logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İbrahim Türkmen [1.B.], B. No: 2014/19546, 17/7/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İBRAHİM TÜRKMEN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/19546)

 

Karar Tarihi: 17/7/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör Yrd.

:

Ceren Sedef EREN

Başvurucu

:

İbrahim TÜRKMEN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetenin sorumlu müdürü olan başvurucunun gazetede çıkan bir habere karşı yapılan cevap ve düzeltme (tekzip) talebinin kabul edilmesi ile habere erişimin engellenmesi nedenleriyle basın özgürlüğünün, tekzip ve engelleme kararını veren sulh ceza hâkimliklerinin doğal hâkim ilkesine aykırılık oluşturması ve üst mahkemeye itiraz imkânı tanınmaması nedenleriyle ise adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 15/12/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Ulusal ölçekte ve İngilizce yayın yapan Today's Zaman gazetesinin (gazete) internet sayfasında 29/6/2014 tarihinde bir haber yayımlanmış ve aynı haber gazetenin 30/6/2014 tarihli basılı nüshasında da yer almıştır. Söz konusu haberin başvurucu tarafindan sunulmuş Türkçe yeminli tercümesi şu şekildedir:

" İstanbul'daki Osmanlı yalısı yangında kül oldu

İstanbul'un Üsküdar ilçesinde yer alan Hüseyin Avni Paşa Yalısı Cumartesi öğleden sonra çıkan bir yangında kül oldu

Daha önce Üsküdar'da Fethi Paşa korusu içinde yer alan yalıdaki yangının çıkma sebebi henüz olarak belli değil. Türk medyasında çıkan haberlere göre, yalının yakınlarında patlak veren küçük bir yangın kuvvetli esen rüzgar nedeniyle binaya doğru yayılmış. Yangın başlar başlamaz, yangının yalıyı çevreleyen koruya sıçramasını önlemek için itfaiye ekipleri ve helikopterler olay yerine gönderildi. İtfaiye ekipleri çok geçmeden yangını kontrol altını almakla birlikte, yalı yangında kül haline geldi.

Koru ve yalı kısa bir süre önce Türkiye Tasarruf Mevduatı Sıgorta Fonu (TMSF) tarafından 17 Aralık 2013 tarihinde patlak veren yolsuzluk skandalında adı geçen Cengiz Inşaat Sanayi ve Tıcaret A.Ş.'ve satılmıştı. Korunun satışı konusunda, TMSF yazılı bir açıklama yaparak, korunun adı geçen şirkete 19.2 milyon TL karşılığında satıldığını belirtti.

Cumartesi gecesi, Cengiz Inşaat da yazılı bir açıklama yaparak, yangının tarihi yalının çatısında başladığını ve yangının sebebine ve nasıl yayıldığına ilişkin ayrıntılı bilgiyi itfaiye yetkililerinin vereceğini belirtti.

Açıklamada şirket ayrıca geçen yıl yalının restorasvonu için izin almak amacıyla Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'na başvurulmuş olduğunu dile getirdi ve kurulun 23 Haziran 2014 günü şirkete olur verdiğini de dile getirdi. Cengiz İnşaat yalıyı yeniden inşa edeceklerıni ve özgün görünümünü aynen koruyacaklarını da söyledi.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da Cumartesi akşamı tweet atarak, yangının gerçek sebebinin henüz betir1enmediğini yazdı ve şunları ekledi: "Kültür mirasımızın bir parçası olan Hüsevin Avni Paşa yalısını kül eden bu yangın hepimizi üzdü. Yangının gerçek sebebi henüz belli değil. Adli ve İdari soruşturmalar tamamlandıktan sonra belli olacak.

Cengiz İnşaat şirketinin sahibi Mehmet Cengiz'in adı geçen yıl 17 Aralık'ta patlak veren büyük çaplı yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ikinci dalgasında şüpheli olarak geçmişti.

Taraf gazetesinin 10 Şubat sayısında çıkan haberinde, Cengiz Holding'in patronu Mehmet Cengiz'in hükümete kendisine yakın kişilere Turkuvaz Medya Grubu'nu - Sabah gazetesi ve ATV televizyon kanalının da aralarında pek çok yayın organının sahibi - satın aldırmak için işadamlanndan para toplayarak milyonlarca dolarlık bir havuz oluşturduğu ve karşılığında toplamda 100 milyar TL'ye varan kamu ihaleleri aldığı yazıyor."

7. Anılan haberin yayımlanması üzerine Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş. ve Turkuvaz Aktif Televizyon Prodüksiyon A.Ş. tarafından söz konusu haberle ilgili tekzip ve içeriğe erişimin engellenmesi taleplerinde bulunulmuştur. İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 24/9/2014 tarihli kararıyla söz konusu talepler kabul edilmiştir. Hâkimlik, haber içeriğinin normal bir okuyucuda talepte bulunanlar hakkında gayri yasal işler yaparak menfaat temin ettiği algısı yaratmaya yönelik olduğunu, bu nedenle talepte bulunanları suçlayıcı ve lekelenmeme hakkını ihlal edici nitelikte bulunduğunu belirtmiştir. Haberin bu hâliyle talepte bulunanların masumiyet karinesini ve dolayısıyla kişilik haklarını ihlal ettiğini ve yazıda eleştiri sınırlarını aşan ibarelere yer verildiğini ifade eden Hâkimlik, talepte bulunanların bu haber ve yorumlardan olumsuz etkileneceği kanısına varmıştır.

8. Yayımlatılmasına karar verilen tekzip metninin başvurucu tarafından sunulan noter onaylı tercümesi şu şekildedir:

"GERÇEK DIŞI HABERİNİZE CEVABIMlZDIR

Today's Zaman Gazetesi'nde, 29.06.2014 tarihinde yayınlanan, "Fire Destroys Ottoman Mansion In İstanbul" başlıklı haberde, müvekkillerin sahibi oldukları ATV-SABAH Grubu'nun "havuz" ifadesi çerçevesinde usulsüz işlemlerle özdeşleştirme çabası kasıtlı olarak yaratılmaya çalışılan dezenformasyon çabalarının ürünüdür. Bir süreden beri birbiriyle "paralel" hareket eden bir kısım medya organları, yaptıkları gerçek dışı haberleri adeta "al gülüm ver gülüm" anlayışıyla kendi sütunlarına taşıyarak kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadır.

Gerçekliği olmayan, hayali senaryoları gerçekmiş gibi göstererek, kamuoyunu tekzibe konu haber ile kasıtlı olarak yanıltan Today's Zaman Gazetesi, Taraf Gazetesi'nde yayınlanan ve tarafımızca tekzip metni gönderilmiş olan sözde haberi sütunlarına taşımak suretiyle adeta Taraf Gazetesi'nin sözcülüğünü yaparak amacının habercilik değil kara çalmak olduğunu açıkça göstermiştir. Tekzip konusu haber, Üsküdar 'da bulunan Hüseyin Avni Paşa yalısının yanmasına sebep olan yangın ile ilgili olup, böyle bir haberle dahi müvekkil şirketlerin sahibi olduğu SABAH-ATV Medya Grubu'nun habere dahil edilmeye çalışılması, Today Zaman Gazetesinin içinde bulunduğu hazin durumu ortaya koymaktadır. Today Zaman, bunu yaparken Taraf Gazetesi'nin daha önce yapmış olduğu gerçek dışı yayınına atıfta bulunarak "şıracı-bozacı" kardeşliği yaratmış, oldukça mizahi bir durum meydana getirmiştir. Turkuvaz Medya Grubu bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uygun hareket ederek, tarafsız ve objektif bir anlayışla yayın hayatlarına devam etmişlerdir. Turkuvaz Medya Grubu 'nun haberlerde bahsi geçen kişi ya da kurumlarla herhangi bir bağlantısı bulunmadığı gibi, varlığı iddia edilen işlemlerle de uzaktan yakından bir ilgisi bulunmamaktadır. Aksinin gerçek dışı haberlerle kamuoyuna empoze edilmeye çalışılması, Turkuvaz Medya Grubu hakkında kamuoyunu yönlendirici, yanıltıcı ve kışkırtıcı ifadeler kullanarak, asılsız ve çirkin iddialarda bulunulması, gazetecilik etiği ve ilkeleri açısından da utanç vericidir. Bu bağlamda, Today's Zaman Gazetesi'nin sırf Turkuvaz Medya Grubu aleyhine kamuoyu oluşturmak için başka yayın kuruluşlarının gerçek dışı haberlerine sözcülük yapması, içinde bulunduğu depresif durumun hazin sonucunu da gözler önüne sermektedir.

Tekrar belirtmek isteriz ki, hem Today's Zaman Gazetesi'nin, hem de tekzibe konu haberde bahsedilen Taraf Gazetesi'nin bu ve buna benzer pek çok haberine ilişkin yapılmış olan düzeltme ve cevap başvurularımız Türk adaleti tarafından defalarca kabul edilmiş ve yapılan yayınların usulsüz, gerçeğe aykırı ve iftira niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Ve yine tekzibe konu gerçek dışı habere konu olan Taraf Gazetesi'nin müvekkilleri usulsüz işlemlerle özdeşleştirme amacına yönelik yaptığı yayınlar dayanak gösterilerek talep ettiğimiz tedbir talebi de Yargı Makamları tarafından kabul edilmiştir. Tüm bunlara rağmen; müvekkilleri kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırrnak amacıyla gerçek dışı yayınlara devam edilmesi, amacın habercilik değil, eski Türkiye'nin karanlık günlerine özlem duyarak yeni Türkiye'nin önüne set çekmek olduğunun açık göstergesidir. Today's Zaman Gazetesinin, gerçek olmayan bir takım bilgi ve bağlantılar kurgulayarak Turkuvaz Medya Grubu'nu töhmet altında bırakan gerçek dışı yayınlarının habercilikle ilgisi olmadığı açıktır.

Bu ve benzeri gerçek dışı haberlerin tamamına ilişkin olarak tazminat davası açılmış ve savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Müvekkillerin, hukuken sahip oldukları hakların sonuna kadar takipçisi olacaklarından kimsenin şüphesi olmamalıdır. Tekzibe konu haberde yer alan gerçek dışı bilgi ve açıklamaları; kötü niyetli ve hayali senaryoları; kısacası gazeteciliğin etik değerlerine yakışmayan bu haberi yayınlayan gazetenizi kınıyor, asılsız suçlamalara karşı cevabımızı kamuoyuna saygıyla sunuyoruz."

9. Başvurucu anılan karara itiraz etmiştir. İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği 31/10/2014 tarihinde usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle anılan karara yapılan itirazı reddetmiştir. Ret kararı başvurucuya 18/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

10. Başvurucu 15/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. 27/7/2016 tarihli ve 29783 sayılı (2. Mükerrer) Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 668 Karar sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'yle başvurucunun sorumlu müdürü olduğu Today's Zaman gazetesinin kapatılmasına karar verilmiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Mahkemenin 17/7/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Basın Özgürlüğü Yönünden

13. Başvurucu;

i. Tekzip metninin kanunda öngörülmüş usule aykırı biçimde sorumlu müdür olarak kendisine değil başka bir şahsa tebliğ edilmiş olması,

ii. Basın özgürlüğü sınırları içinde yer alan habere karşı, tahkir ve tezyif edici ifadeler içeren tekzip metninin yayımlatılması ve habere erişimin engellenmesi taleplerinin kabul edilmesi,

iii. Söz konusu karara karşı yaptığı itirazın ise gerekçesiz ve hukuka aykırı şekilde reddedilmesi nedenleriyle basın özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

14. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi ile (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:

ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.

(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir."

15. Başvuru konusu olayda değerlendirilmesi gereken esas mesele, başvurucunun basın özgürlüğü ile tekzip ve erişim engellemesi taleplerinde bulunan tarafın şeref ve itibarının korunması hakkı arasında derece mahkemelerince Anayasa Mahkemesi içtihadında ortaya konulan kriterlere uygun bir denge kurulup kurulmadığıdır.

16. Öte yandan ihlal oluşturduğu iddia edilen ve doğrudan gazete üzerinde uygulanan söz konusu yaptırımların niteliği ve gazetenin kapatılarak internet arşivinin kaldırılmış olması da dikkate alındığında anılan gazetenin sorumlu müdürü olan başvurucunun basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddiası yönünden başvurusunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden bulunmadığı değerlendirilmiştir.

17. Bununla birlikte somut olayda Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı bir hâlin mevcut olup olmadığı da değerlendirilmelidir. Somut olayda basın özgürlüğü ile şeref ve itibarın korunması hakkı arasında kurulması gereken adil dengeye ilişkin uygulanması gereken ilkelerin daha önce Anayasa Mahkemesi kararlarıyla belirlendiği ve bu konuda Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadının oluştuğu anlaşılmaktadır (Tekzip talebinin kabul edilmesi nedeniyle basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddiası yönünden bkz. Vural Nasuhbeyoğlu, B. No: 2013/6146, 17/2/2016; internete erişimin engellenmesi nedeniyle basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddiası yönünden bkz. Ali Kıdık, B. No: 2014/5552, 26/10/2017). Başvuru konusu olayda İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında sayılan hâllerden birinin mevcudiyetini sağlayacak başka herhangi bir hususun da bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden bulunmadığı anlaşıldığından, basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddiası yönünden başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.

B. Doğal Hâkim İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

19. Başvurucu, tekzip yayımlatılması ile erişim engellemesi kararını veren ve karara karşı yapılan itirazı inceleyen sulh ceza hâkimliklerinin doğal hâkim ilkesine aykırılık oluşturması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

20. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında da belirtildiği gibi doğal hâkim ilkesi, suçun işlenmesinden veya çekişmenin doğmasından önce davayı görecek yargı yerini yasanın belirlemesi şeklinde tanımlanmaktadır. Doğal hâkim ilkesi yargılama makamlarının suçun işlenmesinden veya çekişmenin meydana gelmesinden sonra kurulmasına veya yargıcın atanmasına, başka bir anlatımla sanığa veya davanın taraflarına göre hâkim atanmasına engel oluşturur (AYM, E.2014/164, K.2015/12, 14/1/2015).

21. Bununla birlikte doğal hâkim güvencesi, yeni kurulan mahkemelerin veya kurulu bulunan mahkemelere yeni atanan hâkimlerin önceden işlenen suçlara veya meydana gelen uyuşmazlıklara ilişkin olarak hiçbir şekilde yargılama yapamayacakları biçiminde anlaşılamaz. Belirli bir olay, kişi veya toplulukla sınırlı olmamak kaydıyla yeni kurulan bir mahkemenin veya kurulu bulunan bir mahkemeye yeni atanan hâkimin kurulma veya atanma tarihinden önce gerçekleşen uyuşmazlıklara bakması doğal hâkim güvencesine aykırılık teşkil etmez (AYM, E.2014/164, K.2015/12, 14/1/2015).

22. Bu kapsamda bir kuralın belirli bir suçun işlenmesi veya uyuşmazlığın meydana gelmesinden sonra bu suça veya uyuşmazlığa ilişkin davayı görecek yargı yerini belirlemeyi amaçlamaması, yürürlüğü müteakip kapsamına giren tüm davalara uygulanması hâlinde doğal hâkim ilkesine aykırılık söz konusu olamaz (AYM, E.2009/52, K.2010/16, 21/1/2010). Bu doğrultuda Anayasa Mahkemesi, 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la kurulan sulh ceza hâkimliklerinin doğal hâkim ilkesine ilişkin olarak yukarıda yer verilen ilkelere aykırı bir yönünün bulunmadığına karar vermiştir ( AYM, E.2014/164, K.2015/12, K.T. 14/1/2015; Hidayet Karaca, B. No: 2014/144, 14/7/2015, §§ 67-80).

23. Bu bağlamda somut olayda da, 6545 sayılı Kanun'la kurulan sulh ceza hâkimliklerinin doğal hâkim ilkesine ilişkin olarak yukarıda yer verilen ilkelere aykırı bir yönünün bulunmadığı değerlendirilmiştir.

24. Açıklanan gerekçelerle doğal hâkim ilkesinin ihlal edildiği iddiası yönünden başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. İki Dereceli Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

25. Başvurucu sulh ceza hâkimliğinin kararına karşı üst mahkemeye itiraz hakkı tanınmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

26. Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa'da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

27. İki dereceli yargılanma hakkı, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden olmadığı gibi başvuru tarihi itibarıyla Sözleşme ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokollerden herhangi birinin kapsamına da girmemektedir (Kadir Gürbüz Kaynar, B. No: 2012/744, 20/2/2014, § 44).

28. Açıklanan gerekçelerle iki dereceli yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kaldığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle başvurunun;

A. Basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddiası yönünden incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmamış olması nedeniyle DÜŞMESİNE,

B. Doğal hâkim ilkesinin ihlal edildiği iddiası yönünden açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. İki dereceli yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

D. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 17/7/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(İbrahim Türkmen [1.B.], B. No: 2014/19546, 17/7/2018, § …)
   
Başvuru Adı İBRAHİM TÜRKMEN
Başvuru No 2014/19546
Başvuru Tarihi 15/12/2014
Karar Tarihi 17/7/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetenin sorumlu müdürü olan başvurucunun gazetede çıkan bir habere karşı yapılan cevap ve düzeltme tekzip) talebinin kabul edilmesi ile habere erişimin engellenmesi nedenleriyle basın özgürlüğünün, tekzip ve engelleme kararını veren sulh ceza hâkimliklerinin doğal hâkim ilkesine aykırılık oluşturması ve üst mahkemeye itiraz imkânı tanınmaması nedenleriyle ise adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü Tekzip Düşme
Hükmün denetlenmesini talep etme hakkı Hükmün denetlenmesini talep Konu Bakımından Yetkisizlik
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi