TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
TURGUT YENİLMEZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/6402)
|
|
Karar Tarihi: 19/11/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Alparslan ALTAN
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
Raportör
|
:
|
Murat ŞEN
|
Başvurucu
|
:
|
Turgut YENİLMEZ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, 25. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Seçimi’nde bağımsız aday olmak istenilen seçim bölgesinin
değiştirilmesi talebinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından reddedilmesinin seçilme
hakkını ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 15/4/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan
yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 5/5/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına
gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, 7/4/2015 tarihinde İstanbul İl Seçim Kurulu
Başkanlığına verdiği dilekçe ile 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan 25.
Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde İstanbul ili 2.
seçim çevresinden bağımsız milletvekili adayı olabilmeyi talep etmiştir.
6. Daha sonra başvurucu 9/4/2015 tarihli dilekçesi ile
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanlığına gönderilmek üzere İstanbul İl Seçim
Kurulu Başkanlığına başvuruda bulunarak İstanbul ili 2. seçim çevresinden
yaptığı bağımsız milletvekili adaylığı başvurusunun maddi hataya dayandığını
belirtmiştir. Başvurucu dilekçesinde kendi sorumluluğu dışında meydana gelen
maddi bir hata nedeniyle ailesinin ve kendisinin Bursa ili seçmen listesine
kayıt edildiğini, durumu 9/4/2015 tarihinde öğrendiğini, bu nedenle anılan
adaylık başvurusunun Bursa ili olarak değiştirilmesini talep etmiştir.
7. YSK 9/4/2015 tarihli kararı ile 7 Haziran 2015 Pazar günü
yapılacak olan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde
uygulanacak seçim takviminde, bağımsız aday olarak katılmak isteyenlerin en geç
7 Nisan 2015 Salı günü saat 17.00'ye kadar ilgili il seçim kurulu
başkanlıklarına bizzat başvurmalarının gerektiği ve bu nedenle başvurunun
süresinde olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir.
8. Başvurucu, YSK tarafından verilen kararı 11/4/2015
tarihinde öğrendiğini beyan etmiş olup 15/4/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
9. 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel
Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 11. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek
üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi
üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir.
Bu üyeler salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili
seçerler.
Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin görev süresi
altı yıldır. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.
Yeni üyelerin tamamının seçilmelerine kadar
eski üyeler görevlerine devam ederler.
Başkanvekili, başkanlık görevlerinin
yapılmasında başkana yardım ve bulunmadığı zaman ona vekillik eder.
Başkanvekilinin de engeli halinde, asıl üyelerin en yaşlısı başkanlık görevini
yerine getirir.
Her yenileme seçiminden sonra, Yüksek Seçim
Kuruluna Yargıtay ve Danıştay'dan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer
yedek üye ayrılır. Başkan ve başkanvekili ad çekmeye girmezler.
…”
10. 298 sayılı Kanun’un 110. maddesi şöyledir:
“Bu kanunda gösterilen kurulların veya kurul
başkanlarının kesin olmayan kararlarına karşı seçme yeterliğine sahip
yurttaşlar, siyasi partiler veya bunların tüzüklerine göre kuruluş
kademelerinin başkanları veya vekilleri, müşahitler, adaylar ve Cumhuriyet
Senatosu üyeleri ile milletvekilleri itiraz edebilirler.”
11. 298 sayılı Kanun’un 111. maddesi şöyledir:
“Bu kanunda, kurulların kesin olduğu yazılı
bulunmayan kararlarına karşı, her kurulun bağlı olduğu üst kurul, itiraz
merciidir
Yüksek Seçim Kurulunun re'sen
veya itiraz üzerine vereceği kararlar kesindir.”
12. 298 sayılı Kanun’un 132. maddesi şöyledir:
“Yüksek Seçim Kurulu evrak üzerinde,
incelemeler yapar. Ayrıca lüzum gördüğü bilcümle tahkik ve her türlü tetkik
işlemlerini de yapar. Gerekli mercilerden her türlü bilgi ve belgeleri ister.
Bu mercilerin, en kısa bir zamanda ve en geç yedi gün içinde istenilen bilgi ve
belgeyi vermeleri mecburidir.
Kurul başkanı, lüzum ve ihtiyaca göre, bu
işlerde çalışmak üzere, Yargıtay ve Danıştay memurlarını da vazifelendirebilir.
