logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(A.A. ve diğerleri [1.B.], B. No: 2014/17572, 7/2/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A.A. VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/17572)

 

Karar Tarihi: 7/2/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Serruh KALELİ

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Hüseyin MECEK

Başvurucular

:

1. A. A.

 

 

2. A. U.

 

 

3. B. N.

 

 

4. R. N.

Vekili

:

Av. İbrahim ERGİN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, idari gözetim altında tutmanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; tutulma koşulları nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 30/10/2014 tarihinde yapılmıştır.

3 Komisyonca, başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve ekleri, başvurucular vekilinin başvuru tarihinden sonra ibraz ettiği dilekçeler, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün (GİGM) sunduğu belgeler ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden (UYAP) elde edilen bilgilere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

A. Başvurucu A.A. Yönünden

8. Özbekistan asıllı, Afganistan vatandaşı ve 1971 doğumlu olan başvurucu, ilk olarak 1995’te Türkiye’ye geldiğini, vize süresi geçince yakalanıp sınır dışı edildiğini, dinî ve siyasi düşünceleri nedeniyle ülkesinden kaçarak 4/11/2013 tarihinde yasa dışı yollarla Van’dan Türkiye’ye tekrar geldiğini ifade etmiştir.

9. Emniyet Genel Müdürlüğünce başvurucu hakkında 22/12/2012 tarihinde G-87 (genel güvenlik) koduyla yurda sürekli giriş yasağı getirilmiştir.

10. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (BMMYK) 12/4/2013 tarihinde düzenlediği belgeye göre başvurucu, sığınma talebinde bulunmuştur. Bu talebin akıbeti konusunda bilgi bulunmamaktadır.

11. Başvurucu 20/3/2013 tarihinde ise Türkiye’den uluslararası korunma talep etmiştir. Talebin sonucuna dair bir bilgi sunulmamıştır.

12. 12/2/2014 günü saat 21.20’de kolluk görevlileri tarafından tanzim edilen tutanağa göre uluslararası terörizmle bağlantılı olan ve hakkında yurda giriş yasağı bulunan başvurucu, Güngören’deki evinde yakalanarak polis karakoluna götürülmüştür.

13. Başvurucunun parmak izi incelemesi neticesinde Kırgızistan uyruklu S.K. isimli kişinin kimlik bilgisini kullandığı tespit edilmiştir. Başvurucu hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan ayrıca soruşturma açılmıştır.

14. Başvurucu 17/2/2014 tarihinde İstanbul Kumkapı Geri Gönderme Merkezine (GGM) yerleştirilmiştir.

15. Başvurucu 28/3/2014 tarihinde ikinci kez uluslararası koruma talep etmiştir. GİGM’nin 2/5/2014 tarihli kararıyla uluslararası koruma talebi reddedilmiştir.

16. İstanbul Valiliğinin 10/7/2014 tarihli kararıyla başvurucunun 15/07/1950 tarihli ve 5683 sayılı mülga Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 23. maddesinde yer alan “Memleket dışına çıkartılmalarına karar verilipte pasaport tedarik edemediklerinden veya başka sebeplerden dolayı Türkiye'yi terkedemiyenler İçişleri Bakanlığının göstereceği yerde oturmağa mecburdurlar.” şeklindeki düzenleme gereğince doksan güne kadar muhafaza altına alınmasına ve aynı Kanun’un 19. maddesine göre sınır dışı edilmesine karar verilmiştir.

17. Başvurucu 9/7/2014 tarihinde Adana Kabul ve Barınma Merkezine (KBM) getirilmiştir. Adana Valiliği 10/7/2014 tarihinde başvurucunun Adana KBM’de muhafaza altına alınmasına karar vermiştir. Kararda 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'na göre yapılmış bir değerlendirme bulunmamaktadır.

18. Başvurucu 11/7/2014 tarihinde idari gözetim kararına itiraz etmiştir. İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/7/2014 tarihli kararıyla itiraz reddedilmiştir. Gerekçe olarak da aynı hususta yapılan mükerrer başvuru sonucunda İstanbul 31. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 9/7/2014 tarihli ret kararı gösterilmiştir.

19. Başvurucunun idari gözetim kararına karşı Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğine yaptığı itiraz 8/9/2014 tarihinde kabul edilerek başvurucunun serbest bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın bir sureti aynı gün Adana Yabancılar Şube Müdürlüğüne gönderilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir:

 “…

Başvuran yabancı hakkında sınırdışı etme kararı bulunduğu, aynı yasanın 57. maddesinde düzenlenen koşullar oluşturduğundan bahisle idari gözetim kararı verildiği, idari gözetim kararından itibaren her ay idari gözetimin uzatılması ve her ay düzenli olarak yapılan değerlendirmelerin sonuçlarının gerekçesiyle yabancı veya yasal temsilcisine bildirilmesi gerekirken 6458 Sayılı Yasanın uzatılmasına dair kararın bulunmadığı anlaşılmakla 6458 Sayılı Yasanın 57/6 maddesi gereğince başvurunun kabulüne, Adana Valiliği tarafından verilen gözetim kararının kaldırılmasına, kesin olmak üzere karar verilmiştir.”

20. Başvurucu, GİGM’nin 19/9/2014 tarihli yazısıyla tekrar Kumkapı GGM’ye getirilmiştir.

21. İstanbul Valiliği 26/9/2014 tarihinde başvurucunun 6458 sayılı Kanun’un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi gereği sınır dışı edilmesine, 57. maddesi uyarınca da kamu düzeni ve sağlığı açısından tehlike oluşturduğu, kaçma ve kaybolma riski bulunduğu gerekçesiyle idari gözetim altına alınmasına karar vermiştir.

22. Başvurucu 26/9/2014 tarihinde Kumkapı GGM’den salıverilmiştir.

B. Başvurucu B.N. Yönünden

23. Kırgızistan uyruklu, 1986 doğumlu başvurucu, ülkesindeki etnik çatışmalar ve dinî baskılar yüzünden 13/6/2013 tarihinde hava yoluyla İstanbul’a geldiğini söylemektedir.

24. Emniyet Genel Müdürlüğünce başvurucu hakkında 24/12/2013 tarihinde Ç-114 (haklarında adli işlem yapılanlar), 10/1/2014 tarihinde de G-87 (genel güvenlik) koduyla yurda sürekli giriş yasağı getirilmiştir. Başvurucu hakkında 25/7/2008 tarihinde de (G1) kodlu yurda giriş yasağı vardır ancak bu kodun ne anlama geldiği hususunda bir bilgi bulunmamaktadır.

25. Başvurucu, Suriye’deki arkadaşlarını ziyaretten dönerken 7/3/2014 tarihinde Türk askerleri tarafından yakalanarak Hatay GGM'ye yerleştirilmiştir.

26. Başvurucu 18/3/2014 tarihinde uluslararası koruma talebinde bulunmuştur. GİGM 17/4/2014 tarihinde talebin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı Hatay İdare Mahkemesinde başvurucunun açtığı dava 20/5/2014 tarihinde yetki yönünden reddedilerek dosya, Ankara İdare Mahkemesine gönderilmiştir. Ankara İdare Mahkemesindeki süreç konusunda bir bilgi bulunmamaktadır.

27. Hatay Valiliği 18/4/2014 tarihinde başvurucunun idari gözetim altına alınmasına karar vermiştir.

28. 6458 sayılı Kanun’un 57. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre Adana Valiliğinin 21/5/2014 tarihli kararıyla muhafaza altına alınmasına karar verilen başvurucu, bu tarihten sonra Adana KBM’de kalmaya devam etmiştir.

29. Başvurucunun idari gözetim kararına karşı Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğine yaptığı itiraz 8/9/2014 tarihinde kabul edilerek başvurucunun serbest bırakılmasına karar verilmiştir.

30. Başvurucu 24/9/2014 tarihinde İstanbul Kumkapı GGM’ye yerleştirilmiştir.

31. İstanbul Valiliği 26/9/2014 tarihinde 6458 sayılı Kanun’un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi gereği sınır dışı edilmesine, 57. maddesi uyarınca da kamu düzeni ve sağlığı açısından tehlike oluşturduğu, kaçma ve kaybolma riski bulunduğu gerekçesiyle idari gözetim altına alınmasına karar verilmiştir.

32. Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 8/9/2014 tarihli kararı uyarınca başvurucu 26/9/2014 tarihinde Kumkapı GGM’den salıverilmiştir.

33. Başvurucu 10/10/2014 tarihinde sınır dışı kararının iptali için İstanbul 1. İdare Mahkemesine dava açmıştır. İdare Mahkemesi 27/2/2015 tarihinde sınır dışı işleminin iptaline kesin olarak karar vermiştir.

C. Başvurucu R.N. Yönünden

34. Özbekistan uyruklu, 1989 doğumlu olan başvurucu 10/3/2013 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Türkiye’ye giriş yapmıştır.

35. Başvurucu 7/3/2014 tarihinde yasa dışı yollarla Suriye’den Türkiye’ye giriş yaparken yakalanmıştır.

36. Emniyet Genel Müdürlüğünce başvurucu hakkında 24/12/2014 tarihinde Ç-114 (haklarında adli işlem yapılanlar), 10/1/2014’te G-87 (genel güvenlik) koduyla yurda sürekli giriş yasağı konulmuştur.

37. Başvurucu 14/3/2014 tarihinde uluslararası koruma talebinde bulunmuştur. GİGM bu talebi 17/4/2014 tarihinde reddetmiştir. Başvurucunun uluslararası koruma talebine karşı açtığı dava, Hatay İdare Mahkemesinin 20/5/2014 tarihli yetkisizlik kararıyla Ankara İdare Mahkemesine gönderilmiştir. Ankara 1. İdare Mahkemesi 28/5/2015 tarihinde davanın reddine karar vermiştir.

38. Hatay Valiliği 18/4/2014 tarihinde başvurucunun idari gözetim altına alınmasına karar vermiştir.

39. Başvurucu 12/5/2014 tarihinde Adana KBM’ye yerleştirilmiştir.

40. Hatay Valiliği 31/5/2014 tarihinde başvurucunun Adana KBM’de muhafaza altına alınmasına karar vermiştir.

41. Başvurucunun idari gözetim kararına karşı Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğine yaptığı itiraz 8/9/2014 tarihinde kabul edilerek serbest bırakılmasına karar verilmiştir.

42. İstanbul Valiliği 26/9/2014 tarihinde başvurucunun 6458 sayılı Kanun’un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi gereği sınır dışı edilmesine, 57. maddesi uyarınca da kamu düzeni ve sağlığı açısından tehlike oluşturduğu, kaçma ve kaybolma riski bulunduğu gerekçesiyle idari gözetim altına alınmasına karar verilmiştir.

43. Başvurucu yurda giriş yasağına karşı İstanbul 1. İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemenin 31/3/2015 tarihli kararıyla dava reddedilmiştir.

44. Uluslararası koruma talebinin reddine karşı başvurucunun Ankara 1. İdare Mahkemesine açtığı dava ise 28/5/2015 tarihinde reddedilmiştir.

45. Başvurucu 24/9/2014 tarihinde İstanbul Kumkapı GGM’ye getirilmiştir.

46. Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 8/9/2014 tarihli kararı uyarınca başvurucu 26/9/2014 tarihinde İstanbul Kumkapı GGM’den salıverilmiştir.

D. Başvurucu A.U. Yönünden

47. Tacikistan uyruklu, 1983 doğumlu olan başvurucu, 2012 Aralık ayında Türkiye’ye geldiğini söylemektedir. 17/3/2014 tarihinde ikamet süresini uzatmak için İstanbul’da emniyete gittiğinde hakkında yurda giriş yasağı bulunduğundan yakalanarak aynı gün Kumkapı GGM’ye getirilmiştir.

48. Yapılan sorguda başvurucu hakkında 24/12/2014 tarihinde Ç-114 (haklarında adli işlem yapılanlar), 10/1/2014 tarihinde G-87 (genel güvenlik) koduyla yurda sürekli giriş yasağı konulmuştur.

49. Başvurucu 28/3/2014 tarihinde uluslararası koruma talebinde bulunmuştur. Bu talep 25/4/2014 tarihinde GİGM tarafından reddedilmiştir. Bu karara karşı başvurucunun açtığı iptal davasını Ankara 1. İdare Mahkemesi 25/2/2015 tarihinde reddetmiştir.

50. Başvurucunun sınır dışı işlemine karşı İstanbul 1. İdare Mahkemesine açtığı iptal davası 12/3/2015 tarihinde reddedilmiştir.

51. Başvurucu 5/6/2014 tarihinde Adana KBM’ye getirilmiştir. 6/6/2014 tarihinde ise Adana Valiliği başvurucunun Adana KBM’de muhafaza altına alınmasına karar vermiştir.

52. Başvurucunun idari gözetim kararına karşı Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğine yaptığı itiraz 8/9/2014 tarihinde kabul edilerek başvurucunun serbest bırakılmasına karar verilmiştir.

53. Başvurucu GİGM’nin 19/9/2014 tarihli talimatı üzerine tekrar Kumkapı GGM’ye getirilmiştir.

54. İstanbul Valiliği 6458 sayılı Kanun’un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) ve (e) bentleri ve 57. maddesi uyarınca 26/9/2014 tarihinde başvurucunun kamu düzeni açısından tehdit oluşturması, kaçma ve kaybolma riski bulunmasından dolayı sınır dışı edilmesine ve idari gözetim altına alınmasına karar vermiştir.

55. Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 8/9/2014 tarihli kararı uyarınca başvurucu 26/9/2014 tarihinde İstanbul Kumkapı GGM’den salıverilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

56. 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanunu ile aynı tarihli ve 5683 sayılı mülga Kanun'un ilgili maddeleri T.T. (B. No: 2013/8810, 18/2/2016, §§ 22-25) kararında; 6458 sayılı Kanun, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili maddeleri ise B.T. ([GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017, §§ 19-21) kararında açıklanmıştır.

B. Uluslararası Hukuk

57. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ilgili maddeleri, tutulma koşullarından dolayı kötü muamele yasağı, etkili başvuru ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarına dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) uygulaması B.T. (aynı kararda bkz. §§ 23-38) kararında açıklanmıştır.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

58. Mahkemenin 7/2/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

59. Başvurucular; tutulma koşullarının insan onuru ve haysiyetiyle bağdaşmayacak ölçüde kötü olduğunu, bu koşullara karşı sonuç alabileceği etkili bir başvuru yolunun bulunmadığını belirterek adil yargılanma hakkının, kötü muamele yasağı ve bununla bağlantılı olarak da etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

60. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Yabancıların ülkeye girişleri, ülkede ikametleri ve ülkeden sınır dışı edilmeleriyle ilgili işlemler medeni hak ve yükümlülük veya bir suç isnadının esasının karara bağlanmasıyla ilgili olmadığından (Z.M. ve I.M., B. No: 2015/2037, 6/1/2016, §§ 62, 63) adil yargılanma hakkı yönünden ayrıca inceleme yapılmamıştır.

61. Anayasa Mahkemesi birçok kararında, idari gözetim altında tutulan yabancıların tutulma koşullarını kötü muamele yasağı kapsamında incelemiştir (Rıda Boudraa, B. No: 2013/9673 , 21/1/2015; K.A. [GK], B. No: 2014/13044, 11/11/2015; F.A. ve M.A., B. No: 2013/655, 20/1/2016, A.V. ve diğerleri, B. No: 2013/1649, 20/1/2016; F.K. ve diğerleri, B. No: 2013/8735, 17/2/2016; T.T., B. No: 2013/8810, 18/2/2016; A.S., B. No: 2014/2841, 9/6/2016; I.S. ve diğerleri, B. No: 2014/15824, 22/9/2016).

62. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:

"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

63. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

64. Anayasa Mahkemesi K.A. (aynı kararda bkz. §§ 80, 81) kararında olumsuz tutulma koşulları nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin etkili idari ve yargısal bir başvuru yolunun bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesi, bu kanaate varırken tutulma koşullarından kaynaklanan ızdırap için tazminata hükmedildiğini gösteren herhangi bir adli veya idari yargı kararının bulunmadığı hususunu gözönünde bulundurmuştur.

65. Ancak Anayasa Mahkemesi, B.T. başvurusunda bu içtihadını gözden geçirerek başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle başvuruyu kabul edilemez bulmuştur. Anayasa Mahkemesi idari gözetim altında tutulma yerlerinin yönetim, denetim ve işletilmesinin İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen bir kamu hizmeti olduğunu, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesine göre idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakkı doğrudan muhtel olanlarca idari yargıda tam yargı davası açılabileceğini, teorik düzeyde mevcudiyeti tespit edilen bu yolun -sırf bilgi eksikliği nedeniyle- fiiliyatta hiç işletilmemesinin etkisiz olduğu biçiminde yorumlanamayacağını belirtmiş ve yabancının salıverilmesi hâlinde etkili hukuk mekanizmasının tam yargı davası olduğunu ifade etmiştir (B.T., §§ 45-58).

66. Başvuruya konu somut olayda bu ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.

67. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.

68. Bununla birlikte bu aşamada oluşan durum nedeniyle eldeki başvuru yönünden işbu kararın ardından açılması muhtemel idari davanın süresine ilişkin olarak bir hususun açıklığa kavuşturulması zorunluluğu hasıl olmuştur.

69. Öncelikle vurgulanmalıdır ki idari yargı yerlerinde açılacak davaların süresine ilişkin koşulları incelemek ve idari davaların süresinde açılıp açılmadığını değerlendirmek ilgili mahkemelerin takdirindedir. Öte yandan inceleme konusu başvuruda olduğu gibi B.T. kararındaki içtihat değişikliğinin Resmî Gazete'de yayımlandığı 16/2/2018 tarihinden önce tam yargı davası yolu tüketilmeden, doğrudan Anayasa Mahkemesine yapılan müracaatların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunmasını müteakiben açılacak davalarda dava açma süresinin derece mahkemelerince bu kişilerin mahkemeye erişim haklarının ihlaline neden olmayacak biçimde değerlendirilmesi gerektiğine de işaret edilmelidir (B.T., § 59).

70. Kötü muamele yasağı yönünden başvuru yollarının tüketilmemesine istinaden kabul edilemezlik kararı verildiğinden anılan yasakla bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

Serruh KALELİ bu görüşe katılmamıştır.

B. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

71. Başvurucular; yasal dayanaktan yoksun olarak sırf yabancı olmalarından dolayı özgürlüklerinden yoksun bırakıldıklarını, gözetim altına alınırken hâkim önüne derhâl çıkarılmadıklarını, gözetim kararına karşı yasal hakları konusunda bilgilendirilmedikleri için itiraz haklarını kullanamadıklarını, açıklanan ihlal iddialarına ilişkin olarak Türk hukukunda başvuru yapabilecekleri ve tazminat talep edebilecekleri etkili bir yol bulunmadığını, mahkeme kararına rağmen serbest bırakılmadıklarını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği, etkili başvuru ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

72. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasında, hürriyeti kısıtlanan kişiler için güvence altına alınan bir yargı merciine etkili başvuru hakkı Anayasa’nın 40. maddesinin özel bir hâlini ifade ettiğinden 40. madde yönünden ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.

1. 6458 Sayılı Kanun'dan Önceki Durum

73. Anayasa Mahkemesi 6458 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 11/4/2014 tarihinden önce gerçekleşen olaylar yönünden hukukumuzda, Anayasa'nın 19. maddesinin ikinci fıkrasında sayılan istisnalar arasında yer verilen usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması uygulamasında tutma kararı verme işleminin koşulları, süresi, sürenin uzatılması, ilgiliye bildirilmesi, idari gözetim kararına karşı başvuru yolları, idari gözetim altına alınan kişinin avukata erişimi, tercüman yardımından yararlanması gibi usul güvencelerini açık bir şekilde ortaya koyan yasal bir düzenleme bulunmadığına dayalı olarak bu başlık altında yapılan şikâyetlerden ötürü ihlal kararları vermiştir (F.A. ve M.A., A.V. ve diğerleri, F.K. ve diğerleri, T.T., A.S.).

74. Ancak Anayasa Mahkemesi tarafından içtihat değişikliğine gidilen B.T. başvurusunda, 11/4/2014 tarihinden önce herhangi bir idari karar olmaksızın idari gözetim altına alınarak özgürlüğünden yoksun bırakılan yabancılar bakımından doğan zararlar için doğrudan idari yargı mercilerinde tam yargı davası açılabileceği belirtilmiştir (B.T., § 74). Anılan kararda 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin idari işlem veya eylem türleri yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığından idari fonksiyona giren her türlü işlem veya eylem sebebiyle oluşan zararın tazmininin bu kurala dayanılarak idari yargıda açılacak tam yargı davasıyla istenebilmesi için yeterli bir yasal zemin oluşturduğu, -sırf bilgi eksikliği nedeniyle- fiiliyatta bu yolun işletilmemesinin etkisiz olduğu biçiminde yorumlanamayacağı, hiçbir idari işlem ve eyleme dayanmadan hukuka aykırı biçimde tutulan yabancılar yönünden tam yargı davasının etkili hukuk mekanizması olduğu belirtilmiştir (B.T., §§ 52, 54).

2. 6458 Sayılı Kanun'dan Sonraki Durum

75. Anayasa Mahkemesi 6458 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 11/4/2014 tarihinden itibaren idari gözetim altında bulundurulan yabancıların gerek idari gözetim kararının idarece resen sonlandırılması gerekse tutulanların sulh ceza hâkimliğine yaptıkları itiraz üzerine serbest bırakılmalarını müteakiben kendisine yapılan başvurularda, Anayasa'nın 19. maddesine ve 6458 sayılı Kanun'daki usule aykırılıklardan dolayı da ihlal kararları vermiştir (K.A., I.S. ve diğerleri).

76. 6458 sayılı Kanun'un 57. maddesine göre hukuki niteliği itibarıyla idari bir işlem olduğu hâlde yabancıyı özgürlüğünden yoksun bırakan mahiyetini de dikkate alan kanun koyucunun idari gözetim kararına karşı itiraz mercii olarak münhasıran sulh ceza hâkimliklerini tayin ettiğini, bu açıdan idare mahkemelerinin idari gözetim kararının hukuka uygunluğunun denetimi konusunda herhangi bir yetkisi bulunmadığından sulh ceza hâkimliğine itiraz edilmeden idari yargıda tam yargı davası açılamayacağını açıklamıştır (B.T., §§ 70, 71).

77. Öte yandan sulh ceza hâkiminin idari gözetim kararının hukuka uygun olduğuna hükmetmesi durumunda -idari yargı merciinin idari gözetim kararının hukukiliğini denetleme yetkisinin bulunmadığı gözetildiğinde- 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen tam yargı davasının idari gözetim kararının hukuka aykırı olduğu şikâyetlerine bağlı tazminat istemi yönünden etkisiz hâle geleceği anlaşılmaktadır. Bu gibi hâllerde sulh ceza hâkiminin ret kararından itibaren süresi içinde doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilir (B.T., § 72).

78. Sulh ceza hâkiminin idari gözetim kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle itirazı kabul etmesi hâlinde tam yargı davası açılmasını engelleyici bir düzenleme bulunmadığından bu yol tüketilmeden Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulamaz (B.T., § 73).

79. Yukarıdaki açıklamaların ışığında Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 8/9/2014 tarihli kararıyla idari gözetimin hukuka aykırılığına kesin olarak karar verilen başvurucuların uğradıklarını öne sürdükleri maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma, yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır.

80. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

81. Başvurucuların bu karardan sonra idari yargıda açacağı dava süresi hususunda kötü muamele yasağının incelendiği kısımda yapılan açıklamaların (bkz. § 69) burada da geçerli olduğu ifade edilmelidir.

Serruh KALELİ bu görüşe katılmamıştır.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucuların kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE OYBİRLİĞİYLE,

B. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Serruh KALELİ'nin karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin(2) numaralı fıkrası uyarınca başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 7/2/2019 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY

Geri gönderme merkezlerinde idari gözetim altında tutulmuş olan başvurucular açısından Anayasanın 17. maddesinin üçüncü fıkrası ile güvence altına alınan hukuksal değerlerin korunması noktasında, başvurucular adına çözüm üretme kabiliyetine haiz, makul bir başarı şansı sunan, etkili idari ve yargısal bir başvuru yolu bulunmadığı kanaatiyle 2014/15769 sayılı 30.11.2017 karar tarihli dosya için yazılmış, önceki sayısız mahkememiz içtihadi kararlarından ayrılmayı gerektirmediğinin ifade edildiği karşı oy gerekçesinin bu başvuru dosyası için de tekrarı ile çoğunluk kararına katılınmamıştır.

 

 

 

 

 

Üye

Serruh KALELİ

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(A.A. ve diğerleri [1.B.], B. No: 2014/17572, 7/2/2019, § …)
   
Başvuru Adı A.A. VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2014/17572
Başvuru Tarihi 30/10/2014
Karar Tarihi 7/2/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, idari gözetim altında tutmanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; tutulma koşulları nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Geri Gönderme Merkezinin fiziki koşulları Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Kötü muamele yasağı ile bağlantılı etkili başvuru hakkı İncelenmesine Yer Olmadığı
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı İdari gözetim Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5682 Pasaport Kanunu 4
8
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 142
141
91
2577 İdari Yargılama Usulü Kanunu 2
6458 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 59
58
57
54
53
52
9
3
5683 Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun 23
17
Yönetmelik 14/9/1994 Türkiye’ye İltica Eden veya Başka Bir Ülkeye İltica Etmek Üzere Türkiye’den İkamet İzni Talep Eden Münferit Yabancılar ile Topluca Sığınma Amacıyla Sınırlarımıza Gelen Yabancılara ve Olabilecek Nüfus Hareketlerine Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 6
1/6/2005 Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği 4
11
25
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi