logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Vildan Tunaboylu ve diğerleri [2.B.], B. No: 2014/2719, 7/1/2016, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

VİLDAN TUNABOYLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/2719)

 

Karar Tarihi: 7/1/2016

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M.Emin KUZ

Raportör Yrd.

:

Hikmet Murat AKKAYA

Başvurucu

:

Vildan TUNABOYLU

2. Başvurucu

:

Behçet CANSEVER

3. Başvurucu

:

Hasan NİZAM

4. Başvurucu

:

İsmail ÖZÇELİK

5. Başvurucu

:

Mehmet YAVUZ

6. Başvurucu

:

İlhan ÖZTÜRK

7. Başvurucu

:

Metin ŞENDİL

8. Başvurucu

:

Mehmet MOLLA

9. Başvurucu

:

İsmail BAŞARAN

10. Başvurucu

:

Şükrü CİNALİ

11. Başvurucu

:

Gülten AKBULUT

12. Başvurucu

:

Fami AKIN

13. Başvurucu

:

Fikret YILDIZ

14. Başvurucu

:

Besim CESUR

Vekili

:

Av. Mehmet Zeki KÖSE

15. Başvurucular

:

1.Hasan TÜRKER

 

 

2. Fatma TÜRKER

 

 

3. Mehmet TÜRKER

16. Başvurucular

:

1. Hakkı ÇALIŞKAN

 

 

2. Halime ÇALIŞKAN

17. Başvurucular

:

1. Erdinç KILIÇ

 

 

2. Nazende KILIÇ

 

 

3. Zahir KILIÇ

 

 

4. Ersin KILIÇ

18. Başvurucu

:

Muzaffer ÖZGÜR

Vekili

:

Av. Murat MECİT

19. Başvurucu

:

Hatice EFEOĞLU

20. Başvurucu

:

Mertan İNCEMEHMETOĞLU

Vekili

:

Av. Leman ÖZTÜRK TEK

21. Başvurucu

:

Musa TENEKECİ

Vekili

:

Av. Hayriye IŞIK ERBİL

22. Başvurucu

:

İsmet ÖZGÜR

23.Başvurucu

:

Ali AHATLI

24. Başvurucu

:

Hasan MUTLU

25. Başvurucu

:

Hikmet SÖNMEZ

26. Başvurucu

:

Saffet UĞURLU

27. Başvurucu

:

Lütfi TÜRKAN

28. Başvurucu

:

Nilgün KIREYOĞLU

29. Başvurucu

:

Nazif NECİPOĞLU

30. Başvurucu

:

Naci ADALETSEVER

31. Başvurucu

:

Hayriye YENİSOY

32. Başvurucu

:

Mergüz BAŞYİĞİT

Vekili

:

Av. Belgin ERSOY KARACABEY

33. Başvurucu

:

İbrahim YILMAZ

Vekili

:

Av. Murat MECİT

34. Başvurucu

:

Vasfi ERGÜN

Vekili

:

Av. Mehmet Zeki KÖSE

35. Başvurucu

:

Şirin ENDER

Vekili

:

Av. Nevzat SARIİN

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurular, Göçmen Konutları Projesi kapsamında satın alınan konut için avans olarak ödenen ve konut taksit ödemelerinden mahsup edilmeyen tutarların tahsili amacıyla açılan davaların reddedilmesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru dilekçeleri ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvuruların Komisyonlara sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Başvuruların Komisyonlarca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölümler tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Yapılan inceleme sırasında konularının aynı olması nedeniyle 2013/7866, 2013/9206, 2014/104, 2014/105, 2014/161, 2014/4202, 2014/5966, 2014/5967, 2014/7537, 2014/7539, 2014/8311, 2014/8313, 2014/8541, 2014/10015, 2014/10024, 2014/11949, 2014/12465, 2014/12532, 2014/12629, 2014/12630, 2014/12754, 2014/12913, 2014/13556, 2014/14184, 2014/14185, 2014/15768, 2014/16540, 2014/17098, 2014/17659, 2014/18898, 2014/19977, 2015/2805, 2015/3384, 2015/6028 numaralı dosyaların 2014/2719 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Başvurucuya tebliğ olunan Bakanlık görüşüne (2014/2719 numaralı başvuru kapsamında sunulan görüşe) karşı, başvurucu vekili süresi içerisinde beyan sunamamıştır. Diğer başvurucular hakkında ise Anayasa Mahkemesinin önceki kararına (İbrahim Şendil, B. No: 2013/4495, 17/7/2014) ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvurular hakkında görüş sunulmayacağı değişik tarihli yazılarla bildirilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucular 1989 yılında zorunlu göçe tabi tutulmaları sonucu Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelmiş ve Türk vatandaşı olmuşlardır.

8. Başvurucular Başbakanlık ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) aleyhine muhtelif tarih aralıklarında Ankara ve Bursa Tüketici Mahkemelerinde açtıkları davalarda, Türkiye’ye geldikten sonra Türkiye’nin değişik yerlerinde Göçmen Konutları Projesi kapsamında göçmen evlerinin yapıldığını, bu evlerden bir konuta sahip olmak için değişik miktarlarda peşinat ödediklerini belirtmiş ve ayrıca oturdukları konutların maliyet hesabı çıkarıldıktan sonra ödenen miktarların evin taksit miktarlarından mahsup edilmesi gerektiğini, mahsup işleminin gerçekleştirilmediğini ileri sürerek yatırılan tutarların günün ekonomik koşullarına göre güncellenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tahsilini talep etmişlerdir.

9. Mahkemelerce istenen bilirkişi raporlarının dava dosyalarına sunulmasını müteakip başvurucular ıslah dilekçesi ile birlikte taleplerini, ilgili bilirkişi raporunda belirtilen güncellenmiş miktara kadar çıkarmışlardır.

10. Yukarıda 1. ile 26. numaralar arasında isimleri yer alan başvurucuların bahse konu olan davalarında Ankara ve Bursa Tüketici Mahkemeleri değişik sayılı kararlarıyla başvurucuların konut almak üzere yaptığı ödeme konusunda çekişme olmadığı, başvurucuların konut almak üzere avans yatırdığı, yatırılan tutarların taksit ödemelerinden mahsup edildiğinin ispatlanamadığı, bu paraların banka nezdinde Devlet Bakanlığı adına açılan hesapta tutulduğu, bilahare bu hesabın TOKİ’ye devredildiği, denkleştirici adalet ilkesi dikkate alınarak başvurucularca yatırılan peşinatın ve avansın güncellenmiş tutarının iade edilmesi gerektiği şeklindeki gerekçelerle açılan davaların kabulüne karar verilmiştir.

11. TOKİ ve Başbakanlık tarafından kararların temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi muhtelif tarihlerde vermiş olduğu kararlarla temyiz ya da karar düzeltme aşamasında İlk Derece Mahkemesi kararlarını davalılar lehine farklı gerekçelerle bozmuştur.

12. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin temyiz veya karar düzeltme incelemesi sonucunda vermiş olduğu değişik tarihli kararlarda;

 i. Başvurucular Hakkı Çalışkan-Halime Çalışkan, Erdinç Kılıç-Nazende Kılıç-Zahir Kılıç- Ersin Kılıç, Şükrü Cinali, Metin Şendil, Mehmet Molla, Mehmet Yavuz, İsmail Özçelik ve Besim Cesur’un davalarına ilişkin olarak aşağıdaki gerekçeyle bozma kararı verilmiştir:

 “…Başbakanlıkça … ‘da yaptırılan göçmen konutlarından bir dairenin, davacı …’in başvurusu üzerine kendisine tahsis edilip taahhütname alınarak, T.Emlak Bankası ile davacı arasında kredi sözleşmesi düzenlenmiş, bilahare tapusu da devir edilmiştir. Davacı, dairenin kendisine tahsis edilmesinden ve kredi sözleşmesi imzalanmasından önce 1991-1992 yıllarında yaptığı … lira ödemenin, kredi borcundan mahsup edilmediği iddiası ile bu davayı açmıştır. Mahkemece, davacı tarafından yapılan ödemelerin dava tarihi itibariyle ulaştığı değerin … TL olduğu bilirkişi raporu ile belirlenmiş ve bu bedele hükmedilmiştir. Ne var ki, davalılardan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, davacı tarafından yapılan ödemelerin taksit ödemeleri sırasında nazara alınarak taksitlerden mahsup yapıldığını temyiz aşamasında bildirmiştir. Ödeme def’i davanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden davacının taksit ödemelerinden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığı hususunda araştırılıp belgeleri getirtilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

 ii. Başvurucular Hasan Türker-Fatma Türker-Mehmet Türker, İlhan Öztürk, Hasan Nizam, Muzaffer Özgür, Gülten Akbulut, İsmet Özgür, Ali Ahatlı, Fikret Yıldız, Saffet Uğurlu, Hikmet Sönmez ve Hasan Mutlu’nun davalarına ilişkin olarak aşağıdaki gerekçe ile bozma kararı verilmiştir:

“… Uyuşmazlık, davacının yaptığı peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan davacı borcundan mahsup edilip edilmediği hakkındadır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda soyut ifadelerle ödenen peşinatın mahsup edilmediğine ilişkin düşünce esas alınarak peşinatın güncelleştirilmiş değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere davalılar mahsup işleminin yapıldığını ve peşin ödemenin mahsup edildiğini savunmaktadır. Taraflar arasındaki borçlanma sözleşmesine göre davacının kullandığı kredi üzerinden borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin davacı borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlandırma işleminin başlangıcında mahsuplaşma yapılıp yapılmadığı, konutun maliyet bedeli, borçlandırma bedelinden yüksek olduğu takdirde davacının maliyet bedelinden borçlanmayı kabul ettiği halde daha düşük miktarda borçlandırılmasının kabul edilebilir açıklaması yaptırılmalı, ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığı dosya içindeki ve emsal dosyalardaki listeler ve yazışmalar değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

 iii. Başvurucu Vildan Tunaboylu’nun davasına ilişkin olarak davalı TOKİ’nin karar düzeltme isteği “i” bendinde yer alan gerekçeyle davalı Başbakanlık yönünden ise “ii” bendinde yer alan gerekçeyle bozma kararı verilmiştir.

13. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin temyiz veya karar düzeltme incelemesi sonucunda vermiş olduğu değişik tarihli kararlarda;

 i. Başvurucu Behçet Cansever’in davasına ilişkin olarak ise aşağıdaki gerekçeyle bozma kararı verilmiştir:

“… Mahkemece dairemiz bozması üzerine verdiği kararında mahsubun yapılmadığı gerekçe gösterilmek ve bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.(…) İhtilaf önceden peşin olarak yatırılan … TL’nin mahsubunun yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Yine dosya kapsamından açıkça anlaşılacağı üzere göçmen konutlarının yapım ve temini işini dava dışı Devlet Bakanlığı ile Emlak Bankası üstlenmiş, geçen zaman içerisinde de bu konutların yapım işi davalı TOKİ’ye devredilmiş, Emlak Bankası da dava dışı Ziraat Bankasına devredilmiştir. Devlet Bakanlığı kredi temin işini üstlenen Emlak Bankasına 23.9.1993 tarihinde yazdığı yazısında “Her ne şekilde olursa olsun, soydaşların konut için yatırdıkları peşinatların borç miktarından düşülmesi ve bakiye üzerinden borçlandırılmaları ” talimatını vermiş; daha sonra aynı bankaya 17.12.1997 tarihinde yazdığı yazı ile de yatırılan peşinatların mahsup edilip edilmediğini sormuştur. Emlak Bankası ise 31.12.1997 günlü cevabi yazısında proje kapsamında ülke çapında 21556 kişinin konut sahibi olduğunu, 6629 kişinin peşinatlarının kesin borçlandırma işlemleri aşamasında peşinatlarının mahsup edileceğini, bunların dışında kalan kişilerin tamamının peşinatlarının borçlarından mahsup edildiğini bildirmiştir. Yine aynı Bakanlık 8.3.1999 tarihli yazısında soydaşlara yapılacak geri ödemelerin mutlaka banka cüzdanlarına işlenmesini bildirmiştir. Emlak Bankasının Ziraat Bankasına devrinden sonra Devlet Bakanlığı Ziraat Bankasına yazdığı 24.5.2002 tarihli yazısında Pursaklar’da hak sahiplerine konutlarının teslim edildiğini, işin başında yatırılan peşinatlarında maliyet hesabından tenzil edildiği belirtilmiş; bu yazı esas alınmak suretiyle Ziraat Bankasının Toplu Konut Kredileri ve geri ödemeler müdürlüğüne 7.4.2002 tarihli yazısında konut sahipleriyle yeni sözleşmeler imzalanacağı, taksitlerin 1.9.2002 tarihinde ödenmeye başlanacağı, yatırılan peşinat tutarları dikkate alınarak hazırlanan İTFA PLANI VE ANÜZE TABLOLARININ verildiği beyan edilmiştir. Ayrıca dosya içerisinde bulunan “Hak sahiplerine ait liste” başlıklı belgenin ve bu belgede yer alan hak sahiplerinin yatırılan peşinat tutarlarının, apartman kat ve daire numaraları ile birlikte borçlandırma tutarlarının kıyaslanması ve incelenmesinden de az peşinat ödeyen hak sahiplerinin daha yüksek miktarda, daha çok miktarda peşinat ödeyen hak sahibinin ise daha az miktarda borçlandırıldığı gözlemlenmektedir. Diğer taraftan dairemiz incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen ve aynı konuda Ankara … Tüketici Mahkemesinde açılan … esas ve … esas sayılı dosyaların davacıları banka hesap cüzdanlarını, hesap cüzdanlarının suretlerini dosyaya ibraz etmişler, hesap cüzdanlarının incelenmesinden de gerekli mahsubun yapıldığı gözlemlenmiştir.

 Yukarıda özetlenen gerek Devletin resmi kurumları arasındaki yazışmalardan, gerek hak sahiplerine ait liste başlıklı belge kapsamından ve gerekse aynı nedenlerle açılan ve reddedilip, dairemizin incelenmesinden de geçmek suretiyle kesinleşen dosya kapsamlarından da açıkça anlaşılacağı gibi davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

 ii. Başvurucular İsmail Başaran, Hatice Efeoğlu, Fami Akın, Mertan İncemehmetoğlu ve Musa Tenekeci’nin davalarına ilişkin olarak ise aşağıdaki gerekçeyle bozma kararı verilmiştir:

“…Emlak Bankasının Ziraat Bankasına devrinden sonra Devlet Bakanlığı Ziraat Bankasına yazdığı 29.5.2002 tarihli yazısında Kestel’de hak sahiplerine konutlarının teslim edildiğini, işin başında yatırılan peşinatlarında maliyet hesabından tenzil edildiği belirtilmiş; bu yazı esas alınmak suretiyle Halk Bankasının bireysel krediler daire başkanlığının Garajlar şubesine yazdığı 26.3.2003 tarihli yazısında Devlet Bakanlığının 29.5.2002 tarihinde Kestel’de inşa edilen 2064 göçmen konutunun kesin borçlandırılmasının talimata bağlandığı, 1.3.2003 tarihi itibariyle hesaplanan ilave borçlanma tutarlarının yazı ekinde tablo halinde gösterildiği, çok cuzi olan borçlanma tutarlarının bu tarih itibariyle hesaplara borç kaydedildiği, bunların tahsil edilmesi gerektiği İTFA planı ve ANÜFE tablolarında bir değişiklik olmayacağı belirtilmiştir. Diğer taraftan dairemiz incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen ve aynı konuda Ankara … Tüketici Mahkemesinde açılan … esas ve … esas sayılı dosyaların davacıları banka hesap cüzdanlarını, hesap cüzdanlarının suretlerini dosyaya ibraz etmişler, hesap cüzdanlarının incelenmesinden de gerekli mahsubun yapıldığı gözlemlenmiştir.

 Yukarıda özetlenen gerek Devletin resmi kurumları arasındaki yazışmalardan, gerek hak sahiplerine ait liste başlıklı belge kapsamından ve gerekse aynı nedenlerle açılan ve reddedilip, dairemizin incelenmesinden de geçmek suretiyle kesinleşen dosya kapsamlarından da açıkça anlaşılacağı gibi davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

14. Bireysel başvurulara konu olan bu davalar Ankara 1., 2., 3., 4., 5., 6. Tüketici Mahkemeleri ile Bursa Tüketici Mahkemelerinde görülmüş; bozma kararlarının tümüne uyulmuş ve bunun sonucunda başvurucularca açılan davaların hepsi reddedilmiştir. Başvurucular Lütfi Türkan, Nilgün Kıreyoğlu, İbrahim Yılmaz, Hayriye Yenisoy, Vasfi Ergün, Nazif Necipoğlu, Şirin Ender, Mergüz Başyiğit ve Naci Adaletsever’in açtıkları davalarda ise İlk Derece Mahkemeleri, başvurucuların taleplerini Yargıtayın emsal kararlarını dikkate alarak herhangi bir bozma kararı olmaksızın doğrudan reddetmiştir. Davaları aynı Mahkemede görülen dosyalarda davaların reddedilme sebepleri aynı gerekçeye dayandırılmış olup aşağıda sırasıyla ilgili mahkemelerin gerekçeleri belirtilmiştir:

 i. Başvurucu Saffet Uğurlu’nun Ankara 1. Tüketici Mahkemesinde görülen davasında, Pursaklar’da farklı bağımsız bir bölüm için açılan ve kabul edilen davaya ilişkin olarak Yargıtayın yukarıda belirtilen kararındaki (bkz. § 13) gerekçeye aynen yer verilmiş ve Emlak Bankası Genel Müdürlüğünce 31.12.1997 tarihinde Devlet Bakanlığına hitaben yazılan yazı ile Devlet Bakanlığının T.C. Ziraat Bankası A.Ş.ye hitaben yazdığı 29/5/2002 tarihli yazı belirtilmek suretiyle yatırılan 5 TL tutarındaki peşinatın kesin maliyet bedelinden mahsup edildiğinin anlaşıldığı sonucuna varılmış, usul ekonomisi nedeniyle yeni bir rapor alınmadan davanın reddine karar verilmiştir.

 ii. Başvuruculardan Vildan Tunaboylu, Lütfi Türkan, Nilgün Kıreyoğlu, İbrahim Yılmaz, Hakkı Çalışkan-Halime Çalışkan, Erdinç Kılıç-Nazende Kılıç-Zahir Kılıç-Ersin Kılıç, Muzaffer Özgür, Mergüz Başyiğit ve İsmet Özgür’ün Ankara 2. Tüketici Mahkemesinde görülen davalarında, aynı yerde bulunan farklı bağımsız bir bölüm için açılan ve kabul edilen davaya ilişkin olarak Yargıtayın yukarıda (bkz. § 13) gösterilen kararındaki gerekçelerine -projesine göre olmak üzere- aynen yer verildikten sonra “usul ekonomisi” ilkesi gereği toplanan delillerin yeterince aydınlanması sebebiyle bilirkişi incelemesine ya da ek rapor alınmasına gerek olmadığına karar verilmiş; “…gerek devletin resmi kurumları arasındaki yazışmalarından, gerek hak sahiplerine ait liste başlıklı belge kapsamından ve gerekse aynı nedenlerle açılan dosya kapsamlarından başvurucuların peşin olarak ödediği paranın mahsubunun yapıldığı anlaşıldığı…”gerekçeleriyle davanın reddine hükmedilmiştir.

 iii. Ankara 3. Tüketici Mahkemesinde görülen ve başvurucu Şirin Ender tarafından 5 TL olarak yatırılan avansın mahsup edilmediği iddiasıyla açılan davada Mahkeme, davalı idare lehine olan bir bilirkişi raporunu hükmüne esas almış ve “dosyada mevcut deliller, tarafların beyanları, mahsuba ilişkin dosya içerisinde bulunan belgeler, davacıya ait hesap cüzdanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin ../../2012 tarihli ve E...,K... sayılı ilamı çerçevesinde yapılan değerlendirmede; Göçmenevleri Projesi kapsamında davacılara tahsis edilen konutun, Pursaklar'da inşaa edilen konutlar arasında yer aldığı, davacının konut tesliminden önce ileride mahsuba esas olmak üzere peşinat olarak ödenen miktarın ilk taksitlerin ödenmesi aşamasında borçtan mahsup edildiği anlaşılmakla…” şeklindeki gerekçeyle açılan davanın reddine karar vermiştir.

 iv. Ankara 4. Tüketici Mahkemesinde görülen davalarda; başvuruculardan Şükrü Cinali, Mehmet Molla, Behçet Cansever, Metin Şendil, Hayriye Yenisoy, Ali Ahatlı, Hasan Mutlu, Hasan Türker, Fatma Türker, Mehmet Türker’in açtıkları davalara ilişkin olarak Mahkemece Yargıtayın yukarıda (bkz. § 13) gösterilen kararındaki gerekçelerine -projesine göre olmak üzere- aynen yer verildikten sonra konuya açıklık getirildiği belirtilmiş; emsal Yargıtay kararı ve ıslah dilekçelerinde yer alan miktarlar dikkate alınarak davalar reddedilmiştir.

 v. Başvuruculardan Hasan Nizam, İlhan Öztürk, Vasfi Ergün, İsmail Özçelik, Gülten Akbulut, Fikret Yıldız, Besim Cesur ve Mehmet Yavuz’un Ankara 5. Tüketici Mahkemesinde görülen davalarında, Mahkeme aynı yerde bulunan farklı bağımsız bir bölüm için açılan ve kabul edilen davaya ilişkin olarak Yargıtay’ın yukarıda (bkz. § 13) gösterilen kararındaki gerekçelerine -projesine göre olmak üzere- aynen yer verdikten sonra, emsal Yargıtay ilamları ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak mahsubun yapıldığı kabul edilmiş ve bilirkişi raporlarına itimat edilmemiştir.

 vi. Başvuruculardan İsmail Başaran ve Fami Akın’ın Ankara 6. Tüketici Mahkemesinde görülen davalarında Mahkeme, Pursaklar projesine ilişkin yukarıda (bkz. § 13) gösterilen Yargıtay kararındaki gerekçeye aynen yer verdikten sonra “…bozma sonrası dosyadaki tüm belge ve delillerin yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda: Gerek devletin resmi kurumları arasındaki yazışmalar, gerek hak sahiplerine ait liste ve diğer destekleyici belgelerden davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığı, dolayısıyla davacının iş bu davada ileri sürdüğü alacak iddiasının maddi ve hukuki temelinin bulunmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine hükmetmiştir. Ankara 6. Tüketici Mahkemesi; başvuruculardan Naci Adaletsever, Hikmet Sönmez ve Nazif Necipoğlu’nun davalarında ise Yargıtayın Göçmen Konutları davalarında verdiği bozma kararlarını dikkate alarak Yargıtayın kararı (bkz. § 12) doğrultusunda bilirkişiden rapor ve ek rapor almıştır. Buna göre maliyet bedelinin borçlandırma tutarından yüksek olduğu kararda belirtilmesine rağmen ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işleminin yapılıp yapılmadığına açıkça değinilmeksizin başvurucuların maliyet bedelinin altında bir borçlanma ile konut satın alması ve bu durumda peşin yatırılan avansın güncel bedelini talep etmenin hakkaniyet ilkesine uygun düşmeyeceği gerekçeleriyle açılan davaların reddine hükmedilmiştir.

 vii. Başvurucu Hatice Efeoğlu’nun Bursa 1. Tüketici Mahkemesinde görülen davasında Mahkeme, Kestel Projesi’ne ilişkin yukarıda (bkz. § 13) gösterilen Yargıtay kararındaki gerekçenin bir bölümüne aynen yer vermiş ve devamında “… resmi kurumlar arasındaki yazışmalardan da anlaşılacağı gibi davacı tarafından yatırılan peşinat konut bedeline mahsup edilmiştir” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine hükmetmiştir.

 viii. Başvurucu Musa Tenekeci’nin Bursa 2. Tüketici Mahkemesinde görülen davasında Mahkeme, Kestel Projesi’ne ilişkin yukarıda (bkz. § 13) gösterilen Yargıtay kararındaki gerekçenin bir bölümüne aynen yer vermiş ve devamında “…Yargıtay ilamında belirtildiği üzere dosyada mevcut delillere göre, davacının peşinat olarak yatırdığı borçlandırma yapılırken mahsup edildiği kanaatine varıldığından…” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine hükmetmiştir.

 ix. Başvurucu Mertan İncemehmetoğlu’nun Bursa Tüketici Mahkemesinde görülen davasında Mahkeme, Kestel projesine ilişkin yukarıda (bkz. § 13) gösterilen Yargıtay kararındaki gerekçenin bir bölümüne aynen yer vermiş ve devamında “…Tüm dosya kapsamı ve bozma ilamı doğrultusunda davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığı anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine hükmetmiştir.

15. Başvurucuların yukarıda belirtilen kararları temyiz etmeleri üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi değişik tarihli ilamlarıyla Derece Mahkemelerince verilen kararları onamıştır.

16. Karar düzeltme yolu açık olanlar yönünden karar düzeltme talebi hakkındaki istemler de reddedilmiş, nihai kararlar başvurucuların vekillerine 21/10/2013 ile 10/2/2015 tarihleri arasında tebliğ edilmiştir.

17. Başvurucular süresi içinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

B. İlgili Hukuk

18. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi şöyledir:

“Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.”

19. 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 113. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Asıl borç tediye ile veya sair bir surette sakıt olduğu takdirde kefalet ve rehin ve sair fer'i haklar dahi sakıt olur.”

20. 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 131. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur.”

21. 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı mülga Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 23. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:

“Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır. Tüketici mahkemelerinin yargı çevresi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.

Tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü resim ve harçtan muaftır. Tüketici örgütlerince açılacak davalarda bilirkişi ücretleri, 29 uncu maddeye göre kaydedilen bütçede öngörülen ödenekten Bakanlıkça karşılanır. Davanın, davalı aleyhine sonuçlanması durumunda, bilirkişi ücreti 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak 29 uncu maddede düzenlenen esaslara göre bütçeye gelir kaydedilir. Tüketici mahkemelerinde görülecek davalar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Yedinci Babı, Dördüncü Faslı hükümlerine göre yürütülür.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Mahkemenin 7/1/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda diğer başvurularla birleştirilen 2014/2719 numaralı bireysel başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

23. Başvurucular 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiklerini, Ankara Pursaklar ve Bursa Kestel’de Göçmen Konutları Projesi kapsamında konut sahibi olabilmek için belli miktarda avans olarak ödeme yaptıklarını, daha sonra da konutların taksitlerini ödediklerini ancak avans ödemesinin taksitlerden mahsup edilmediğini, yaptıkları ödemelerin iadesi amacıyla açtıkları davaların Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu kararlar sonucunda kabul edilmediğini, Yargıtayın verdiği kararlar dikkate alınarak dosyada aleyhlerine hiçbir delil veya rapor bulunmamasına rağmen İlk Derece Mahkemelerince davaların reddine karar verildiğini, temyiz üzerine aynı Daire tarafından gerekçe gösterilmeksizin hükümlerin onandığını, benzer iddialarla açılan davaların Derece Mahkemeleri ve Yargıtay tarafından daha önce kabul edildiğini, aynı binada yan yana dairelerde oturan kişiler için farklı sonuçların ortaya çıktığını, Yargıtay tarafından davanın tarafları arasında eşitsizlik oluşturulduğunu, eşitliğin kamu kuruluşu lehine bozulduğunu, avans olarak ödedikleri bedellerin iade edilmediğini belirterek mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile kanun önünde eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve tazminat talep etmişlerdir.

24. Başvuruculardan Vildan Tunaboylu, Behçet Cansever, Hasan Nizam, İsmail Özçelik, Mehmet Yavuz, İlhan Öztürk, Metin Şendil, Şükrü Cinali, Mehmet Molla, Vasfi Ergün, İsmail Başaran, Gülten Akbulut, Fami Akın, Fikret Yıldız, Şirin Ender ve Besim Cesur davanın açıldığı ve sona erdiği tarihi dikkate alarak yargılamanın uzun sürdüğünü belirtmiş ve makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ayrıca ileri sürmüşlerdir.

B. Değerlendirme

25. Başvuru dilekçeleri ve ekleri incelendiğinde başvurucuların, Ankara ve Bursa Tüketici Mahkemesinde açılan alacak davalarının reddedilmesi dolayısıyla Anayasa’nın 10., 35., 36. ve 141. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini iddia ettikleri görülmektedir. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular; Mahkemelerce verilen ret kararları neticesinde haksız yere davalarının reddedildiğini, kendilerine verilmesi gereken tazminatın verilmediğini, aynı durumda olan kişilerce açılan davaların Derece Mahkemeleri tarafından daha önce kabul edildiğini iddia etmişlerdir. Gerekçeli karar hakkına yönelik inceleme sonucunda varılan sonuç gereği, başvurucuların mülkiyet hakkı ve eşitlik ilkesinin ihlaline yönelik iddialarının değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. Makul sürede yargılama yapılmadığı iddiası olanlar yönünden adil yargılanma hakkı kapsamında ayrıca değerlendirme yapılmıştır.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

a. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

26. Başvurucular, Derece Mahkemesi ve Yargıtay kararlarının gerekçesiz olduğunu belirterek Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.

27. Başvurucuların gerekçeli karar hakkına ilişkin şikâyetleri açıkça dayanaktan yoksun olmadığı gibi kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığından başvuruların gerekçeli karar hakkı yönünden kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

28. Başvurucular Vildan Tunaboylu, Behçet Cansever, Hasan Nizam, İlhan Öztürk tazminat istemeksizin, İsmail Özçelik, Mehmet Yavuz, Metin Şendil, Şükrü Cinali, Mehmet Molla, Vasfi Ergün, İsmail Başaran, Gülten Akbulut, Fami Akın, Fikret Yıldız, Şirin Ender, Besim Cesur ayrı ayrı olmak üzere değişik miktarlarda manevi tazminat talep ederek makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Mahkeme, …açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

30. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, esasen Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de -Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği- makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde dikkate alınması gerektiği açıktır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38, 39).

31. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde dikkate alınması gereken kriterlerdir (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41–45).

32. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca medeni hak ve yükümlülükler ile cezai alanda yöneltilen suçlamalara ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olaylarda, Göçmen Konutları Projesi kapsamında avans olarak ödenen bedelin iadesi talebiyle açılan alacak davaları bulunmakta olup, bu sorunun çözümüne yönelik olarak 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı mülga Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu ile 6100 sayılı Kanun’da yer verilen usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

33. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde sürenin başlangıcı kural olarak uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarihtir. Sürenin bitiş tarihi ise yargılamanın sona erme tarihidir (Güher Ergun ve diğerleri, § 52). Bu kapsamda somut yargılama faaliyeti açısından sürelerin başlangıç ve bitiş tarihlerinin dikkate alınması gerekmekte olup ekte yer alan tabloda bu süreler belirtilmiştir.

34. Tüketici mahkemelerinin görevi 4077 sayılı mülga Kanun’un 23. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddede, bu Kanun’un uygulanmasıyla ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı, tüketici mahkemeleri nezdinde açılan davaların harçlardan muaf olduğu ve bu mahkemelerde basit yargılama usulüne göre yargılama yapılacağı belirtilmiştir. Bu şekilde kanun koyucu, tüketiciyi koruma amacını dikkate alarak genel mahkemelerin dışında özel bir tüketici davalarının yargılaması sistemi oluşturmuş ve bu davaların; konunun uzmanı mahkemelerce mümkün olduğunca hızlı, basit ve ucuz bir biçimde sonuçlandırılmasını amaçlamıştır.

35. Başvurulara konu yargılama süreçlerinin incelenmesi sonucunda makul sürede yargılama yapılmadığı iddiası olanlar yönünden -başvurucular Şirin Ender ve Vasfi Ergün hariç olmak üzere- diğer başvurucuların açtıkları alacak davalarının yerel Mahkemelerce ilk önce kabul edildiği, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından kararların temyiz incelemesi neticesinde bozulduğu, daha sonra yapılan yargılamalar sonucunda başvurucuların davalarının reddine karar verildiği ve kararların temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

36. Başvurucular Vildan Tunaboylu, Behçet Cansever, İlhan Öztürk, Şirin Ender, Fikret Yıldız ile Besim Cesur ve İsmail Başaran ile Fami Akın’ın başvurulara konu alacak davalarında, davaların ne kadar sürdüğü ekli tablonun E ve F sütunlarında belirtilmiştir. İki dereceli bir yargılama neticesinde sırasıyla toplam 4 yıl 4 ay 4 gün, 4 yıl 1 ay 8 gün, 4 yıl 4 ay 18 gün, 2 yıl 9 ay 27 gün, 3 yıl 10 ay 14 gün ve 3 yıl 7 ay 15 günde davaların sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yer verilen ilkeler (§ 31) ve yargılama süresinin bütünü dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi ve Yargıtaydaki yargılama sürecinde ilgili başvurucuların haklarını ihlal edecek bir gecikme olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

37. Açıklanan nedenlerle Vildan Tunaboylu, Behçet Cansever, İlhan Öztürk, Şirin Ender, İsmail Başaran, Fikret Yıldız, Besim Cesur ve Fami Akın yönünden başvurulara konu yargılamanın makul süreyi aşmadığı ve başvurucuların Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşıldığından ilgili başvurucuların makul süre şikâyetlerinin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

38. Diğer başvuruculardan Hasan Nizam, İsmail Özçelik, Mehmet Yavuz, Metin Şendil, Şükrü Cinali, Mehmet Molla, Vasfi Ergün ve Gülten Akbulut’un makul sürede yargılanmadıklarına ilişkin şikâyetleri açıkça dayanaktan yoksun olmadığı gibi kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığından bu başvuruların kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Gerekçeli Karar Hakkı Bağlamında Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

39. Başvurucular, Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

40. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

41. Anayasa’nın 141. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

“Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.”

42. Sözleşme’nin 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir.”

43. Yapılan yargılama sırasında tanık dinletme hakkı da dâhil olmak üzere delillerin ibrazı ve değerlendirilmesi adil yargılanma hakkının unsurlarından biri olarak kabul edilen silahların eşitliği ilkesi kapsamında kabul edilmekte olup bu hak ve gerekçeli karar hakkı da makul sürede yargılanma hakkı gibi adil yargılanma hakkının somut görünümleridir. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen gerekçeli karar hakkı ve silahların eşitliği ilkesi gibi ilke ve haklara Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir (Güher Ergun ve diğerleri, § 38).

44. Mahkeme kararlarının gerekçeli olması, adil yargılanma hakkının unsurlarından biri olmakla beraber bu hak, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi şeklinde anlaşılamaz. Bu nedenle gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı, kararın niteliğine göre değişebilir. Bununla birlikte başvurucunun ayrı ve açık bir yanıt verilmeyi gerektiren usul veya esasa dair iddialarının cevapsız bırakılmış olması bir hak ihlaline neden olacaktır (Mehmet Yavuz., B. No: 2013/2295, 20/2/2014, § 51). Gerekçenin ayrıntısı davanın niteliğine göre değişmekle birlikte kararın hüküm kısmına dayanak oluşturacak hukuki bir gerekçenin kısa ve özet de olsa bulunmasının zorunlu olduğu açıktır (Vesim Parlak, B. No: 2012/1034, 20/3/2014, § 33).

45. Kararların gerekçeli olması, davanın taraflarının mahkeme kararının dayanağını öğrenerek mahkemelere ve genel olarak yargıya güven duymalarını sağladığı gibi tarafların kanun yoluna etkili başvuru yapmalarını mümkün hâle getiren en önemli faktörlerdendir. Gerekçesi bilinmeyen bir karara karşı gidilecek kanun yolunun etkin kullanılması mümkün olmayacağı gibi bahsedilen kanun yolunda yapılacak incelemenin de etkin olması beklenemez (Vesim Parlak, § 34).

46. Kanun yolu mahkemelerince verilen karar gerekçelerinin ayrıntılı olmaması, ilk derece mahkemesi kararlarında yer verilen gerekçelerin onama kararlarında kabul edilmiş olduğu şeklinde yorumlanmakla beraber (Aziz Turhan, B. No: 2012/1269, 8/5/2014, § 53), başvurucuların dile getirmesine rağmen ilk derece mahkemesinin de tartışmadığı esaslı hususlara ilişkin temyiz başvurularıyla başvurucuların usule ilişkin haklarının ihlal edildiğine yönelik somut şikâyetlerinin temyiz incelemesinde tartışılmaması, gerekçeli karar hakkının ihlali olarak görülebilir (Faik Gümüş, B. No: 2012/603, 20/2/2014, § 49).

47. Başvurucular, Göçmen Konutları Projesi kapsamında avans olarak ödedikleri bedelin iadesi amacıyla Ankara ve Bursa Tüketici Mahkemelerinde açtıkları davalarda davası kabul edilen kararlara yönelik temyiz veya karar düzeltme aşamalarında Yargıtay 13. Hukuk Dairesince bozma yönünde hüküm kurulduğunu, Mahkemelerce bozma kararlarına uyularak dosyada aleyhlerine hiçbir delil veya rapor bulunmamasına rağmen davaların tümünün incelenmeksizin reddine karar verildiğini, yerel Mahkemelerin verdiği kararların Yargıtay tarafından onandığını, Mahkeme ve Yargıtay kararlarının gerekçesiz olduğunu belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

48. Bakanlık, Yargıtayın daha önce benzer mahiyette açılan davalarda bozma kararının tersine onama kararı vermesine ilişkin şikâyette içtihat farklılığının tek başına adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil etmeyeceğini ifade etmiş; “delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının uygulanması ve derece mahkemelerinin uyuşmazlığa getirdiği çözümün adil olmadığı” şikâyetleri ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi içtihatlarını hatırlatmış ve başvurucuların iddialarının bu kararlar doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiğini bildirmiştir.

49. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere (bkz. § 13) Yargıtayın bozma ilamları incelendiğinde başvurucular Behçet Cansever, İsmail Başaran, Hatice Efeoğlu, Mertan İncemehmetoğlu, Musa Tenekeci ve Fami Akın yönünden mahsubun yapılıp yapılmadığına ilişkin olarak bilirkişi raporlarına değinilmeksizin devletin kurumlar arasında yapılan yazışmalardan ve “Hak Sahiplerine Ait Liste” başlıklı belge kapsamından yola çıkılarak ilgili kişilerin oturdukları konutlar hakkında mahsubun yapıldığına ilişkin bir değerlendirme yapılmış; daha önce mahsubun yapılmadığı iddiası ile ilgili açılan davalarda red kararı verildiği ve Daire incelemesinden geçerek kesinleşen bu dosya kapsamlarından da mahsubun yapıldığının anlaşıldığı belirtilmiştir.

50. Bozma kararı verilen davalara ilişkin olarak diğer başvurucular yönünden yapılan değerlendirmelerde ise mahsubun yapılıp yapılmadığı noktasında eksik inceleme yapıldığı ve yeniden bilirkişi raporu alınmak suretiyle davanın aydınlatılması istenmiştir. Bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi raporu alan yerel Mahkemeler Yargıtayın mahsubun yapıldığına ilişkin yukarıdaki paragrafta (bkz. § 13) yer alan benzer kararlarına atıf yaparak ve hükmünde bunlardan bir tanesine aynen yer vererek bilirkişi raporuna itibar etmemiş; bilirkişi incelemesi henüz yaptırmayanlar ise usul ekonomisi gereği bilirkişi incelemesinden vazgeçmiştir. Yerel Mahkemeler tarafından davası herhangi bir bozma kararı olmaksızın doğrudan reddedilenlerde ise Yargıtayın emsal niteliğini almış, yukarıdaki paragrafta (bkz. § 13) yer alan kararlarına dayanılmış ve bilirkişi raporlarına itibar edilmemiştir. Bunlardan farklı olarak başvurucu Şirin Ender’in Ankara 3. Tüketici Mahkemesinde görülen davasında Mahkeme, davalı idare lehine olan bir bilirkişi raporunu esas alarak hüküm kurmuştur. Ancak karardan anlaşıldığı kadarıyla başvurucunun hesap cüzdanı dosyada yer almaktadır ve bilirkişi, davalı vekilinin örnek olarak sunduğu banka cüzdan fotokopilerinin tetkikinden yararlanarak başvurucunun yatırdığı 5 TL’nin tümü için ödenmesi gereken herhangi bir tutarın bulunmadığı sonucuna varmıştır.

51. Yargılama makamları yargılamanın taraflarınca ileri sürülen iddiaları ve gösterdikleri delilleri gereği gibi incelemek zorundadır. Bununla birlikte belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi esasen derece mahkemelerine aittir (Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Barbera Messegue ve Jabardo/İspanya, B. No: 10590/83, 6/12/1988, § 68). Mevcut yargılamada geçerli olan delil sunma ve inceleme yöntemlerinin adil yargılanma hakkına uygun olup olmadığını denetlemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Mahkemenin görevi, başvuru konusu yargılamanın bütünlüğü içinde adil olup olmadığını değerlendirmektir. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara iddialarını sunmak hususunda uygun olanakların sağlanması şarttır. Taraflara tanık delili de dâhil olmak üzere delillerini sunma ve inceletme noktasında da uygun imkânların tanınması gerekir. Bu anlamda delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik iddialarının da yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilmesi gerekir (Yüksel Hançer, B. No: 2013/2116, 23/1/2014, § 19).

52. Başvurulara konu olan davalarda Banka ve davalı TOKİ’den gelen yazı cevaplarına ve kurumlar arası yapılan iç yazışma kayıtlarına göre mahsup işleminin yapıldığı Mahkemelerce kabul edilmiş ve davalının ispat varakası olarak sunduğu deliller değerlendirilmek suretiyle davalar reddedilmiştir (bkz. § 14). Söz konusu davalar, özel hukuk kapsamında incelenen bir alacağa ilişkindir. Dolayısıyla kural olarak tarafların ileri sürdüğü hususların ispatlanıp ispatlanmayacağı meselesi -tarafların aralarında ayrı ayrı imzaladıkları borçlanma sözleşmeleri de dikkate alındığında- davanın taraflarını ilgilendirmektedir. Başvurucularla ilgili olmayan bir dava dosyasında davalı idarenin, ilgili Bankalardan mahsubun yapıldığını gösteren kayıtları sunduğu ve hesap cüzdanına işlettiği görülerek mahsubun yapıldığının gözlemlendiği Yargıtay kararlarında açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla aynı şekilde her bir başvurucu yönünden müstakil olarak bir değerlendirmenin yapılmasında da hukuken ve fiilen herhangi bir engel bulunmadığı anlaşılmaktadır. Başvurucularla ilgisi olmayan ve sadece konu yönünden benzer bir dava dosyasında, mahsubun yapıldığını gösteren kayıtların ve mahsubu yapılmış bir hesap cüzdanının sunulması ayrı ayrı yapılan borçlanma sözleşmeleri dikkate alındığında sadece o davanın taraflarını etkilemesi gerekir. Özel olarak belirtmek gerekirse başvurucu Şirin Ender’in Ankara 3. Tüketici Mahkemesinde görülen davasının reddedilme sebebi incelendiğinde de Mahkeme kararından anlaşıldığı kadarıyla başvurucunun hesap cüzdanı dosyada yer almasına rağmen konu yönünden benzer bir dava dosyasından yararlanılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.

53. Başvurucu Şirin Ender’in davası hariç olmak üzere diğer başvurulara ilişkin alacak davalarında, önce teknik bir husus olması hasebiyle bilirkişi raporu alma ihtiyacının hasıl olması, daha sonra bilirkişi raporlarına itimat edilmemesi veya bilirkişi raporu alınmasından vazgeçilmesi suretiyle davaların reddedilmesinin ana sebebi olarak mahsubun yapıldığına ilişkin genel, soyut ifadelerle belirtilen davalı idareler ile Banka arasındaki yazışmalar ve Yargıtayın yukarıdaki paragrafta belirtilen (bkz. § 13) bozma kararları gösterilmiştir.

54. Söz konusu resmî yazışmalardan bahsedilmekle beraber bu belgeler vasıtasıyla mahsubun ne kadar yapıldığı yahut yapılmadığı Mahkeme kararlarından açıkça anlaşılamamaktadır. Nitekim yatırılan avansın miktarı her bir başvurucu için değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla resmî yazışmalar veya bilirkişi raporlarından yararlanılmak suretiyle her bir başvurucu yönünden somut olayda; oturulan konutlarla ilgili olarak borçlandırma tutarlarına, hesaplanmış ve şerefiyelendirilmiş maliyetlere ve bunların sonucunda her bir başvurucunun yatırdığı farklı miktardaki avansın toplam borçtan mahsup edilip edilmediğine ilişkin hususlara Mahkeme kararlarında değinilmediği, davanın esasını etkileyecek nitelikteki deliller veya olaylar hakkında bir değerlendirmenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Salt resmî belgelere atıf yapılmak suretiyle başvurucuların Göçmen Konutları Projesi kapsamında yaptığı ödemelerin taksitlerden mahsup edildiği sonucuna varılmış olmasına karşın davalı TOKİ’nin savunması doğrultusunda yatırılan peşinatların taksitlerden mahsup edilip edilmediği yeterince tartışılmamış ve tarafların iddiaları ile savunmaları karşılanmamıştır (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 14/10/2015 tarihli ve 2015/3651, K.2015/30027 sayılı kararı).

55. Bu nedenle Derece Mahkemeleri kararlarında, sözü edilen belgelere ilişkin olarak her bir başvurucu yönünden mahsubun yapılıp yapılmadığına yönelik açık bir değerlendirme yapılmadığı ve herhangi bir somutlaştırma yapılmaksızın anılan belgelerin içeriğinden tam olarak bahsedilmediği kanaatine varılmıştır. Ayrıca başvurucular tarafından açılan davaların büyük bir kısmında bilirkişi raporlarından yararlanılarak başvurucuların avans olarak davalıya ödeme yaptığı kabul edilmesine ve İlk Derece Mahkemelerince somut delillere dayalı olarak davaların kabulüne karar verilmesine rağmen bu kararların bozulmasından sonra Mahkemelerin, davaların kabulüne dair ilk kararında vardığı sonucun tam tersi bir sonuca ulaşması ve bunu salt Yargıtay kararlarındaki resmî yazışmalara dayanarak ikna edici şekilde gerekçelendirmemesi de adil bir yargılama olmadığını göstermektedir.

56. Bu sebeplerle yargılama süreçleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucuların gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

57. Belirtilen nedenlerle başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

b. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

58. Başvuruları makul süre şikâyeti yönünden kabul edilebilir bulunan Hasan Nizam, Gülten Akbulut, İsmail Özçelik, Mehmet Yavuz, Metin Şendil, Şükrü Cinali, Mehmet Molla, Vasfi Ergün’ün açtıkları davalarda, yargılamanın başından itibaren iki dereceli yargılama sisteminde davaların ne kadar sürdüğü ekli tablonun E ve F sütunlarında belirtilmiştir.

59. Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında (bkz. §§ 30-34) ve başvuruların değerlendirilmesi neticesinde söz konu alacak davaları; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucuların tutum ve davranışları ile usule ilişkin haklarını kullanırken özensiz davranmalarının, yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep teşkil ettiği de söylenemez.

60. Başvuruların konusu olan alacak davalarında yargılama sürecindeki gecikmeler ayrı ayrı değerlendirildiğinde Mahkemece yapılan yargılama süreçleri ve temyiz süreçleriyle beraber yargılamanın makul olmayan bir süre içinde sonuçlandığı görülmektedir. Tüketici Mahkemelerinde görülen alacak davalarının niteliği, başvurucular açısından taşıdığı değer ve başvurucuların davadaki menfaatleri dikkate alındığında bu sürenin makul olmadığı açıktır.

61. Belirtilen nedenlerle Hasan Nizam, Gülten Akbulut, İsmail Özçelik, Mehmet Yavuz, Metin Şendil, Şükrü Cinali, Mehmet Molla, Vasfi Ergün’ün Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden

62. Başvurucular, mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile eşitlik ilkesinin ihlali nedeniyle avans olarak yatırdığı bedelin bilirkişi raporlarıyla güncellenmiş değerlerini, yargılama giderlerini ve davalarda aleyhine hükmedilen vekâlet ücretlerinin ödenmesini talep etmişlerdir.

63. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası şöyledir:

“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez.

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

64. Başvuruların değerlendirilmesi neticesinde gerekçeli karar hakkı yönünden Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olduğundan ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin ilgili Mahkemelere gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

65. Başvurucular maddi tazminat talebinde de bulunmuş olup mevcut başvuruda Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla beraber tespit edilen ihlalle iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından başvurucuların maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

66. Başvuruculardan Hasan Nizam’ın makul sürede yargılama yapılmaması nedeniyle manevi tazminat talep etmediği anlaşıldığından bu konuda değerlendirme yapılmamıştır.

67. Ekli tablonun H sütununda belirtilen miktardaki manevi tazminatın başvurucular Gülten Akbulut, İsmail Özçelik, Mehmet Yavuz, Metin Şendil, Şükrü Cinali, Mehmet Molla ve Vasfi Ergün’e ödenmesine karar verilmesi gerekir.

68. Başvurucular tarafından aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin başvuruculara ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Başvurucuların gerekçeli karar hakkı yönünden başvurularının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılama yapılmaması şikâyeti olan başvuruculardan Vildan Tunaboylu, Behçet Cansever, İlhan Öztürk, Şirin Ender, Fami Akın, Fikret Yıldız, Besim Cesur ve İsmail Başaran’ın şikâyetinin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA; Hasan Nizam, Gülten Akbulut, İsmail Özçelik, Mehmet Yavuz, Metin Şendil, Şükrü Cinali, Mehmet Molla, Vasfi Ergün’ün şikâyetinin ise KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B.  1. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

2. Makul sürede yargılama yapılmaması şikâyeti yönünden başvuruları kabul edilebilir bulunan başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapmak üzere ilgili Mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,

D. Ekli tablonun H sütununda yer alan manevi tazminat miktarlarının; Gülten Akbulut, İsmail Özçelik, Mehmet Yavuz, Metin Şendil, Şükrü Cinali, Mehmet Molla, Vasfi Ergün’e ÖDENMESİNE,

E. Başvurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,

F. 1. Başvurucular Vildan Tunaboylu tarafından 2014/2719, Behçet Cansever tarafından 2014/5967, Hasan Nizam tarafından 2014/4202, İsmail Özçelik tarafından 2014/7539, Mehmet Yavuz tarafından 2014/8513, İlhan Öztürk tarafından 2014/5966, Metin Şendil tarafından 2014/7537, Fami Akın tarafından 2014/8311, İsmail Başaran tarafından 2014/8541, Fikret Yıldız tarafından 2014/14184, Besim Cesur tarafından 2014/14185, Gülten Akbulut tarafından 2014/15768, Şükrü Cinali tarafından 2014/17098, Vasfi Ergün tarafından 2014/16540 numaralı dosyalar için ayrı ayrı yatırılan 206,10 TL harcın ve Mehmet Molla tarafından 2015/2805 numaralı dosya için yatırılan 226,90 TL harcın AYRI AYRI; 1.800 TL vekâlet ücretinin ise MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

  2. Başvurucular Hasan Türker, Fatma Türker, Mehmet Türker tarafından 2014/12630 numaralı dosya için 206,10 TL harcın MÜŞTEREKEN; Erdinç Kılıç, Nazende Kılıç, Zahir Kılıç, Ersin Kılıç tarafından 2013/9206 numaralı dosya için 198,35 TL harcın MÜŞTEREKEN; Hakkı Çalışkan, Halime Çalışkan tarafından 2014/13556 numaralı dosya için 206,10 TL harcın MÜŞTEREKEN; İbrahim Yılmaz tarafından 2013/7866 numaralı dosya için 198,35 TL harcın ve Muzaffer Özgür tarafından 2014/12629 numaralı dosya için 206,10 TL harcın AYRI AYRI; 1.800 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

  3. Başvurucular İsmet Özgür tarafından 2014/105, Lütfi Türkan tarafından 2014/104, Nilgün Kıreyoğlu tarafından 2014/161, Hasan Mutlu tarafından 12465, Hayriye Yenisoy tarafından 2014/12532, Naci Adaletsever tarafından 2014/12913, Ali Ahatlı tarafından 2014/17659, Mergüz Başyiğit tarafından 2014/18898, Nazif Necipoğlu tarafından 2014/19977 numaralı dosya için ayrı ayrı yatırılan 206,10 TL harcın, Hikmet Sönmez tarafından 2015/3384, Saffet Uğurlu tarafından 2015/6028 numaralı dosya için yatırılan 226,90 TL harcın AYRI AYRI; 1.800 TL vekâlet ücretinin ise MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

 4. Başvurucular Hatice Efeoğlu tarafından 2014/10015, Mertan İncemehmetoğlu tarafından 2014/10024 numaralı dosya için ayrı ayrı yatırılan 206,10 TL harcın AYRI AYRI; 1.800 TL vekâlet ücretinin ise MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

 5. Başvurucu Musa Tenekeci tarafından 2014/12754 numaralı dosya için 206,10 TL harcın ve 1.800 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,

 6. Başvurucu Şirin Ender tarafından 2014/11949 numaralı dosya için 206,10 TL harcın ve 1.800 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,

G. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA

I.7/1/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

II.

A

B

C

Ç

D

E

F

G

H

Sıra

Başvuru Numarası

Başvurucunun İsmi

T.C. Kimlik Numarası

Başvurucu

Vekili

Makul Sürede Yargılama Yapılmadığı İddiası Olanlar Yönünden

Davanın Açıldığı Tarih

-

Nihai Karar Tarihi

Yargısal Süreçte Geçen Toplam Süre

 

Talep Edilen Manevi Tazminat Miktarı (TL)

Ödenmesi Gereken Manevi Tazminat Miktarı (TL)

1

2014/2719

Vildan TUNABOYLU

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

16/9/2009

-

20/1/2014

4 yıl 4 ay 4 gün

-

-

2

2014/5967

Behçet CANSEVER

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

3/2/2010

-

11/3/2014

4 yıl 1 ay 8 gün

-

-

3

2014/4202

Hasan NİZAM

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

2/6/2009

-

20/1/2014

4 yıl 7 ay 18 gün

-

-

4

2014/5966

İlhan ÖZTÜRK

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

16/9/2009

-

4/2/2014

4 yıl 4 ay 18 gün

-

-

5

2014/15768

Gülten AKBULUT

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

26/10/2009

-

4/9/2014

4 yıl 10 ay 8 gün

5.000 TL

4.000 TL

6

2014/7539

İsmail ÖZÇELİK

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

25/5/2009

-

31/3/2014

4 yıl 10 ay 6 gün

5.000 TL.

4.000 TL

7

2014/8313

Mehmet YAVUZ

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

12/6/2009

-

22/4/2014

4 yıl 10 ay 10 gün

5.000 TL.

4.000 TL

8

2014/7537

Metin ŞENDİL

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

14/2/2008

-

31/3/2014

6 yıl 1 ay 17 gün

5.000 TL.

5.000 TL

9

2014/17098

Şükrü CİNALİ

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

2/6/2009

-

2/9/2014

5 yıl 3 ay

5.000 TL.

4.000 TL

10

2015/2805

Mehmet MOLLA

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

25/5/2009

-

12/2/2014

4 yıl 8 ay 17 gün

5.000 TL.

4.000 TL

11

2014/16540

Vasfi ERGÜN

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

3/2/2010

-

4/9/2014

4 yıl 7 ay 1 gün

5.000 TL.

4.000 TL

12

2014/8541

İsmail BAŞARAN

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

16/8/2010

-

31/3/2014

3 yıl 7 ay 15 gün

5.000 TL.

-

13

2014/14184

Fikret YILDIZ

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

16/8/2010

-

30/6/2014

3 yıl 10 ay 14 gün

5.000 TL.

-

14

2014/14185

Besim CESUR

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

16/8/2010

-

30/6/2014

3 yıl 10 ay 14 gün

5.000 TL.

-

15

2014/8311

Fami AKIN

-

Av. Mehmet Zeki KÖSE

16/8/2010

-

31/3/2014

3 yıl 7 ay 15 gün

5.000 TL.

-

16

2014/11949

Şirin ENDER

-

Av. Nevzat SARIİN

22/8/2011

-

19/6/2014

2 yıl 9 ay 27 gün

2.000 TL.

-

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Vildan Tunaboylu ve diğerleri [2.B.], B. No: 2014/2719, 7/1/2016, § …)
   
Başvuru Adı VİLDAN TUNABOYLU VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2014/2719
Başvuru Tarihi 3/3/2014
Karar Tarihi 7/1/2016
Birleşen Başvurular 2014/105, 2014/19977, 2015/3384, 2014/18898, 2015/6028, 2014/16540, 2014/8541, 2014/10015, 2014/12754, 2015/2805, 2014/17098, 2013/9206, 2014/13556, 2013/7866, 2014/12630, 2014/104, 2014/12532, 2014/161, 2014/4202, 2014/7537, 2014/5966, 2014/8313, 2014/7539, 2014/5967, 2014/10024, 2014/11949, 2014/12629, 2014/12465, 2014/14185, 2014/14184, 2014/8311, 2014/12913, 2014/17659, 2014/15768

II. BAŞVURU KONUSU


Başvurular, Göçmen Konutları Projesi kapsamında satın alınan konut için avans olarak ödenen ve konut taksit ödemelerinden mahsup edilmeyen tutarların tahsili amacıyla açılan davaların reddedilmesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Gerekçeli karar hakkı (hukuk) İhlal Yeniden yargılama
Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat
Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu 30
818 Borçlar Kanunu 113
6098 Türk Borçlar Kanunu 131
4077 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 23
  • pdf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi