logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mustafa Başer [1.B.], B. No: 2014/19511, 20/12/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA BAŞER BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/19511)

 

Karar Tarihi: 20/12/2017

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Volkan ÇAKMAK

Başvurucu

:

Mustafa BAŞER

Vekili

:

Av. Orhan ÖNGÖZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, atama işlemine karşı açılan davada hukuka aykırı karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 15/12/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu, Trabzon Emniyet Müdürlüğü bünyesinde istihbarat şube müdürü olarak görev yapmakta iken 8/7/2013 tarihli işlemle aynı il içinde eğitim şube müdürü görevine atanmıştır. Başvurucu söz konusu atama işleminin iptali istemiyle Trabzon İdare Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde iptal davası açmıştır.

7. Mahkeme 29/11/2013 tarihli kararıyla işlemin iptaline karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

 "Olayda, davacının mesleğinin başından itibaren farklı il emniyet müdürlüklerinin istihbarat şube müdürlüğü birimlerinde ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'nda görev yaptığı, meslek hayatı boyunca herhangi bir disiplin soruşturması bulunmadığı gibi görevlendirildiği alan itibariyle belli bir uzmanlığa sahip olduğunu ortaya koyan bir çok sertifikası bulunduğu, bilgi birikimi ve mesleki tecrübesi nedeniyle istihbarat branşında katıldığı bir çok eğitim semineri ve başarılı çalışmalarından ötürü aldığı maaş taltifleri ve teşekkür belgesinin bu alandaki yetkinliğinin bir göstergesi olduğu dikkate alındığında, davalı idarece bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın, görevli olduğu birimde ihtiyaç fazlası istihdamın ortaya çıktığına ya da yeni görev yerinde hizmetine ihtiyaç duyulduğuna dair somut bir belirlemenin de yapılmadığı görüldüğünden, davacının sahip olduğu bilgi birikimi ve mesleki tecrübeden en etkin bir şekilde yararlanılabileceği branşın dışında başka bir göreve atanmasına yönelik dava konusu işlemin, sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka uygun olmadığı gibi yukarıda yer verilen kamu personelinin istihdam ilkelerine de aykırılık teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.

 Ayrıca Emniyet Hizmetleri Sınıfı Branş Yönetmeliği'ne göre branş değişiklikleri için branştan çıkarmayı gerektirir hallerden birinin varlığı halinde ilgili birim amirinin gerekçeli teklifi üzerine branş komisyonunca alınan bir kararın bulunması gerekmekte iken, olayda davacı hakkında bu yönde alınmış birkararın da bulunmadığı görülmektedir. "

8. Trabzon Bölge İdare Mahkemesi 8/4/2014 tarihli kararıyla Trabzon Valiliğinin itirazını reddederek iptal hükmünü onamıştır.

9. Karar düzeltme aşamasında ise Trabzon Bölge İdare Mahkemesi 23/9/2014 tarihli kararıyla onama kararını kaldırmış ve Mahkemenin iptal kararını bozarak davanın reddine hükmetmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

 " Kamu hizmetlerinin en etkin ve verimli şekilde yürütütülmesini sağlamakla yükümlü olan idareler, bu amaca yönelik olarak memurların naklen atanmaları konusunda takdir yetkisine sahip olmakla birlikte, gerek doktrinde gerekse de yargı içtihatlarıyla kabul edildiği üzere memurların atanması noktasında idareye tanınan bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanılması gerektiği açıktır. Diğer yandan idarelerin takdir yetkisini kullanarak gerçekleştirdikleri atama işlemlerinin de sebep ve amaç unsurları yönünden yargı denetimine tabi olacağında şüphe bulunmamaktadır.

Bu durumda, iptali istenilen 08/07/2013 tarihli işlemden önce bir branş değişikliği yapılmamış ve işlemin dayanağı net olarak ortaya konulamadığından işlemin yürütülmesinin durdurulması ve iptaline karar verilmiş ise de; dava devam ederken 11/11/2013 tarihinde denetleme ekibi tarafından yapılan denetimde, "İstihbarat Dairesi Haber Alma Ödeneği Sarf Mevzuatına aykırı olarak istihbarat hizmetlerinde kullanılan araçların kasko yaptırılarak iki personelin kredi kartlarından ödeme yapıldığı, buluşma gideri olarak yapılan harcamaların belgeyle tespitinin yapılmadığı, İstihbarat Dairesi Başkanlığı Merkez ve Taşra Birimleri Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliğinde tanımlanan İKK hizmetlerinin amacına uygun yapılmadığı, şube müdürü olan davacının etik kuralları personeline hatırlatmadığı, eğitim faaliyetlerini yapmadığı, istisna hallerde kullanılması gereken bazı teknik çalışmaların genel bir hak olarak algılanmasına neden olduğu, personelin şifreleri kendi özel mekanları veya aile çevresini denetleme amaçlı kullandığı, şube müdürü olarak davacının personelin başkanlık projelerine erişimi ve kullanımını denetlemediği, yine 04/11/2010 tarih ve 338478 sayılıİ-NET projesi konulu tamim gereğince İ-NET proje kullanıcılarının denetiminin yapıldığına dair tutanak ve denetim dosyası olmadığının subuta erdiğinden bahisle, yürütmenin durdurulması kararı üzerine eski görevine atanan davacının 20/11/2013 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü işlemi ile branştan çıkarılması sonucu Valinin 28/11/2013 tarihli işlemi ile yeniden Eğitim Şube Müdürlüğüne atandığı dikkate alındığında, dava konusu işlemde hizmet gerekleri ve kamu yararı yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır."

10. Başvurucu, nihai kararı 17/11/2014 tarihinde tebellüğ etmesinin ardından 15/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

11. Mahkemenin 20/12/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

12. Başvurucu, yargılama sürecinde meydana gelen olgulardan hareket edilerek karar verilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmektedir.

13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).Başvurucu; doğal yargıç, hukukun üstünlüğü, hakkaniyet ilkelerinden uzaklaşılarak karar verildiğini, etkili başvuru, silahların eşitliği, hak arama özgürlüğü haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de şikâyetlerin özü atama işleminin hukuka aykırı olduğu ve Mahkeme tarafından hatalı bir yorumla karar verildiği iddialarına yönelik olduğundan şikâyetin yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı iddiası kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.

14. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

15. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı incelenerek ilgili kısımları yukarıda belirtilen (bkz. § 7) gerekçe ile 23/9/2014 tarihinde hüküm kurulmuştur. Kanun yolu mercii tarafından da deliller takdir edilerek derece mahkemesinin kararının kaldırılması suretiyle işin esasına yönelik karar verildiği (bkz. § 9) görülmüştür.

16. Yargılama sürecinde, başvurucunun görevini gereği gibi yerine getirmediğine dair idarenin yaptığı soruşturma ile ulaşılan maddi vakalar, atama işleminin hukuki denetiminde bir değerlendirme unsuru olarak dikkate alınmıştır. Bir başka ifadeyle Trabzon Bölge İdare Mahkemesi yargılama sürecinde meydana gelen (soruşturma, inceleme) olguları; dava konusu atama işlemin hizmet gerekleri ve kamu yararına uygun olarak tesis edilmiş olduğu hususunu destekler nitelikte argümanlar olarak nitelemiş ve değerlendirmesini bu yönde gerçekleştirerek sonuca ulaşmıştır. Bu yorum, yukarıda anılan ilkeler (bkz. § 14) uyarınca uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin takdirinde olup bireysel başvuruda değerlendirmeye konu edilemez.

17. Bu hâle göre başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

18. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir..

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına 20/12/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mustafa Başer [1.B.], B. No: 2014/19511, 20/12/2017, § …)
   
Başvuru Adı MUSTAFA BAŞER
Başvuru No 2014/19511
Başvuru Tarihi 15/12/2014
Karar Tarihi 20/12/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, atama işlemine karşı açılan davada hukuka aykırı karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi