TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ABDULKERİM TANIŞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/17621)
Karar Tarihi: 9/1/2018
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Recai AKYEL
Raportör
Özgür DUMAN
Başvurucular
1. Abdulkerim TANIŞ
2. Abdulkuddus YAŞAR
3. Abdullah BAYKUT
4. Adil YILDIZ
5. Ahmet ABAY
6. Ahmet ALTIN
7. Alaeddin SÖNMEZ
8. Atilla YETKİN
9. Aydın ERTEN
10. Bayram ARĞUN
11. Bülent YETKİN
12. Cemil ÖZDEMİR
13. Derviş YAMAN
14. Emin ABAY
15. Erkan ACER
16. Eslihan YÖNDEN
17. Fatma YÖNDEN
18. Felemez ARĞUN
19. Ferik BALKAYA
20. Fesih SAYAN
21. Fikret BALKAYA
22. İhsan GİZLENCİ
23. İsmail SÖNMEZ
24. İsmet ÇİFTÇİ
25. Kemal ALTAY
26. Maşallah BALKAYA
27. Mehmet ÇALDIR
28. Mehmet GÜRBÜZ
29. Mehmet Asım DEMİR
30. Mehmet Baki YILDIRGAN
31. Mehmet Fesih KARAKAYA
32. Mehmet Sabri AVCU
33. Muhammed Hanifi YÖNDEN
34. Musa ORAN
35. Mustafa SAĞLAM
36. Müjde ÖZAY
37. Necdet YILDIRIM
38. Nimet SALGUT
39. Niyazi ACER
40. Nurten YAZAL
41. Ramazan YAVUZ
42. Recep BAĞATOR
43. Recep YÖNDEN
44. Selahattin GÜRBÜZ
45. Selami GİZLENCİ
46. Selbinez KÜÇÜK
47. Süphan ÖZKAN
48. Yavuz TANIŞ
49. Yıldız ÖZAY
50. Yılmaz YÖNDEN
51. Yusuf ŞAKAR
52. Zülküf SÖNMEZ
53. Petek YILMAZ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, alacağın yargılama sırasında değer kaybına uğratılması nedeniyle mülkiyet hakkının; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. 2014/17621, 2014/17622, 2014/17623, 2014/17624, 2014/17625, 2014/17626, 2014/17628, 2014/17630, 2014/17631 ve 2014/17634 numaralı bireysel başvurular 10/11/2014 tarihinde; 2014/17697, 2014/17698, 2014/17699, 2014/17700, 2014/17701, 2014/17702, 2014/17703, 2014/17704, 2014/17705 ve 2014/17706 numaralı bireysel başvurular 12/11/2014 tarihinde; 2014/17817, 2014/17818, 2014/17819, 2014/17820, 2014/17821, 2014/17822, 2014/17823, 2014/17824 ve 2014/17826numaralı bireysel başvurular14/11/2014 tarihinde; 2014/18153, 2014/18154, 2014/18157, 2014/18159, 2014/18161, 2014/18162, 2014/18163, 2014/18164, 2014/18165, 2014/18166, 2014/18168 ve 2014/18169 numaralı bireysel başvurular 19/11/2014 tarihinde; 2015/3245, 2015/3246, 2015/3355, 2015/3358 ve 2015/3659 numaralı bireysel başvurular ise 25/6/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formları ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuşlardır.
4. 2014/17622-17626, 2014/17628, 2014/17630, 2014/17631, 2014/17634, 2014/17697-2014/17706, 2014/17817-2014/17824,2014/17826, 2014/18153, 2014/18154, 2014/18157, 2014/18159-2014/18166, 2014/18168, 2014/18169, 2015/3245, 2015/3246, 2015/3355, 2015/3358 ve 2015/3659 numaralı bireysel başvuru dosyaları, aralarında konu yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle 2014/17621 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmiş olup inceleme 2014/17621 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmüştür.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağını bildirmiştir.
8. Bireysel başvuru tarihinden sonra başvuruculardan Kemal Özay 29/5/2016 tarihinde, Halil Yönden ise 17/7/2015 tarihinde vefat etmiştir. Başvurucular vekili, mirasçılık belgesi sunmuş ve adı geçen başvurucuların mirasçılarının başvuruya devam etmek istediklerini beyan etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
A. Uyuşmazlığın Arka Planı
10. Başvurucular; Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TEKEL) 1993 yılına ait tütün ürünü satmışlardır. TEKEL, satın aldığı tütünler için kilosu ortalama 55.000-60.000 TL civarı bir fiyat açıklamıştır. Satın alınan tütünler, daha sonra trenle TEKEL'in Adana'daki ambarlarına aktarılmıştır. Adana'da ise yine TEKEL'in görevlendirdiği heyet tarafından bu tütünlerin fiyatı yaklaşık on kat daha az belirlenmiştir.
11. Başvurucuların iddiasına göre; satın alınan tütünler tren ile nakledilirken çok uzun süre vagonlarda bekletilmiş, ayrıca ambarlara taşıma sırasında gerekli özen gösterilmemiş ve üstelik ambarları su basmıştır.
12. İhtilaf konusu tütünler ile ilgili olarak ilk fiyatı belirleyen eksperlerin rüşvet aldıkları ve alınan rüşvetin bir bölümünün de terör örgütüne aktarıldığı iddiasıyla Diyarbakır Devlet 4 No.lu Güvenlik Mahkemesinde ceza davası açılmıştır. İddianamede; sanıkların ihaleye fesat karıştırma, rüşvet alma, rüşvet verme, 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu'na aykırılık suçlarından cezalandırılmaları talep edilmiştir. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kapatılmasıyla yargılamaya Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilmiştir. Mahkeme 27/11/2008 tarihinde Diyarbakır'ın Bismil ilçesindeki tütün fiyat belirleme işlemleri yönünden sanıkların mahkûmiyetine, Muş'un Kızılağaç nahiyesindeki tütün fiyat belirleme işlemleri yönünden ise sanıkların beraatine, diğer sanıklar yönünden ise zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine karar vermiştir.
13. Karar temyiz edilmiş; Yargıtay 5. Ceza Dairesince 15/4/2013 tarihinde bazı sanıkların yargılama sırasında vefat etmesi, bazı sanıklar yönünden ise zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle açılan davaların düşmesine karar verilmiştir.
B. Başvurucuların Açtıkları Tazminat Davası Süreci
14. Başvurucular; ilk fiyatın on katı daha az bir bedelin belirlenmesi nedeniyle zarara uğradıklarını, bu zararın ise TEKEL tarafından tütünlerin korunması için gerekli ve yeterli önlemlerin alınmamasından doğduğunu belirterek TEKEL aleyhine 14/4/1995, 19/4/1995, 2/5/1995, 23/5/1995 ve 31/8/1995 tarihlerinde Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde ayrı ayrı tazminat davaları açmışlardır. Başvurucuların açtıkları davalar, 29/6/1999 tarihinde Mahkemenin E.1995/111 sayılı dosyasında birleştirilerek birlikte görülmüştür.
15. Başvurucular ayrıca, yargılamanın uzun sürmesine bağlı olarak doğacak değer kaybının ödenmesini de talep etmişlerdir.
16. Mahkeme, Teknik Bilirkişi Kurulundan dava konusu ile ilgili rapor almıştır. Bilirkişi Kurulunun 23/8/1996 tarihli raporunda; tütünlerin yanlış nakil, bakım, istif gibi unsurlar nedeniyle bozulduğu kanaati bildirilmiştir. Mahkeme, bu raporu hükme esas alarak -başvuru formu ve eklerinde belirtilmeyen bir tarihte- davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesince, ilk fiyatı belirleyen eksperler hakkında rüşvet suçundan açılan ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
17. Mahkeme, bozma ilamına uymuş ve ceza davasını bekletici mesele yapmıştır. Ancak ceza davasının yaklaşık yirmi yıl boyunca sonuçlanmadığını gözeten Mahkeme, bu ara karardan dönerek 18/4/2014 tarihinde davanın kabulüne karar vermiştir. Mahkeme ek 1 Tablonun (2) numaralı sütununda belirtilen alacakların dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, davalının rüşvet verilerek ilk tütün fiyatının yüksek belirlendiği iddiasının bir mahkûmiyet kararı söz konusu olmadığı için ispatlanamadığı belirtilmiştir. Mahkeme, buna karşın alınan Bilirkişi Kurulu raporuna göre tütünlerin yanlış istif, nakil ve saklama neticesinde kalitesinin düştüğünün tespit edildiğine dikkat çekmiş; bu raporu hükme esas almıştır. Mahkeme, başvurucuların alacağının güncellenmesi talebi yönünden ise yargılamada geçen sürede enflasyon karşısında dava tarihine göre belirlenen alacağın "gülünç hâle geldiğini" kabul etmiş ancak bu talebin olumlu karşılanamayacağı sonucuna varmıştır.
18. Başvurucular 10/11/2014, 12/11/2014, 14/11/2014, 19/11/2014 ve 23/2/2015 tarihlerinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
19. Temyiz edilen hüküm, Dairenin 8/12/2014 tarihli ilamıyla vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanmıştır. Karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 16/4/2015 tarihli ilamıyla reddedilmiştir.
20. Bakanlık, başvuruculardan bazılarının makul sürede yargılanma hakkı yönünden İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna (Komisyon) başvurduklarını ifade etmiştir. Bunun üzerine Komisyona yapılan başvuruların akıbeti Bakanlıktan sorulmuş, gelen yazı cevabı ekinde Komisyon kararları gönderilmiştir. Buna göre Komisyon 27/10/2014, 20/11/2014 ve 18/3/2015 tarihlerinde daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) konu ile ilgili bir başvurularının olmadığı gerekçesiyle başvurucuların tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
21. Konu hakkında ilgili hukuk için bkz. Ferda Yeşiltepe [GK], B. No: 2014/7621, 25/7/2017, §§ 25-31; ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti. [GK], B. No: 2014/2267, 21/12/2017, §§ 32-43.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 9/1/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü
23. Başvurucular, TEKEL'e sattığı ürünlerin tam karşılığını alamadıkları için tazminat davasını açtıklarını ve bu davanın lehlerine sonuçlandığını belirtmişlerdir. Ancak başvurucular, yargılamanın uzun sürdüğünü ve belirtilen süreçte ülkedeki yüksek enflasyon nedeniyle geç kavuştukları alacaklarının değer kaybına uğradığından yakınmışlardır. Başvuruculara göre, ister döviz kurları ve isterse de enfasyon oranlarına göre karşılaştırma yapıldığında dava tarihine göre belirlenen alacağın değer kaybına uğradığı açıkça ortadadır. Başvurucular, bu gerekçelerle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
24. Bakanlık görüşünde, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurucuların iddiaları yönünden bir görüş bildirilmemiştir.
2. Değerlendirme
25. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa’nın 35. maddesi şöyledir:
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
26. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Kabul Edilebilirlik Yönünden
i. Mülkün Varlığı
27. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden şikâyet eden bir kimse, önce böyle bir hakkının var olduğunu kanıtlamak zorundadır (Mustafa Ateşoğlu ve diğerleri, B. No: 2013/1178, 5/11/2015, §§ 49-54).
28. Anayasa'nın 35. maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20). Bu bağlamda mülk olarak değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmayan menkul ve gayrimenkul mallar ile bunların üzerinde tesis edilen sınırlı ayni haklar ve fikrî hakların yanı sıra icrası kabil olan her türlü alacak da mülkiyet hakkının kapsamına dâhildir (Mahmut Duran ve diğerleri, B. No: 2014/11441, 1/2/2017, § 60).
29. Başvuru konusu olayda başvurucular, anılan Mahkeme kararıyla hükmedilen alacaklarının mülk teşkil ettiğini ve bu alacakların ise davanın açıldığı 1995 yılından ödemenin yapıldığı 2015 yılına kadar devam eden dönemdeki yüksek enflasyon sebebiyle değer kaybına uğradığını belirterek mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedirler. Başvurucular zararlarının tazmini istemiyle dava açmışlar, yapılan yargılama neticesinde başvurucuların dava tarihi itibarıyla davalı TEKEL'den alacakları olduğuna hükmedilmiştir. Bu hüküm Yargıtayca onanmış ve karar düzeltme istemi de reddedilmekle kesinleşmiştir. Bu bağlamda Mahkeme kararıyla nihai olarak tespit edilmiş olan söz konusu alacakların belirli ve icra edilebilir niteliği gereği mülkiyet hakkı kapsamında olduğu değerlendirilmektedir.
30. Dolayısıyla Mahkeme kararıyla tespit edilen söz konusu alacaklar yönünden başvurucuların Anayasa'nın 35. maddesi anlamında mülkiyet haklarının mevcut olduğu kuşkusuzdur.
ii. Müdahalenin Varlığı ve Türü
31. Başvuru konusu olayda başvurucuların alacaklarının değer kaybına uğratılarak ödenmesinin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği kuşkusuzdur. Başvurucuların alacaklarına geç kavuşmuş olmalarının mülkiyetten yoksun bırakılması niteliği taşımadığı ve müdahalenin mülkiyetin kontrolü veya düzenlenmesi amacıyla da yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin "mülkiyetten barışçıl yararlanma" ilkesine ilişkin birinci kural çerçevesinde incelenmesi gerekir.
c. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı
i. Genel İlkeler
32. Mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için kanuna dayanması, kamu yararı amacı taşıması ve ayrıca ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerekmektedir(Recep Tarhan ve Afife Tarhan, B. No: 2014/1546, 2/2/2017, § 62). Ölçülülük ilkesi gereği kişilerin mülkiyet hakkının sınırlandırılması hâlinde elde edilmek istenen kamu yararı ile bireyin hakları arasında adil bir dengenin kurulması gerekmektedir. Bu adil denge, başvurucunun şahsi olarak aşırı bir yüke katlandığının tespit edilmesi durumunda bozulmuş olacaktır (Arif Güven, B. No: 2014/13966, 15/2/2017, § 58). Müdahalenin ölçülülüğünü değerlendirirken Anayasa Mahkemesi; bir taraftan ulaşılmak istenen meşru amacın önemini ve diğer taraftan müdahalenin niteliğini, başvurucunun ve kamu otoritelerinin davranışlarını da gözönünde tutarak başvurucuya yüklenen külfeti dikkate alacaktır (Arif Güven, § 60).
33. Anayasa Mahkemesi; kanun koyucunun bir hak olarak öngördüğü veya kamu borcu hâline gelmiş ödemelerin geç yapılması nedeniyle mağdur olunduğu iddiasıyla yapılan başvurularda, alacakta veya hakka konu bedelde meydana gelen değer aşınmalarının başvurucular üzerinde orantısız bir yük oluşturması hâlinde mülkiyet hakkının ihlaline karar vermiştir (Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013; Akel Gıda San. ve Tic. A.Ş., B. No: 2013/28, 25/2/2015; Ferda Yeşiltepe, §§ 63-76). Anayasa Mahkemesi ayrıca, mahkemelerce hükmedilen alacak veya tazminatların yargılamada geçen süre nedeniyle enflasyon karşısında aşırı ölçüde değer kaybettiği başvurularda da ölçülülük yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (Abdulhalim Bozboğa, B. No: 2013/6880, 23/3/2016, §§ 48-66; ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti., §§ 69-82).
ii. İlkelerin Olaya Uygulanması
34. Başvurucuların tütün satış sözleşmesi çerçevesinde zararlarının tazmini istemiyle açtıkları davalar Mahkemece 18/4/2014 tarihinde kabul edilmiş, temyiz üzerine hüküm Yargıtay 13. Hukuk Dairesince 8/12/2014 tarihinde onanmıştır. Buna göre derece mahkemelerince; başvurucuların tütünlerinin TEKEL tarafından yapılan nakil, istifleme ve muhafaza sırasında zarar gördüğü tespit edilmiş ve uğradıkları zararın karşılığı olarak ekli (1) numaralı tablonun (2) numaralı sütununda belirtilen alacaklarının TEKEL'den tahsili gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak başvurucuların bu alacaklarının tespit edilmiş olması tek başına başvurucuların mağdur sıfatlarını ortadan kaldırmamaktadır. Başvurucuların mağdur sıfatlarının ortadan kalkması için ileri sürülen ihlalin hem zamanı hem de mağdurun bu hakkı kullanamadığı süre gözönüne alınarak telafi edilmesi gerekmektedir.
35. Yukarıda da değinildiği üzere Anayasa Mahkemesinin daha önce gerek norm denetimi kapsamında gerekse de bireysel başvuru kapsamında verdiği çeşitli kararlarında alacakların da mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, alacakların geç ödenmesi hâlinde enflasyon oranları altında olmayan bir faiz ödenmesinin gerek bireyin hakları ve gerekse kamu düzeni bakımından zorunlu olduğu belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi bu bağlamda kişilerin mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen alacaklarının makul olmayan bir sebeple geç ödenmesi yüzünden değer kaybına uğratılmasının mülkiyet hakkının ihlaline yol açtığını kabul etmiştir (bkz. §§ 32-33).
36. Başvuru konusu olayda derece mahkemelerince, başvurucuların açtıkları dava tarihleri itibarıyla söz konusu alacağa hak kazandıkları belirlenmiştir. Başvurucuların karar tarihinden sonra bu alacaklarının tahsil edilemediği veya yargılama sonrası geç tahsil edildiği gibi bir şikâyetleri ise bulunmamaktadır. Başvurucuların somut olay bakımından şikâyeti, yargılama sürecinde ülkede yaşanan enflasyonist ortamda işletilen yasal faize rağmen alacaklarının değer kaybettiğine ilişkindir. Dolayısıyla bu şikâyetle sınırlı olarak alacağa hak kazanıldığı dava tarihleri ve alacağın icra edilebilir hâle geldiği kararın verildiği tarih arasındaki döneme göre değerlendirme yapılmalıdır.
37. Merkez Bankası verilerine göre belirtilen dönemde (Nisan/1995-Nisan/2014) enflasyonda meydana gelen artış oranı %12.076,12'dir. Bu itibarla söz konusu verilere göre alacağa hak kazanıldığı 1995 yılı Nisan ayındaki 100 TL'nin davada verilen hükmün kesinleştiği 2014 yılı Nisan ayı itibarıyla enflasyon karşısında değer kaybı giderilmiş karşılığı 12.176,12 TL'dir. Ekli (1) numaralı tabloda başvurucular lehine hükmedilen alacağın değer kaybına ilişkin bilgiler ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Buna göre uygulanan yasal faize rağmen aynı dönemde enflasyonun yaklaşık %10.000-11.000 civarında oranında arttığı, diğer bir deyişle başvurucuların alacaklarının %1'inden bile daha az bir miktara düşerek enflasyon karşısında bu alacakların önemli ölçüde değer kaybına uğradığı görülmektedir (bkz. ek 1 Tablo (6 ve 7) numaralı sütunlar).
38. Diğer taraftan kural olarak kişilerin kamudan olan alacaklarının herhangi bir yargısal sürece veya icra takibine gerek olmadan ödenmesi beklenir. Somut olayda ise başvurucunun alacağının geç ödenmesinin makul bir gerekçesi mevcut olmadığı gibi, derece mahkemelerinin geriye dönük olarak tespit ettiği başvurucunun alacağını kamu makamlarının ancak yapılan yargılama sonucu ödeyebildiği ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle yine kamu makamlarının yarar sağlamış olduğu anlaşılmaktadır (Benzer yönde bkz. ANO İnşaat ve Ticaret Ltd. Şti., § 80).
39. Sonuç olarak başvurucuların mülkiyet hakkı kapsamındaki alacaklarının enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratıldığı anlaşılmakla başvuruculara şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiği kanaatine varılmıştır. Bu sebeple somut olay bakımından kamunun yararı ile başvurucuların mülkiyet haklarının korunması arasında bulunması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu ve müdahalenin ölçülü olmadığı değerlendirilmiştir.
40. Açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
41. Başvurucular, makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
42. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
43. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih, sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 50, 52).
44. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
45. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olaydaki yaklaşık 20 yıllık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
46. Açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
47. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
48. Başvurucular, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
49. Başvuruda mülkiyet ve makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
50. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında -yargılamadaki taraf sayısı ve başvurucular Halil Yönden ve Kemal Özay'ın başvuru devam ederken vefatları nedeniyle mirasçı sayıları da gözetilerek- başvuruculara ayrı ayrı ekli (2) numaralı tabloda gösterilen miktarlarda manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
51. Mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle maddi zararları karşılığında başvuruculara ayrı ayrı ekli (2) numaralı tabloda gösterilen miktarlarda maddi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
52. Dosyadaki belgelerden tespit edilen başvurucuların yatırdıkları 206,10 TL harç bedelinin başvurucular Yıldız Özay ve Müjde Özay'a müştereken ödenmesine; yine 206,10 TL harç bedelinin Eslihan Yönden, Selbinez Küçük, Nurten Yazal, Petek Yılmaz, Muhammed Hanifi Yönden, Fatma Yönden, Yılmaz Yönden ve Recep Yönden'e müştereken ödenmesine; 226,90 TL harç bedelinin başvurucular Mehmet Sabri Avcu, Cemil Özdemir, Mehmet Asım Demir, Mehmet Çaldır ve Nimet Salgut'a ayrı ayrı ödenmelerine; diğer başvuruculara ise yatırdıkları 206,10 TL tutarındaki harç bedellerinin ayrı ayrı ödenmelerine karar verilmesi gerekir. Ayrıca başvurucular kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden 1.980 TL vekâlet ücretinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. 1. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara ekli (2) numaralı tabloda belirtilen miktarlarda ayrı ayrı manevi ve maddi tazminat ÖDENMESİNE,
D. 1. 206,10 TL harç bedelinin başvurucular Yıldız Özay ve Müjde Özay'a MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE; ayrıca 206,10 TL harç bedelinin Eslihan Yönden, Selbinez Küçük, Nurten Yazal, Petek Yılmaz, Muhammed Hanifi Yönden, Fatma Yönden, Yılmaz Yönden ve Recep Yönden'e MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE; 226,90 TL harç bedelinin başvurucular Mehmet Sabri Avcu, Cemil Özdemir, Mehmet Asım Demir, Mehmet Çaldır ve Nimet Salgut'a AYRI AYRI ÖDENMELERİNE; diğer başvuruculara ise yatırdıkları 206,10 TL tutarındaki harç bedellerinin AYRI AYRI ÖDENMELERİNE,
2. 1.980 TL vekâlet ücretinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.1995/111, K.2014/348) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 9/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
TABLO: EK 1
(ALACAĞIN DEĞER KAYBI İLE İLGİLİ HESAP TABLOSU)
(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
Sıra No.
Başvurucu
Asıl Alacak (TL)
Enflasyona Göre Güncellendiğinde Asıl Alacak (TL)
Değer Kaybını Telafi Edecek Fark (TL)
İşlemiş Faiz
Reel Değer Kaybı (TL)
Oransal Artış (%)
1.
Abdulkerim Tanış
121,62
14.808,60
14.687
665
14.022
11.530
2.
Abdulkuddus Yaşar
127,56
15.531,86
15.404
697
14.707
3.
Abdullah Baykut
223,96
27.269,64
27.046
1.224
25.822
4.
Adil Yıldız
105,29
12.820,24
12.715
575
12.139
5.
Ahmet Abay
131,23
15.978,72
15.847
717
15.130
6.
Ahmet Altın
138,73
15.012,24
14.874
742
14.131
10.186
7.
Alaeddin Sönmez
59,44
7.237,49
7.178
325
6.853
8.
Atilla Yetkin
119,33
14.529,76
14.410
652
13.759
9.
Aydın Erten
106,61
12.980,96
12.874
582
12.292
10.
Bayram Arğun
92,56
11.270,22
11.178
506
10.672
11.
Bülent Yetkin
104,05
12.669,25
12.565
568
11.997
12.
Cemil Özdemir
131,45
16.005,51
15.874
718
15.156
13.
Derviş Yaman
126,56
15.410,10
15.284
692
14.592
14.
Emin Abay
131,08
15.960,46
15.829
716
15.113
15.
Erkan Acer
153,53
18.113,41
17.960
834
17.126
11.155
16.
Felemez Arğun
92,13
11.217,86
11.126
504
10.622
17.
Ferik Balkaya
100,47
12.233,35
12.133
549
11.584
18.
Fesih Sayan
151,92
18.497,96
18.346
830
17.516
19.
Fikret Balkaya
113,43
13.811,37
13.698
620
13.078
20.
İhsan Gizlenci
103,44
12.594,98
12.492
565
11.926
21.
İsmail Sönmez
108,33
13.190,39
13.082
592
12.490
22.
İsmet Çiftçi
135,78
16.532,74
16.397
15.655
23.
Kemal Altay
42,24
5.143,19
5.101
231
4.870
24.
Maşallah Balkaya
111,83
13.616,56
13.505
611
12.894
25.
Mehmet Asım Demir
109,19
12.882,20
12.773
595
12.178
11.153
26.
Mehmet Baki Yıldırgan
128,44
15.639,01
15.511
702
14.809
27.
Mehmet Çaldır
137,41
16.731,21
16.594
750
15.843
28.
Mehmet Fesih Karakaya
107,53
13.092,98
12.985
588
12.398
29.
Mehmet Gürbüz
54,78
6.670,08
6.615
299
6.316
30.
Mehmet Sabri Avcu
75,62
9.207,58
9.132
413
8.719
31.
Musa Oran
75,24
9.161,31
9.086
411
8.675
32.
Mustafa Sağlam
122,48
14.913,31
14.791
669
14.121
33.
Necdet Yıldırım
135,08
16.447,50
16.312
738
15.574
34.
Nimet Salgut
106,96
11.574,35
11.467
572
10.895
35.
Niyazi Acer
93,95
11.439,46
11.346
514
10.832
36.
Ramazan Yavuz
139,82
17.024,65
16.884
764
16.120
11.529
37.
Recep Bağator
28,09
3.420,27
3.392
154
3.239
38.
Selahattin Gürbüz
35,68
4.344,44
4.309
195
4.114
39.
Selami Gizlenci
93,92
11.435,81
11.342
513
10.829
40.
Süphan Özkan
113,93
13.872,25
13.758
623
13.136
41.
Yavuz Tanış
59,03
6.387,75
6.329
316
6.013
42.
Yusuf Şakar
139,15
16.943,07
16.804
761
16.043
43.
Zülküf Sönmez
53,45
6.508,14
6.455
292
6.163
44.
Kemal Özay mirasçıları
137,82
16.259,95
16.122
749
15.373
45.
Halil Yönden mirasçıları
58,06
7.069,46
7.011
317
6.694
*Alacağa hak kazanıldığı dava tarihleri şöyledir: 8, 9, 11 ve 27 numaralı dosyada 19/4/1995; 25 numaralı dosyada 2/5/1995; 15 ve 44 numaralı dosyalarda 23/5/1995; 6, 34 ve 41 numaralı dosyalarda 31/8/1995; diğer dosyalarda ise 14/4/1995 tarihleri.
** Yargılama geçen değer kaybına esas alınan alacağın icra edilebilir hale geldiği mahkeme karar tarihi ise 18/4/2014 tarihidir.
TABLO: EK 2
(MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TABLOSU)
Maddi Tazminat (TL)
Manevi Tazminat (TL)
1
14. 022
17. 550
2
14. 707
3
25. 822
4
12. 139
5
15. 130
6
14. 131
7
6. 853
8
13. 759
9
12. 29
10
10. 672
11
11. 997
12
15. 156
13
14. 592
14
15. 113
15
17. 126
16
10. 622
17
11. 584
18
17. 516
19
13. 078
20
11. 926
21
12. 490
22
15. 655
23
4. 870
24
12. 894
25
12. 178
26
14. 809
27
15. 843
28
12. 398
29
6. 316
30
8. 719
31
8. 675
32
14. 121
33
15. 574
34
10. 895
35
10. 832
36
16. 120
37
3. 239
38
4. 114
39
10. 829
40
13. 136
41
6. 013
42
16. 043
43
6. 163
44
Müjde Özay
7. 687
8. 775
45
Yıldız Özay
46
Eslihan Yönden
837
2. 194
47
Fatma Yönden
48
Muhammed Hanif Yönden
49
Nurten Yazal
50
Petek Yılmaz
51
Recep Yönden
52
Selbinez Küçük
53
Yılmaz Yönden