logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Nuriye Aladağ [1.B.], B. No: 2014/18685, 24/1/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NURİYE ALADAĞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/18685)

 

Karar Tarihi: 24/1/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Şermin BİRTANE

Başvurucu

:

Nuriye ALADAĞ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, müşterek çocukların velayetlerinin anneleri yerine babalarına verilmesi nedeniyle ebeveyn ve çocuğun menfaatleri arasında adil bir dengenin kurulamadığından bahisle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 24/11/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü sunmuştur.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu ve eşi İ.E., Denizli 2. Aile Mahkemesinde anlaşmalı olarak boşanma davası açmışlardır. Tarafların 17/2/2006 doğum tarihli bir kız ve 22/2/2007 doğum tarihli bir erkek çocukları vardır.

10. Boşanma davası devam etmekteyken anne ve babanın çocuklara bakacak durumda olmadıklarını beyan etmeleri üzerine 14/4/2011 tarihinde müşterek çocuklar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Denizli Çocuk Yuvasına (Kurum) yerleştirilmiştir.

11. Denizli 2. Aile Mahkemesinin 10/6/2011 tarihli ilamı ile taraflar anlaşmalı olarak boşanmışlar, çocukların velayetleri başvurucu anneye verilmiştir. Bu karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 30/4/2012 tarihli ilamı ile onanmıştır. Ancak başvurucu, geliri ve sosyal güvencesinin olmaması nedeniyle müşterek çocukları yanına alamamış, çocuklar Kurum gözetiminde kalmaya devam etmiştir.

A. Tedbir Kararının Kaldırılmasına İlişkin Süreç

12. Başvurucu 2/11/2011 tarihinde Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) aracılığıyla İstanbul iline taşındığını ve bir başka kişiyle imam nikâhlı olarak evlendiğini, yaşamını düzene koyduğundan artık çocuklarını yanına almak istediğini belirten dilekçe sunmuştur.

13. Kurum tarafından 2/2/2012 tarihinde Denizli Çocuk Mahkemesine (Mahkeme) başvurularak çocuklar hakkındaki bakım tedbirinin kaldırılması ve çocukların anneleri olan başvurucuya teslim edilmesi talep edilmiştir.

14. Mahkemece, çocukların bakımı konusunda başvurucunun yaşadığı ev ve sosyal çevresinin uygun olup olmadığının değerlendirilmesi için sosyal inceleme raporu alınmasına karar verilmiştir.

15. SHÇEK Genel Müdürlüğü Sultanbeyli 75. Yıl Toplum Merkezi Müdürlüğü sosyal çalışmacı tarafından hazırlanan 9/1/2012 tarihli raporda, çocuklar hakkındaki tedbir kararının kaldırılarak çocukların anneleri olan başvurucuya tesliminin uygun olacağı kanaati bildirilmiştir. Raporda, başvurucunun imam nikâhlı olarak evlenmiş ve hamile olduğu, İ.E. ile olan boşanma davasının hâlen temyiz aşamasında devam etmesi sonucu resmî nikâhın henüz yapılamadığı belirtilmiştir. Raporda, başvurucunun ilkokul mezunu, ev hanımı olduğu, sık sık telefon yoluyla çocuklarıyla görüştüğü, onlardan ayrı olduğu için üzüldüğü, çocuklarını yanına almayı çok arzu ettiği ifade edilmiştir. Başvurucunun evlendiği kişinin asgari ücretle güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, düzenli gelirinin bulunduğu, başvurucunun çocuklarını yanına almasını kendisinin de istediği, ayrıca oturdukları konutun kira olup bir ailenin temel gereksinimlerini karşılayabilecek yeterlikte olduğu bildirilmiştir.

