TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FATİH POYRAZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/2606)
|
|
Karar Tarihi: 19/11/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Alparslan ALTAN
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
Raportör
|
:
|
Murat ŞEN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Fatih POYRAZ
|
|
|
2. Nesrin POYRAZ
|
|
|
3. Hasan POYRAZ
|
|
|
4. Mustafa POYRAZ
|
|
|
5. Hülya POYRAZ
|
|
|
6. Emine POYRAZ
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, oturulan adreste ikamet edilmediği iddiası
nedeniyle seçmen kaydının dondurulması ve bu işleme karşı yapılan itirazların
reddedilmesi nedeniyle oy kullanılamamasının seçme hakkını ihlal ettiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 25/2/2014 tarihinde, İstanbul Anadolu 21. Asliye
Ticaret Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil
edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 10/4/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
5. Cumhuriyet Halk Partisi Çekmeköy
İlçe Başkanı 1/2/2014 tarihli dilekçesiyle, 30 Mart 2014 tarihindeki Mahallî
İdareler Genel Seçimi nedeniyle seçmen hareketlerine ilişkin değişikliklere ait
aralarında başvurucuların da bulunduğu 75 kişiyi Çekmeköy
İlçe Seçim Kuruluna bildirmiştir.
6. Çekmeköy İlçe Seçim Kurulu 3/2/2014 tarihli
ve K.2014/39 sayılı kararı ile başvurucuların Çekmeköy
ilçesinde ikamet edip etmediklerine dair emniyet araştırmasında net bir bilgi
tespit edilemediği ve muhtarlık yokluk belgesinin olduğu gerekçesiyle
başvurucuların seçmen kayıtlarının dondurulmasına hükmetmiştir.
7. Başvuruculardan Fatih Poyraz ve Nesrin Poyraz anılan
karara karşı 5/2/2014 tarihinde Çekmeköy İlçe Seçim
Kuruluna itirazda bulunmuşlardır. Anılan başvurucular, itiraz dilekçesinde
diğer başvurucular Emine Poyraz, Mustafa Poyraz, Hülya Poyraz ve Hasan
Poyraz’ın yurt dışında olduğunu belirterek onlar adına da itirazda
bulunduklarını belirtmişlerdir.
8. Çekmeköy İlçe Seçim Kurulu 6/2/2014 tarihli
ve K.2014/40 sayılı kararıyla, başvuruculardan Emine Poyraz, Mustafa Poyraz,
Hülya Poyraz ve Hasan Poyraz adına yapılan itirazları, her seçmenin kendi adına
itirazda bulunabileceği; başvurucular Fatih Poyraz ve Nesrin Poyraz’ın
itirazlarını ise süresinde yapmadıkları gerekçesiyle reddetmiştir.
9. Başvurucuların, Çekmeköy İlçe
Seçim Kurulunun K.2014/39 ve K.2014/40 sayılı kararlarının kaldırılması
talebiyle İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanlığına yaptıkları itiraz da Başkanlığın
31/1/2014 tarihli kararıyla İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına süresinde itirazda
bulunulmadığı gerekçesiyle kesin olarak reddedilmiştir.
10. İl Seçim Kurulunun kesin kararına karşı başvurucuların
Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) yaptıkları itiraz ise Kurulun 14/2/2014 tarihli ve
K.394 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
11. Karar başvuruculara 20/2/2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve
25/2/2014 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı olmadığı tespit
edilmiştir.
B. İlgili
Hukuk
12. 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel
Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 111. maddesi şöyledir:
“Bu kanunda, kurulların kesin olduğu yazılı
bulunmayan kararlarına karşı, her kurulun bağlı olduğu üst kurul, itiraz
merciidir
Yüksek Seçim Kurulunun re'sen
veya itiraz üzerine vereceği kararlar kesindir.”
13. 298 sayılı Kanun’un 132. maddesi şöyledir:
“Yüksek Seçim Kurulu evrak üzerinde,
incelemeler yapar. Ayrıca lüzum gördüğü bilcümle tahkik ve her türlü tetkik
işlemlerini de yapar. Gerekli mercilerden her türlü bilgi ve belgeleri ister.
Bu mercilerin, en kısa bir zamanda ve en geç yedi gün içinde istenilen bilgi ve
belgeyi vermeleri mecburidir.
Kurul başkanı, lüzum ve ihtiyaca göre, bu
işlerde çalışmak üzere, Yargıtay ve Danıştay memurlarını da vazifelendirebilir.
İtiraz dilekçesinin bir sureti, tutanağına
itiraz edilene tebliğ olunur. Tutanağına itiraz olunan kimse, isterse yazı ile
savunabileceği gibi, isteği üzerine, Yüksek Seçim Kurulunun tayin edeceği günde
bizzat veya bir vekil marifetiyle kendini kurul huzurunda savunabilir. Kurul,
yapılan itiraz ve ihbarları kendisine verildiği tarihten itibaren en geç üç ay
içinde bir karara bağlar.
Kurulun kararı kesindir. Aleyhine hiçbir
mercie ve kanun yoluna başvurulamaz.
Seçimin özelliğine göre seçim sonuçları hakkında
kesin karar vermeye yetkili mercie yapılacak itirazlarda da yukarıki
1 inci ve 3 üncü fıkralar hükümleri uygulanır.
Ancak, bu kurul itirazları onbeş
gün içinde kesin karara bağlar.
Yukarıki fıkralarda yazılı kararlar aleyhine hiçbir mercie ve kanun yoluna
başvurulamaz.
Tutanakların iptali halinde özel
kanunlarındaki hükümler uygulanır.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 19/11/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 21/4/2015 tarihli ve 2014/2606 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucular, bildirdikleri adreste ikamet etmedikleri
hakkında yapılan itiraz nedeniyle seçmen kayıtlarının dondurulduğunu, bu konuda
Emniyetin yaptığı araştırma sonucunda net bir bilgi tespit edilmemiş olmasına
rağmen karar verildiğini, kararın kaldırılması için yaptıkları itirazın;
süresinde yapılmadığı ve başvuruculardan yurt dışında olan Emine, Mustafa,
Hülya ve Hasan Poyraz hakkında ise bizzat başvuru yapmadıkları gerekçesiyle
reddedildiğini, fiilen başvuru yapamayacaklarının ispatlanmasına rağmen bu
yöndeki itirazlar dikkate alınmadan kurul başkanı tarafından tek başına karar
verildiğini, İlçe ve İl Seçim Kurulu kararlarının kaldırılması talebiyle YSK’ya
yaptıkları itirazın da reddedildiğini belirterek Anayasa'nın 67. maddesinde
düzenlenen seçme haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
16. Başvurucular, 30 Mart 2014 tarihindeki Mahallî İdareler Genel Seçiminde seçim bölgesinde
ikamet etmedikleri gerekçesiyle seçmen kayıtlarının dondurulup oy kullanma
haklarının ellerinden alınması nedeniyle şikâyetçi olmuşlardır.
17. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış
temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki
herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa
Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması şarttır."
18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf
olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal
edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.”
19. Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre Anayasa
Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu
gücü tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın Anayasa'da güvence altına
alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve
Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına da girmesi gerekir. Bir
başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak
ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §
18; Adnan Oktar, B. No: 2012/917,
16/4/2013, § 16).
20. Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokolü’nün 3.
maddesi şöyledir:
"Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının
seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar
içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt
ederler."
21. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına göre
anılan maddede geçen "yasama"
ifadesi mutlak anlamda ulusal parlamento anlamına gelmemekte, söz konusu
ifadenin devletlerin anayasal yapısı ışığında yorumlanması gerekmekte, federal
devletlerde federe devletlerin parlamentoları da bu madde anlamında “yasama” organı olarak kabul edilmektedir (Mansur Yavaş ve Cumhuriyet Halk Partisi, B.
No: 2014/5425, 23/7/2014, § 33).
22. Bunun yanı sıra AİHM, kapsam ve güç bakımından yeterli
yasama yetkisine sahip olmayan yerel yönetim seçimlerini “yasama organı” seçimi kapsamında
görmemektedir (Mansur Yavaş ve Cumhuriyet
Halk Partisi, § 34).
23. Görüldüğü üzere Sözleşme kapsamında korunan hak, yasama
organının seçimi ile ilgili olup Anayasa'nın 127. maddesi kapsamında mahallî
idarelerin oluşturulmasına dair seçimlerle ilgili haklar, bir hak olarak
Sözleşme kapsamında olmadığından, bu seçimlerle ilgili ihlal iddialarının
bireysel başvuru kapsamında incelenmesi mümkün değildir.
24. Açıklanan nedenlerle başvurucuların başvuru dilekçesinde
ifade ettiği şekliyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü haklar, Anayasa ve
Sözleşme ile buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokollerin ortak koruma
alanına girmediğinden başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden
incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A.
Başvurunun konu bakımından yetkisizlik
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B.
Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde bırakılmasına
19/11/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.