TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BİRGÜL İÇİN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/200)
|
|
Karar Tarihi: 8/2/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gizem Ceren
DEMİR KOŞAR
|
Başvurucular
|
:
|
1. Birgül
İÇİN
|
|
|
2. Fehime
İÇİN
|
|
|
3. Gülseren
İÇİN
|
|
|
4. Mehmet
İÇİN
|
|
|
5. Sedat
İÇİN
|
|
|
6. Vedat
İÇİN
|
Vekili
|
:
|
Av. Mahmut
DİKMEN
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ameliyat sonrasında meydana gelen ölüm olayına
ilişkin sorumlu sağlık personeli hakkında yürütülen ceza davasının
zamanaşımından düşmesi üzerine Adalet Bakanlığı aleyhine açılan tam yargı
davasının reddi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/1/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucuların yakını A.İ. 10/3/2000 tarihinde İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinde boyun fıtığı
ameliyatı olmuştur. Bu ameliyatta takılan plağın çıkarılması için 11/7/2000
tarihinde yeniden ameliyata alınan A.İ., ameliyat sonrasında toplardamar kesisi sonucu meydana gelen kanama nedeniyle hayatını
kaybetmiştir.
7. Başvurucuların şikâyeti üzerine İzmir Cumhuriyet
Başsavcılığının 27/10/2000 tarihli iddianamesiyle, doktorlar A.K. ve A.R.E.
hakkında tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya meslek ve sanatta acemilik veya nizamat ve evamir ve talimata
riayetsizlik ile bir kimsenin ölümüne sebebiyet verme suçundan kamu davası
açılmıştır. 28/12/2001 tarihinde ise diğer doktorlar O.K., K.Ç., M.A. ile
hemşireler Y.Ç. ve F.A.A. hakkında aynı suç isnadıyla kamu davası açılmış;
17/4/2002 tarihinde, açılan davaların birleştirilmesine karar verilmiştir.
8. Kovuşturma aşamasında Yüksek Sağlık Şûrası ve Adli Tıp
Kurumundan kusur tespitine yönelik rapor alınmıştır. Anılan raporlarda,
ameliyat sonrasında nabız ve tansiyon takibi yapılması talimatı vermeyen ve
gereği gibi takip yapmayan bir kısım sağlık personelinin kusurlu olduğu tespit
edilmiştir.
9. İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 5/1/2006 tarihli
kararıyla, kusurlu oldukları tespit edilen bir kısım sanık hakkında hapis
cezasına hükmedilmiş ve anılan cezaların adli para cezasına çevrilmesine karar
verilmiştir.
10. Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28/6/2007 tarihli ilamıyla,
zorunlu müdafi görevlendirilmeksizin hüküm kurulması nedeniyle anılan karar
bozulmuştur.
11. Bozma sonrasında Mahkeme 9/10/2007 tarihli kararıyla yine
bir kısım sanık hakkında hapis cezasına hükmetmiş ve anılan cezaların adli para
cezasına çevrilmesine karar vermiştir.
12. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 7/1/2008 tarihinde, sanıklar
hakkında soruşturma izni alınması gerekip gerekmediği değerlendirilmeden hüküm
kurulduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmetmiştir.
13. Bozma sonrasında yargılamaya devam eden Mahkeme 7/4/2008
tarihinde, zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle kamu davasının düşürülmesine
karar vermiştir.
14. Başvurucular, davanın zamanaşımına uğrayarak sanıkların
cezalandırılmamasında hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle Adalet Bakanlığı
(Bakanlık) aleyhine manevi tazminat talebiyle tam yargı davası açmıştır. İzmir
3. İdare Mahkemesince, kamu davasının makul bir sürede ve etkin olarak
sonuçlandırılamaması neticesinde sanıklara isnat olunan suçun zamanaşımına
uğradığı açık bulunmakla birlikte bunun Bakanlığa kanunlarla verilmiş olan
yargı ile ilgili idari görevlerini gereği gibi yerine getirmemesinden, diğer
bir ifadeyle idari işlem ve eyleminden kaynaklanmadığı ve yargı fonksiyonunun
işleyiş süreç ve mekanizmaları ile ilgili bir sonuç olarak ortaya çıktığı
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Danıştay Onuncu Dairesince
24/4/2013 tarihinde anılan karar onanmıştır.
15. Onama kararının 6/12/2013 tarihinde tebliği üzerine
başvurucular 6/1/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 2. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
" 1. İdari dava türleri şunlardır:
...
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel
hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam
yargı davaları,
..."
17. 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş
olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya
başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl
ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak
haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen
veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden
itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu
sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 8/2/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
19. Başvurucular; Bozyaka Eğitim ve
Araştırma Hastanesinde doktor ve hemşire olarak görev yapan sağlık personelinin
kusurlu eylemleri nedeniyle yakınları vefat etmesine karşın davanın zamanaşımı
nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi üzerine, davanın zamanaşımına
uğramasında Bakanlığın hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle açtıkları tam yargı
davasının reddedildiğini belirterek adil yargılanma ve etkili başvuru
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
20. Anayasa Mahkemesi olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvuru formu ve ekleri bir bütün olarak
incelendiğinde başvurucuların bireysel başvuruya konu ettikleri şikâyetlerinin
Bakanlık aleyhine açtıkları tam yargı davasının hukuka aykırı şekilde
reddedilmesi ve yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı iddialarına
ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Başvurucuların iddiaları adil yargılanma hakkı
kapsamında incelenmiş olup etkili başvuru hakkı yönünden ayrıca bir değerlendirme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
21. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren
tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet
Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
22. Başvuruya konu davanın zararın idari bir işlem ya da
eylemden kaynaklanmadığı gerekçesiyleİzmir 3. İdare
Mahkemesince reddedildiği anlaşılmaktadır. Anılan kararın adil olmadığına
yönelik iddia, derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk
kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup Mahkeme kararında bariz takdir hatası
veya açık bir keyfîlik oluşturan durumun da
bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti
niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
8/2/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.