TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ROCHE DIAGNOSTICS TURKEY A.Ş. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası:2014/20036)
|
|
Karar Tarihi: 8/6/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah
PERDECİOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Roche Diagnostics
Turkey A.Ş.
|
Temsilcisi
|
:
|
Özger GÜNERLİ
|
Vekili
|
:
|
Av. İlmutluhan SELÇUK
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kamu kurumundan alacağın tahsil edilememesi ve İcra
Hukuk Mahkemesinde yapılan şikâyet incelemesinde savunma hakkının kısıtlanması
ile duruşmasız karar verilmesi nedenleriyle mülkiyet ve adil yargılanma
haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 24/12/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu, Hacettepe Üniversitesinin 2009-2011 yılları
arasında mal ve hizmet alım ihaleleri sonucu tıbbi malzeme teslimi nedeniyle oluşan
toplam 13.465.980,13 TL tutarındaki fatura borcunu 16/3/2011, 19/8/2011,
30/1/2012 ve 11/5/2012 tarihlerinde temlik almıştır.
10. Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü 13/4/2011, 20/9/2011 ve
17/12/2012 tarihlerinde başvurucu Firmaya gönderdiği yazılar ile söz konusu
borcun başvurucu Firmanın hesaplarına alınarak ödemelerin yapılacağını
bildirmiştir.
11. Başvurucu herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine Hacettepe
Üniversitesi Rektörlüğü aleyhine 28/6/2013 tarihinde Ankara 15. İcra Dairesinde
icra takibi başlatmış, ödeme emri borçlu idareye 25/7/2013 tarihinde tebliğ
edilmiş, ilgili İcra Dairesince borçlu idarenin banka hesaplarına haciz
konulması için bankalara haciz ihbarnamesi gönderilmiş, ayrıca Sağlık Bakanlığı
ve Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna haciz müzekkereleri yazılmıştır.
12. Borçlu idare ilgili İcra Dairesinin işlemlerine karşı devlet
mallarının haczedilemeyeceği gerekçesiyle Ankara 14. İcra Hukuk Mahkemesine
şikâyette bulunmuş, yapılan değerlendirme sonucu 20/11/2013 tarihinde şikâyetin
kabulüne karar verilmiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:
"...
Dosya
içerisinde bulunan tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi neticesinde de;Borçlu üniversitenin 5018 Sayılı Kanuna tabi olduğu, bu
kanunun 3.maddesinin i bendindekamu gelirlerinin
belirlendiği, bu gelirlerin de kamu malı sayıldığı, 2547 Sayılı Kanunun
56.maddesi gereği devlet üniversitelerinin genel bütçeye dahil kamu kurum ve
kuruluşlarına ait muafiyetten yararlanacağı, üniversite mal ve gelirlerinin
devlet malıolması sebebi ile İ.İ.K.nun
82/1 maddesi gereği haczedilemeyeceği, şikayetin kabulü gerektiği kanaatine
varılmış olmakla;
..."
13.İlk Derece Mahkemesi kararı Yargıtay 12. Hukuk Dairesince
11/3/2014 tarihinde onanmış, karar düzeltme istemi de 25/9/2014 tarihinde
reddedilmiş, karar düzeltme talebinin reddine ilişkin ilam başvurucuya
24/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucu 24/12/2014 tarihinde, söz konusu alacağını tahsil
edemediğini belirterek bireysel başvuruda bulunmuştur.
15.İlgili idare ve başvurucu tarafından Anayasa Mahkemesine
sunulan 10/11/2016 tarihli dilekçeler ile söz konusu alacak kapsamında
25/11/2015 tarihinde taraflar arasında protokol imzalandığı vealacaktan
belli bir oranda indirim yapılması karşılığında 11.672.704,43 TL'nin 12 taksit
hâlinde ödenmesinin kararlaştırıldığı, son ödemenin ise 20/10/2016 tarihinde
yapılarak protokol gereğinin yerine getirildiği ve güncel olarak alacak/borç
ilişkisinin bulunmadığı beyan edilmiştir.
16. Başvurucu aynı dilekçesinde yukarıdaki açıklamalara ek
olarak her ne kadar protokol gereği yerine getirilmiş ise de mağduriyetinin
indirim uygulanarak yapılan geç ödemeler nedeniyle devam ettiğini ifade
etmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 8/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkınınİhlal Edildiğine İlişkin İddia
18.Başvurucu; ilgili kamu kurumundan alacağını tahsil edememesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının, mülkiyet hakkının ve eşitlik ilkesinin
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu her ne kadar alacağını tahsil
edememesi sebebiyle adil yargılanma hakkı ve hak arama özgürlüğü ile eşitlik
ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüşse de başvuruya konu alacağın bir
mahkeme kararından kaynaklanmadığı, ödenmeyen bir sözleşme alacağının söz
konusu olduğu anlaşıldığından şikâyetlerin bir bütün olarak mülkiyet hakkı
kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür (Mehmet Zeki Genç, B. No: 2013/7139, 17/2/2016).
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
20. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan
mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
21. Bireysel başvuru yoluyla mülkiyet hakkının ihlal edildiği
iddiasının ileri sürülebilmesi için mülkiyetin konusu olan "sahip
olunan bir mülk"e, ihlal sonucunu doğuracak bir
müdahalenin bulunması gerekmektedir (Selçuk
Emiroğlu, B. No: 2013/5660, 20/3/2014, § 26).
22. Bir alacağın; mahkeme hükmü, hakem kararı veya idari bir
kararla yeterli derecede icra edilebilir kılındığının ortaya konulması hâlinde
mülk olarak kabul edilmesi gerekir. Bu kapsamda kamu kurum ve kuruluşlarının
borç ikrarı içeren alacakları ödememesi, mülkiyetten barışçıl yararlanma ve
mülkiyete saygı ilkesinin ihlali anlamında gelecektir (Mehmet Zeki Genç, §§ 30, 40).
23. Anayasa Mahkemesinin benzer başvuru niteliğini taşıyan
17/2/2016 tarihli Mehmet Zeki Genç
kararında belirtilen ilkeler dikkate alındığında somut olayda yukarıda
belirtilen nitelikteki idari kararların (bkz. § 10) üzerinden -başvurucu ile
bir protokol imzalanmasına ve uzlaşılan bir ödeme planının başvurucuya
sunulmasına kadar- yaklaşık 4 yıl 8 ay geçmesi nedeniyle mülkiyet hakkının
ihlal edildiği sonucuna varmak gerekir.
24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence
altına alınan mülkiyet hakkının edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama
İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddialar
25. Başvurucu; şikâyete ilişkin Ankara 14. İcra Hukuk
Mahkemesinde görülen yargılamada dava dilekçesi kendisine tebliğ edilmeden,
savunma yapma imkânı sağlanmadan ve duruşmasız olarak değerlendirme
yapıldığını, temyiz incelemesi aşamasında da duruşma yapılması talebi dikkate
alınmadan dosya üzerinden eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
26. Yapılan yargılama sırasında tanık dinletme hakkı da dâhil
olmak üzere delillerin ibrazı ve değerlendirilmesi adil yargılanma hakkının
unsurlarından biri olarak kabul edilen silahların eşitliği ilkesi kapsamında
kabul edilmektedir (Güher Ergun ve diğerleri,
B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 38). Silahların eşitliği ilkesi davanın
taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve
taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia
ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip
olması anlamına gelir (Yaşasın Aslan,
B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).
27. Adil yargılanma hakkının unsurlarından olan çelişmeli
yargılama ilkesitaraflara dava malzemesi hakkında
bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını, bu nedenle tarafların
yargılamanın bütününe aktif olarak katılmasını gerektirmektedir. Silahların
eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri kapsamında yapılacak inceleme, başvuru
konusu yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığının değerlendirilmesidir
(Ahmet Türko,
B. No: 2013/5949, 12/3/2015, § 33).
28. Somut olayda davanın niteliği itibariyle duruşma
yapılmaksızın karar verilmiş olsa da şikâyet konusunun -İlk Derece Mahkemesi
kararında da belirtildiği üzere- bir kamu kurumu olan ve gelirleri de kamu
geliri olarak kabul edilen Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü mal ve gelirlerine
haciz konulması işlemleri olduğu, kararda başvurucunun alacağının varlığı veya
geçerliliğinin tartışılmadığı, sadece haciz uygulanan anılan kamu kurumu mal ve
gelirleri üzerindeki hacizlerin kaldırıldığı, başvurucunun alacağının varlığı
üzerinde bir etki yaratmadığı anlaşılmaktadır.
29. Öte yandan 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca icra mahkemesine arz edilen hususların ivedi iş
niteliğinde olduğu ve bu işlerde basit yargılama usulünün öngörüldüğü, aynı
maddenin sağladığı takdiri yetki gereğince yerel Mahkemece duruşma açılmadan
karar verildiği, verilen kararın tarafların bilgisine ve üst derece yargı
denetimine sunulduğu, taraflara itiraz ve taleplerini sunma imkânı tanındığı
görülmektedir. Bununla birlikte başvurucunun bireysel başvuru formunda, yerel
Mahkemece ve Yargıtayca yapılan temyiz incelemesinde
duruşma açılarak inceleme yapılması hâlinde temyiz ve karar düzeltme
dilekçelerinde ileri sürdüğü hususlardan başka dava sonucunu etkileyecek ne
gibi delillerin bulunduğuna yönelik açıklamalarının yer almadığı görülmektedir.
Bu nedenlerle somut olayda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkelerine yönelik açık ve görünür bir ihlal bulunmadığı sonucuna
varılmaktadır.
30. Açıklanan gerekçeyle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
31. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
32. Başvurucu, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
33. Somut olayda mülkiyet hakkınınihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
34. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya net 14.400 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
35. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal
arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge
sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi
gerekir.
36. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal
edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 14.400 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Hacettepe Üniversitesi
REKTÖRLÜĞÜNE GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
8/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.