TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET DURSUN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/2196)
Karar Tarihi: 14/9/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Raportör
Abuzer YAZICIOĞLU
Başvurucular
1. Mehmet DURSUN
2. Seyithan AKDENİZ
3. Yakup GÜNEŞ
Vekili
Av. Selahattin KAYA
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ihlalin ancak yeniden yargılamayla giderilebileceğine dair kararına rağmen yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmemesi ve dosya üzerinden karar verilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 14/2/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü sunmuştur.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Sırasıyla 1973, 1976 ve 1973 doğumlu olan başvurucular, Tekirdağ 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunmakta; bireysel başvuruya konu yargılama dosyasından verilmiş müebbet hapis cezasının infazını yerine getirmektedirler.
10. Başvurucular, Diyarbakır 2 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesinin (DGM) 17/10/1996 tarihli ve E.1992/777, K.1996/453 sayılı kararıyla devletin hâkimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik eylem yapmak suçundan müebbet hapis cezasına mahkûm edilmişlerdir. Anılan karar, Yargıtay incelemesinden geçerek 19/1/1998 tarihinde kesinleşmiştir.
11. Başvurucular, mahkûmiyetleriyle sonuçlanan olaylara ilişkin olarak 29/6/1998 tarihinde AİHM'e başvurmuşlar; DGM heyetinde askerî bir hâkimin de bulunması nedeniyle bağımsız ve tarafsız bir yargılama yapılmadığı, mahkûmiyet kararının gözaltındayken verdikleri ifadelere dayandığı, Başsavcı'nın verdiği kararın kendilerine bildirilmediği, yargılamanın çok uzun sürdüğü ve haksız yapıldığından şikâyet etmişlerdir.
12. AİHM, 4/12/2003 tarihli (Dursun ve diğerleri/Türkiye, B. No: 44267/98) kararıyla aynı konuya ilişkin verdiği İncal/Türkiye (B. No: 22678/93, 9/6/1998, §§ 68, 69) ve Özel/Türkiye (B. No: 42739/98, 7/11/2002, §§ 33, 34) kararlarına da atıf yapmak suretiyle başvurucuların bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir. Anılan ihlal tespiti dikkate alınarak başvurucuların adil yargılanma hakkına ilişkin diğer şikâyetlerinin incelenmesine gerek görülmemiştir. AİHM, kararında prensip olarak yeniden yargılama yapılmasının ihlalin giderimi için uygun bir yol olacağını da belirtmiştir.
13. Başvurucular, 23/11/2004 havale tarihli dilekçe ile anılan ihlal kararına dayanarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. (Kapatılan) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. madde ile görevli), 31/5/2005 tarihli ek kararı ile 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 311. maddesinin (1) numaralı fıkrasının f bendi ve aynı Kanun’un aynı maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen şartları taşımadığı gerekçesiyle talebine reddine karar vermiştir.
14. Anılan karara yapılan itiraz, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 8/2/2006 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
15. Bu arada 11/4/2013 tarihli ve 6459 sayılı Kanun ile 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na geçici 2. madde eklenerek 4/2/2003 tarihi itibarıyla AİHM'de derdest olup da sonradan ceza hükmünün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiği tespit edilen ancak 5271 sayılı Kanun'un 311. maddesinin (2) numaralı fıkrası nedeniyle yargılamanın yenilenmesine başvurulamayan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından 15/6/2012 tarihi itibarıyla icra süreci denetlenmekte olan kararlar açısından da yargılamanın yenilenmesi yolu açılmıştır.
16. Başvurucular, aynı ihlal kararına dayanarak 2/5/2013 tarihinde 6459 sayılı Kanun ile yapılan değişikliği gerekçe göstererek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
17. (Kapatılan) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 19/11/2013 tarihli ve E.2005/46, K.2005/104 sayılı ek kararıyla dosya üzerinden inceleme yapmış ve başvurucuların talebini reddetmiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:
"Somut olayda; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen karar ile; Mahkememiz hükmünün tutukluluk ile yargılama süresinin ihlal edilmek suretiyle verildiği karara bağlanmıştır. Ancak; tutukluluk ile yargılama süresinin ihlal edilmesi, hükümlünün cezalandırılmasına karar verilen Mahkememiz hükmünün dayanağı değildir. Bu itibarla; yeniden yargılama talebinin kabulü için gerekli olan ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 311/1-f maddesinde düzenlenen; ceza hükmünün İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması şartı gerçekleşmemiştir.
Açıklanan sebeplerle; hükümlü müdafinin talebinin 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 311/1 -f maddesinde ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 311/2 maddesinde öngörülen şartları taşımaması sebebiyle reddine karar vermek ve aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir."
18. Başvurucular, AİHM'in kararıyla bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma hakkının ihlalinin tespit edildiğini, kabul edilebilir bulunan diğer iddiaların incelenmesine gerek görülmediğini, uygun giderim yolu olarak yargılamanın yenilenmesine işaret edildiğini belirterek karara itiraz etmiştir.
19. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, dosya üzerinden verdiği 16/12/2013 tarihli ve 2013/544 Değişik İş sayılı kararıyla başvurucuların itirazını reddetmiştir.
20. Bu karar, başvurucular müdafiine tebliğ edilmemiş; başvurucular 14/2/2014 tarihinde kararı öğrendiğini beyan etmişlerdir.
21. Başvurucu 14/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
22. 5271 sayılı Kanun’un 311. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (f) bendi ve (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:
...
f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.
(2) Birinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 4.2.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile, 4.2.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır.”
23. 6459 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile eklenen 5271 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi şöyledir:
“(1) İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle bir ceza hükmünün verildiğini tespit eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararlarından, 15.6.2012 tarihi itibarıyla Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde denetlenmekte bulunanlar bakımından bu Kanunun 311 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu durumda olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilirler.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 14/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
25. Başvurucular, AİHM'in ihlal kararına istinaden yaptıkları yargılamanın yenilenmesi taleplerinin hukuka aykırı biçimde reddedildiğini belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş; yargılamanın yenilenmesi ile birlikte maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
26. Bakanlık; yargılamanın yenilenmesi talebinin, içinde askerî üyenin bulunmadığı heyet tarafından incelendiğini fakat asıl yargılamanın yerleşik AİHM uygulamalarına aykırı bulunan ve daha sonra yapısı değiştirilen DGM tarafından yapılmış olduğunu belirtmiş, takdiri Anayasa Mahkemesine bırakmıştır.
27. Başvurucular, Bakanlık görüşlerine karşı önceki beyanları ile uyumlu açıklamalar yapmış; AİHM ve Anayasa Mahkemesinin benzer konulardaki uygulamalarına vurgu yaparak iddia ve taleplerini yinelemiştir.
2. Değerlendirme
28. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların iddialarının mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
29. Başvurucular, yeni bir imkân sunan 6459 sayılı Kanun değişikliğini ileri sürerek bireysel başvuruların incelenmeye başlandığı tarih olarak belirlenen 23/9/2012 tarihinden sonra yargılamanın yenilenmesi için tekrar başvurmuştur. Yeni sebep belirtilerek yapılan başvuru sonunda; verilmiş kararın Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi kapsamında olduğu, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeninin de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
i. Genel İlkeler
30. Mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilme ve devamında varsa kanun yolu denetimine başvurabilme anlamına gelmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, başka bir ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52).
31. Başvuru konusu olaya benzer olaylarda uygulanacak ilkeler, daha önce Anayasa Mahkemesinin Şehmus Yıldız ve Muhyedin Sevinç (B. No: 2014/4954, 8/6/2016) başvurusuna ilişkin kararında ortaya konulmuştur.
ii. İlkelerin Olaya Uygulanması
32. Somut olay bakımından 5271 sayılı Kanun'un 311. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (f) bendinde öngörülen "ceza hükmünün, Sözleşme'nin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verilmesi ve hükmün bu aykırılığa dayanması" kuralının mahkemeye erişim hakkıyla bağdaşmayacak biçimde uygulanıp uygulanmadığı önem taşımaktadır.
33. AİHM'in ihlal kararına konu olan davada, yargılamanın asıl kısmının askerî bir hâkimin de üye olarak bulunduğu DGM heyeti tarafından yürütülerek hüküm verildiği, daha sonraki yeniden yargılama taleplerinin değerlendirmesini yapan heyetlerde askerî üyenin bulunmadığı, değerlendirme işlemlerinin dosya üzerinden yapıldığı ve taleplerin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
34. Başvurucular, bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma haklarının ihlal edildiğine ilişkin karara istinaden yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuşlardır. Başvurucuların talebi, DGM’lerin bağımsız ve tarafsız olmadığı şeklindeki AİHM ihlal tespitinin, mahkûmiyet hükmünün dayanağı olmadığı ve 5271 sayılı Kanun'un 311. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (f) bendinde öngörülen şartın karşılanmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
35. AİHM'in ihlal kararının, başvurucular hakkındaki kesin hükmün sıhhatini etkilediği, dolayısıyla yeniden yargılama konusunda ciddi bir gerekçe oluşturduğu hâlde 5271 sayılı Kanun'un uygulanması ile ilgili yapılan hatalı yorumun başvurucuların yargılamanın yenilenmesi haklarını ortadan kaldırdığı, diğer bir ifadeyle AİHM kararına rağmen Diyarbakır 2 No.lu DGM hükmünün ihlale dayanmadığı şeklindeki yorumun başvurucuların yeniden yargılanmasına engel olduğu ve mahkemeye erişim haklarını ihlal ettiği anlaşılmıştır.
36. Açıklanan nedenlerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
37. Başvurucular; ayrıca yeniden yargılama taleplerinin değerlendirilmesinin dosya üzerinden yapıldığını ve başvuruculardan Seyithan Akdeniz’in yaş düzeltme işleminin dikkate alınmadığını, bu nedenlerle Anayasa'nın 36. maddelerinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
38. Başvurucuların mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği yönündeki yukarıdaki tespit dikkate alındığında Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki diğer şikâyetlerinin kabul edilebilirliği ve esası hakkında ayrıca karar verilmesine gerek olmadığı sonucuna varılmıştır.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
39. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
40. Başvurucular; yargılamanın yenilenmesi ve 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
41. Başvurucuların mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
42. Başvurucularla ilgili AİHM kararındaki ihlal tespitleri çerçevesinde mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere (kapatılan) Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
43. Yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın yetkili idari yargı merciine gönderilmesine karar verilmesinin ihlal iddiası açısından yeterli bir tazmin oluşturduğu anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
44. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvuruculara müşterek olarak ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK BULUNMADIĞINA,
D. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
E. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekalet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/9/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.