İtiraz dilekçesinin bir sureti, tutanağına
itiraz edilene tebliğ olunur. Tutanağına itiraz olunan kimse, isterse yazı ile
savunabileceği gibi, isteği üzerine, Yüksek Seçim Kurulunun tayin edeceği günde
bizzat veya bir vekil marifetiyle kendini kurul huzurunda savunabilir. Kurul,
yapılan itiraz ve ihbarları kendisine verildiği tarihten itibaren en geç üç ay
içinde bir karara bağlar.
Kurulun kararı kesindir. Aleyhine hiçbir
mercie ve kanun yoluna başvurulamaz.
Seçimin özelliğine göre seçim sonuçları
hakkında kesin karar vermeye yetkili mercie yapılacak itirazlarda da yukarıki 1 inci ve 3 üncü fıkralar
hükümleri uygulanır.
Ancak, bu kurul itirazları onbeş
gün içinde kesin karara bağlar.
Yukarıki fıkralarda yazılı kararlar aleyhine hiçbir mercie ve kanun yoluna
başvurulamaz.
Tutanakların iptali halinde özel
kanunlarındaki hükümler uygulanır.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 19/11/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 15/4/2015 tarihli ve 2015/6402 numaralı bireysel başvurusu
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, 7/4/2015 tarihinde İstanbul ili 2. seçim
bölgesinden bağımsız milletvekili adayı olmak için başvuru yaptığını, 9/4/2015
tarihinde YSK'nın sorgulama sistemine baktığında kendisi ile ailesinin seçmen
kayıtlarının Bursa ili Kestel ilçesinde göründüğünü, kendisinin bağımsız
milletvekili adayı olmasından dolayı dilediği seçim bölgesinde oy
kullanabileceğini ancak ailesinin farklı bir seçim bölgesine kayıtlı olmasından
dolayı kendisine destek olamayacağını, bu sebeple İstanbul İl Seçim Kurulu
Başkanlığı vasıtasıyla YSK'ya başvurarak adaylığının Bursa ili olarak değiştirilmesini
talep ettiğini, İstanbul İl Seçim Kurulu tarafından talebi hakkında bir karar
verilmesi gerekirken herhangi bir değerlendirme yapılmadan dilekçesinin YSK'ya
gönderildiğini, diğer taraftan YSK'nın 9/4/2015 tarihli kararında 3/4/2015
tarihinde seçim çevresi değişikliği talep ettiği bilgisinin yer aldığını oysa
kendisinin 7/4/2015 tarihinde adaylık başvurusu yaptığı dikkate alındığında
belirtilen tarihte seçim çevresi değişikliği talebinde bulunmuş olmasının
mümkün olamayacağını, ayrıca 2015/68 olan başvuru numarasının YSK'nın anılan
kararında 2015/47 olarak yer aldığını, bu durumun dilekçesinin okunmadığını
gösterdiğini, YSK'nın siyasi partilere tanıdığı düzeltme hakkını bağımsız aday
olarak kendisine tanımadığını belirterek seçim çevresi değişikliği talebinin
reddedilmesi nedeniyle Anayasa'nın 10., 36., 67. ve 74. maddelerinde güvence
altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve 25. Dönem
Milletvekili Genel Seçimleri’ne ilişkin liste
kesinleşmeden kendisinin Bursa ilinden bağımsız aday olarak gösterilmesi
talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
15. Başvuru formu ve ekleri incelendiğinde başvurunun,
seçilme hakkının ihlali iddiasına yönelik olduğu görülmektedir. Başvurucu her
ne kadar Anayasa’nın 10., 36., 67. ve 74. maddelerinin ihlal edildiğini ileri
sürmüş ise de iddialarının özü, bağımsız aday olmak istediği seçim bölgesinin
değiştirilmesi talebinin reddedilmesi ile ilgilidir. Anayasa Mahkemesi,
olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay
ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu sebeple
başvurucunun bütün iddialarının seçilme hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi
gerekir.
16. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış
temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki
herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa
Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması şarttır."
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf
olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal
edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.”
18. Anılan Anayasa ve Kanun hükmüne göre Anayasa Mahkemesine
yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü
tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın, Anayasa’da güvence altına
alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve
Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına da girmesi gerekir. Bir
başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak
ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün
değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §
18).
19. Anayasa Mahkemesi, serbest seçim hakkı yönünden Anayasa
ve Sözleşme’nin ortak koruma alanının “yasama organı” seçimleri ile sınırlı
olduğuna karar vermiş ve bunun dışındaki seçimlere ilişkin başvuruları “konu
bakımından” yetkisi dışında görmüştür (Nejdet Atalay, B. No: 2014/184, 16/7/2014; Mansur Yavaş ve Cumhuriyet Halk Partisi,
B. No: 2014/5425, 23/7/2014; Mustafa Ekici,
B. No: 2014/13675, 8/9/2014; Ahmet Çalışkan,
B. No: 2014/11717, 4/11/2014). Başvurucunun 25. Dönem Milletvekili Genel
Seçimine ilişkin iddialarının “yasama organı” seçimlerine ilişkin olduğu ve bu
bağlamda Anayasa Mahkemesinin yetkisi kapsamında olduğu hususunda herhangi bir
tereddüt yoktur.
20. Anayasa’nın “Seçme, seçilme
ve siyasî faaliyette bulunma hakları” başlıklı 67. maddesinin
birinci fıkrası şöyledir:
“Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara
uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde
siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.”
21. Anayasa'nın 79. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları
şöyledir:
“Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve
denetimi altında yapılır.
Seçimlerin başlamasından bitimine kadar,
seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve
yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün
yolsuzluklar, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi
tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim
Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.”
22. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin
(3) numaralı fıkrası şöyledir:
"(3) Yasama işlemleri ile düzenleyici
idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa
Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de
bireysel başvurunun konusu olamaz."
23. Anayasa’nın 79. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi
ile YSK kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı kabul edilmiş,
6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince de
Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerin bireysel başvuru konusu
olamayacağı belirtilmiştir.
24. Öte yandan Anayasa’nın 79. maddesinde seçimlerin yargı
organlarının yönetim ve denetimi altında yapılacağı ve anılan ifadenin hemen
ardından gelen fıkrada, bu yönetim ve denetimle görevli organın YSK olduğu belirtilmiştir.
Anayasa’nın 79. maddesinin gerekçesinde ise “…Yüksek
Seçim Kurulu kararlarının kesinliği ve bunlara uyulması tereddütlere yol
açtığından bu maddeye Yüksek Seçim Kurulu kararları aleyhine başka bir mercie
başvurulamayacağı esası getirilmiştir.” denilmiştir. Gerekçeden de
anlaşılacağı üzere Anayasa koyucu, YSK kararlarının kesin olmasını ve bu
kararlar aleyhine başka merci ve kanun yollarına başvurulmamasını öngörmüştür (Atila Sertel [GK], B. No: 2015/6723,
14/7/2015, § 39; Oğuz Oyan [GK],
B. No: 2015/8818, 14/7/2015, § 27).
25. Anayasa’nın 79. maddesinin ikinci fıkrasının son
cümlesinde geçen “Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir
mercie başvurulamaz.” hükmü ile 298 sayılı Kanun’un 132. maddesinde
geçen “Kurulun kararı kesindir. Aleyhine
hiçbir mercie ve kanun yoluna başvurulamaz.” hükmünde yer alan “merci” ifadesiyle başvurulacak idari ve
yargısal tüm yer veya makamların kastedildiği anlaşılmaktadır ve Anayasa
Mahkemesi de buna dâhildir. Buna göre anılan hükümler karşısında YSK kararlarının
Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuruya konu olması mümkün değildir (Atila Sertel, § 39; Oğuz Oyan, § 27).
26. Başvuru konusu olayda başvurucu, 7 Haziran 2015 tarihinde
yapılacak 25. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Seçimi’nde
maddi hata sonucu İstanbul ili 2. seçim çevresinden bağımsız aday olma
başvurusunda bulunmuş ve başvurusunun Bursa ili olarak değiştirilmesini talep
etmiştir. Ancak başvurucunun talebi seçim takvimi gözetilerek süresinde
yapılmadığı gerekçesiyle YSK tarafından reddedilmiştir. Dolayısıyla
başvurucunun iddialarının bireysel başvuruda incelenmesi mümkün değildir.
27. Açıklanan nedenlerle başvurunun, Anayasa'nın yargısal
denetim dışında bıraktığı bir işleme karşı yapıldığı anlaşıldığından konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurunun
konu bakımından yetkisizlik
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B.
Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına
19/11/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.