16. SHÇEK Genel Müdürlüğü Denizli Çocuk Yuvası Müdürlüğü sosyal çalışmacısı tarafından hazırlanan 25/1/2012 tarihli sosyal inceleme raporunda da çocukların annelerine tesliminin uygun olacağı belirtilmiştir. Raporda, hamallık ve inşaat işçiliği yaparak geçimini sürdüren baba İ.E.nin Denizli'de ikamet ettiği, her hafta çocukları ziyaret ettiği, çocuklarla yakından ilgilendiği vurgulanmıştır. Bununla birlikte babanın yalnız yaşamakta olması ve çalışması nedeniyle çocuklarını bırakabileceği veya bakımlarını yaptırabileceği imkânlara sahip olmadığı ifade edilmiştir. Başvurucunun ise çocukların Kurum bakımına alındığı ilk zamanlarda eşinden boşanmış ve aile desteğinden yoksun olması, geliri ve sosyal güvencesinin olmaması nedeniyle çocuklarını düzenli olarak arayıp sormadığı, ancak İstanbul'da yeni bir yuva kurup düzenli yaşam sürmeye başladıktan sonra çocukları ile daha yakından ilgilendiği, üç dört defa ziyaretlerine geldiği, sık sık telefon ettiği, çocuklarını yanına almakta çok istekli olduğunun gözlendiği belirtilmiştir. Raporda ayrıca çocukların yoğun ilgi, sevgi ve şefkate muhtaç bir dönemde oldukları, anne babanın her ikisinin de ilgilerinden çok mutlu oldukları, herhangi bir ayrım yapmadan onlarla birlikte yaşamak arzusu içinde oldukları belirtilmiş, çocukların anne yanında bakımlarının sürdürülmesinin daha uygun olacağı kanaati bildirilmiştir.

17. Ayrıca, Mahkeme bünyesinde görev yapan pedagog uzmandan rapor istenilmiştir. 11/4/2012 tarihli raporda babanın beyan ettiği gelir doğru ise ev koşullarının çocukların kalması için yeterli olduğu ve kabul etmesi durumunda çocukların babaya teslim edilmesinin uygun olacağı; aynı şekilde çocukların anne yanına verilmelerinin de sağlıklı bir şekilde yetişmeleri açısından olumlu olacağı belirtilmiştir.

18. Denizli Çocuk Mahkemesi, baba İ.E.nin beyanını dinlemiştir. Baba İ.E., yakında evleneceğini, çocukları aldığında kendi annesi ve babasının da yanına taşınacağını beyan etmiştir.

19. Talimat yoluyla beyanı alınan başvurucu ve imam nikâhlı eşi, çocukları yanlarına almak istediklerini, ekonomik ve sosyal durumlarının da müsait olduğunu ifade etmişlerdir.

20. Mahkeme ayrıca 1/6/2012 tarihli duruşmada çocukların da beyanlarını dinlemiştir. Çocuklar, annelerinin iki kez kendilerini görmeye geldiğini, babalarının işi olmayınca her gün kendilerini ziyaret ettiğini, babalarının yanında kalmak istediklerini, annelerine gitmek istemediklerini söylemişlerdir.

21. Mahkeme, 13/7/2012 tarihli kararıyla çocuklar hakkındaki bakım tedbirinin kaldırılmasına ve çocukların babalarına teslim edilmesine hükmetmiştir. Karar gerekçesinde, annenin çocuklarını bırakarak Denizli'den ayrıldığı, birlikte yaşadığı kişi ile evlenip evlenmeyeceğinin belli olmadığı, hamile olduğu dikkate alındığında kendi hayatını bir düzene koymamış bulunması dikkate alındığında çocukların belirsizliğe sürüklenmesinin gelişimlerini sekteye uğratacağı belirtilmiştir. Babanın çocukları yanına almak için evlenmek, köydeki ana babasını yanına getirmek gibi birtakım yeni çarelere başvurması ve çocukların da babalarının yanında yaşamak istediklerini beyan etmeleri karşısında çocukların isteği dikkate alınarak babalarına verilmelerinin uygun görüldüğü ifade edilmiştir. Ayrıca, bir yıl süreyle üçer aylık dönemlerde baba İ.E. hakkında sosyal inceleme raporu aldırılarak babanın söylediklerini yerine getirip getirmediğinin, çocukların bakımının gereği gibi yürütülüp yürütülmediğinin gözlenmesine hükmedilmiştir.

22. Başvurucu karara itiraz etmiştir. Aydın Çocuk Mahkemesinin 24/9/2012 tarihli kararıyla başvurucunun itirazı reddedilmiştir.

B. Velayetin Değiştirilmesi Davasına İlişkin Süreç

23. Müşterek çocukların babaları, çocukların velayetlerinin kendisine verilmesi için 28/5/2012 tarihinde Denizli 1. Aile Mahkemesinde dava açmıştır.

24. Mahkeme tanık beyanları dinlemiş, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını araştırmış, önceki davalara ait dosyaları incelemiştir. Ayrıca Mahkeme sosyal hizmet uzmanı ve psikologdan tarafların ve çocukların durumuna dair bilirkişi raporu alınmasına karar vermiştir.

25. Uzman psikolog tarafından düzenlenen 6/11/2012 tarihli bilirkişi raporunda, çocukların babası İ.E.nin Denizli ilinde oturduğu, evde annesi babası ve iki çocuğu ile birlikte yaşadığı, evin dört odadan oluştuğu, çocuklar için düzenlenmiş özel bir odanın bulunduğu, ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ev eşyalarının temin edildiği, eşyaların kullanışlı -rahat ve temiz- olduğu bildirilmiştir.

26. Anılan rapora göre psikolog tarafından müşterek çocuklarla da görüşme yapılmıştır. Rapora göre çocuklar babalarıyla yaşamaktan mutlu olduklarını, babalarının kendilerine iyi davrandığını, ilkokul birinci sınıfa gittiklerini, okula bazen babalarının bazen de babaannelerinin götürdüğünü söylemişlerdir.

27. Söz konusu raporda çocukların mevcut ortamında mutlu olduğu, herhangi bir ihmale maruz kalmadıkları, öz bakımlarının temiz olduğu, bakım ve gözetimlerinin baba İ.E. ve babaanneleri tarafından yeterli şekilde sağlandığı belirtilmiştir. Baba İ.E.nin velayeti almayı ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek için yoğun istek içinde olduğunun çocukların da babaları ile birlikte yaşamak istediklerinin gözlendiği ifade edilmiştir.

28. Mahkemece görevlendirilen uzman pedagog tarafından çocukların annesi olan başvurucu ile yapılan görüşme sonucunda düzenlenen 4/1/2013 tarihli bilirkişi raporunda ise başvurucunun İstanbul ilinde iki oda bir salondan oluşan bir dairede oturduğu, evin bir ailenin temel gereksinimlerini karşılayabilecek yeterlilikte eşyaya sahip olduğu bildirilmiştir. Başvurucunun çocuklarını çok özlediğinin gözlemlendiği, çocukların velayetini almak konusunda kararlı bir tutum sergilediği belirtilmiştir. Başvurucunun çocukları konusunda her türlü fedakarlığa hazır bir anne profilinde olduğunun gözlemlendiği, ancak çocukların babalarının yanında olması sebebiyle anne ve çocuklar arasındaki iletişim ve etkileşim konusunda gözlem yapılamadığı ifade edilmiştir.

29. Denizli 1. Aile Mahkemesince verilen 21/5/2013 tarihli kararla davanın kabulü ile velayetin başvurucudan alınarak davacı babaya verilmesine hükmedilmiştir. Ayrıca başvurucunun kararda belirtilen tarihlerde çocuklarını yanına alarak görüşebileceği şekilde şahsi ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

30. Karar gerekçesinde tarafların boşanma davası sonucunda müşterek çocukların velayetinin başvurucuya verilmiş olduğu, ancak başvurucunun çocukları almadığı ve SHÇEK'ye yerleştirdiği, daha sonra Denizli Çocuk Mahkemesinin 13/7/2012 tarihli kararıyla çocukların davacı babaya teslim edildiği belirtilmiştir. Kararda, sosyal inceleme raporlarında her iki tarafın da velayet yönünden uygun olduğunun belirtildiği, ancak annenin velayeti tarafına verilen çocukları almadığı, annenin velayet görevini yerine getirmediği, çocukların da babalarının yanında kalmak istediklerini beyan ettikleri görüldüğünden velayetin başvurucudan alınarak davacı babaya verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

31. Bu karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12/5/2014tarihli ilamıyla onanmıştır. Karar düzeltme talebi aynı Dairenin 22/9/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

32. Söz konusu karar başvurucuya 24/10/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

33. Başvurucu 24/11/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

34. 22/11/2007 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun "Hâkimin takdir yetkisi" kenar başlıklı 182. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:

"Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.

 Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır."

35. 4721 sayılı Kanun’un "Durumun değişmesi" kenar başlıklı 183. maddesi şöyledir:

"Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır."

36. 4721 sayılı Kanun’un "Kural" kenar başlıklı 323. maddesi şöyledir:

"Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir."

37. 4721 sayılı Kanun’un "Ana veya babanın yeniden evlenmesi hâlinde" kenar başlıklı 349. maddesi şöyledir:

"Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir."

B. Uluslararası Hukuk

38. AİHM'e göre anne-baba ve çocukların birlikte yaşama hakkı aile hayatının esaslı bir unsuru olup anne ve baba arasındaki ilişkinin sona ermesi durumunda, hukuksal düzenlemelerden kaynaklanan ve bu ilişkiyi kısıtlayan ya da engelleyen tedbirler, aile hayatına saygı hakkına bir müdahale oluşturur (Hoppe/Almanya, B. No: 28422/95, 5/12/2002, § 44; Johansen/Norveç, B. No: 17383/90, 7/8/1996, § 52; Elsholz/Almanya, B. No: 25735/94 13/7/2000, § 43).

39. AİHM'e göre aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki negatif ve pozitif yükümlülükler arasındaki sınırları kesin biçimde tanımlamak mümkün değildir. İlgili makamlar her iki yükümlülük çerçevesinde belirli bir takdir alanına sahiptir ve her iki yükümlülük kapsamında da benzer ilkelerin gözönünde bulundurulması, özellikle her iki durumda da kamusal makamlarca olayın bağlamı ve müdahalenin türüne göre birey menfaatleri ile toplum menfaatleri ve çocuk ile ebeveyn menfaatleri arasında adil bir denge kurulmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. AİHM'e göre bu dengenin tesisinde niteliği gereği çocuğun menfaatlerine özel bir önem verilmelidir (Hokkanen/Finlandiya, B. No: 19823/92, 23/9/1994, § 55; Hoppe/Almanya, § 49).

40. AİHM, ebeveynin çocuk ile birlikte yaşamaya devam etmesinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 8. maddesinin birinci paragrafı kapsamında aile hayatının temel bir unsurunu oluşturduğunu vurgulamaktadır. Sözleşme’nin 8. maddesi, ebeveynin çocuğu ile yeniden birleşmesini sağlayacak önlemlerin alınmasını talep etme hakkının yanı sıra ulusal makamların bu önlemleri alma yükümlülüğünü de kapsamaktadır. Bu husustaki belirleyici husus, ulusal makamların uygulamadaki mevzuat ya da mahkeme kararlarıyla ebeveyne tanınan velayet, ziyaret ya da birlikte yaşama hakkının icrasını kolaylaştırmada kendilerinden beklenilen bütün makul önlemleri alıp almadığıdır (Hokkanen/Finlandiya, § 55).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

41. Mahkemenin 24/1/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

42. Başvurucu çocuklarının dava tarihinde altı ve yedi yaşlarında olduğunu, bu yaştaki çocukların kolayca etki altında kalabileceklerini, anne sevgisine ve şefkatine ihtiyaç duyduklarını belirtmiştir. Mahkemenin, sosyal inceleme raporuna göre çocukların babalarının yanında kalmak istediklerini gerekçe göstererek velayeti babaya vermesinin yanlış olduğunu ileri sürmüştür. Çocukların babasının hamallık yaptığını, iş saatlerinin belli olmadığını, babaannenin ise yaşlı olup çocuklara gereği gibi bakamayacağını, çocuklara bakmanın kendisinin görevi ve hakkı olduğunu ifade etmiştir. Bu nedenlerle başvurucu aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

43. Bakanlık görüşünde, başvurucunun şikâyetlerinin ilk derece mahkemesi kararında yer alan tespit ve sonuçların keyfîlik içermediği belirtilmiştir.

B. Değerlendirme

44. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).

45. Velayet hakkına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklar, adil yargılanma hakkının ihlali iddialarına sıklıkla konu olmakla birlikte sürecin ivedi olarak yürütülmesi de dâhil olmak üzere ilgili prosedürlere ilişkin işlem ve eylemlerin aile hayatına saygı hakkı bağlamında meydana getirdiği sonuçlar dikkate alındığında söz konusu iddiaların aile hayatına saygı hakkı bağlamında ele alınması uygun görülmektedir (Marcus Frank Cerny [GK], B. No: 2013/5126, 2/7/2015, § 82; M.M.E. ve T.E., B. No: 2013/2910, 5/11/2015, § 137).

46. Anayasa’nın 20. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz."

47. Anayasa’nın "Ailenin korunması ve çocuk hakları" kenar başlıklı 41. maddesi şöyledir:

"Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.

Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.

Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır."

48. Aile hayatına saygı hakkı kapsamında devlet için söz konusu olan yükümlülük, sadece belirtilen hakka keyfî surette müdahaleden kaçınmakla sınırlı olmayıp öncelikli olan bu negatif yükümlülüğe ek olarak aile hayatına etkili bir biçimde saygının sağlanması bağlamında pozitif yükümlülükleri de içermektedir. Söz konusu pozitif yükümlülükler, bireyler arası ilişkiler alanında olsa da aile yaşamına saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmasını zorunlu kılar (Murat Atılgan, B. No: 2013/9047, 7/5/2015, § 26).

49. Ebeveyn ile çocukların birlikte yaşama istekleri, aile hayatının vazgeçilmez bir unsuru olup anne ve baba arasında ortak yaşamın kurulamaması veya hukuken ya da fiilen sona ermiş olması aile hayatını ortadan kaldırmaz. Ebeveyn ve çocuk arasındaki aile hayatının, anne ve babanın birlikte yaşamamaları veya ortak yaşama son vermelerinin ardından da devam edeceği açık olup anne, baba ve çocuğun aile hayatlarına saygı hakkı, belirtilen durumlarda ailenin yeniden birleştirilmesine yönelik tedbirleri de içermektedir. Söz konusu yükümlülük, ebeveyn veya diğer aile bireyleri arasındaki velayet ve kişisel ilişki tesisine ilişkin uyuşmazlıklar için de geçerlidir (Murat Atılgan, § 25).

50. Öte yandan, mevzuatın yorumlanmasıyla ilgili sorunları çözmek, öncelikle derece mahkemelerinin yetki ve sorumluluk alanındadır. Çocuğun üstün yararı başvuru konusu dava açısından en önemli unsur olup olayın tüm tarafları ile doğrudan temas hâlinde bulunan derece mahkemelerinin olayın koşullarını değerlendirmek açısından daha avantajlı konumda bulunduğu da tartışmasızdır. Anayasa Mahkemesinin rolü ise bu kuralların yorumunun Anayasa’ya uygun olup olmadığını belirlemekle sınırlıdır.Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, derece mahkemeleri tarafından izlenen usulü denetlemekte ve özellikle mahkemelerin kişisel ilişki kurulmasına ve velayete ilişkin mevzuat hükümlerini yorumlayıp uygularken Anayasa’nın 20. ve 41. maddelerindeki güvenceleri gözetip gözetmediğini incelemektedir (M.M.E. ve T.E., B. No: 2013/2910, 5/11/2015, § 135).

51. Başvuru konusu olayda Denizli 1. Aile Mahkemesince yapılan yargılamada müşterek çocukların velayetleri konusunda bir karar verebilmek amacıyla uzman raporları aldırıldığı, söz konusu uzmanlar tarafından çocuklarla birebir görüşmeler yapıldığı ve tarafların yaşam koşullarının değerlendirildiği görülmektedir. Gerekçeli kararda, çocukların babaları ve babaanneleri tarafından bakılıp gözetildiği belirtilerek çocukların ihmal edildiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığının vurgulandığı, çocukların babalarıyla birlikte yaşamak istedikleri yönündeki beyanlarına önem atfedildiği anlaşılmaktadır. Kararda, söz konusu uzman raporlarının değerlendirildiği, velayet kararında çocukların yüksek çıkarının dikkate alınması gerektiğine yönelik kurallar da gözönüne alınarak çocukların velayetlerinin babalarına verilmesine hükmedildiği görülmektedir.

52. Ayrıca dava neticesinde müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine hükmedilmesine karşın başvurucuyla çocuklar arasında belirli tarihlerde kişisel ilişki tesisine de hükmedildiği anlaşılmaktadır.

53. Başvuru konusu yargısal süreç bir bütün olarak değerlendirildiğinde, başvurucunun vekil ile kendisini temsil ettirdiği ve beyan ve itirazlarını sunabildiği, dolayısıyla yargılamaya katılımının sağlanmış olduğu görülmektedir. Mahkemece tarafların hukuki menfaatleri arasında bir dengeleme yapıldığı ve çocukların üstün yararı dikkate alınmak suretiyle velayet konusunda karar verildiği kanaatine ulaşılmıştır.

54. Bu durumda, yargısal makamlarca takdirlerinin gerekçelerinin ayrıntılı şekilde ortaya konduğu, gerekçelerin aile hayatına saygı hakkı bağlamında ilgili ve yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Kararlarda yer verilen tespit ve gerekçe itibarıyla aile hayatına saygı hakkı yönünden yargısal makamların takdir yetkilerinin sınırının aşılmadığı, dolayısıyla aile hayatına saygı hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.

55. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 24/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Nuriye Aladağ [1.B.], B. No: 2014/18685, 24/1/2018, § …)
   
Başvuru Adı NURİYE ALADAĞ
Başvuru No 2014/18685
Başvuru Tarihi 24/11/2014
Karar Tarihi 24/1/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, müşterek çocukların velayetlerinin anneleri yerine babalarına verilmesi nedeniyle ebeveyn ve çocuğun menfaatleri arasında adil bir dengenin kurulamadığından bahisle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Çocuk (velayet, kişisel ilişki, Lahey Sözleşmesi, koruma kararları) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4721 Türk Medeni Kanunu 182
183
323
349
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi