logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Murat İzmirlioğlu [1.B.], B. No: 2014/17375, 29/11/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MURAT İZMİRLİOĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/17375)

 

Karar Tarihi: 29/11/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör Yrd.

:

Zehra GAYRETLİ

Başvurucu

:

Murat İZMİRLİOĞLU

Vekili

:

Av. Şenal SARIHAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; savunma hakkının kısıtlanması, koşulları oluşmasına karşın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 6/11/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Eczacı olan başvurucunun tahrif edilmiş reçetelere dayalı olarak fatura düzenlediği şüphesiyle hakkında soruşturma başlatılmıştır.

7. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 11/3/2003 tarihli iddianamesi ile başvurucu hakkında sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.

8. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 20/9/2005 tarihli kararı ile başvurucunun müsnet suçlardan hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

9. Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 18/4/2008 tarihli kararı ile hüküm bozulmuştur.

10. Bozma kararına uyularak devam edilen yargılama sonucunda Mahkemenin 9/7/2008 tarihli kararı ile başvurucunun resmî belgede sahtecilik ve kamu kurumunu dolandırmak suçlarından hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:

"Yargıtay bozma ilamında 8.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 Sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik CMK 'nun 231 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının taktir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu belirtilmiştir. Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay Bozma ilamına uyalarak yeniden yargılama yapılmıştır.

Mahkememizde yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere sanık Murat İzmirlioğlu'nun resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumunu dolandırmak suçlarını işlediği anlaşıldığından cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Mahkememizce suçun işlenmesindeki özellikler sanığın suç işleme konusundaki eğilimi gözönüne alındığında yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından CMK 231/5-6 maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına taktiren yer olmadığına karar verilerek sanık hakkında aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir."

11. Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 5/3/2014 tarihli kararı ile resmî belgede sahtecilik suçu yönünden kurulan hükmün onanmasına, kamu kurumunu dolandırmak suçu yönünden kurulan hükmün ise dava zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle bozulmasına ve davanın bu suça ilişkin kısmının düşürülmesine karar verilmiştir.

12. Başvurucu 8/10/2014 tarihinde nihai karardan haberdar olduğunu beyan etmiştir.

13. Başvurucu 6/11/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

14. Mahkemenin 29/11/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Savunma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

15. Başvurucu; Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü müfettişi tarafından usule aykırı olarak yürütülen idari soruşturmaya dayalı raporun iddianameye esas alındığını, soruşturma sürecinde savunma yapması için yeterli süre tanınmadığını ve haklarının hatırlatılmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

16. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Anayasa’da adil yargılanma hakkının kapsamı gösterilmediğinden bu hakkın kapsam ve içeriği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 6. maddesi çerçevesinde belirlenmelidir (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 38).

17. Savunma hakkı Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenmiş olup ceza yargılamasında savunma hakkının güvence altına alınması demokratik toplumun temel bir ilkesidir. Bu sebeple hakkaniyete uygun bir yargılamanın gerçekleştirilebilmesi için savunma hakkının tam ve etkili bir biçimde kullanılmasının sağlanması gerekir (Erol Aydeğer, B. No: 2013/4784, 7/3/2014, § 32).

18. Yargılama öncesi aşama (araştırma, soruşturma süreci) konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yargılamaları bir bütün olarak düşünmektedir. Dolayısıyla Sözleşme’nin 6. maddesinin bazı gerekliliklerine yargılama öncesi süreçte uyulmaması yargılamanın adilliğine önemli ölçüde zarar verecek ise adil yargılanma hakkının bazı güvenceleri yargılamaların bu aşamasında da söz konusu olabilir (Afitap Salman [GK], B. No: 2013/2105, 11/11/2015, § 18). Ancak yargılama öncesi aşamaya ilişkin ileri sürülen iddiaların bireysel başvuruya konu olabilmesi için yargılamanın hakkaniyetinin zedelenecek olması ve bu ihlallerin yargılama sürecinde telafi edilemeyecek nitelikte olması gerekir (Afitap Salman, § 22).

19. Başvurucu, ihlal iddiasını idari soruşturma aşamasında savunma alınmasına ilişkin usullere uyulmadığı hususu üzerine temellendirmektedir.

20. Somut olayda başvurucunun hakkındaki suçlamaların nedenleri ve niteliği hakkında bilgilendirildiği, duruşmada hazır bulunmasının sağlandığı, savunmasını hazırlaması için gerekli süreden faydalandığı görülmektedir. Kaldı ki başvurucunun mahkeme huzurunda etkin bir savunma yapamadığına dair bir iddiası da bulunmamaktadır. Yargılama bir bütün olarak değerlendirildiğinde idari soruşturma aşamasında savunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların yargılamanın adil bir şekilde yürütülmesini engelleyecek bir duruma yol açacak nitelikte olmadığı görülmüştür. Dolayısıyla savunma hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.

21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

22. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

23. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır (Ferat Yüksel, §§ 26-36).

24. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 33-36). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).

25. Somut başvuru yönünden de söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verilmesi gerekir.

C. Diğer İhlal İddiaları

27. Başvurucu; delillerin eksik toplandığını ve hatalı değerlendirildiğini, lehe delillerin dikkate alınmadığını, koşulları oluştuğu hâlde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmadığını ve dava zamanaşımı gerçekleşmesine rağmen düşme kararı verilmediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

28. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

29. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

30. Öte yandan başvurucu, dava zamanaşımı gerçekleşmesine rağmen düşme kararı verilmediğini ileri sürmektedir. Başvurucunun eylemine temas eden suçun dava zamanaşımının dolup dolmadığının tespitinde takdir esasen derece mahkemelerine ait olmakla beraber derece mahkemesi kararlarının bariz takdir hatası içermesi durumunda anayasal bir temel hak veya özgürlüğün ihlal edilip edilmediğinin tespiti noktasında farklı bir değerlendirme yapılması gerekebilecektir.

31. Somut olayda, lehe ve aleyhe kanun karşılaştırması yapılmak suretiyle başvurucunun eylemlerinin 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu kapsamında vasıflandırıldığı, bu Kanun’un uygulanma bütünlüğü içinde ve zamanaşımı hükümlerine göre temyiz incelemesi yapılarak hükmün onandığı anlaşılmaktadır. Derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içerdiğine ilişkin bir bulguya rastlanmamıştır.

32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Savunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 29/11/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Murat İzmirlioğlu [1.B.], B. No: 2014/17375, 29/11/2018, § …)
   
Başvuru Adı MURAT İZMİRLİOĞLU
Başvuru No 2014/17375
Başvuru Tarihi 6/11/2014
Karar Tarihi 29/11/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, savunma hakkının kısıtlanması, koşulları oluşmasına karşın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Sözlü yargılanma hakkı (aleni yargılanma, duruşmada hazır bulunma vs.) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Kanun yolu şikâyeti Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi