile eklenen cümlede "Sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." hükmünün bulunması karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasının diğer yasal koşullarının varlığı halinde, bu yasal değişiklikğin de dikkate alınması zorunluluğu [bulunduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.]''

14. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 19/9/2013tarihli ve E.2012/17754, K.2013/22953 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

''İnceleme konusu somut olayda; sanık M.S. hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 3.000 TL adli para cezası verildiği, sanığın adli sicil kaydının bulunmadığı ve isnad edilen suç ile ilgili dosyaya yansıyan somut bir zararın olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak hükümden önce 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişik, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 6. fıkrası son cümlesinde yer alan, “sanığın kabul etmemesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez” hükmü uyarınca, sanıktan bu kurumun uygulanmasını kabul edip etmediği sorulmadan, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve sanık müdafiinin karara bu noktadan itiraz etmesi nedeniyle, itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.''

15. Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 20/2/2014tarihli ve E.2011/18569, K.2014/2660 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"...Bunların yanı sıra 25/07/2010 tarihli ve 27652 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin 6. fıkrasına eklenen "Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." biçimindeki norm ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sanığın kabul etmemiş bulunmaması olumsuz koşuluna da bağlanmıştır. Buna göre Yukarıda anılan koşulların bulunması ve sanığında kabülü halinde mahkeme hükmün açıklanmasını geri bırakmaya karar verebilir.''

V. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 4/7/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. İki Dereceli Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

17. Başvurucu, yargılama aşamasında talep etmediği ve şartları bulunmadığı hâlde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini ve anılan kararın itiraza tabi olup itiraz mercinin itirazlarını dikkate alınmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun talep etmediği hâlde hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği ve buna ilişkin itirazlarının merci tarafından dikkate alınmadığı şikâyetinin özü, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı nedeniyle hükmün esasına ilişkin itirazlarının Yargıtayca incelenemediğine ilişkin olup iki dereceli yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.

19. Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

20. Sözleşme’ye ek 7 No.lu Protokol’ün 2. maddesinde cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı tanınmış ise de başvuruya konu ihlal iddiası tarihi itibarıyla anılan Protokol yürürlüğe girmemiştir. Dolayısıyla ceza mahkemesi nezdinde iki dereceli yargılanma hakkı ihlal iddiası tarihi itibarıyla Sözleşme’nin ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokollerden herhangi birinin kapsamına girmemektedir (Benzer yöndeki karar için bkz. Mahir Akarsu, B. No: 2012/1096, 20/2/2014, §§ 42-45).

21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Serdar ÖZGÜLDÜR bu görüşe katılmamıştır.

B. Yargılamanın Sonucu İtibarıyla Adil Olmadığına İlişkin İddia

22. Başvurucu; tehdit ve hakaret suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda tehdit suçundan beraat kararı verilmesine rağmen hakaret suçundan adli para cezasıyla cezalandırıldığını, mahkûm olduğu suça ilişkin olarak apartman yönetimi adına şikâyette bulunan O.D.nin müşteki sıfatına sahip olmadığını, Mahkemece delillerin yanlış değerlendirildiğini ve lehine olan beyanların dikkate alınmadığını iddia etmiştir.

23. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

24. Başvurucunun iddialarının esas itibarıyla derece mahkemelerince verilen kararlarda isabet bulunmadığına, dolayısıyla kararın sonucuna ilişkin olduğu görülmektedir. Somut olayda başvurucunun anılan iddialarını yargılama aşamasında ileri sürme imkânını elde ettiği, Mahkemece anılan iddialar, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre tehdit suçundan beraatine karar verilirken hakaret suçundan mahkûmiyetine karar verildiği görülmüştür. Maddi olay ve olguların kanıtlanması, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması bakımından derece mahkemelerinin kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilmemiştir.

25. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu sonucuna varıldığından başvurunun bu kısmının da açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Serdar ÖZGÜLDÜR bu görüşe katılmamıştır.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1.İki dereceli yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Serdar ÖZGÜLDÜR'ün karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

2. Yargılamanın Sonucunun adil olmadığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Serdar ÖZGÜLDÜR'ün karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 4/7/2018 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

Dosyada bulunan Adalet Bakanlığı Görüşünde açıkça ifade edildiği üzere, duruşma tutanaklarında başvurucunun Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HABG) kararı verilmesine ilişkin rızasının sorulduğu ve buna müspet cevap verdiği yönünde bir ifadesinin bulunmadığı, bu durumda 5271 Sayılı Kanunun 231.maddesinin (6) no’lu fıkrası uyarınca HAGB kararı verilebilmesine imkân bulunmamasına karşın ilk derece mahkemesince hakaret suçundan hüküm kurulup adli para cezası bakımından HAGB kararı verildiği, bu hükme itiraz edildiği halde itiraz merciince de bu durumun dikkate alınmayarak itirazın reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan mahkeme kararlarının “bariz takdir hatası” nedeniyle gerekçe hakkı yönünden adil yargılanma ilkesine aykırı düştüğü açık olduğundan, Anayasanın 36. maddesinin ihlâli gerektiği kanaatine vardığımdan, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.

 

 

 

 

 

Üye

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(İbrahim Gümüş [1.B.], B. No: 2014/16280, 4/7/2018, § …)
   
Başvuru Adı İBRAHİM GÜMÜŞ
Başvuru No 2014/16280
Başvuru Tarihi 8/10/2014
Karar Tarihi 4/7/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, delillerin takdirinde hata yapılması, rızası sorulmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve bu karara yönelik itirazının mercii tarafından ret edilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Kanun yolu şikâyeti Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Hükmün denetlenmesini talep etme hakkı Hükmün denetlenmesini talep Konu Bakımından Yetkisizlik

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5237 Türk Ceza Kanunu 125
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 231
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi