TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
DOĞAN KOÇAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/169)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Doğan KOÇAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Mehmet ENGİNSU
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, 28/7/2000 tarihinde İzmir Kadastro
Mahkemesinde açılan tescil davasında makul sürede yargılanma yapılmadığını
belirterek adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüş, tazminat talep etmiştir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 2/1/2014 tarihinde Menderes 1. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 28/11/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. İzmir ili Gaziemir ilçesi Atıfbey
mahallesi 254 ada 1 parsel, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca
imar uygulamasına tabi tutulmuş ve uygulama neticesinde 11129 ada 1, 2 numaralı
parseller ve 11130 ada 1 numaralı parsel adı altında 11/11/1997 tarihli işlemle
tapu kütüğüne malik hanesi boş bırakılarak tescil edilmiştir.
6. İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde 28/7/2000 tarihinde,
malik tayin edilmeyen taşınmazlarla ilgili olarak Maliye Hazinesince tescil
davası açılmıştır.
7. İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, 20/9/2004 tarihli ve
E.2000/637, K.2004/419 sayılı kararıyla davanın reddine karar vermiştir.
8. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk
Dairesi, 24/2/2005 tarihli ve E.2005/2452, K.2005/1148 sayılı ilâmıyla dosyanın
Kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı vermiştir.
9. Bozma üzerine İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, 20/6/2005
tarih ve E.2005/142 K.2005/303 sayılı kararıyla dosyanın İzmir Kadastro
Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
10. İzmir Kadastro Mahkemesi, 3/7/2007 tarih ve E.2005/17,
K.2007/15 sayılı kararıyla kadastro işlemlerinin tamamlanması için dosyanın
Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir.
11. Bu karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 09/10/2008 tarih
ve E.2008/6767, K.2008/5960 sayılı ilâmıyla bozulmuştur.
12. Bozma üzerine dava, Mahkemenin E.2008/14 sayılı dosyasına
kaydedilmiştir.
13. Mahkeme, 14/1/2010 tarih ve E.2008/14, K.2010/5 sayılı
kararıyla davanın reddine karar vermiştir.
14. Temyiz üzerine bu karar da Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin
11/5/2010 tarih ve E.2010/2468, K.2010/3665 sayılı ilâmıyla bozulmuştur.
15. Bozma üzerine dava, İzmir Kadastro Mahkemesinin E.2011/1
sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
16. Başvurucu, dava konusu 11129 ada 2 parsel numaralı
taşınmazı satın aldığını belirterek, 25/4/2012 tarihli dilekçeyle müdahale
talebinde bulunmuş, 16/5/2012 tarihli duruşmada müdahale talebi kabul
edilmiştir.
17. Yargılama, İzmir Kadastro Mahkemesinin E.2011/1 sayılı
dosyasında halen devam etmektedir.
18. Başvurucu, 17/9/2013 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
19. 21/6/1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. ve 18. maddeleri, 22/11/2001 tarih ve 4721
sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 716. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
20. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 2/1/2014 tarih ve 2014/169 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu, 28/7/2000 tarihinde İzmir Kadastro
Mahkemesinde açılan tescil davasında makul sürede yargılama yapılmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
22. Başvurucu, 28/7/2000 tarihinde İzmir Kadastro
Mahkemesinde açılan tescil davasında makul sürede yargılanma yapılmadığını
belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
23. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §
18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından
ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve
haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da
unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca
inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM
içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan
ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve
haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede
yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan
süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141.
maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma
hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (Güher Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 38–39).
24. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (Güher Ergun ve
Diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
25. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz
mülkiyeti hakkında İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve görevsizlik
kararı üzerine İzmir Kadastro Mahkemesine devredilen tescil davasında, 3402 ve
6100 sayılı Kanunlarda yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama
faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda
kuşku yoktur (Güher Ergun ve Diğerleri,
B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
26. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 28/7/2000 tarihidir.
27. Başvuru konusu davanın açılış tarihi 28/7/2000 olmakla
beraber, başvurucunun, vekili vasıtasıyla verdiği 25/4/2012 tarihli asli
müdahale dilekçesi sonrasında, asli müdahil sıfatıyla yargılamada yer almaya
başladığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, başvurucu açısından makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, davanın
açıldığı tarih değil, usulüne uygun olarak asli müdahale talebinde bulunulduğu
25/4/2012 tarihidir (İsmail Özkan,
B. No. 2012/367, 17/9/2013, § 25).
28. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (Güher
Ergun ve Diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
29. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, 28/7/2000
tarihinde İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davasında davanın
reddine karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesi sonucunda bozulduğu,
bozma üzerine dosyanın Kadastro Mahkemesine gönderildiği Kadastro Mahkemesince
yapılan yargılamada, dosyanın eksikliklerin tamamlanması için Kadastro
Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, bu kararın da temyiz incelemesi
sonucunda bozulduğu, bozma üzerine davanın İzmir Kadastro Mahkemesinin
E.2008/14 sayılı dosyasına kaydedildiği, yapılan yargılamada davanın reddine
karar verildiği, bu kararın da temyiz incelemesi neticesinde bozulduğu, bozma
üzerine İzmir Kadastro Mahkemesinin E.2011/1 sayılı dosyasına kaydedilen davada
yargılamanın halen devam ettiği anlaşılmıştır.
30. Başvurucu dava konusu taşınmazı satın aldığını belirterek
25/4/2012 tarihli duruşmada müdahale talebinde bulunmuş, 16/5/2012 tarihinde
müdahale talebi kabul edilmiştir.
31. Başvurucunun asli müdahil olarak
yargılamaya katılma talebinde bulunduğu 25/4/2012 tarihinden itibaren,
başvurunun karara bağlandığı tarihe kadar yaklaşık üç yıldır yargılamanın
sürdüğü anlaşılmıştır.
32. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"Mahkeme, açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul
edilemezliğine karar verebilir."
33. Somut olayda, başvuruya konu taşınmazın
tescili davasında, yargılamanın, başvurucunun asli müdahil olarak yargılamaya
katıldığı tarihten itibaren yaklaşık üç yıldır sürdüğü tespit edilmiştir.
Başvurucunun yargılamaya katıldığı tarihten itibaren yargılama süresi dikkate
alındığında, İlk Derece Mahkemesindeki yargılamada başvurucunun haklarını ihlal
edecek şekilde bir gecikme olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
34. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun yargılamanın makul süreyi aştığı yönündeki iddiaları konusunda,
açık ve görünür bir ihlal saptanmadığından, başvurunun, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin "açıkça dayanaktan yoksun olması"
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurunun, “açıkça
dayanaktan yoksun olması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.