TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KADİR ÖZBAYAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/18969)
|
|
Karar Tarihi: 11/6/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
YusufŞevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Gülbin AYNUR
|
Başvurucu
|
:
|
Kadir
ÖZBAYAR
|
Vekili
|
:
|
Av.
Abdurrahman Levent KOÇER
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, idari işlemin iptali istemiyle açılan davanın hatalı
değerlendirme sonucu reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/12/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle
şöyledir:
6. Başvurucu, Şırnak'ta komando er olarak zorunlu askerlik
hizmetini yerine getirirken 7/7/1991 tarihinde terör örgütü mensupları ile
girilen çatışma esnasında başından yaralanmıştır.
7. Şırnak Devlet Hastanesinde ilk müdahalesinin
gerçekleştirilmesinin akabinde Diyarbakır Asker Hastanesine sevk edilen
başvurucu hakkında beyin cerrahi uzmanı tarafından düzenlenen sağlık raporunda;
başvurucunun hayati tehlike geçirmediği, uzuv zaafının olmadığı, yedi gün iş ve
gücüne mâni olacak şekilde yaralandığı belirtilmiştir.
8. Yapılan tedavinin ardından yeniden birliğine katılan
başvurucu 26/8/1991 tarihinde askerlik hizmet süresini tamamlayarak terhis
edilmiştir.
9. Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen
30/10/2008 tarihli sağlık kurulu raporunda başvurucunun posttravmatik stres bozukluğu, fobik
durum ve panik atak (askerlikte yoğun çatışmalara girmiş, yaralanmış, tedavi
ile düzelme yok) tanısına ve değerlendirmelerine istinaden %50
çalışma gücü kaybı olduğu tespit edilmiştir.
10. 17/5/2011 tarihinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi Asker
Hastanesi (GATA) Psikiyatri Kliniğine yatışı yapılan başvurucu, takibine karar
verilerek 23/6/2011 tarihinde taburcu edilmiştir. Başvurucu 26/4/2012 ile
10/5/2012 tarihleri arasında da GATA'da Psikiyatri Kliniğinde yatarak tedavi
görmüştür.
11. GATA tarafından düzenlenen 9/5/2012 tarihli sağlık kurulu
raporu ile başvurucu hakkında beyin
hastalığı hasarı ve disfonksiyonuna bağlı
tanımlanmamış organik kişilik ve davranış bozukluğu (organik nedenlere bağlı
ruhsal bozukluklar) tanısı nedeniyle "Askerliğe elverişli değildir." kararı
verilmiştir. Aynı raporda başvurucunun rahatsızlığının askerlik hizmetinde
yaşadığı travmaların sebep ve tesiri ile meydana geldiği değerlendirmesine de
yer verilmiştir.
12. Başvurucu 10/5/2012 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK)
başvurmuş ve9/5/2012 tarihli sağlık kurulu raporunu dayanak göstererek
kendisine vazife malulü aylığı bağlanması talebinde bulunmuştur.
13. SGK Sağlık Kurulunun 26/11/2012 tarihli raporunda, GATA
tarafından düzenlenen 9/5/2012 tarihli rapordaki hastalığın görevin neden ve
etkisiyle meydana gelmediği değerlendirmesinde bulunulmuştur. Söz konusu
değerlendirmeye dayanak olarak başvurucunun 7/7/1991 tarihinde uğradığı silahlı
saldırı sonrası askerî doktor tarafından düzenlenen kati raporda hayati tehlike
geçirmediğinin, uzuv zaafının olmadığının, yedi gün iş ve gücüne mâni olacak
şekilde yaralandığının belirtilmiş olması ve bunun dışında dosyada kranial (kafatası) ateşli silah yaralanmasını kesin olarak
belirleyebilecek hiçbir tıbbi belge bulunmaması gösterilmiştir. Organik
nedenlere bağlı ruhsal bozukluğun bünyesel hastalıklar sonucu oluştuğunun
anlaşıldığı belirtilen raporda, başvurucunun yirmi bir yıl önce sağlam olarak
terhis edilmesi, psikolojik hastalıkların sosyal, çevresel ve ailesel pek çok
etkenin bir arada olması sonucu ortaya çıkabileceği bilimsel gerçeği karşısında
rahatsızlığın tek başına askerlik dönemine bağlı olduğunu belirtmenin mümkün
olmadığı ifade edilmiştir.
14. SGK Vazife Malullüğü Tespit Kurulu 26/11/2012 tarihli sağlık
raporuna istinaden 19/2/2013 tarihinde başvurucunun vazife malulü olmadığına
karar vermiştir.
15. Başvurucu, vazife malulü olarak kabul edilmemesine ilişkin
işlemin iptali istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) dava açmıştır.
16. AYİM Üçüncü Dairesi (Mahkeme) 19/12/2013 tarihli ara kararı
ile GATA Profesörler Kurulundan;
i. Başvurucunun 7/7/1991 tarihinde ateşli silahla yaralanması
nedeniyle askerliğe elverişsiz hâle gelip gelmediği,
ii. Organik nedenlere bağlı ruhsal bozukluğun tıbbi
açıklamasının ne olduğu,
iii. Başvurucunun 1991 yılında yaşadığı olay sonucu
yaralanmasıyla bu rahatsızlık arasında nasıl bir sebep sonuç ilişkisi
kurulabildiği,
iv. Başvurucunun askerliğe elverişsiz hâle gelmesine neden olan
rahatsızlığının bu yaralanmaya bağlı olarak oluşup oluşmadığı, oluştuğunun
belirlenmesi durumunda söz konusu belirlemenin hangi bilimsel yöntemlere göre
ve nasıl yapıldığı,
v. Rahatsızlığın sebebinin tek bir olaya bağlanmasının mümkün
olup olmadığı hususlarında bilgi istemiştir.
17. Mahkemenin ara kararı üzerine GATA Profesörler Kurulu
tarafından düzenlenen 24/3/2014 tarihli sağlık raporunda başvurucunun
rahatsızlığına organik ruhsal bozukluk tanısı
konulmuş, bu tanıya istinaden askerliğe elverişli olmadığı belirtilmiştir.
18. Söz konusu raporda ayrıca, Mahkemenin ara kararı ile sorduğu
hususlara ilişkin olarak özetle;
i. Organik ruhsal bozuklukların etiyolojik olarak ortaya çıkan,
beynin yapısı, biyokimyası veya nörofizyolojisindeki
patolojilerle karakterize psikiyatrik tablolar olduğu,
ii. Söz konusu rahatsızlığın en önemli etkeninin kafa travması
olduğu,
iii. Nöropsikiyatrik muayene
bulgularının, başvurucuda görüntüleme ile işaret edilen ensefalomalazik
alan (beynin bozulmuş alanı) ile uyumlu olduğu, başvurucunun rahatsızlığının
yaralanmış olduğu beyin bölgesi ile ilişkili olduğu,
iv. Görüntüleme yöntemleri ile işaret edilen beyindeki bozulmuş
alanın bir kafa travması sonucu ortaya çıkmış olmasının mümkün olduğu; bu
bozulmaya neden olabilecek, klinik tabloyu açıklayabilecek diğer tıbbi
nedenlere dair ise herhangi bir bilgi, belge ve bulgu mevcut olmadığı,
v. Bir kafa travmasının beyinde hasara yol açması ve bunun da
başvurucuda görülen nöropsikiyatrik semptomlarla
sonuçlanmasının mümkün olduğu, başvurucunun çatışmada yaralanma dışında başka
bir kafa travması ya da hastalık öyküsü olmadığından hasarın bu yaralanmaya
bağlı olabileceğinin düşünülebileceği,
vi. Başvurucunun geçmiş kafa travması öyküsü ile son dönemde
yakınmaları nedeniyle sağlık kuruluşlarına müracaat tarihi arasında geçen uzun
süre ve bu döneme ait başka hiçbir tıbbi belgenin bulunmaması nedeniyle mevcut
lezyonun askerlik sırasındaki kafa travması ile kesin olarak
ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığı açıklamalarına tespit ve
değerlendirmelerine yer verilmiştir.
19. Mahkeme 29/5/2014 tarihinde oyçokluğuyla verdiği kararla
davayı reddetmiştir. Kararın gerekçesinde öncelikle askerliğe elverişli
olmadığı tespit edilen başvurucunun malul olduğu konusunda uyuşmazlık
bulunmadığı ancak bu maluliyetin askerlik hizmeti sırasında görevin sebep ve
etkisiyle oluşup oluşmadığının ortaya konulması gerektiği belirtilmiştir. Bu
bağlamda GATA Profesörler Kurulu raporunda başvurucunun maluliyetinin askerlik
hizmeti sırasında yaşadığı kafa travması ile kesin olarak ilişkilendirilmesinin
mümkün olmadığının belirtildiğine dikkat çekilen kararda, maluliyet durumunun
askerlik hizmetinden kaynaklandığının ortaya konulamaması sebebiyle
başvurucunun vazife malulü olarak kabul edilmemesi yönünde tesis edilen dava
konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ifade edilmiştir.
20. Karşıoy görüşünde ise
başvurucudaki mevcut rahatsızlığın etkenleri arasında sayılan kafa travmasının
askerlik hizmeti sırasında yaşandığına ve söz konusu travmadan böyle bir
rahatsızlığın ortaya çıkabileceğinin tıbbi verilerle ortaya konulduğuna dikkat
çekilmiştir. Başvurucunun askerlik esnasında kafasından ateşli silahla
yaralanması dışında bu tanıya götürecek başka bir neden ve bulgunun tespit
edilemediği gözönüne alınarak başvurucunun askerlik
hizmeti sırasında yaralanmasından dolayı malul hâle geldiğinin kabulünün oluşa
ve anlatıma uygun düştüğü, buna göre dava konusu işlemin iptali gerektiği
belirtilmiştir.
21. Başvurucunun karar düzeltme istemi aynı Mahkemenin
23/10/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
22. Nihai karar 17/11/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
23. Başvurucu 4/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 11/6/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
25. Başvurucu; mevcut rahatsızlığının askerlik hizmetinin sebep
ve etkisiyle oluştuğunun dava dosyasına sunulan tıbbi raporlarla ortaya
konulduğunu, bu itibarla vazife malulü sayılması için gerekli tüm yasal
koşulları taşıdığı açık ve net olduğu hâlde derece mahkemesinin hatalı
değerlendirmeye istinaden davasını reddettiğini belirterek adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
B. Değerlendirme
26. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak
bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz
takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum,
uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet
Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
27. Kişilerin hastalık, kaza gibi sebeplerle geçici ya da kalıcı
olarak vücut bütünlüğünde bozulma olması (maluliyet) ve bundan dolayı çalışma
gücü kaybına uğramaları durumunda yetkili kurumlar tarafından yapılması gereken
işlem ve uygulamaların ne olduğu ve bunların hangi usul ve esaslar çerçevesinde
yürütüleceği sosyal güvenlik mevzuatında düzenlenmiştir. Bu kapsamda
maluliyetin türünün, sebebinin ve derecesinin ne şekilde belirleneceği, kişinin
hangi koşullarda vazife malulü olarak değerlendirilebileceği, vazife malulü
olarak kabul edilmesi hâlinde hangi güvencelerden faydalanacağı, parasal ve
özlük haklarının ne olacağı gibi hususlar ilgili mevzuatta gösterilmiştir.
28. Somut olayda başvurucunun psikiyatrik rahatsızlığı nedeniyle
malul olduğu hususunda, görevli ve yetkili idari makamlar ile yargı
mercilerinin herhangi bir tereddütü bulunmadığı görülmektedir.
Başvurucu tarafından şikâyet konusu edilen ve anılan Kanun hükümlerinin
uygulanması noktasında ihtilafın ortaya çıktığı temel mesele, söz konusu
maluliyetin vazife malullüğü olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği; bir
başka ifadeyle başvurucunun rahatsızlığının zorunlu askerlik görevinin sebep ve
etkisiyle meydana gelip gelmediğidir.
29. Bireysel başvuruya dayanak karar bu yönüyle irdelendiğinde
derece mahkemesinin başvurucuyu malul kılan psikiyatrik rahatsızlığın zorunlu
askerlik görevi sırasında yaşadığı kafa travmasına bağlı olarak oluşup
oluşmadığı ve dolayısıyla vazife malullüğü için mevzuatta aranan koşulların
maddi olayda gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda yaşadığı tereddüt üzerine
tıbbi bilirkişi incelemesi yaptırılması yoluna gittiği görülmektedir. Bilirkişi
raporundaki verileri değerlendiren derece mahkemesinin başvurucunun askerlik
görevi sırasında geçirdiği kafa travmasının mevcut rahatsızlığı oluşturma
potansiyelinin bulunduğunu kabul etmekle birlikte aradan geçen yirmi bir yıllık
zaman zarfında başvurucunun aynı hastalığa sebebiyet verebilecek başka bir
travma yaşayıp yaşamadığı konusunda bir bilinmezliğin bulunduğuna vurgu yaparak
bu itibarla iki vakıanın kesin bir şekilde ilişkilendirilemeyeceği sonucuna
ulaştığı anlaşılmaktadır.
30. Vazife malullüğüne ilişkin mevzuat hükümlerinin yorumu ile
bu yorum uyarınca somut olayın ele alınmasındaki takdir derece mahkemelerine
aittir. Bu bağlamda somut başvuruda vazife malullüğü için gerekli koşulların ne
olduğu ilgili hukuk kuralları çerçevesinde yorumlanmak ve maddi olayda bu
koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususu dosya kapsamındaki deliller
(bilirkişi raporları) değerlendirilmek suretiyle bir karara varıldığı
görülmektedir.
31. Başvurucu; her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi
raporundan maluliyetinin askerlik görevi sırasında geçirdiği kafa travmasına
bağlı olarak oluştuğunun anlaşıldığını ileri sürmekte ise de belirtilen iddia
derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesine ilişkin olup gerekçeli
kararda yer verilen hukuki tespitler ve dayanaklar irdelendiğinde Mahkeme
kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının
kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
11/6/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.