TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ÖKKEŞ VURAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/236)
|
|
Karar Tarihi: 11/12/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Zühtü ARSLAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör
|
:
|
Şükrü DURMUŞ
|
Başvurucu
|
:
|
Ökkeş VURAN
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, soyut suç
isnadına dayalı olarak 2008 yılından bu yana tutuklu olması nedeniyle
Anayasa’nın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının
ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 11/12/2013
tarihinde Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde belirlenen eksiklikler
tamamlatılmış ve Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü
Komisyonunca, 21/3/2014 tarihinde başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından
12/6/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına ve bir örneğinin görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmesine karar verilmiştir
5. Başvuru konusu olay ve
olgular 12/6/2014 tarihinde Adalet Bakanlığına bildirilmiştir. Adalet
Bakanlığı, 14/7/2014 tarihli yazısı ile başvuruya ilişkin olarak görüş
sunulmayacağını bildirmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, Ceyhan Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında kasten insan öldürme
suçundan 2/6/2008 tarihinde gözaltına alınmış, Ceyhan Sulh Ceza Mahkemesinin
3/6/2008 tarih ve 2008/141 sorgu sayılı kararı ile tutuklanmıştır.
8. Ceyhan Cumhuriyet
Başsavcılığının 18/6/2008 tarih, 2008/138 sayılı iddianamesi ile başvurucu
hakkında tasarlayarak kasten insan öldürme suçundan kamu davası açılmıştır.
9. Ceyhan Ağır Ceza
Mahkemesince verilen 17/7/2009 tarih ve E.2008/228, K.2009/216 sayılı
mahkûmiyet kararı Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 21/11/2011 tarihli ilamıyla
bozulmuştur.
10. Bozma sonrasında Ceyhan 1.
Ağır Ceza Mahkemesinde başvurucunun yargılanmasına devam edilmiştir. Başvurucu,
bu dönemde tutukluluğuna itiraz ettiğine dair bir kararı Anayasa Mahkemesine
sunmamıştır. Ayrıca eksiklik tamamlama aşamasında başvuru yollarının
tüketilmesine ilişkin nihai karar olarak Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin
19/12/2013 tarih ve E.2012/1 sayılı kararını göstermiştir. Söz konusu kararda
başvurucunun tutukluluk halinin devamına karar verildiği tespit edilmiştir.
11. Başvurucu, 11/12/2013
tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
12. Ceyhan 1. Ağır Ceza
Mahkemesi 13/5/2014 tarih, E.2012/1, K.2014/157 sayılı kararla, başvurucuyu
tasarlayarak kasten öldürme suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına ve tutukluluk halinin devamına karar vermiştir.
13. Temyiz üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiş olup, dava hâlen temyiz aşamasında
derdesttir.
B. İlgili
Hukuk
14. 4/12/2004 tarihli ve 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesi şöyledir:
“ (1) Kuvvetli
suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin
bulunması halinde, şüpheli veya sanık
hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi
beklenen ceza veya güvenlik tedbiri
ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.
(2) Aşağıdaki hallerde
bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
1. Delilleri yok etme,
gizleme veya değiştirme,
2. Tanık, mağdur
veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
(3) Aşağıdaki suçların
işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:
a) 26.9.2004 tarihli ve
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
...
2. Kasten öldürme (Madde
81, 82, 83),
....”
15. Anılan Kanun’un 102. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok
iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde,
gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç
yılı geçemez.”
16. 26/9/2004 tarihli ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi
şöyledir:
“(1) Kasten öldürme
suçunun;
a) Tasarlayarak,
İşlenmesi hâlinde, kişi ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 11/12/2014
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 11/12/2013 tarih ve 2014/236
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
18. Başvurucu, yargılanmakta olduğu
davada işlemediği bir suçtan dolayı 2/6/2008 tarihinden bu yana tutuklu
olduğunu belirterek tahliyesinin sağlanması ile tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
19. Başvurucunun
şikâyetinin Anayasa’nın 19.maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti ve güvenliği
hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
20. Anayasa’nın 148. maddesinin
üçüncü fıkrası şöyledir:
“... Başvuruda bulunabilmek
için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un
“Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası
şöyledir:
“İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem,
eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının
tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.”
22. Anılan hükümler uyarınca
bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin
tüm organlarının anayasal ödevi olup, bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya
çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir.
Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece
mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve
bir çözüme kavuşturulması esastır (B. No: 2012/254, 6/2/2014, § 30).
23. Bu nedenle Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece
mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir
kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun
yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca, başvurucunun Anayasa
Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve
yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi
ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması ve aynı zamanda bu süreçte dava
ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (B. No: 2012/403,
26/3/2013, § 17).
24. Somut olayda, başvurucu
tutuklu olarak yargılandığı Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/1 sayılı
dosyasında 11/12/2013 tarihinde uzun tutukluluk şikayetiyle bireysel başvuruda
bulunmuştur. Bireysel Başvuru Bürosu tarafından başvuru ile ilgili olarak kanun
yollarının tüketilmesine ilişkin bilgilerin ve buna ilişkin belgelerin
gönderilmesi başvurucudan talep edilmiştir. Başvurucu, başvuru yollarının
tüketildiğine ilişkin nihai karar olarak Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin
19/12/2013 tarih ve E.2012/1 sayılı tutukluluk halinin devamına ilişkin
kararını sunmuştur. Buna göre başvucunun, 11/12/2013
tarihli bireysel başvurusu ile ilgili olarak bu başvurudan önce kanun yollarını
tükettiğine dair herhangi bir belge ve bilgi sunmadığı sonucuna varılmıştır.
25. 6216 sayılı Kanun’un 45.
maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, ihlale neden olduğu ileri sürülen
işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş
idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce
tüketilmiş olması, başka bir deyişle bireysel başvuru yapıldığı tarihte başvuru
koşullarının tamamının sağlanmış olması gerekir. Bununla birlikte bir başvuru
yolu yoksa ya da mevcut başvuru yolları etkili değilse Mahkeme somut olayın
koşullarını dikkate alarak bir başvurunun incelenmesine karar verebilir (B. No:
2012/254, 6/2/2014, § 33). Başvuru konusu olay dikkate alındığında başvuru
yollarının tüketilmesi kuralına istisna tanınmasını gerektiren bir durumun
olmadığı görülmektedir.
26. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun uzun tutukluluk yönündeki iddiaları ile ilgili olarak kanunda
öngörülmüş yargısal başvuru yollarının tamamı tüketilmeden bireysel başvuru
yapıldığı anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları
yönünden incelenmeksizin “başvuru yollarının
tüketilmemiş olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle, başvurunun “başvuru yollarının
tüketilmemiş olması” nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
bırakılmasına, 11/12/2014 tarihinde OY
BİRLİĞİYLE karar verildi.